TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
FEHMİYE DİLEK ER BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/18771)
Karar Tarihi: 26/2/2025
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Mutlu ALAF
Başvurucu
Fehmiye Dilek ER
Vekili
Av. Tarkan KASAPOĞLU
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, doktor öğretim üyesi olan kişinin doçentlik başvurusundan başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan etik ihlal kararının iptali talebiyle açtığı davada silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, doçentlik başvurusunda bulunmuştur. Doçentlik başvurusu, başvurucu hakkında verilen etik ihlal kararı nedeniyle reddedilmiştir. Başvurucu, bu işleme karşı idare mahkemesinde iptal davası açmıştır. Ankara 15. İdare Mahkemesi 10/6/2021 tarihli kararladavayı reddetmiş; etik ihlali olup olmadığı ile ilgili olarak bilirkişi raporu aldırmıştır. Raporda etik ihlalinin olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir. Mahkeme, raporda tespit edildiği üzere başvurucunun bir eserini başka sergide yeniden kullandığı ve mükerrer olarak puanladığı gerekçesine dayanmıştır. Başvurucunun karara karşı yaptığı istinaf başvurusu Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi tarafından 30/12/2021 tarihli kararla esastan reddedilmiştir.
3. Başvurucu, nihai kararı 18/1/2022 tarihinde öğrenmiş olup 15/2/2022 tarihinde süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
4. Başvurucu; yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunu hazırlayan heyetin tarafsız olmadığını bu nedenle bilirkişi heyetine itiraz ettiğini, Mahkemenin bu itirazlarını dikkate almadığını, yeni bir bilirkişi heyeti oluşturmadığını, bu nedenle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
5. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; şikâyetlerin delillerin değerlendirilmesine ilişkin olduğuna işaret edilerek ihlal iddiaları ile ilgili olarak yargı kararlarına değinilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.
6. Silahların eşitliği ilkesi davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir (Yaşasın Aslan [2. B.], B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).
7. Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara tanık delili de dâhil olmak üzere delillerini sunma ve inceletme noktasında da uygun imkânların tanınması gerekir. Bu anlamda delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsiz olma iddiaları da yargılamanın bütünü kapsamında değerlendirilecektir (Yüksel Hançer [1. B.], B. No: 2013/2116, 23/1/2014, § 19).
8. Ancak Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamındaki görevi, somut olayın usul kurallarına uygunluğu denetlemek değil, adil yargılanma hakkı kapsamındaki güvencelerin somut olayda ihlal edilip edilmediğini denetlemektir (Mustafa Kupal [1. B.], B. No: 2013/7727, 4/2/2016, § 51).
9. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinin birinci fıkrasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde hakkaniyete uygun yargılanma hakkını güvence altına aldığını ve mahkeme tarafından dinlenen bir bilirkişinin ise aynı gereksinimleri karşılamasının zorunlu olmadığını açıkça kaydetmektedir. (Mantovanelli/Fransa, B. No: 21497/93, 18/3/1997, § 33). AİHM, bununla birlikte yetkili mahkemenin dava ile gündeme getirilen soruları ele alması görevlendirdiği bir bilirkişinin görüşünün söz konusu mahkemenin davayı değerlendirme biçiminde belirgin bir rol oynayabileceğini, bazı koşullarda bir mahkemenin görevlendirdiği bilirkişinin tarafsız olmamasının adil yargılanma kavramının içindeki silahların eşitliği ilkesini ihlal edebileceğini, özellikle bilirkişinin yeri ve rolü gibi etkenlerin dikkate alınması gerektiğini ifade etmektedir (Sarıdaş/Türkiye, B. No: 6341/10, 7/7/2015, § 35).
10. Somut olayda başvurucu, doçentlik başvurusunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan etik ihlal kararının iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, etik ihlali olup olmadığı ile ilgili olarak bilirkişi raporu aldırmıştır. Raporda etik ihlalinin olduğu somut verilerle tespit edilmiştir. Mahkeme, kararında raporda tespit edildiği üzere başvurucunun bir eserini başka sergide yeniden kullandığı ve mükerrer olarak puanladığı gerekçesine dayanmıştır.
11. Başvurucu, bilirkişi heyetindeki kişilerin tarafsız olmadığını ileri sürmüş ancak bilirkişilerin tarafsız objektif değerlendirme yapmadıklarına ilişkin somut bir veri ortaya koymamıştır. Bununla birlikte kendisi hakkında etik ihlali yaptığı iddiasında bulunan jüri üyesiyle aralarında bir husumet olduğuna ilişkin iddiada bulunmadığı gibi bilirkişi raporunu hazırlayan bilirkişiler hakkında böyle bir iddiası yoktur. Dolayısıyla iddiasını somut verilere dayandırmamıştır. Diğer taraftan Mahkeme, başvurucuya bilirkişi raporuna itirazda bulunma hakkı tanımış; başvurucu da bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmuştur. Bu itibarlayargılama bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun dosya kapsamında bulunan tüm bilgi ve belgelere karşı beyanda bulunma noktasında dezavantajlı duruma düşürülmediği, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edilmediğinin açık olduğu anlaşılmıştır.
12. Açıklanan gerekçelerle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine dair iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 26/2/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.