TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ENGİN KARGA BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/35907)
Karar Tarihi: 30/4/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Yılmaz AKÇİL
Raportör
Muhammed Nuri ÖZGÜR
Başvurucu
Engin KARGA
Vekili
Av. Alirıza DİZDAR
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu mahkûmiyet kararı verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının, aralarında menfaat çatışması olan sanıkların aynı müdafi tarafından temsil edilmesi nedeniyle de müdafi yardımından yararlanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı başlattığı soruşturma sonucunda başvurucu hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan iddianame düzenlemiştir. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen davada başvurucu, müdafiinin de hazır bulunduğu duruşmada savunmasını yapmıştır. Yargılama sonucunda Mahkeme, başvurucunun uyuşturucu madde ithal etme suçundan 30 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Mahkûmiyet kararının istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi (Daire) yargılama sürecinde başvurucu ile arasında menfaat çatışması olan diğer sanık Ö.K.nın aynı müdafi tarafından temsil edilmesi nedeniyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
3. İstinaf kararından sonra Mahkeme, duruşma hazırlıkları kapsamında diğer sanık Ö.K. adına yeni bir müdafi görevlendirilmesi amacıyla ilgili baroya müzekkere yazmıştır. Başvurucu, müdafiinin de hazır bulunduğu duruşmada savunmasını yapmıştır. Mahkeme, yargılama sonucunda başvurucunun uyuşturucu madde ithal etme suçundan mahkûmiyetine yeniden karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şu şekildedir:
"Sanık Engin Karga'nın, sürücülüğünü yaptığı 34 TK 8832 plakalı araç ile 09/07/2018 tarihinde saat 23.49'da sanıklar [Ö.K.] ve [E.B.] ile birlikte Edirne Kapıkule Kara Hudut Kapısından yurt dışına çıkış yaptıktan sonra Sofya'da bir ormanlık alanda sanıklar [Ö.] ve Engin Karga tarafından uyuşturucu maddelerin tıra yüklendiği, yükleme sırasında Kosovalı [F.nin] mal sahibi olarak orada bulunduğu, uyuşturucunun [E.B.] tarafından Bulgar plakalı bir tırla Türkiye sınırına getirildiği, sanık [E.nin] sınırda tırdan inerek yaya olarak sınırı geçtiği, getirme işlemi sırasında sanık [E.ye] başka bir araçla Engin Karga, Kosovalı [F.] ve sanık [Ö.K.nin] nezaret ettiği, tırın bir gün sonra Türkiye'ye girmesini müteakip Çorlu Opet Metro Turizm tesislerinde kuytu bir yerde uyuşturucu maddelerin [M.E.T.nin] aracına sanık [Ö.] de bulunmakta iken yüklendiği, 19/07/2018 tarihinde de ihbar üzerine, Sultangazi İlçesi Mescidi Selam Otoparkında duran [M.E.T.] adına kayıtlı 34 SN 4259 plakalı araçta, alınan arama kararına istinaden yapılan aramada, daralı ağırlığı 201 kilo 350 gram gelen uyuşturucu madde ele geçirildiği, ele geçen maddelerin uyuşturucu maddelerden THC ihtiva eden ve esrar elde edilmesinde kullanılan hint keneviri bitki parçaları olduğunun ve bu maddelerden yaklaşık olarak 135 kilo 835 gram esrar elde edilebileceğinin ekspertiz raporu ile tespit edildiği,
Sanık [E.B.] beyanında; [Ö.K.], Engin Karga ve kendisinin, Engin Karga'nın şahsi aracı ile Bulgaristan'a gittiklerini, Bulgaristan'da dayı lakaplı '[F.]' ile buluştuklarını, akabinde Engin Karga'nın [F.] ile Bulgaristan'da bir araba kiraladıklarını, sonrasında kendisini de bu araçla aldıklarını ve Sofya'ya gittiklerini, Sofya'nın bir ilçesinde ormanlık alanda tıra 20 tane paketin yüklendiğini, paketleri Engin ve [Ö.nün] yüklediğini, yüklenirken malın esas sahibi dayı lakaplı [F.nin] de orada olduğunu, tırın şoförlüğünü kendisinin yaptığını, Türkiye sınırına yaklaşıldığında kendisinin araçtan indiğini, yaya olarak Türkiye'ye geçtiğini, [Ö.K.], Engin Karga ile dayı lakaplı kişinin Engin'in şahsi aracı ile ülkeye giriş yaptıklarını, Edirne Kapıkule Shell benzinliğinde yanına uğradıklarını, diğerlerinin aracın geleceğini söylediğini ve geldiğinde kendisine telefon açması telkininde bulunduklarını, bir gün sonra aracın Türkiye'ye giriş yaptığını, kendisinin aracı karşıladığını, [Ö.K.ye] telefon açtığını, aracın geldiğini söylediğini, 'aracı iyi bir yere çektir biz geleceğiz' dediğini, akabinde Çorlu Opet Metro Turizm tesislerinde sote bir yere çektirdiğini, [Ö.nün] araçtaki malları yükleyecek birini bulamadığını belirttiğini, bunun üzerine arkadaşı [M.E.T.yi] aradığını, geldiğini ve aracına yüklendiğini, [Ö.nün] gelip tır şoförüne para verdiğini, [Ö.nün] [M.E.ye] arabayı otoparka çekmesini ve iki gün bekletmesini söylediğini, bir gün sonra kendisi, Engin Karga ve [M.E.nin] bir pastanede buluştuklarını, [M.E.ye] [Ö.nün] para verdiğini belirttiği, hudut kapıları giriş/çıkış kayıtlarının sorgulamasında sanıklar Engin Karga, [Ö.K.] ve [E.B.nin] 09/07/2018 tarihinde saat 23.49 sıralarında yurt dışına çıkış yaptıkları ve sanıklar Engin Karga ile [Ö.K.nin] 11/07/2018 tarihinde saat 01.44, sanık [E.B.nin] ise saat 03.49 sıralarında yurda giriş yaptıkları, sanık [E.B.nin] beyanları ile hudut kapılarındaki yurda giriş çıkış zamanlarının, HTS kayıtlarının, [M.E.T.nin] beyanının ve dijital inceleme sonucu alınan segbis bilirkişi çözüm raporunun örtüştüğü, tüm bu veriler dikkate alındığında sanıklar [Ö.K.] ve Engin Karga'nın eyleminin uyuşturucu ithal etme suçunu oluşturduğu sanık [E.B.] ve [M.E.T.nin] beyanı, hudut kapıları giriş/çıkış kayıtlarının sorgulaması, HTS kayıtları, alınan ekspertiz raporu, dijital inceleme sonucu alınan segbis bilirkişi çözüm raporu ve tüm dosya kapsamından [anlaşılmıştır.]"
4. Başvurucu, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen diğer sanık E.B.nin gerçeğe aykırı ve çelişkili beyanlarına dayanılarak mahkûmiyet kararı verildiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Daire, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Başvurucu, benzer gerekçelerle temyiz yoluna başvurmuş; Yargıtay kararı onamıştır. Mahkûmiyet kararı 26/4/2021 tarihinde kesinleşmiştir.
5. Başvurucu, nihai kararı 6/6/20121 tarihinde öğrendikten sonra 25/6/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Yargılamanın Sonucunun Adil Olmadığına İlişkin İddia
7. Başvurucu, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen diğer sanıkların beyanlarına dayanılarak ve delillerin hatalı değerlendirilerek mahkûmiyetine karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
8. Başvuru, adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.
9. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
10. Somut olayda Mahkeme diğerlerinin yanı sıra diğer sanıklar E.B. ve M.E.T.nin başvurucunun hudut kapılarına giriş çıkışına ait kayıtlarla örtüşen beyanlarına ve HTS kayıtlarına dayanarak mahkûmiyet kararı vermiştir. Gerekçeli kararda Mahkeme, toplanan delilleri değerlendirmek suretiyle hangi gerekçeyle mahkûmiyet sonucuna ulaştığını açıklamıştır. Kararın istinaf incelemesinde usul ve esasa ilişkin bir aykırılık görülmeyerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar Yargıtay tarafından onanmıştır. Bu durumda başvurucunun iddiaları derece mahkemelerince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup derece mahkemesi kararlarında bariz takdir hatası veya açık keyfîlik oluşturan bir durumun da olmadığı dikkate alındığında iddaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu görülmüştür.
11. Başvurucunun ihlal iddialarının yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu sonucuna varıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Müdafi Yardımından Yararlanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
12. Başvurucu, menfaat çatışması olan diğer sanık ile aynı avukat tarafından temsil edilmesi nedeniyle savunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
13. Başvuru, adil yargılanma hakkı kapsamındaki müdafi yardımından yararlanma hakkı kapsamında incelenmiştir.
14. Bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulabilmesi için olağan kanun yolları tüketilmiş olmalıdır. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
15. Bireysel başvurunun ikincil niteliğinin bir sonucu olarak olağan kanun yollarında ve mahkemeler önünde ileri sürülmeyen iddialar ile bu mahkemelere sunulmayan bilgi ve belgeler bireysel başvuru konusu edilemez (Bayram Gök, B. No: 2012/946, 26/3/2013, § 20).
16. Somut olayda başvurucunun ihlale neden olduğunu ileri sürdüğü iddiaları yargılama sürecinde dile getirmediği, bu iddialarına ilişkin bilgi veya belge sunmadığı, böylece başvuru yollarını usulüne uygun tüketmediği anlaşılmıştır.
17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Müdafi yardımından yararlanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 30/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.