TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
YAKUP ENES AKA BAŞVURUSU (2)
(Başvuru Numarası: 2022/13607)
Karar Tarihi: 5/6/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Raportör
Tuğçe TAKCI
Başvurucu
Yakup Enes AKA
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1- Başvuru, karar sonucunu etkileyecek nitelikteki esaslı iddiaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
A. Başvurucu Hakkındaki Ceza Yargılaması Süreci
2. Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurucu hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında başvurucu 26/7/2016 tarihinde gözaltına alınmış, ardından Trabzon Sulh Ceza Hâkimliğince 29/7/2016 tarihinde müsnet suçtan tutuklanmıştır.
3. Açılan davada Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi 28/11/2017 tarihinde başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir. Başvurucunun mahkûmiyet kararına karşı yaptığı istinaf kanun yolu başvurusu Samsun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 4/10/2018 tarihinde, temyiz talebi de Yargıtayca 29/4/2019 tarihinde reddedilmiştir.
4. Başvurucu, hakkında verilen hapis cezasının infazını tamamlayarak 11/3/2021 tarihinde tahliye edilmiştir.
5. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan incelemede, başvurucunun tutuklanması sonrasında ileri sürdüğü tutukluluk süresinin makul olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının 2017/39662 numaralı başvuruda incelendiği tespit edilmiştir. Birinci Bölüm Birinci Komisyon tarafından 25/12/2018 tarihinde suç isnadına bağlı olarak tutuklanan kişinin tahliyesine ya da mahkûmiyetine karar verilmesi hâlinde tutukluluğun makul veya kanunda öngörülen azami süreyi aştığı iddiasının 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesi kapsamında açılacak tazminat davasında incelenebileceği gerekçesiyle başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle bu başvurunun kabul edilemez olduğu sonucuna ulaşıldığı anlaşılmıştır. Başvurucu bu karar sonrasında, incelemeye konu tazminat davasını açmış olup başvuru formunda bu hususu dile getirmiştir.
B. Başvurucunun Tutukluluğunun Makul Süreyi Aştığı İddiasıyla Açtığı Tazminat Davasıyla İlgili Süreç
6. Başvurucu 15/11/2018 tarihli dilekçesiyle 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesine dayalı olarak özetle tutukluluğunun makul süreyi aştığı iddiasını ileri sürerek tazminat davası açmıştır. Dilekçesinde başvurucu, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin (Yargıtay) ceza yargılaması/soruşturması süreci sonuçlanmadan tazminat davası açabileceğine dair ilgili içtihadına da değinmiş; miktar belirtmeden maddi tazminat ile 9.258.000 TL manevi tazminat ödenmesi talebinde bulunmuştur.
7. Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) 20/3/2019 tarihinde başvurucunun tazminat talebini reddetmiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:
"...
Davacı Yakup Enes Aka 15/11/2018 tarihli dilekçesinde özetle; Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/58 Esas sayılı dava dosyasında 22/10/2017 tarihli tutukluluğun devamı kararına karşı itiraz ettiğini ve bu karara karşı yapılan itirazı reddeden Trabzon 3. Ağır Ceza Mahkemesinin ... kararına istinaden 5271 Sayılı CMK'nın 141. maddesi gereğince hak ihlalleri ile uğradığı maddi haklarının saklı tutulmasına, makul süreyi aşan uzun tutukluluk nedeni ile manevi tazminat olarak 9.258.000,00 TL'nin tarafına ödenmesine ve maddi zararlarının araştırılarak bunların da tazmin edilmesini talep etmiştir.
...
...Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi... davacı hakkında silahlı terör örgütü FETÖ-PDY'ye üye olmak suçundan... 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği verilen ve kararın istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi'nin 04/10/2018 tarih... kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği,... doyanın temyiz incelemesi için Yargıtay'da olduğunun, dolayısıyla henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
...Dava dosyası içeriğindeki bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacı hakkında yapılan yargılama neticesinde terör örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyet kararı verilerek hükümle birlikte tutukluluk halinin devamına hükmedildiği, hüküm verilmeden önce tutukluluk halinin devamına karşı yapılan itiraz üzerine Trabzon 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin itirazın reddine karar verdiği anlaşılmakla, Trabzon 3. Ağır Ceza Mahkemesinin... kararına karşı tazminat davasının açıldığı, lakin açılan bu davanın CMK'nun 141. vd. maddelerine göre açılacak tazminat istemlerinden olmadığı, zira sanığın yargılama sonucunda mahkumiyetine karar verildiği ve kararın henüz kesinleşmediği, dolayısıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasının hukuki dayanağının bulunmadığının tespiti ile açılan... davasının reddine ... karar verilmiştir.
...koruma tedbirleri nedeniyle maddi tazminat davası açılmış ise de, mağduriyet konusunun [CMK'nın] 141,142 maddelerinde ön görülen tazminat hukuku gerekçelerinden biri olmadığından, şartlarının mevcut olmaması nedeni ile davacı Yakup Enes Aka'nın tazminat talebinin reddine... [karar verilmiştir.]"
8. Başvurucunun istinaf kanun yolu başvurusu Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 1/2/2021 tarihli kararı ile esastan reddedilmiştir. Temyiz talebi ise Yargıtay tarafından 8/11/2021 tarihinde esastan reddedilmiştir.
9. Nihai karar başvurucuya 20/1/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup başvurucu 7/2/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
10. Komisyonca başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne ve yargılama giderlerini ödemekten geçici olarak muaf tutulmasına, iddialarının kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. İLGİLİ HUKUK
11. İlgili ulusal hukuk için bkz. İrfan Gerçek, B. No: 2014/6500, 29/9/2016, §§ 21-27.
III. DEĞERLENDİRME
12. Başvurucu, tutukluluğunun makul süreyi aşması nedeniyle Anayasa Mahkemesinin kabul edilemezlik kararı uyarınca açtığı tazminat davasının dava açma şartlarının mevcut olmaması gerekçesiyle haksız olarak reddedilmesi ve davanın yetkisiz mahkemede görülmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, konuya ilişkin içtihatlara yer verilerek bunların gözetilmesi suretiyle bir değerlendirme yapılması gerektiği bildirilmiştir. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı beyanında, başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.
13. Başvurucunun iddialarının özü, Anayasa Mahkemesinin ilk derece mahkemesince mahkûmiyet hükmü verilerek tutulmanın niteliğinin değişmesi (hükme bağlı hâle gelmesi) durumunda tazminat davası yolunun bireysel başvuru öncesinde tüketilmesi gerektiğine dair kararına rağmen "[hakkındaki mahkûmiyet] kararının henüz kesinleşmediği, dolayısıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasının hukuki dayanağının bulunmadığı" gerekçesiyle açtığı tazminat davasının haksız olarak reddedilmesine yöneliktir. Dolayısıyla başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
15. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak gerekçeli karar hakkından açıkça söz edilmemiştir. Bununla birlikte Anayasa'nın 36. maddesine "...ile adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde de güvence altına alınan adil yargılanma hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının kapsamına gerekçeli karar hakkının da dâhil olduğunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi birçok kararında vurgulamıştır. Dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsadığının kabul edilmesi gerekir (Abdullah Topçu, B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 75).
16. Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında da “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir. Anayasa’nın bütünlüğü ilkesi gereği, anılan Anayasa kuralı da gerekçeli karar hakkının değerlendirilmesinde gözönünde bulundurulmalıdır (Abdullah Topçu, § 76).
17. Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği, davanın niteliğine ve şartlarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce yeterli bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir. Aksi bir tutumla mahkemenin davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında ilgili ve yeterli bir yanıt vermemesi hak ihlaline neden olabilecektir (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Sencer Başat ve diğerleri, [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 35, 39).
18. Bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi, tutukluluğun kanunda öngörülen azami süreyi veya makul süreyi aştığı iddiasıyla yapılan bireysel başvurular bakımından bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla başvurucu tahliye edilmiş veya hükümlü hâle gelmiş ise asıl dava sonuçlanmamış da olsa -ilgili Yargıtay içtihatlarına atıf yaparak- 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğunu kabul etmektedir (Erkam Abdurrahman Ak, B. No: 2014/8515, 28/9/2016, §§ 48-62; İrfan Gerçek, B. No: 2014/6500, 29/9/2016, §§ 33-45; Ahmet Kubilay Tezcan, B. No: 2014/3473, 25/1/2018, § 26).
19. Başvurucu; tazminat davası sürecinde, tutukluluğunun makul süreyi aştığı iddiasına dair bu tazminat davasını Anayasa Mahkemesinin başvuru yollarının tüketilmemiş olduğu gerekçesiyle verdiği kabul edilemezlik kararı sonrasında açtığını dile getirmiştir. Ayrıca başvurucu, Yargıtayın asıl dava kesinleşmeden koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası açılabileceğine dair kararından da bahsetmiştir. Fakat Ağır Ceza Mahkemesince tutukluluğun makul süreyi aşıp aşmadığıyla ilgili bir değerlendirme yapılmadan, başvurucu hakkındaki mahkûmiyet kararının kesinleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü için esaslı bir iddia Ağır Ceza Mahkemesi kararında tartışılmamış ve karşılanmamış olduğundan başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
20. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
21. Gerekçeli karar hakkının ihlaline karar verildiğinden başvurucunun adil yargılanma hakkı kapsamında ileri sürdüğü diğer ihlal iddialarının incelenmesine gerek bulunmadığına karar verilmesi gerekir.
IV. GİDERİM
22. Başvurucu, ihlal tespiti ve yeniden yargılama talebinde bulunmuştur.
23. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK BULUNMADIĞINA,
D. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesine (E. 2018/772, K.2019/230) GÖNDERİLMESİNE,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 5/6/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.