Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Halil Kocabıyık [1. B.], B. No: 2021/37171, 11/6/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HALİL KOCABIYIK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/37171)

 

Karar Tarihi: 11/6/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Muhammed Nuri ÖZGÜR

Başvurucu

:

Halil KOCABIYIK

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddia ve savunmaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu 1982 doğumlu olup başvuru konusu olayların yaşandığı tarihte Sağlık Bakanlığı bünyesinde sağlık teknikeri olarak görev yapmaktayken Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması FETÖ/PDY soruşturması kapsamında meslekten çıkarılmıştır.

3. 27/7/2016 tarihinde Gediz ilçesi Aksaklar köyü Ova Mahallesinde dereye atılmış vaziyette, üzerinde başvurucunun adı, soyadı ve adresinin yazılı olduğu örgütle bağlantılı dergiler ve kitaplar ile başvurucu adına düzenlenmiş faturalar bulunmuştur. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurucu hakkında FETÖ/PDY üyesi olduğu şüphesiyle soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma kapsamında başvurucunun Bank Asyada hesabının bulunduğu ve bu hesapta bir kısım işlemler yaptığı tespit edilmiştir. Başsavcılık, başvurucunun Bank Asya hesabında gerçekleştirdiği işlemlere ilişkin bilirkişi raporu almış; raporda 28/1/2014 tarihinde başvurucunun anılan bankadaki hesabına 200 TL yatırıldığı, bu para ile 2,17 gram altın alındığı, hesaba iki kez 5.000 TL para geldiği, gelen bu paraların aynı gün başka hesaba aktarıldığı belirtilmiştir. Soruşturma sonucunda başvurucunun anılan suçtan cezalandırılması talebiyle iddianame düzenlenmiştir. İddianamede dere kenarında bulunanlar dışında başvurucunun evinde de örgüt yayınları ele geçirildiğinin altı çizilmiş, başvurucunun örgüt liderinin talimatı doğrultusunda Bank Asya hesabına para yatırdığı belirtilmiştir.

4. İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) iddianameyi kabul ederek yargılamaya başlamıştır. Yargılama iki celsede bitirilmiştir. Duruşmadan önce Mali Suçları Araştırma Kurulu (Masak) raporu dosyaya girmiştir. Raporda, başvurucunun muhtelif bankalardaki mutat işlemlerine yer verilmiştir. İlk celsede müdafii ile hazır bulunan başvurucu savunmasını yapmıştır. Başvurucu; hakkındaki suçlamayı inkâr etmiş, derede bulunan kitap ve dergilerin kendisine ait olmadığını, Bank Asyaya örgütsel saikle para yatırmadığını savunmuştur. Mahkeme, yargılamaya ilişkin bir kısım belgelerin toplanmasına karar vererek duruşmayı ertelemiştir. İkinci celsede iddia makamı esas hakkındaki mütalaasını açıklamış, başvurucu ve müdafii mütalaaya karşı savunmalarını yapmıştır. Duruşma sonunda Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Sanık mahkememizdeki savunmasında ısrarla Gediz İlçesi Aksaklar köyü Ova mahallesinde köprünün altında dereye atılmış vaziyette bulunan kitap ve dergilerin kendisine ait olmadığını savunmuşsa da, ele geçirilen kitap ve dergilerin yanında sanık Halil Kocabıyık adına düzenlenmiş Türk Telekom faturası, sanık Halil Kocabıyık adına düzenlenmiş vergi ödeme emri, sanık Halil Kocabıyık'ın ad soyad ve adresinin yazılı olduğu 2 adet dergi üzerindeki iki adet etiket, sağlık teknikeri olarak görev yapan sanık Halil Kocabıyık'ın eşine ait olduğu anlaşılan Gediz Devlet Hastanesi Odyometri randevu defteri yazılı ajanda ile sanığın ikametinde yapılan aramada bulunarak el konulan kitaplar nazara alındığında sanığın bu kitap, dergi ve ajandanın kendisine ait olmadığı yönündeki savunmalarının samimi olmadığı, bu materyallerin ve evinde bulunan kitapların sanığa ait olduğu mahkememizce sabit kabul edilmiştir.

FETÖ/PDY üyeleri tarafından yayınlanan birçok farklı dergi ve kitabın sanık tarafından okunarak takip edilmesi, üstelik aynı dergilerden çok sayıda ele geçirilmesi hususları nazara alındığında, elde edilen bu materyallerin sanığın üzerine atılı suçu işlediğini gösterir mahiyette delil olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

...

Sanığın, MASAK raporunda belirtildiği üzere FETÖ/PDY kapsamında haklarında mevcut soruşturmalar bulunduğu bildirilen [T.D.], [B.M.E.], [H.T.] ve [Z.K.] isimli şahıslarla para transferlerinin bulunması hususuna mahkememiz dikkat çeker. Sanık, savunmalarında ısrarlı bir şekilde bu örgüt/yapı ile hiçbir şekilde bağlantısının olmadığını belirtmişse de FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında haklarında soruşturmalar devam eden şahıslarla para trafiği içerisinde bulunması mahkememizce sanığa atılı suç yönünden bir delil olarak kabul edilmiştir.

Sanığın kamuoyunda Bank Asya'nın kurtarılması amacıyla yapılan Fethullah Gülen çağrısı olarak bilinen çağrıdan sonra Bank Asya'daki hesabına 28.01.2014 tarihinde 200 TL para yatırdığı, bu paranın bu çağrıyı destekleme amacı güttüğü kanaatine varılmakla bu eylemin de atılı suç yönünden delil olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

Devlet içerisinde yapılanarak güç kazanmayı ve nihayetinde devleti ele geçirmeyi hedefleyen örgüt üyelerinin bir kısmı kamu görevinde olmasına karşılık bir kısmının kamu görevi almaması karşısında kamu görevinde bulunan örgüt üyesinin operasyonel anlamda herhangi bir etkinlik yapabilecek görevde bulunmayan başkaca örgüt üyesiyle aynı seviye ve şartlarda değerlendirilmesinin adalete ve hakkaniyete aykırı olacağı kanaatine varılarak Sağlık Bakanlığında sağlık teknikeri olarak görev yapan sanık hakkında ceza tayin edilirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği sonucuna varılmıştır."

5. Başvurucu, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi (Daire) istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Başvurucu, bu kararı temyiz etmiş; Yargıtay 16. Ceza Dairesi (Yargıtay) başvurucudan örgüte ait basılı yayınlar ele geçirildiğine, başvurucunun 2014 yılı Ocak ayında örgüt liderinin talimatı doğrultusunda Bank Asya hesabı açıp para yatırdığına dikkat çekmiş ancak başvurucunun terör örgütünün hiyerarşik yapısına dâhil olduğunu gösterir delil bulunmaması nedeniyle örgüt üyesi olarak kabul edilemeyeceğinin altını çizmiştir. Yargıtay, başvurucunun eylemlerinin örgüte yardım etme suçunu oluşturacağı kanaatiyle mahkûmiyet kararını bozmuştur.

6. Bozma kararı üzerine Daire; Mahkemenin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyet kararını kaldırarak, bozma kararında belirtilen gerekçelerle başvurucunun örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan 1 yıl 14 ay 7 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Başvurucu; Yargıtay kararlarına da yer vererek hükme esas alınan delillerin suç teşkil etmediği, terör örgütü üyesi olmadığı ve terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin somut bir delil bulunmadığı hâlde mahkûmiyetine karar verildiği gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur. Yargıtay incelemesinden geçen karar 18/5/2021 tarihinde kesinleşmiştir.

7. Nihai kararı 1/7/2021 tarihinde öğrenen başvurucu 30/7/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Komisyon; gerekçeli karar hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Başvurucu, örgüt liderinin talimatı üzerine örgüte üye olanların veya yardım edenlerin çeşitli mal varlığı unsurlarını satarak bedelini Bank Asyaya yatırdıklarına dikkat çekmiş; kendisinin hiçbir malvarlığını satmadığını, evine yakın şubesi bulunan anılan bankada açtığı hesapta gelirine göre son derece düşük bir meblağ olan 200 TL parayla altın aldığını belirtmiştir. Başvurucu; örgütün çağrısı üzerine hareket etmediğini, mahkûmiyet kararında da çağrı üzerine Bank Asyaya destek olmak iradesiyle hareket ettiğinin ortaya konamadığını, kararın gerekçesinin çelişkiler içerdiğini, anılan bankaya mutat para yatırma konusunda benzer durumdakilere yargı organlarınca beraat kararları verildiğini vurgulamıştır. Öte yandan başvurucu; Bank Asya nezdindeki hesabına 14/3/2019 tarihinde T.D. isimli şahıs tarafından 5.000 TL para yatırıldığını, bu borcunu aynı hesaptan T.D.nin hesabına 28/4/2019 tarihinde ödediğini beyan etmiş; tüm bu işlemlerin de Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından Bank Asyaya el konulmasından sonra gerçekleşmesi nedeniyle anılan bankaya bir faydasının bulunmadığının altını çizmiştir. Ele geçirilen dergi ve kitapların kendisine ait olmadığını belirten başvurucu, hükme ulaşılması için yeterli ve somut delil gösterilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

10. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) ileri sürülen iddiaların delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup olmadığı konusunun öncelikle incelenmesi gerektiğini belirtmiştir. Bakanlık; somut başvuruya konu yargılamada başvurucu tarafından ileri sürülen itirazlar ve esas hakkında ayrıntılı olarak değerlendirilme yapıldığını, başvurucu hakkında esas alınan delillerin eylemler ve yüklenen suçla ilişkilendirildiğini, kanun yolu incelemesinde de usule ve esasa dair itirazlara yönelik ayrıntılı değerlendirme yapıldığı görüşünü bildirmiştir.

11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

12. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen birçok başvuruda gerekçeli karar hakkının kapsam ve içeriğini belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi, özellikle açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2013/1213, 4/12/2013, §§ 25, 26; Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, §§ 56, 57; Vesim Parlak, B. No: 2012/1034, 20/3/2014, §§ 33, 34; Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31-39; Münür Ata, B. No: 2014/4958, 22/1/2015, §§ 37-43; Hikmet Çelik ve diğerleri, B. No: 2013/4894, 15/12/2015, §§ 54-59; Şah Tarım İnş. Tur. Ltd. Şti., B. No: 2013/7847, 9/3/2016, §§ 36-48).

13. Anayasa Mahkemesi, Bank Asya verilerinin mahkûmiyette belirleyici delil olarak kabul edildiği bir yargılamanın şikâyet konusu yapıldığı başvuruda başvurucunun mutat hesap hareketlerine dayanılarak ceza verildiği yönündeki savunması hakkında mahkûmiyet kararında yeterli açıklamalara yer verilmemiş olmasını gerekçeli karar hakkı kapsamında değerlendirmiştir (Gürcan Balık, B. No: 2020/16435, 17/11/2022).

14. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi, Gürcan Balık kararında başvurucunun Bank Asyadaki mevduatına ilişkin ileri sürdüğü iddiasının karar sonucunu değiştirebilecek nitelikte esaslı bir iddia olduğu hâlde bunun gerekçede karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır (aynı kararda bkz. §§ 68-72). Anayasa Mahkemesi, anılan kararında öncelikle ilgili Yargıtay içtihadına atıf yapmak suretiyle bahse konu Bankada parasal bir işlem yapılmasının kategorik olarak örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilmediğini belirtmiştir. Nitekim Yargıtay kararlarında 22/7/2016 tarihinde faaliyet izni kaldırılıncaya kadar faaliyetlerine devam eden ve FETÖ/PDY ile iltisaklı olan Bank Asyada gerçekleştirilen mutat hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilemeyeceği kabul edilmektedir. Ancak Yargıtay mutat işlemlerin dışında kalan, örgüt liderinin talimatı üzerine örgütün amacına hizmet eden ve Bankanın yararına yapılan ödeme ve sair işlemleri suç delili olarak kabul etmektedir (bkz. Gürcan Balık, §§ 39-47). Bununla birlikte kişinin örgüt liderinin talimatı ile işlem yaptığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde tespiti bakımından Bank Asya nezdinde 2014 yılı öncesi de dâhil olmak üzere hesap açılış bilgileri, aylık bakiye gelişimi ve tüm hesap hareketlerine ilişkin kayıtların dosyaya celbedilip incelenmesi, temin edilen kayıtlar üzerinde uzman bilirkişi raporu alınıp örgüt liderinin talimatından sonra ve bu talimat doğrultusunda katılım hesabı açma, döviz veya altın alma, para yatırma vb. işlemlerinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir (Yargıtay kararları için bkz. Raziye Akçay, B. No: 2019/1665, 28/6/2022, §§ 24, 27; Serkan Gölge, B. No: 2019/22453, 13/9/2022, §§ 30-39; Hakan Darıcı ve diğerleri, B. No: 2021/34045, 20/7/2023, §§ 13-21).

