logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mustafa Ubeydullah Aydın [1.B.], B. No: 2022/103487, 21/1/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSTAFA UBEYDULLAH AYDIN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/103487)

 

Karar Tarihi: 21/1/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

Mustafa Ubeydullah AYDIN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; denetimli serbestlik ve koşullu salıverme imkânından yararlandırılmama nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesi ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Elâzığ 2. Ağır Ceza Mahkemesince başvurucunun terör örgütü üyeliği suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu karar kanun yolu incelemelerinden geçerek kesinleşmiştir.

3. 12/5/2020 tarihli müddetnamede başvurucunun koşullu salıverilme tarihi 12/6/2023 olarak belirlenmiştir.

4. 19/11/2020 tarihli müddetnamede ise başvurucunun üçten fazla hücre cezası aldığı için 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası gereğince koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanamayacağı belirtilmiş ve hak ederek tahliye tarihi 18/8/2025 olarak belirlenmiştir.

5. Başvurucu 19/11/2020 tarihli müddetnameye ve ceza infaz kurumunun denetimli serbestlik ve koşullu salıverme imkânından yararlandırılması taleplerinin reddine ilişkin kararlarına 29/8/2022 tarihinde itiraz etmiştir. Başvurucu, kendisiyle aynı durumda olan bir kişi hakkında Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesince koşullu salıvermeden yararlandırılma yönünde karar verildiğini, hakkında verilen ve kesinleşen üç adet hücreye koyma disiplin cezasının, üzerine atılı suç bakımından tutuklu bulunduğu dönemde verildiğini, şu anda infaz etmekte olduğu terör örgütü üyeliği suçunun kapsamında verilen mahkûmiyet kararının infazı esnasında hücre hapsi cezası almadığını ve bu nedenle kendisi hakkında 3713 sayılı Kanun’un 17 maddesinin uygulanmaması gerektiğini, lehine olan kanuni düzenlemeler dikkate alınmadan koşullu salıverilme imkânından ve denetimli serbestlik hakkından mahrum bırakıldığını, önce disiplin cezası verilmesi, ardından koşullu salıverilmenin geri alınması nedeniyle aynı eylemden dolayı iki kez cezalandırılma yasağına aykırı davranıldığını belirterek 12/6/2022 tarihi itibarıyla denetimli serbestlik hakkından faydalandırılmasını ve akabinde koşullu salıverilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

6. Elâzığ İnfaz Hâkimliği 29/9/2022 tarihinde başvurucunun taleplerinin ve müddetnameye itirazının reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Hükümlünün talebi, infaz dosyası, hakkında verilen disiplin cezaları ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde hükümlünün Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli Caza İnfaz Kurumuna 22/10/2018 tarihinde tutuklu sıfatıyla nakil olarak geldiği ve 30/4/2020 tarihinde cezası kesinleşerek hükümlü konumuna geçtiği, hükümlünün hakkında 3 adet hücreye koyma disiplin cezası verildiği ve kesinleşerek infaz ettiği , bu noktada 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca 'Tutuklu veya hükümlü iken firar veya ayaklanma suçundan mahkûm edilmiş bulunanlar ile disiplin cezası olarak üç defa hücre hapsi cezası almış olanlar, bu disiplin cezaları kaldırılmış olsa bile şartla salıverilmeden yararlanamazlar.' hükümleri gereğince 3 adet hücre disiplin cezası aldığından ve cezaların kesinleşerek infaz ettiği, hükümlünün Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/06/2018 tarih ve 2017/145 Esas 2018/236 Karar sayılı ilamının 3713 Sayılı Kanun kapsamında olduğundan almış olduğu 3 adet hücre disiplin cezaları doğrultusunda koşullu salıverilme hükümlerinden faydalandırılmadığı, ilgili kanun metninde "tutuklu veya hükümlü iken" cümlesinde belirtilmiş olması sebebiyle ilgilinin hücreye koyma disiplin cezasını silahlı terör örgütü suçu kapsamında tutuklu veya hükümlü iken almış olmasının yeterli olduğu, maddenin uygulanması için disiplin cezalarının hükümlü iken alınması şartının bulunmadığı ve hem tutukluluk hem de hükümlülük kapsamında toplam 3 ve üzeri hücreye koyma disiplin cezası alınmasının3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 17. maddesinin uygulanması için yeterli olduğu anlaşılmıştır.

Bu bilgiler ışığında ilgili yönetmelik ve kanunlar çerçevesinde açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanılması ile ilgili öncelikle koşullu salıverilme hakkı bulunan hükümlülerin bu haklardan faydalanabileceği, bu kapsamda hükümlü hakkında koşullu salıverilme hakkının bulunmadığı, bu nedenle hükümlü hakkındaki ... müddetnamenin yerinde olduğu, hükümlünün mevcut durum itibariyle koşullu salıverilme hakkı bulunmadığından açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve bu doğrultuda denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanma hakkı da bulunmadığı anlaşıldığından hükümlünün taleplerinin ve müddetnameye itirazlarının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."

7. Başvurucunun bu karara yaptığı itiraz, Elâzığ 1. Ağır Ceza Mahkemesince 24/10/2022 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.

8. Bu karar 26/10/2022 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

9. Başvurucu 24/11/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

10. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

11. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

12. Başvurucu; hakkında verilen disiplin cezalarının 23/5/2021 tarihi itibarıyla kaldırıldığını, dolayısıyla 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un lehine olan ilgili hükümleri çerçevesinde denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme imkânından yararlandırılması gerektiğini, buna rağmen talebinin reddedildiğini belirterek adil yargılanma hakkının, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, Anayasa Mahkemesinin bazı kararlarına yer verilmek suretiyle bu kararlar dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerektiği ileri sürülmüştür. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında ihlal iddialarını yinelemiştir.

14. Başvurucunun iddiaları kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmiştir.

15. Bir mahkûmiyet kararının infazına ilişkin olarak Anayasa'nın 19. maddesi açık bir hüküm içermemektedir. Bununla birlikte Anayasa'nın 19. maddesinin amacı kişileri keyfî bir şekilde hürriyetten yoksun bırakılmaya karşı korumak olup maddede öngörülen istisnai hâllerde kişi hürriyetine getirilecek sınırlamaların da maddenin amacına uygun olması gerekir (Abdullah Ünal, B. No: 2012/1094, 7/3/2014, § 38). Bir kimsenin mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi kapsamında hürriyetinden yoksun bırakıldığının söylenebilmesi için her şeyden önce hürriyeti kısıtlayıcı ceza veya güvenlik tedbirinin bir mahkeme tarafından verilmesi, ikinci olarak yerine getirilecek kararın hürriyeti kısıtlayıcı ceza veya güvenlik tedbirlerine ilişkin olması gerekir. Ceza veya güvenlik tedbiri içermeyen bir karara dayanılarak bir kimsenin hürriyetinden yoksun bırakılması mümkün değildir. Son olarak hürriyetten yoksun bırakılmanın mahkemece verilen hürriyeti kısıtlayıcı ceza veya güvenlik tedbirinin kapsamını aşmaması gerekir (Ercan Bucak (2), B. No: 2014/11651, 16/2/2017, § 40).

16. Anayasa'nın 19. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi bir mahkûmun af yasasından ya da erkenden şartlı tahliye veya kesin tahliye durumlarından yararlanması gibi hususları güvence altına almamaktadır. Ancak mahkemelerin bu tür bir imkândan faydalanmak için kanunda belirtilen koşulları yerine getiren herkese, herhangi bir takdir yetkisi bulunmadan bu tedbiri uygulamakla yükümlü olmaları hâlinde durum farklıdır (İsrafil Hurman, B. No: 2014/1782, 9/6/2016, § 33).

17. Somut olayda İnfaz Hakimliğince hakkında üç tane hücreye koyma disiplin cezası olduğu için 3713 sayılı Kanun’un 17. maddesinin ikinci fıkrası gereğince başvurucunun koşullu salıverilmeden yararlanamayacağı belirtilmiştir. Hâkimlik ayrıca başvurucunun koşullu salıverilme hakkı bulunmadığından açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve bu doğrultuda denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanma hakkının da bulunmadığını ifade etmiştir.

18. Başvurucu, bu disiplin cezalarının kaldırıldığını belirtmiş ise de kanunda açıkça bu disiplin cezaları kaldırılmış olsa bile kişilerin koşullu salıverilme imkânından yararlanamayacağı düzenlenmiştir. Denetimli serbestlik tedbiri de koşullu salıverilmesine belli bir süre kalan kişiler hakkında uygulandığından koşullu salıverilme imkânından yararlanamayan bir kişinin denetimli serbestlik tedbirinden yararlanamayacağı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla başvurucunun denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme imkânından koşulları oluştuğu hâlde yararlandırılmaması gibi bir durum söz konusu değildir.

19. Öte yandan yetkili makamların başvurucunun denetimli serbestlikten ve koşullu salıverilmeden yararlandırılmaması yönündeki değerlendirmelerinin keyfî veya açıkça dayanaksız olmadığı, kanundaki düzenlemelere dayandığı görülmektedir. Bu nedenle yetkili makamların herhangi bir takdir yetkisi bulunmadan bu tedbiri uygulamakla yükümlü olmaları gibi bir durum da mevzubahis değildir. Dolayısıyla başvurucunun talebi kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında güvence altına alınmamıştır.

20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Aynı Fiilden Dolayı Birden Fazla Yargılanmama veya Cezalandırılmama İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

21. Başvurucu, disiplin cezaları infaz edildikten ve kaldırıldıktan sonra aynı fiil ve eylemler nedeniyle ikinci ceza olarak koşullu salıverme hakkının süresiz iptal edildiğini, bu nedenle aynı suçtan iki kez cezalandırıldığını ileri sürmüştür.

22. Anayasa Mahkemesi 4/11/2021 tarihli ve E.2019/4, K.2021/78 sayılı kararında konuya ilişkin uluslararası belgelerden de yararlanarak ne bis in idem ilkesini, hiç kimsenin ceza yargılamasında kesin/kesinleşmiş bir hükümle mahkûm edildiği ya da beraat ettiği bir fiilden dolayı ceza yargılaması kapsamında yeniden yargılanamayacağı veya cezalandırılamayacağı biçiminde tarif etmiştir. Söz konusu kararda, bu ilkeye aykırılık sonucuna varılabilmesi için gerçekleşmesi gereken bazı koşullar (1) cezayla ilgili bir yargılama sürecinin olması, (2) bu sürecin kesin/kesinleşmiş mahkûmiyet veya beraat hükmüyle sonuçlanmış olması, (3) cezayla ilgili bir yargılama sürecinin birden fazla işletilmesi, (4) farklı yargılama süreçlerinin aynı fiile ilişkin olması ve (5) ilkenin istisnalarından birinin olmaması şeklinde sıralanmıştır (AYM, E.2019/4, K.2021/78, 4/11/2021, § 27).

23. Anayasa Mahkemesi Ahmet Bican Kırker (B. No: 2019/2683, 12/7/2023) kararında hücre cezasının disiplin hukuku alanında kaldığını ve bu cezaya ilişkin başvurunun bir suç isnadının karara bağlanmasına ilişkin bir uyuşmazlığı konu edinmediğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi ayrıca bu cezanın türü ve ağırlığı itibarıyla Anayasa’nın 38. maddesi anlamında cezai boyuta ilişkin olmadığına karar vermiştir (Ahmet Bican Kırker, §§ 45-59).

24. Bu nedenle başvurucu hakkında verilen disiplin cezalarının da disiplin hukuku alanında kaldığı ve bir suç isnadının karara bağlanmasına ilişkin uyuşmazlığı konu edinmediği, dolayısıyla aynı fiilden dolayı yeniden yargılanmama veya cezalandırılmama hakkı kapsamında cezai süreç olarak nitelendirilemeyeceği değerlendirilmiştir. Bu nedenle başvurucunun şikâyeti Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında aynı fiil nedeniyle yeniden yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesinin koruma alanı dışında yer almaktadır.

25. Başvurucunun şikâyeti yukarıda açıklanan nedenlerle her hâlükârda kabul edilemez bulunduğundan aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesinin diğer unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir.

26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Eşitlik İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

27. Başvurucu; kendi durumuna benzer bir konuda Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesince talepte bulunan kişi hakkında koşullu salıverilme imkânından yararlandırılma yönünde karar verildiğini, bu emsal kararın dikkate alınmadığını belirterek eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

28. Bakanlık görüşünde; başvurucu kendisiyle aynı durumda olan diğer kişilerden farklı bir muameleye maruz bırakıldığını ileri sürmüşse de başvurucunun iddia ettiği ayrımcılığın dayandığı temel ve neden noktasında beyanda bulunmadığı ileri sürülmüştür. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı beyanında Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararın kendi durumuyla aynı olduğunu, lehine olan bu karardan eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde yararlandırılmadığını iddia etmiştir.

29. Başvurucunun eşitlik ilkesiyle bağlantı kurarak ileri sürdüğü iddiaların kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına ilişkin olduğu değerlendirilmiş ve inceleme bu çerçevede yapılmıştır.

30. Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 14. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine yönelik iddiaların soyut olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp mutlaka Anayasa ve Sözleşme kapsamında yer alan diğer temel hak ve özgürlüklerle bağlantılı olarak ele alınması gerekir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 33). Bu çerçevede kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamına giren bir müdahale bulunmaması nedeniyle bağımsız bir niteliği olmayan eşitlik ilkesi ve ayırımcılık yasağının da somut başvuru açısından uygulanabilmesi mümkün değildir.

31. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B.1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyete neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 21/1/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Mustafa Ubeydullah Aydın [1.B.], B. No: 2022/103487, 21/1/2025, § …)
   
Başvuru Adı MUSTAFA UBEYDULLAH AYDIN
Başvuru No 2022/103487
Başvuru Tarihi 24/11/2022
Karar Tarihi 21/1/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, denetimli serbestlik ve koşullu salıverme imkânından yararlandırılmama nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesi ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı İnfaz, koşullu salıverme Konu Bakımından Yetkisizlik
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Aynı suçtan dolayı iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı (ceza) Konu Bakımından Yetkisizlik
Ayrımcılık yasağı Ayrımcılık Konu Bakımından Yetkisizlik
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi