Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ömer Faruk İpek [2. B.], B. No: 2021/49190, 26/3/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÖMER FARUK İPEK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/49190)

 

Karar Tarihi: 26/3/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Mehmet Yavuz YAŞAR

Başvurucu

:

Ömer Faruk İPEK

Vekili

:

Av. Nilay HASANEFENDİOĞLU ŞENGÜN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, idari işlemin iptaline yönelik yargı kararının uygulanmaması nedeniyle kararın icrası hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

A. Bireysel Başvurudan Önceki Süreç

2. Başvurucu, Jandarma Genel Komutanlığının (idare) uzman çavuşluk alımı kapsamında yaptığı yazılı ve sözlü sınavları başarı ile geçmiş ve sağlık muayenesine tabi tutulmuştur. Muayene sonucunda Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 26/2/2018 tarihli rapor ile başvurucu hakkında komando uzman erbaş olabileceği belirtilmiştir.

3. Başvurucu hakkındaki tüm bu işlemlerin sonucunda idarece 12/4/2000 tarihli ve 24018 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği'nin (Mülga Yönetmelik) 12. maddesi uyarınca güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yaptırılmıştır. Mülga Yönetmelik'in 15. maddesi uyarınca yapılan değerlendirme sonucunda başvurucunun güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğu sonucuna varıldığından bahisle ataması yapılmayarak adaylığı sonlandırılmıştır.

4. Başvurucu söz konusu işlemin iptali talebiyle 9/11/2018 tarihinde dava açmıştır. Ankara 12. İdare Mahkemesi (İdare Mahkemesi) 19/4/2019 tarihinde işlemin iptaline karar vermiştir. İdare mahkemesi kararda, başvurucunun Bank Asya A.Ş. nezdindeki hesap hareketleri, miktarı ve niteliği bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması lideri tarafından verilen talimat üzerine herhangi bir işlem yapmadığı kanaatine ulaşıldığını, davalı idarece başvurucu hakkında ileri sürülen hususun dava konusu işlemin tesis edilmesini haklı kılacak nitelikte bulunmadığını belirterek başvurucunun güvenlik soruşturması olumsuz olarak kabul edilerek uzman erbaş alımına dair adaylık işlemlerinin sona erdirilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığını vurgulamıştır.

5. İdare anılan karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi (istinaf mercii) 27/11/2020 tarihinde istinaf talebini gerekçe eklemek suretiyle kesin olarak reddetmiştir. Kararda, işlemin dayanağını oluşturan 26/10/1994 tarihli ve 4045 sayılı Güvenlik Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402 Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının 28/4/2020 tarihli ve 31112 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 19/2/2020 tarihli ve E.2018/163, K.2020/13 sayılı Anayasa Mahkemesi kararıyla Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edildiği ve kararın yayımlandığı tarihte yürürlüğe girdiği belirtilmiştir. Ayrıca Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 29/5/2017 tarihli ve E.2016/852, K.2017/2326 sayılı kararında da belirtildiği gibi Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği hâlde görülmekte olan davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmelerinin Anayasa'nın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırı olacağı vurgulanmıştır. Son olarak kanun koyucu tarafından bu konuda henüz düzenleme de yapılmamış olduğu anlaşıldığından Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı ile ortaya çıkan bu durum sonucunda yasal dayanağı kalmayan dava konusu işlemin bu yönüyle de hukuka uygun olmadığı belirtilmiştir.

6. Kesinleşen yargı kararı üzerine idare, işlemlere devam etmiştir. Bu kapsamda daha önce Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan 26/2/2018 tarihli sağlık kurulu raporunun bir yıllık süresinin dolduğu gerekçesiyle başvurucu MSY 33-3 Türk Silahlı Kuvvetleri Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı Personelinin Sağlık Muayene Yönergesi (Yönerge) uyarınca tekrar rapor almak üzere hastaneye sevk edilmiştir. Bunun üzerine başvurucu hakkında sevk edildiği Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesinden almış olduğu 21/6/2019 tarihli sağlık kurulu raporunda Miyopi ve Tek Parmak Ampute tanısı ile uzman erbaş olamaz, komando olamaz kararı verilmiştir. Bu rapora itirazı üzerine başvurucu Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilmiş ve 26/6/2019 tarihli rapor ile Uzman Erbaş Komando Olur kararı verilmiştir. Bu kez idarece başvurucu, hakem hastane olarak Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilmiş ve düzenlenen 26/6/2019 tarihli raporla uzman erbaş/komando olamayacağı belirtilmiştir. İdarece anılan bu son rapor üzerine başvurucunun adaylığı 29/7/2019 tarihli işlemle sonlandırılarak başvurucu göreve başlatılmamıştır.