15. Somut olayda Daire; çok sayıda örgütsel yayın bulundurduğu tespit edilen başvurucunun örgütün amaç ve yapısı hakkında bilgi sahibi olduğunu, buna rağmen örgüt liderinin talimatı üzerine Bank Asyaya 200 TL para yatırarak bu para ile 2,17 gram altın aldığını, bu suretle örgüte yardım etme suçunu işlediği sonucuna ulaşmıştır. Gerekçeli kararın içeriği dikkate alındığında başvurucunun Bank Asya hesap hareketlerine ilişkin delilin mahkûmiyet kararına götüren tek olmasa da belirleyici nitelikte delil olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Buna rağmen kararda, başvurucunun Bank Asyadaki hesabının hangi tarihte açıldığı, bu hesaba ilişkin bankacılık işlemlerinin FETÖ/PDY lideri ve yöneticilerinin Bank Asyaya destek olunması şeklindeki talimatı öncesindeki niteliği ve hacmi, bu talimattan sonra anılan hesabın ne şekilde kullanıldığı, aktif kullanım olarak kabul edilen işlemlerin hacminin ne olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Diğer bir ifadeyle söz konusu bankacılık işlemlerinin neden mutat olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin yeterli bir değerlendirmeye yer verilmemiştir. Dolayısıyla başvurucunun örgüt lideri ve yöneticilerinin Bank Asyaya destek olunması şeklindeki talimatı sonrasındaki bankacılık işlemlerinin bu talimattan önceki dönemle uyumlu olmadığı veya olağan dışı bir hesap hareketliliği niteliğinde olduğu ortaya konulmamıştır. Dahası alınan bilirkişi raporunun da başvurucunun Bank Asya nezdindeki 2014 yılı öncesi de dâhil olmak üzere hesap açılış bilgileri, aylık bakiye gelişimi ve tüm hesap hareketlerine ilişkin olarak Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde yeteri kadar açıklayıcı olmadığı tespit edilmiştir. Mahkûmiyet gerekçesinde talimat üzerine mevduat hesabında artışa gidildiği soyut ve genel ifadelerle dile getirilmiştir. Bunun yanında kararda, başvurucunun örgütle irtibatlı olduğu kabul edilen yayınları bulundurması şeklindeki eyleminde örgüte yardım etme kastıyla hareket ettiğini ortaya koyan herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Sonuç olarak başvurucunun, örgüt amacının gerçekleşmesine katkı sağlamak maksadıyla hareket etmediğine ilişkin olarak kararın sonucunu değiştirebilecek nitelikteki iddia ve savunmaları gerekçede karşılanmamıştır.

16. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

17. Başvurucu; ihlalin tespiti, yargılamanın yenilenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur.

18. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

19. Başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2017/39, K.2017/110) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 487,60 TL başvuru harcından oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına, başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/6/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Halil Kocabıyık [1. B.], B. No: 2021/37171, 11/6/2024, § …)
   
Başvuru Adı HALİL KOCABIYIK
Başvuru No 2021/37171
Başvuru Tarihi 30/7/2021
Karar Tarihi 11/6/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddia ve savunmaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Gerekçeli karar hakkı (ceza) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi