logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Akset Hırdavat Makine Kalıp Kesici Takımlar İş Güvenliği Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. [1. B.], B. No: 2021/62879, 16/9/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AKSET HIRDAVAT MAKİNE KALIP KESİCİ TAKIMLAR İŞ GÜVENLİĞİ SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/62879)

 

Karar Tarihi: 16/9/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Saliha AKSOY

Başvurucu

:

Akset Hırdavat Makine Kalıp Kesici Takımlar İş GüvenliğiSanayive Ticaret Ltd. Şti.

Vekili

:

Av. Sadi KAYABAŞI

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, resen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin iptali istemine ilişkin davanın süre aşımından reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu Şirket hakkında 2016 yılı hesap döneminde sahte belge ticareti nedeni ile komisyon geliri elde ettiği yönünde tespitler içeren 2020-A-8777/43 sayılı vergi inceleme raporu düzenlenmiş, sonucunda Şirket adına 2016/5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 12. dönemlere ilişkin olarak resenüç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarh edilerek ihbarnameler tebliğ edilmiştir.

3. Başvurucu Şirket resen yapılan tarhiyatların iptali istemiyle Bursa 2. Vergi Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır.

4. Mahkeme 31/3/2021 tarihli kararla davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir.

5. Kararın gerekçesinde; dava konusu ihbarnamelerin başvurucu Şirketin kullanımında olan elektronik tebligat adresine 4/12/2020 tarihinde gönderildiği, bu durumda elektronik tebligatın 9/12/2020 tarihinde yapıldığının kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme, usulüne uygun olarak 9/12/2020 tarihinde tebliğ edilen ihbarnamelere karşı otuz gün içinde, en geç 8/1/2021 tarihine kadar dava açılması gerekirken bu süreler geçirildikten sonra 27/1/2021 tarihli dilekçe ile açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle esasının incelenmesine olanak bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır.

6. Karar hakkında istinaf isteminde bulunulması üzerine Bursa Bölge İdare Mahkemesi 2. Vergi Dava Dairesi (Bölge İdare Mahkemesi) 21/10/2021 tarihli kararıyla istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar vermiştir.

7. Başvurucu, nihai kararı 28/11/2021 tarihinde öğrendikten sonra 23/12/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Başvurucu; dava konusu ihbarnamelerin ve uzlaşmaya davet yazısının 9/12/2020 tarihinde kendisine gönderildiğini ancak daha sonra vergi dairesince telefonla aranarak 13/1/2021 tarihinde uzlaşma toplantısının yapılacağının bildirildiğini, 13/1/2021 tarihinde uzlaşma toplantısının yapıldığını ve uzlaşma sağlanamaması üzerine aynı tarihli uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın düzenlendiğini belirtmiştir. Başvurucu, dava açma süresinin anılan tutanağın düzenlendiği tarih esas alınarak hesaplanması gerektiği hâlde Mahkemece hatalı değerlendirme ile ihbarnamelerin tebliğ tarihi esas alınmak suretiyle hesaplanarak verilen süre aşımı kararı nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

10. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun mahkemeye erişim hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

11. Başvuru, mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmiştir.

12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

13. Adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri olan mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hâle getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Özkan Şen [2. B.], B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52).

14. Mahkemeye erişim hakkı, mahkemeye başvuru konusunda etkili bir sistemin var olmasını ve dava açmak isteyen kişilerin mahkemeye ulaşmada açık, pratik ve yeterli fırsatlara sahip olmasını gerektirir. Özellikle hukuki ya da uygulamadaki belirsizlikler kişilerin mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Aktif Elektrik Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. [1. B.], B. No: 2012/855, 26/6/2014, § 34). Bu nedenle mahkemelerin usul kurallarını uygularken yargılamanın hakkaniyetine zarar getirecek ölçüde katı şekilcilikten kaçınmaları gerektiği gibi kanunla öngörülmüş usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak ölçüde aşırı esneklikten de kaçınmaları gerekir (Kamil Koç [1. B.], B. No: 2012/660, 7/11/2013, § 65). Bu kapsamda mevzuatta öngörülen dava açma süresine ilişkin kuralların hukuka açıkça aykırı olarak yanlış uygulanması veya bu sürelerin hatalı hesaplanması nedenleriyle kişilerin dava açma ya da kanun yollarına başvuru haklarını kullanmasına engel olunması mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Özbakım Özel Sağlık Hiz. İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. [2. B.], B. No: 2014/13156, 20/4/2017, § 38).

15. Vurgulamak gerekir ki dava açma süresinin hangi tarihte başlayacağını belirlemek ve mevzuatı bu yönüyle yorumlamak görevi esasen yargılama mercilerine aittir. Bireysel başvurunun ikincillik ilkesi gereği, dava açma süresinin başlatılacağı tarihin belirlenmesi noktasında Anayasa Mahkemesinin bir görevi yoktur. Anayasa Mahkemesinin bu hususta üstleneceği rol, dava açma süresinin hangi tarihten itibaren başlatılması gerektiğiyle ilgili yargı mercilerinin yorumlarının mahkemeye erişim hakkına etkisini somut olayın koşulları ışığında incelemektir (Ahmet Yıldırım [1. B.], B. No: 2014/18135, 20/9/2017, § 46).

16. Başvurucunun açtığı davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle Mahkemece reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkına müdahale oluşturduğu açıktır. Bu sebeple müdahalenin Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen, kanun tarafından öngörülme, haklı bir sebebe dayanma, ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığı belirlenmelidir.

17. Somut olayda mahkemeye erişim hakkına davanın süre yönünden reddi suretiyle yapılan müdahalenin kanuni dayanağa sahip olduğu ve sınırlamanın meşru amacının bulunduğu (idari işlem ya da eylemlere karşı açılacak davalarda süre koşulu öngörülmesinin en genel ifadesiyle idari istikrarın sağlanması şeklinde bir meşru amaca hizmet ettiği yönünde ayrıntılı değerlendirme için bkz. Ayşe Yıldırım [1. B.], B. No: 2014/5, 25/10/2017, §§ 54, 55; Fatma Altuner [2. B.], B. No: 2014/17714, 26/10/2017, §§ 48, 49; Çölbeyi Lojistik Nakliyat Gümrükleme Denizcilik İnşaat Turizm Sanayii ve Ticaret Limitet Şirketi [1. B.], B. No: 2014/12354, 9/11/2017, § 52) anlaşılmıştır.

18. Kanunilik ve meşru amaç şartlarını sağladığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkına yönelik müdahale, ölçülülük ilkesi bakımından da değerlendirilmelidir. Ölçülülük ilkesi elverişlilik, gereklilik ve orantılılık olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik öngörülen müdahalenin ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasını, gereklilik ulaşılmak istenen amaç bakımından müdahalenin zorunlu olmasını yani aynı amaca daha hafif bir müdahale ile ulaşılmasının mümkün olmamasını, orantılılık ise bireyin hakkına yapılan müdahale ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin gözetilmesi gerekliliğini ifade etmektedir (AYM, E.2011/111, K.2012/56, 11/4/2012; E.2013/66, K.2014/19, 29/1/2014; E.2016/16, K.2016/37, 5/5/2016; Mehmet Akdoğan ve diğerleri [1. B.], B. No: 2013/817, 19/12/2013, § 38).

19. Hak arama özgürlüğünün bağlandığı usul kurallarına uyulmaması nedeniyle uyuşmazlıkların esası hakkında karar verilmemesi suretiyle mahkemeye erişim hakkına yapılan müdahalenin idari istikrarın sağlanması amacının gerçekleştirilmesi bakımından elverişli ve gerekli olduğu söylenebilir. Somut olaydaki müdahalenin ölçülülüğünün değerlendirilmesi bakımından asıl üzerinde durulması gereken husus ise müdahalenin orantılı olup olmadığıdır.

20. Başvurucu, dava konusu işleme ilişkin 13/1/2021 tarihinde uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın düzenlendiğini, dolayısıyla dava açma süresinin de bu tarihten başlamak üzere hesaplanması gerektiğini belirterek dava açma süresinin tespitinde hata yapıldığından yakınmıştır.

21. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinde; özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde dava açma süresinin vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın tebliğ yapılan hâllerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliği izleyen günden başlayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda Mahkeme, ilgili mevzuat hükmü doğrultusunda dava konusu ihbarnamelerin 9/12/2020 tarihinde tebliğ edildiğini belirterek bu tarihten itibaren otuz günlük süreyi hesaplamış; davanın açıldığı 27/1/2021 tarihinin otuz günlük süreden sonra olduğunu tespit ederek hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.

22. Diğer yandan 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun ek 7. maddesinin dördüncü fıkrasında, uzlaşmanın vaki olmaması hâlinde mükellef veya ceza muhatabının tarh edilen vergiye veya kesilen cezaya uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği belirtilmiş; bu takdirde dava açma müddetinin bitmiş veya on beş günden az kalmış olması hâlinde ise bu müddetin tutanağın tebliği tarihinden itibaren on beş gün olarak uzayacağı düzenlenmiştir. Anılan hüküm gözetildiğinde somut uyuşmazlığa ilişkin Uzlaşma Tutanağı'nın düzenlendiği tarih itibarıyla ayrı bir dava süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.

23. Somut olayda dava konusu ihbarnamelerin 9/12/2020 tarihinde başvurucu Şirkete tebliğ edildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bununla birlikte başvurucu Şirket ile 13/1/2021 tarihinde uzlaşma toplantısı yapıldığı, toplantı sonucu uzlaşmanın vaki olmadığının aynı tarihte tutanak altına alındığı görülmüştür. Başvurucu mahkemenin vermiş olduğu süre aşımından ret kararını istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde anılan tutanağa dayanarak dava açma süresinin 13/1/2021 tarihinde başlaması gerektiğini ileri sürmesine rağmen istinaf mahkemesi bu hususu değerlendirmemiştir.

24. Bu itibarla Mahkemece dava süresinin Uzlaşma Tutanağı'nın düzenlendiği tarih yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, ihbarnamenin tebliğ tarihinin esas alınması suretiyle başlatılmasına ilişkin öngörülebilir olmayan yorumunun mahkemeye erişim hakkına yönelik katı bir yorum olduğu, başvurucu üzerinde ağır bir külfete sebep olduğu, bu suretle başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçlarla karşılaştırıldığında orantısız olduğu değerlendirilmiştir. Sonuç olarak başvurucunun mahkemeye erişim hakkına yönelik müdahalenin ölçüsüz olduğu kanaatine varılmıştır.

25. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

26. Başvurucu, yeniden yargılama yapılmasına hükmedilerek ihlalin giderilmesini talep etmiştir.

27. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerinin yapması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

28. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Bursa 2. Vergi Mahkemesine (E.2021/260, K.2021/392) GÖNDERİLMESİNE,

D. 487,60 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.487,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/9/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Akset Hırdavat Makine Kalıp Kesici Takımlar İş Güvenliği Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. [1. B.], B. No: 2021/62879, 16/9/2025, § …)
   
Başvuru Adı AKSET HIRDAVAT MAKİNE KALIP KESİCİ TAKIMLAR İŞ GÜVENLİĞİ SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.
Başvuru No 2021/62879
Başvuru Tarihi 23/12/2021
Karar Tarihi 16/9/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, resen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin iptali istemine ilişkin davanın süre aşımından reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Mahkemeye erişim hakkı (idare) İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi