TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
PROMARKET TASARIM VE TEKNOLOJİ (3BFAB TEKNOLOJİ)
A.Ş. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/45319)
Karar Tarihi: 2/10/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Raportör
Hüseyin Özgür SEVİMLİ
Başvurucu
Promarket Tasarım ve Teknoloji (3BFAB Teknoloji) A.Ş.
Vekili
Av. Merve Ayçe ÖZMERİÇ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; idari para cezasının iptali talebiyle yapılan başvuruda karar sonucunu etkileyecek nitelikteki esaslı iddiaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının, kanuni dayanağı olmadan idari para cezası uygulanması nedeniyle de suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
A. Bireysel Başvuru Süreci
2. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
3. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Anadolu İdari Yaptırım Bürosunun 28/4/2021 tarihli kararıyla başvurucu Şirket hakkında ihracat bedellerinin tamamının süresinde yurda getirilmediği gerekçesiyle 20/2/1930 tarihli ve 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un 3. maddesinin (3) numaralı fıkrası ile 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 17. maddesinin (7) numaralı fıkrası gereğince 13.335 TL idari para cezası düzenlenmiştir.
4. Başvurucu Şirketin anılan cezaya yönelik iptal başvurusu İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin (Hâkimlik) 13/7/2021 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Başvurucu Şirketin Hâkimlik kararına itirazı da İstanbul Anadolu 9. Sulh Ceza Hâkimliğince (İtiraz Makamı) 18/8/2021 tarihinde reddedilmiştir.
5. İtirazın reddine ilişkin kararın 31/8/2021 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine başvurucu Şirket 28/9/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Bireysel Başvuru Sonrası Süreç
6. Başvurucu Şirket 29/9/2021 tarihinde İtiraz Makamının kararına karşı kanun yararına bozma talebinde bulunmuştur. Hâkimlik tarafından Anayasa Mahkemesine gönderilen 15/2/2023 tarihli yazı ekinde sunulan belgelere göre; Yargıtay 7. Ceza Dairesinin (Daire) 12/9/2022 tarihli kararıyla talebin kabulüne, İtiraz Makamının itirazın reddine ilişkin kararının 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (d) bendi uyarınca bozulmasına ve başvurucu Şirket hakkında verilen idari para cezasının kaldırılmasına hükmedilmiştir.
7. Anılan yazıya göre ayrıca, bozma kararı üzerine başvurucu Şirketin iptal başvurusunun Hâkimliğin 2023/2367 D. İş sayılı dosyasına kaydedildiği, Hâkimlikçe 21/2/2023 tarihinde Dairenin bozma kararına uyulmasına, Hâkimliğin 13/7/2021 tarihli kararının kaldırılmasına ve başvurucu Şirket hakkında verilen idari para cezasının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Diğer yandan, anılan kararın başvurucu Şirket vekiline 22/2/2023 tarihinde tebliğ edildiği, kararın itiraz edilmeksizin 7/3/2023 tarihinde kesinleştiğine dair Hâkimlik tarafından da 26/4/2023 tarihinde kesinleşme şerhi düzenlendiği tespit edilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Başvurucu; ihracat bedelinin süresi içerisinde yurda getirildiği ve bu hususta ilgili banka tarafından düzenlenen ihracat bedeli kabul belgesini de ibraz ettiği hâlde bu yöndeki itirazları değerlendirilmeden iptal başvurusunun reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının, anılan belgenin başvurucu Şirketin kanuni yükümlülüğünü yerine getirdiğinin kabulü açısından yeterli görülmesine ilişkin lehe mevzuat değişikliğinin iptal başvurusu incelemesinde dikkate alınmaması nedeniyle de suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
9. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucu Şirketin ileri sürdüğü ihlal iddiaları hakkında yapılacak incelemede belirtilen mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşulları gözönüne alınarak değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu Şirket, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda dile getirdiği iddiaları yinelemiş, ayrıca 1567 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (3) numaralı fıkrasına aykırılık nedeniyle kendisi hakkında uygulanan diğer idari para cezalarına yönelik iptal başvurularının kabulüne dair farklı sulh ceza hâkimliklerince verilen kararları da sunmuştur.
10. Genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31; S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).
11. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (Mehmet Güven Ulusoy, § 32; S.Ö., § 29).
12. Somut olayda başvurucu Şirket bireysel başvuruda bulunduğu tarihten bir gün sonra ayrıca İtiraz Makamının kararına karşı kanun yararına bozma talebinde de bulunmuştur. Diğer yandan bu talep üzerine Dairece kanun yararına bozma kararı verilmiş ve bireysel başvuruya konu idari para cezası kaldırılmıştır (bkz. §§ 6-7). Ancak başvurucu Şirket kanun yararına bozma isteminde bulunduğu hususunda Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemiştir.
13. Bireysel başvurunun yapılmasından sonraki süreçte Dairenin bozma kararı doğrultusunda idari para cezasını kaldırması, başvurucu Şirketin mağdur statüsünün değerlendirilmesine veya idari para cezasıyla ilgili diğer ihlal iddialarına yönelik kabul edilebilirlik ve esas incelemesi bakımından oldukça önem taşımaktadır. Buna karşılık başvurucu Şirket, İçtüzük'ün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüklerine açıkça aykırı bir şekilde yukarıda ifade edilen olgulara ilişkin olarak herhangi bir bildirimde bulunmamıştır.
14. Açıklanan gerekçelerle başvurucu Şirketin başvurusunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 2/10/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.