TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEHMET HALUK SAATÇI BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/28907)
Karar Tarihi: 27/11/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Raportör
Yusuf Enes KAYA
Başvurucu
Mehmet Haluk SAATÇI
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, mahsup talebinin kabul edilmemesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesi 15/6/2017 tarihinde başvurucunun 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefet etme suçundan 2 yıl 6 ay hapis, 100 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Bu karar istinaf incelemesinden geçerek 14/9/2017 tarihinde kesinleşmiştir.
3. Mersin 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/11/2017 tarihli kararıyla da başvurucu, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma ve bulundurma suçundan 10 ay hapis ve 400 TL adli para cezasıyla cezalandırılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi 29/1/2019 tarihinde bu kararı kaldırmış, yaptığı yargılama sonucunda aynı cezaya kesin olarak hükmetmiştir.
4. Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesi 27/2/2019 tarihinde hapis cezalarının 2 yıl 16 ay olarak içtima edilmesine karar vermiştir.
5. Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen karar kesinleştikten sonra 5607 sayılı Kanun’da yapılan değişiklik üzerine infaz durdurulmuş ve uyarlama yargılamasına başlanmıştır. Yargılama sonunda başvurucu hakkında 15/10/2020 tarihinde Asliye Ceza Mahkemesi 4.000 TL adli para cezasına hükmetmiştir. Karar, kanun yolu incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.
6. Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi 12/3/2018 tarihinde başvurucunun uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma suçundan 22 yıl hapis ve 1.100 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Adana Bölge Adliye Mahkemesi bu mahkûmiyet hükmünü kaldırmış, yaptığı yargılama sonucunda başvurucunun 12 yıl 6 ay hapis ve 100 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Bu karar temyiz incelemesinden de geçerek kesinleşmiştir.
7. Başvurucu 28/9/2021 tarihinde mahsup talebiyle Silifke İnfaz Hâkimliğine başvurmuştur. Uyarlama yargılaması sonucunda uyarlamadan önceki cezasının 20 ayını infaz ettiğini iddia ederek uyuşturucu ticareti suçundan verilen hapis cezasından bu 20 ayın mahsup edilmesini talep etmiştir. İnfaz Hâkimliği 23/11/2021 tarihinde başvurucunun talebini reddetmiştir. Hâkimlik; başvurucunun talebinin daha önce reddedildiğini, Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama kapsamında herhangi bir tutuklama ve gözaltının bulunmadığını belirterek mahsup talebini reddetmiştir.
8. Başvurucu, İnfaz Hâkimliği kararına karşı itiraz etmiştir. Silifke 1. Ağır Ceza Mahkemesi 13/12/2021 tarihinde başvurucunun itirazını kesin olarak reddetmiştir. Bu karar 2/2/2022 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
9. Başvurucu 24/2/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
10. Bireysel başvurudan sonra Silivri İnfaz Hâkimliği 8/9/2022 tarihinde başvurucunun mahsup talebini kısmen kabul etmiştir. Kararda, başvurucunun 27/5/2017 tarihinde uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti yapma suçundan tutuklanarak kapalı ceza infaz kurumuna giriş yaptığı, 3/10/2017 tarihinde Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin kararının gelmesi üzerine tutuklama müzekkeresinin beklemeye alınarak 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan verilen cezanın infazına başlandığı, 25/2/2019 tarihinde Mersin 12. Asliye Ceza Mahkemesinin kararının gelmesi üzerine içtima kararı doğrultusunda infaza devam edildiği, bu içtima kararı kapsamında verilen hapis cezalarının 3/10/2017-29/10/2019 tarihleri arasında infaz edildiği, 29/10/2019 tarihinde içtimalı hapis cezasından başvurucunun koşullu salıverilmesine karar verildiği, 29/10/2019 tarihinde infaz için sırada bekleyen tutuklama müzekkeresinin infazına başlandığı, 5/8/2020 tarihinde ise uyuşturucu ticareti yapma suçundan verilen 12 yıl 6 ay hapis cezasının infazına başlandığı ve infazın devam ettiği tespit edilmiştir.
11. Yine kararda, içtimaya dâhil olan Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasının infazının durdurulduğu ve uyarlama sonucu 4.000 TL adli para cezası olarak infaza gönderildiği, içtima edilen bu cezadan koşullu salıverilmeye yeteri kadar olan ceza infaz kurumunda geçirilen 21/4/2018-18/9/2018 tarihleri arasındaki sürenin mahsupta kullanıldığı, 18/9/2018-29/10/2019 tarihleri arasında ceza infaz kurumunda geçirilen sürenin ise mahsupta kullanılmadığı belirtilmiştir. Hâkimlik sonuç olarak başvurucunun Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin kararına istinaden infaz ettiği 18/9/2018-29/10/2019 tarihleri arasındaki sürenin Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen mahkûmiyet hükmünden mahsubuna karar vermiştir.
12. Bu karar itiraz edilmeden 24/9/2022 tarihinde kesinleşmiştir.
13. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
14. Başvurucu, uyarlama yargılaması sonucunda infazın durdurulduğu mahkûmiyet kararı kapsamında infaz ettiği sürenin uyuşturucu ticareti yapma suçundan verilen cezadan mahsup edilmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür.
15. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, Anayasa Mahkemesinin verdiği bazı kararlara ve İnfaz Hâkimliğinin gerekçelerine yer verilmiş; inceleme yapılırken Anayasa'nın ve mevzuatın ilgili hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi içtihadının ve somut olayın kendine özgü şartlarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
16. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 83. maddesine göre istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarla bireysel başvuru hakkının açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında, ilgilinin 2.000 Türk lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilebilir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31).
17. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılmasıyla söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven Ulusoy, § 32).
18. Somut olayda bireysel başvuruda bulunduktan sonra başvurucunun mahsup talebiyle ilgili karar verildiği görülmektedir. Söz konusu karar, başvurucunun mağdur statüsünün değerlendirilmesi bakımından oldukça önem taşımaktadır. Mahsup talebinin kabul edilmesi neticesinde başvurucunun mağdur statüsünün sona erdiği sonucuna ulaşılabilecek ve başvurunun düşmesine karar verilebilecektir. Başvurucu, bireysel başvuru formunda başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde bunu Anayasa Mahkemesine bildireceğini beyan etmesine rağmen İçtüzük'ün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüklerine açıkça aykırı bir şekilde, yukarıda belirtilen olguya ilişkin olarak herhangi bir bildirimde bulunmamıştır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmelerle ilgili olarak Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
20. Başvurunun kapsamı dikkate alınarak 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün 83. maddesi uyarınca başvurucu aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesine gerek görülmemiştir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 27/11/2024tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.