B. Bireysel Başvuru Süreci

7. Başvurucu, lehine kesinleşen idare mahkemesi kararı sonrası doğrudan uzman erbaşlığa kabul edilmeyerek sağlık raporu aldırılmak üzere tekrar hastaneye sevk edilmesine ilişkin işlemin iptali talebiyle 14/1/2020 tarihinde dava açmıştır.

8. Ankara 4. İdare Mahkemesi (Mahkeme) 6/11/2020 tarihinde işlemin iptaline karar vermiştir. Mahkeme kararda, yargı kararının geçmişe etkili olarak sonuç doğuracağını ve sınavlardan başarılı olup sağlık şartlarını taşıdığını sağlık kurulu raporuyla ispat eden başvurucunun güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğu gerekçesiyle adaylıkla ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemi tesis edildiği tarihten itibaren tüm hukuksal sonuçlarıyla beraber ortadan kaldıracağına vurgu yapmıştır. Mahkeme, bu tespitten hareketle başvurucunun adaylıkla ilişiğinin kesilmesi işleminden önce gerekli olan sağlık koşullarını taşıdığını usulüne uygun bir şekilde aldığı sağlık kurulu raporuyla ispatladığını ve yargı kararı sonrasında başvurucunun adaylık işlemlerinin kaldığı yerden devam etmesi gerektiğini işaret ederek adaylık işlemlerinin devamı için tekrar sağlık kurulu raporu alınmak üzere hastaneye sevkine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığını belirtmiştir.

9. İdare söz konusu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) 10/9/2021 tarihinde istinaf talebini kabul ederek mahkeme kararını kaldırmış ve davayı kesin olarak reddetmiştir. Kararda, Yönergede temin faaliyetleri için alınan sağlık raporunun geçerlilik süresinin bir yıl olduğu, başvurucunun ilk temin faaliyeti esnasında aldığı raporun yargı kararı gereğince eğitime başlatılacağı tarih itibarıyla geçerlilik süresinin dolduğu ve başvurucu hakkında daha önce sona erdirilmiş olan adaylık işlemlerinin yargı kararı doğrultusunda kaldığı yerden yeniden başlatıldığı tespiti yapılmıştır. Bölge İdare Mahkemesi ayrıca kişilerin adaylığa kabul sonrasında her zaman sağlık şartı denetiminin idarece yapılabileceğini ve gerektiğinde adaylardan yeniden rapor alınmasının istenebileceğini vurgulamıştır. Bölge İdare Mahkemesi, bu tespitlerden hareketle aradan geçen süre içinde başvurucunun sağlık durumunun yeniden tespit edilerek sağlık durumunda bir değişiklik olup olmadığının belirlenmesi için yeniden sağlık kurulu raporu almak üzere sevkinin istenilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığını, bu durumun güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğundan bahisle atanmama işlemine karşı açılan davada verilen yargı kararının uygulanmadığı sonucunu doğurmadığını belirtmiştir.

10. Başvurucu, nihai hükmü 18/10/2021 tarihinde öğrendikten sonra 5/11/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Başvurucu, idare mahkemesinin 19/4/2019 tarihli lehine verilmiş yargı kararının şeklen uygulanmak suretiyle etkisizleştirildiğini iddia etmiştir. Başvurucu, tekrar rapor almak üzere hastaneye sevkinin haksız olduğunu, oysaki sürecin başında bu raporun alındığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüş yazısında; uzman erbaşlık sınavında başarılı olan başvurucunun adaylık sürecinin güvenlik ve arşiv araştırması sonuçlarının olumsuz olması nedeniyle sona erdirildiği, bu işlemin iptali talebiyle açtığı davada, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine başvurucunun atamasının yapılması için gerekli olan işlemlerin yeniden başlatıldığı, dolayısıyla idarenin yargı kararlarını etkisiz kılması gibi bir durumdan bahsetmenin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun sağlık muayenesi için hastaneye tekrar sevk edilerek sonucuna göre işlem yapılmasının ilgili mevzuata göre zorunlu olduğundan henüz adaylık eğitimine başlamadan işlemleri sonlandırılmış olan başvurucu yönünden verilmiş olan yargı kararının bu hâliyle başvurucunun doğrudan atanması sonucunu doğurmadığı ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı başvuru formundaki iddialarını tekrarlamıştır.

14. Başvuru, adil yargılanma hakkı kapsamındaki kararın icrası hakkı yönünden incelenmiştir.

15. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını temellendiremediği, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu [2. B.], B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

16. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin yargı organlarına davacı ve davalı olarak başvurabilme ve bunun doğal sonucu olarak da iddia, savunma ve adil yargılanma hakkı güvence altına alınmıştır. Anılan maddeyle güvence altına alınan adil yargılanma hakkı, kendisi bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biridir. Bu bağlamda Anayasa'nın, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uyma zorunluluğunu ve mahkeme kararlarının değiştirilemeyeceği ile uygulanmasının geciktirilemeyeceğini ifade eden 138. maddesinin de adil yargılanma hakkının kapsamının belirlenmesinde gözetilmesi gerektiği açıktır (Arman Mazman [2. B.], B. No: 2013/1752, 26/6/2014, § 57).

17. Anayasa'nın 36. maddesinde ifade edilen hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı, sadece yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunmada bulunma hakkını değil yargılama sonunda hakkı olanı elde etmeyi de kapsayan bir haktır (AYM, E.2009/27, K.2010/9, 14/1/2010).

18. Kararın icrası hakkı; mahkemeye erişim hakkı ve karar hakkı ile birlikte adil yargılanma hakkının güvencelerinden olan mahkeme hakkının bir unsurunu oluşturmaktadır (Filiz Fırat [1. B.], B. No: 2014/10305, 5/12/2017, § 29). Mahkeme kararlarının uygulanması yargılamanın dışında olmakla birlikte onu tamamlayan ve yargılamanın sonuç doğurmasını sağlayan bir unsurdur. Karar uygulanmazsa yargılamanın da bir anlamı olmayacaktır. Bu nedenle yargı kararlarının uygulanması mahkeme hakkı kapsamında değerlendirilmektedir. Buna göre yargılama sonucunda mahkemenin bir karar vermiş olması yeterli değildir, ayrıca bu kararın etkili bir şekilde uygulanması da gerekir. Hukuk sisteminde, nihai mahkeme kararlarını taraflardan birinin aleyhine sonuç doğuracak şekilde uygulanamaz hâle getiren düzenlemeler bulunması veya mahkeme kararlarının icrasının herhangi bir şekilde engellenmesi hâllerinde mahkeme hakkı da anlamını yitirecektir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Ahmet Yıldırım [1. B.], B. No: 2012/144, 2/10/2013, § 28).

19. Kural olarak mahkeme kararlarının uygulanması, ilam zamanaşımı dolmadığı sürece her zaman talep edilebilir. Bu yöndeki bir talebe rağmen mahkeme kararı uygulanmamışsa olumsuz kamu gücü işleminden kaynaklanan bir süregelen ihlalden söz edilebilir. Bu durumda başvurucu, mahkeme kararının uygulanması talebini müteakiben makul bir süre bekledikten sonra Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilir. Başvurucunun talebinden vazgeçtiği ya da takipsiz bıraktığı anlaşılmadıkça bu tür başvuruların süresinde yapıldığını kabul etmek gerekir (Ahmet Yıldırım, § 29).

20. Olayda, başvurucunun eğitim yerine atanmayarak adaylık işlemlerinin sonlandırılmasına ilişkin idari işlem iptal edilmiş ve hüküm kesinleşmiştir. Bu ilk mahkeme hükmünün uygulanması amacıyla idarece işlemlere yeniden başlandığı belirtilerek Yönergeye göre yenilenmesi gereken sağlık raporunun temini amacıyla başvurucu tekrar hastaneye sevk edilmiştir. Ancak alınan 26/6/2019 tarihli son raporda Miyopi ve Tek Parmak Ampute tanısı ile uzman erbaş olamaz, komando olamaz tespiti yapılmıştır. Bunun üzerine başvurucu tarafından doğrudan uzman erbaşlığa kabul edilmeyerek sağlık raporu aldırılmak üzere tekrar hastaneye sevk edilmesine ilişkin işlemin iptali talebiyle yeniden dava açılmıştır. İdare, anılan son rapor üzerine başvurucunun adaylığını 29/7/2019 tarihli işlemle sonlandırarak göreve başlatmamıştır.

21. Kararın icrası hakkının ihlal edildiği iddiasına konu edilen hükmün uygulanıp uygulanmadığının anlaşılabilmesi için hükmün içeriğinin saptanması gerekir. Bu bağlamda hükmün gerekçesinde yer alan hukuki değerlendirmenin belirleyici olacağı izahtan varestedir. Somut olayda uygulanmadığı ileri sürülen idare mahkemesinin 19/4/2019 tarihli iptal kararının gerekçesinde öz olarak idarece elde edilen tespitlerin güvenlik soruşturmasını olumsuz kılacak ağırlıkta bulunmadığı ifade edilmiştir. Yine bu karara karşı yapılan istinaf talebi üzerine davayı inceleyen istinaf mercii tarafından verilen 27/11/2020 tarihli kararda da, Anayasa Mahkemesinin 4045 sayılı Kanun'a ilişkin iptal kararı ile ortaya çıkan durum sonucunda yasal dayanağı kalmayan dava konusu işlemin hukuka uygun olmadığı belirtilmiştir. Başka bir ifadeyle anılan iptal kararı, Anayasa Mahkemesi kararı ile Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilen 4045 sayılı Kanun'un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasına dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemin hukuka aykırılığını tespit etmektedir. Bununla birlikte iptal kararı güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandırılmasına neden olan olguya dair bir irdeleme, esasa dair bir değerlendirme içermemektedir.

22. Bu hâle göre idari işlemi, tesis edilmesine ilişkin usuli süreç yönünden hukuka aykırı bularak iptal eden hükmün idareye ilk tesis edildiği andan itibaren işlemin hukuki varlığını ortadan kaldırmak yönünde bir yükümlülük yüklediği açık ise de idarenin usule ilişkin eksiklikleri gidererek yeni bir işlem tesis etmesi mümkündür. Nitekim somut vakada iptal kararına istinaden idarenin işlemlere yeniden başladığı ve Yönergeye göre yenilenmesi gereken sağlık raporunun temini amacıyla başvurucunun tekrar hastaneye sevk edildiği, raporun olumsuz olması üzerine de yargı denetimine açık yeni bir idari işlem tesis edildiği dosya içeriğinden anlaşılmıştır. Öte yandan Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde yapılan incelemede 26/6/2019 tarihli olumsuz rapor üzerine adaylık işlemleri sonlandırılan başvurucu tarafından tesis edilen işleme karşı herhangi bir dava açılmadığı görülmüştür.

23. Bu itibarla idare mahkemesi tarafından verilen iptal kararının uygulanmadığından söz edilemeyeceği anlaşıldığından kararın icrası hakkına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu sonucuna varılmıştır.

24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adil yargılanma hakkı kapsamındaki kararın icrası hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 26/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Ömer Faruk İpek [2. B.], B. No: 2021/49190, 26/3/2025, § …)
   
Başvuru Adı ÖMER FARUK İPEK
Başvuru No 2021/49190
Başvuru Tarihi 5/11/2021
Karar Tarihi 26/3/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, idari işlemin iptaline yönelik yargı kararının uygulanmaması nedeniyle kararın icrası hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Mahkemeye erişim hakkı (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi