TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
MAHMUT ÇALIM BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/5399)
Karar Tarihi: 14/2/2024
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Raportör
Mehmet AKTEPE
Başvurucu
Mahmut ÇALIM
Vekili
Av. Yasin ÇALIM
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, beyanları mahkûmiyet kararında belirleyici ölçüde delil olarak kullanılan tanıkların duruşmada başvurucu (sanık) tarafından sorgulanamaması nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. 1965 doğumlu olan başvurucu, olayların geçtiği tarihte en son Bor'da imam olarak görev yapmıştır.
3. Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) kapsamında yürütülen idari tahkikatlar ve örgüt üyeliği suçundan farklı Cumhuriyet başsavcılıklarınca yürütülen soruşturmalar kapsamında bazı kişilerin beyanları alınmıştır. Bahsi geçenler ifadelerinde başvurucu hakkında da bilgi vermişlerdir. Ayrıca 5/5/2017 tarihinde isimsiz yapılan Başbakanlık İletişim Merkezi ihbarında da başvurucunun FETÖ/PDY yapılanması içerisinde bulunduğu yönünde iddialar yer almıştır.
4. Başvurucuya yönelik idari tahkikat aşamasında 10/8/2016 tarihinde dinlenen M.A.Ş.; başvurucunun "fanatik derecesinde" örgüte bağlı olduğunu, Bor'da sohbet başı olup sohbet verdiğini belirterek başvurucunun örgüt lideri F.G.nin mehdi olduğunu, kendilerinin de F.G.nin askerleri olduğunu, bunların geçici olduğunu, üzülmemek gerektiğini, bazı sıkıntılar çekilse de neticede kendilerinin kazanacağını kendisine söylediğini beyan etmiştir.
5. Başvurucuya yönelik idari tahkikat aşamasında 31/8/2016 tarihinde dinlenen V.E.; başvurucunun 17/25 Aralık öncesinde çok aktif olduğunu, imamları Ö. isimli öğrenci yurduna yemeğe götürdüğünü, imamları bir arada tutmak için gezi gibi organizasyonlar yaptığını, ancak 17/25 Aralık sürecinden sonra açıktan yapılan bir şey görmediğini beyan etmiştir.
6. Bor Cumhuriyet Başsavcılığınca 13/11/2017 tarihinde beyanı alınan M.A.Ş.; idari soruşturma kapsamında vermiş olduğu ifadesini kabul ve tekrar ettiğini belirtmiştir. Ayrıca özetle; bu konuların darbe teşebbüsünden sonra birçok imam arkadaşı ile biraraya geldiklerinde konuştukları konu olduğunu, müftülük camiasında başvurucu hakkında herkesin bu şekilde konuştuğunu ve bu kişinin idari tahkikatta belirttiği şekildebilindiğini, başvurucuyu 1980 yılında beri tanıdığını, 17/25 Aralık 2013 tarihinden önceki konuşmalarındabaşvurucunun örgüt lideri F.G.yi öven sözler söylediğini, hatta imam arkadaşlarının Mahmut hoca akşam sohbet verecek şeklindekonuştuğunu, 17/25 Aralık 2013 tarihinden önce bir araya geldiklerinde başvurucunun F.G.den ve onun yaptığı sohbetlerden ara ara bahsettiğini, Diyanet Sen Sendikası başkanlığı yaptığı dönemde yatsı namazından sonra sendika toplantıları yapmak istediğindebazı imam arkadaşlarının bu akşam Mahmut hocanın sohbeti var gelemeyiz şeklinde söylediklerini, kendisinin hiç sohbete davet edilmediğini, başvurucunun da sohbet yaptığını görmediğini, imam arkadaşlarından duyduğu kadarı ile idari tahkikatta ifade verdiğini, başvurucunun Bor'da bulunan imamların sorumlusu olarak bilindiğini, bu şekilde düşenmesinin nedeninin imam arkadaşlarının söylemleri ve bu yönde konuşmaları olduğunu beyan etmiştir.
7. Bor Cumhuriyet Başsavcılığınca 9/11/2017 tarihinde beyanı alınan V.E. özetle;2010 yılında Bor İlçe Müftülüğünde veri hazırlama memuru olarak çalıştığı dönemde imam olan başvurucu ile resmi işlemlerini yaptığı sırada tanıştığını, başvurucunun 17/25 Aralık sürecinden önce imamlar arasında aktif olduğunu, imamları gezi organizasyonları yaparak bir yerlere götürdüğünü, Nevşehir/Kozaklı termale gittiklerini duyduğunu, başvurucunun FETÖ ile bir irtibatının olup olmadığını bilmediğini, kendisini sohbetlere çağırmadığını, 17/25 Aralık 2013 tarihinden sonra başvurucunun aktifliğinin azaldığını,görgüye dayalı bir bilgiye sahip olmadığını belirtmiştir.
8. Bor Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurucu hakkında FETÖ/PDY üyesi olduğu şüphesiyle başlatılan soruşturma sonucunda fezleke düzlenerek Niğde Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) gönderilmiştir. Başsavcılık, başvurucu hakkında FETÖ/PDY üyeliği suçunu işlediği iddiasıyla 17/11/2017 tarihli iddianame düzenlemiştir. İddianamede; FETÖ/PDY'nin kuruluşu ve yapısı hakkında genel bilgilere yer verildikten sonra başvurucunun terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin beyanda bulunan birçok tanığın beyanı ile Niğde [U.] Eğitim Kültür ve Sağlık Derneği üyesi olmasına delil olarak yer verilmiştir.
9. Niğde 2. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) yürütülen yargılamada 20/11/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda başvurucunun tutukluluk halinin devamına, duruşmanın 23/1/2018 tarihinde yapılmasına, tanık M.A.Ş.nin beyanının alınması amacıyla zorla getirilmesine ve tanıklar S.Ş., Y.Y., A.B., YA., İ.Ç., M.Ç., M.E., H.Y., K.E., A.Ç., S.A., V.E., D.D. ve H.Ö.nün beyanlarının istinabe suretiyle tespitine karar verilmiştir.
10. 23/1/2018 tarihli ilk celsede, tanıklar Y.A., İ.Ç., M.Ç., H.Y., K.E., A.Ç., S.A., D.D. ve H.Ö.nün istinabe suretiyle alınan beyanları başvurucuya okunmuştur. Aynı celsede tanıklar M.A.Ş. ve V.E. huzurda dinlenmiştir.
11. Tanık M.A.Ş. Mahkeme huzurunda idari tahkikattaki beyanlarının doğru olduğunu ve aynen tekrar ettiğini belirterek şu şekilde beyanda bulunmuştur;
" ... Sanığın eski adıyla bilinen Fetullah Gülen cemaatiyle irtibatı vardı, ben 78 79 lardan beri kendisiyle tanışırım o günden beri irtibatının olduğunu biliyorum, son dönemlerde kendisini Borda imamlık yaptığı için bilmiyorum, kendisi öğrencilik yıllarından beri Fetullah Gülen cemaatindedir, ben sanığın Bor'daki imamların sorumlusu olduğunu biliyorum, bunu imamlar arasında konuşurlarken duyardım, ben sendika toplantıları yapacağımız zaman Bor'daki imamlarla irtibatta olurdum bana o gün sohbetimiz var sohbetlere Mahmut Çalım'ın da katıldığını söylerledi, ancak bu 2005-2006 yıllarında geçen konuşmalardı, 17-25 Aralıktan sonra imamlar tarafından da sanığın faaliyette bulunduğuna ilişkin bir görgüm olmadı, biz Kozaklı'ya eğitim toplantısına gidiyoruz, toplantıyı Mahmut Çalım organize ediyor şeklindeki söylemleri ben 17-25 öncesinde duymuştum, ancak kendim gidip görmedim, ben duyumları [İ.A.], [K.Ü], [Y.Ş.] isimli kişilerden duyuyordum, 15 Temmuz olmasıyla beraber bunlar gün yüzüne çıkmıştı, tamamen imamlar arasındaki duyumlardır."
12. Tanık V.E. Mahkeme huzurunda idari tahkikattaki beyanlarının doğru olduğunu ve aynen tekrar ettiğini belirterek şu şekilde beyanda bulunmuştur;
" ... Ben sanık Mahmut Çalım'ı 2011 yılında ilçe müftülüğüne geldiğim dönemden tanıdım 2016 yılı Nisan ayına kadar beraber çalıştık, daha sonra benim şef olarak Kayseri'ye naklim çıkmıştı, imam arkadaşların bir çoğu Fetullah Gülen'in toplantılarına gidiyordu, savcı bey bana ifade alınırken sanığın günlük hayatta aktif olup olmadığını sordu ben aktif olarak cevap verdim, soruşturma sırasındaki beyanımın bu şekilde anlaşılmaşı gerekir, sanığın Nevşehir Kozaklı'daki termali otel organizasyonunu şahsın yapıp yapmadığını bilmiyorum ancak konuşulanlardan sanığın da bu programa katıldığı yönündeydi, sanığın 17-25 ten sonra da aktif bir kişiliği yoktu, sanığın 17-25 öncesi Fetullah Gülen cemaatiyle irtibatı olduğu şeklinde duyumlar vardı, benim görgüm yoktur."
13. Duruşmanın 15/2/2018 tarihli ikinci ve son celsesinde tanık M.E.nin istinabe suretiyle alınan beyanları başvurucuya okunmuş, istinabe suretiyle beyanları alınmasına karar verilen diğer tanıkların dinlenilmesine yönelik ara karardan Mahkemece vazgeçilmiştir. Bu celsede Başsavcılık makamınca esas hakkında mütalaa sunulmuştur. Başvurucu esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yaparak suçlamayı reddetmiştir. Mahkemece başvurucunun atılı suçtan 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Kararda, Ş.S., Y.Y., A.B. ve M.E.nin başvurucu hakkındaki idari tahkikatta ve soruşturma aşamasında alınan beyanları, istinabe yoluyla dinlenen Y.A., İ.Ç., M.Ç., H.Y., K.E., A.Ç., S.A., D.D. ve H.Ö. isimli tanıkların beyanları, duruşmada dinlenen M.A.Ş. ve V.E. isimli tanıkların beyanları ve başvurucunun örgüte müzahir derneğe üyelik kaydı Mahkemece delil olarak hükme esas alınmıştır.Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:
"... idari tahkikat aşamasında dinlenen tanıklar [M.A.Ş.] sanığın fanatik derecesinde örgüte bağlı olduğunu, Bor ilçesinde sohbet başı olup sohbet verdiğini, Fethullah Gülen'in mehdi olduğunu kendilerinin onun askerleri olduğunu sanığın söylediğini söylemiş, [tanık] Kom Şube müdürlüğünde alınan beyanında sanığın örgütle bağı olduğunu bildiğini ancak bunu ispat edemeyeceğini sanığı 17-25 aralık sürecinden sonra çok sık görmediğini beyan etmiş, tanık mahkememizdeki beyanında ise sanığın Bor ilçesindeki imamların sorumlusu olduğunu bildiğini,17-25 aralık öncesinde sanığın toplantı organize ettiğini duyduğunu, bu süreçten sonra sanıkla ilgili bilgisinin olmadığını dile getirmiş yine tanık [S.Ş.] sanığın yıllardır cemaat içerisinde olduğunu bildiğini, 17-25 aralık sürecinden sonra sohbetlere devam ettiğini duyduğunu söylemiş, tanık Kom Şube müdürlüğünde alınan beyanında 17-25 Aralık sürecinden sonra da sanığın sohbetlere devam ettiğini duyduğunu beyan etmiş, yine tanık [Y.Y.] sanığın örgüt içinde aktif olduğunu, dershanelere kayıt konusunda telkinlerde bulunduğunu, tanık Kom Şube müdürlüğünde alınan beyanında 17-25 Aralık sürecinden sonra sanığın aktifliği ile ilgili bilgisinin olmadığını daha öncesinde sanığın dershanelere kayıt konusunda telkinlerinin olduğunu bildiğini beyan etmiş, yine tanık [A.B.] sanığın darbe gününe kadar örgütle ilişkisi olduğunu bildiğini, tanık Kom Şube müdürlüğünde alınan beyanında sanığın kendisini sohbetlere çağırdığını, örgütü desteklediğini, darbe gününe kadar örgüte çalıştığını beyan etmiş, yine tanık [İ.Ç.] sanığın kendisini sohbetlere davet ettiğini, sanığın kurban parası topladığını duyduğunu beyan etmiş,tanık mahkememizce talimat yoluyla dinlenmesinde sanığın 17-25 aralık öncesi bu yapıyla irtibatı olduğunu bildiğini ancak bu süreçten sonrasını bilmediğini sadece duyduğunu beyan etmiş, yine tanık [M.Ç.] sanığın örgüt içerisinde etkin olduğunu kurban parası topladığını, gazete dergi abonesi yaptığını, bank asya memurlarıyla kredi kartı dağıttığını beyan etmiş,tanık Kom Şube müdürlüğünde alınan beyanında aynı beyanlarını tekrar etmiş, tanık mahkememizce talimat yoluyla dinlenmesinde önceki beyanlarını tekrar ettiğini, sanığın örgütle yakından ilişkili olduğunu, sanığın Bor ilçesindeki imamlar arasında en üst isim olduğunu bildiğini,17-25 aralık sürecinden sonra da açık açık olmasa da devam ettiğini bildiğini beyan etmiş, yine tanık [Y.A.] sanığın örgüt içerisinde sorumlu konumda olduğunu beyan etmiş, tanık Kom Şube müdürlüğünde alınan beyanında sanığın örgüt ile bağını bilmediğini, tanık mahkememizce talimat yoluyla dinlenmesinde sanığın kendisini bir kere adını hatırlamadığı sendikaya üye yapmak istediğini beyan etmiş, yine tanık [M.E.] sanığın 17-25 Aralık sürecinden sonra da örgüt toplantılarına devam ettiğini beyan etmiş, tanık mahkememizce talimat yoluyla alınan beyanında kime sorulsa sanığın fetö yapılanması içerisinde olduğunu söyleyeceğini, sanığın sohbete katılacakları arabasıyla alarak evine götürdüğünü, sanığın örgüt ile hiç bağını koparmadığını beyan etmiş, yine tanık [H.Y.] sanığın kendisini ısrarla sohbetlere çağırdığını, tanık Kom Şube müdürlüğünde alınan beyanında sanığın sohbetlere katıldığını ancak kendisini çağırmadığını beyan etmiş, tanık mahkememizce talimat yoluyla alınan beyanında sanığın kendisini sohbetlere çağırdığını ancak bunun 17-25 aralık öncesi olduğunu, bu süreden sonra sanıkla ilgili bilgisinin olmadığını yine tanık [K.E.] sanığın 17-25 öncesi ve sonrası örgütte aktif olduğunu, gazete abonesi yapmaya çalıştığını, kurban parası topladığını beyan etmiş, tanık Kom Şube müdürlüğünde alınan beyanında beyanlarının etraftan duydukları sebebiyle olduğunu beyan etmiş, tanık mahkememizce talimat yoluyla alınan beyanında sanıkla ilgili görgüye dayalı bilgisinin olmadığını ancak Bor ilçesinde herkesin sanığın örgütle bağlantısının olduğunu bildiğini yine tanık [A.Ç.] sanığın kime sorulsa cemaatçi olduğunun söyleneceğini ve sanığın yemek organizasyonları yaptığını, tanık Kom Şube müdürlüğünde alınan beyanında bu beyanlarını tekrar etmiş, tanık mahkememizce talimat yoluyla alınan beyanında sanığın 17-25 aralık öncesinde Bor ilçesinde imamlar arasında temsilci olduğunu bildiğini ancak bu süreçten sonra bilgisinin olmadığını beyan etmiş, yine tanık [V.E.] sanığın 17-25 aralık sürecinden önce çok aktif olduğunu ancak bu süreçten sonra aktifliğini bilmediğini, tanık Kom Şube Müdürlüğünde alınan beyanında bu beyanlarını tekrar etmiş, tanık mahkememizde dinlenmesinde sanığın 17-25 aralık sürecinden sonra örgütle irtibatı yönünde duyumlarının olduğunu ancak bu süreçten sonrasına ilişkin bilgisinin olmadığını beyan etmiş, yine tanık [S.A.] sanığın örgütle beraber hareket ettiğini bildiğini, tanık Kom Şube müdürlüğünde alınan beyanlarında sanığın örgüt bağlantısını bilmediğini beyan etmiş, mahkememizce talimat yoluyla dinlenmesinde de sanığı çok tanımadığını sadece 15 Temmuz gecesi meydanlarda gördüğünü beyan etmiş, tanık [H.Ö.] Kom Şube Müdürlüğündeki beyanında sanığın örgüte adam toplama faaliyeti yaptığını, sohbetlere devam ettiğini beyan etmiş, mahkememizce talimat yoluyla dinlenmesinde sanığın örgütle gönül bağı olduğunu ancak 15 temmuz gecesi sanığın da camilerden sela verdiğini ve kendisine 'ben bunların böyle hain olduğunu bilsem bunlara gönül verirmiydim' dediğini beyan etmiş, tanık [D.D.] sanığın örgüt içerisinde olduğunu bildiğini, sanığın kurban parası topladığını, gazete ve dergi aboneliği için kişilere telkinde bulunduğunu, Ak Partiyi bitirdiğimiz gibi seni de bitiririz dediğini beyan etmiş, mahkememizce talimat yoluyla dinlenmesinde sanığın 15 Temmuz tarihine kadar sohbetlere gittiğini gördüğünü ve duyduğunu beyan etmiş sanığa kendilerinin bu yapıyla ilişkini kes demeleri üzerine sanığın 'ben sizin işinize karışıyor muyum? siz de benim işime karışmayın' dediğini beyan etmiştir. Bu tanıklar ile sanığın husumetinin bulunmadığı değerlendirilerek bu tanık beyanlarının sanığın örgüt üyeliği suçlaması yönünden değerlendirmeye alınacağı kanaatine varılmıştır.
... sanığın bu amaçla kurulan FETÖ/PYD iltisaklı olan Niğde [U.] Eğitim Kültür ve Sağlık Derneğinin üyesi olduğu Niğde Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü'nün müzakereye cevaben 23.11.2017 tarihli yazı ile göndermiş olduğu tespitinde görülmektedir. 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra Devletin en üst konumunda bulunan başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Devletin istihbari birimlerinin bu yapıyla bağlarının koparılması konusunda gerek basın gerekse yerel bazda bir çok beyanatta bulunulduğu halde sanığın bu derneğe üyeliğinin devam ettiği görülmektedir."
14. Başvurucu, istinaf ve gerekçeli temyiz dilekçelerinde -diğerlerinin yanı sıra- tanıkların hiçbirinin Mahkeme huzurunda dinlenmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. Hüküm, kanun yolu denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
15. Başvurucu nihai kararı 2/2/2021 tarihinde öğrenmiş, 16/2/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
16. Komisyon; tanık sorgulama hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
17. Başvurucu, beyanları mahkȗmiyet hükmüne esas alınan tanıkların duruşmada dinlenmemeleri nedeniyle tanıklara soru sorma imkânı elde edemediğini belirterek tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
18. Bakanlık görüşünde;başvurucu hakkında beyanda bulunan tanıklar M.A.Ş. ve V.E.nin bizzat Mahkeme tarafından başvurucu ile müdafii huzurunda dinlenildiği, başvurucunun mahkûmiyetine esas alınan diğer tanıkların da istinabe suretiyle alınan beyanlarının başvurucu ve müdafiine okunduğu, gerekçeli kararda başvurucu hakkındaki tanık beyanlarıyla birlikte yer verilen diğer delil ve değerlendirmeler ışığında mahkumiyet hükmü tesis edildiği belirtilmiştir. Öte yandan dinlenen tanık ifadelerinin tamamı ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin başvurucuya bildirildiği hususunun altı çizilmiştir.
19. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formundaki açıklamalarına atıfta bulunarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını tekrarlamıştır.
20. Anayasa Mahkemesi, birçok kararında tanık kavramını sanığa isnat edilen fiil hakkında bilgi veren herhangi bir kişi şeklinde özerk olarak yorumlamış ve tanık sorgulama hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir (Atila Oğuz Boyalı, B. No: 2013/99, 20/3/2014; Selçuk Demir, B. No: 2014/9783, 22/1/2015; AZ. M., B. No: 2013/560, 16/4/2015; Baran Karadağ, B. No: 2014/12906, 7/5/2015; Orhan Güleryüz, B. No: 2019/30221, 28/12/2021). Buna göre bir ceza yargılamasında sanığın aleyhine olan tanıkları sorgulama ve sorgulatma hakkı vardır. Hakkında gerçekleştirilen ceza yargılaması sürecinde sanığın tanıklara soru yöneltebilmesi, onlarla yüzleşebilmesi ve tanıkların beyanlarının doğruluğunu sınama imkânına sahip olması adil bir yargılamanın yapılabilmesi bakımından gereklidir (AZ. M., § 55). Diğer yandan bir mahkûmiyet -tek veya belirleyici ölçüde- sanığın soruşturma veya yargılama aşamasında sorgulama ve sorgulatma imkânı bulamadığı bir kimse tarafından verilen ifadelere dayandırılmış ve dengeleyici güvenceler sağlayan bir usul öngörülmemişse sanığın hakları Anayasa'nın 36. maddesindeki güvencelerle bağdaşmayacak ölçüde kısıtlanmış olur (Orhan Güleryüz, § 35).
21. Anayasa Mahkemesi, tanık sorgulama hakkıyla ilgili olarak verdiği kararlarında somut bir yargılama öncesinde veya haricinde elde edilen tanık beyanlarının delil olarak kabulünün yargılamanın adilliğine zarar verip vermediğini değerlendirmek için üç aşamalı bir test uygulanması gerektiğini ifade etmektedir. Buna göre ilk olarak tanığın mahkemede hazır edilmemesi geçerli bir nedenin mevcudiyetine dayanmalıdır. İkinci olarak sanığın sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı tanık tarafından verilen beyanın mahkûmiyetin dayandığı tek veya belirleyici delil olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Sorgulama ve sorgulatma imkânı tanınmayan tanığın beyanının tek veya belirleyici delil olduğunun tespit edilmesi durumunda ise üçüncü aşama olarak savunma tarafının maruz kaldığı bu olumsuzluğun telafi edilmesi amacıyla yeterli düzeyde karşı dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün yürütülüp yürütülmediği ortaya konulmalıdır (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Abdurrahim Balur, B. No: 2013/5467, 7/1/2016, § 80; Onur Urbay, B. No: 2014/6222, 6/3/2019, §§ 36, 40; Zekeriya Sevim, B. No: 2018/18989, 16/6/2021, §§ 44, 51). Bu kapsamda, hükme ulaşılırken sorgulanmamış tanık beyanını destekleyen başka doğrulayıcı delillere dayanılması telafi edici güvencelerden biri olarak kabul edilebilir (Orhan Güleryüz, § 39). Sorgulanmayan tanığın beyanının güvenilirliğinin ve doğruluğunun saptanması amacıyla savunma tarafına sağlanabilecek bir diğer telafi edici güvence ise sanığa olayın kendi versiyonunu anlatma ve delillerini sunma imkânının tanınmasıdır (Orhan Güleryüz, § 40).
22. Başvuru konusu olayda incelenmesi gereken ilk sorun, beyanı delil olarak kabul edilen tanıkların duruşmada dinlenmemesinin geçerli bir nedene dayanıp dayanmadığıdır. Mahkeme, konutları yargı çevresi dışında bulunan tanıklar ile idari tahkikat sırasında dinlenen kişilerin duruşmaya getirilmesinin zor olup olmadığıyla ilgili bir değerlendirme yapmamış; tanıkların konutlarının yargı çevresi dışında olması istinabe yoluyla dinlenmeleri için yeterli bir sebep sayılmıştır. Dolayısıyla başvurucunun tanık sorgulama imkânından yararlandırılmamasının gerekçelendirilmesi yükümlülüğü somut olayda kamu makamları tarafından yerine getirilmemiştir. Ancak buna ilişkin geçerli bir nedenin ortaya konulmamış olması, tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi için yeterli değildir. İkinci olarak hükmün tek başına veya belirleyici ölçüde başvurucunun sorgulama veya sorgulatma imkânına sahip olmadığı bir tanık tarafından verilen ifadeye dayalı olup olmadığı ortaya çıkarılmalıdır.
23. Somut olayda Mahkeme; başvurucu ve müdafiinin hazır bulunduğu duruşmada tanıklar M.A.Ş. ve V.E.yi dinlemiştir. Başvurucu ve müdafiine tanık beyanlarına karşı savunma hakkı tanımıştır. Dahası bu tanıkların idari tahkikat aşamasında verdikleri beyanlar da duruşmada okunmuş, tanıklar idari tahkikatta verdikleri beyanları aynen tekrar ettiklerini ve bu beyanların doğru olduğunu belirtmişlerdir.
24. Gerekçeli karar içeriğinden Mahkemenin -duruşmada dinlenilmeyen tanık beyanları dışında- duruşmada dinlenen tanıklar M.A.Ş. ve V.E.nin çeşitli aşamalarda verdiği; başvurucunun 17-25 Aralık sürecinden önce çok aktif olduğuna, Bor'daki imamların sorumlusu olduğuna, Bor'da sohbet başı olup sohbet verdiğine ve çevresindekilere örgüt lideri F.G.nin mehdi, kendilerinin de onun askerleri olduğuna ilişkin söylemlerde bulunduğuna yönelik beyanlara da itibar ederek mahkumiyet hükmü kurduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda Mahkemece itibar edilen tanık beyanlarına göre duruşmada sorgulanamayan tanıkların beyanlarının mahkûmiyet kararına götüren tek veya belirleyici nitelikte delil olduğunun kabulü mümkün görünmemektedir. Başvurucunun sorgulama veya sorgulatma imkânı bulmadığı tanıkların beyanının tek veya belirleyici delil olarak mahkûmiyette kullanılmadığının tespit edilmesi nedeniyle tanık sorgulama hakkıyla ilgili uygulanan testin üçüncü aşamasıyla ilgili bir inceleme yapılmamıştır.
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 14/2/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.