logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Aydın Yiğit (2) [1. B.], B. No: 2022/37894, 18/11/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AYDIN YİĞİT BAŞVURUSU (2)

(Başvuru Numarası: 2022/37894)

 

Karar Tarihi: 18/11/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Hasan HÜZMELİ

Başvurucu

:

Aydın YİĞİT

Vekili

:

Av. Sevil ARACI

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, idarenin yasaklama kararına uyulmayarak bildiri dağıtıldığı gerekçesiyle idari para cezası uygulanması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu olay tarihinde Çukurova Üniversitesinde (Üniversite) öğrencidir.

3. Üniversite Rektörlüğü; kamu düzeni ile can güvenliğinin sağlanması, eğitim faaliyetlerinin sağlıklı ve güvenilir bir ortamda sürdürülebilmesi amacıyla kampüs ve binalarında izinsiz olarak el ilanı, broşür, bildiri ve benzeri materyallerin dağıtılmasını yasaklamış; aksi yönde davranışta bulunanlar hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca adli ve idari işlem yapılacağını ilan etmiştir.

4. 13/1/2022 tarihinde başvurucunun Üniversite kampüsü içinde bulunan Yabancı Diller Yüksekokulu dersliklerinde “Çukurova Üniversitesi Emek Gençliği” ibareli ve "Tarikat/cemaat yurtları kapatılsın! Tüm öğrencilere ücretsiz barınma sağlansın!” başlıklı bildiri dağıttığı kolluk görevlilerince tespit edilmiştir. Anılan bildiride özetle; cemaat ve tarikat bağlantılı yurtlarda kalan öğrencilerin psikolojik baskıya maruz kaldığı, bu durumun kimi zaman intiharla sonuçlanabildiği belirtilmiş; hükûmetin barınma hakkına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği ifade edilmiştir. Ayrıca 7/12/2021 ve 10/1/2022 tarihlerinde bu nitelikte yurtlarda kalan iki üniversite öğrencisinin yaşadığı iddia edilen olaylar açıklanarak, söz konusu yurtlardaki uygulamaların ve idarenin bu konuda sorumluluklarını yerine getirmemesinin öğrencilerin yaşam hakkını tehdit ettiği ileri sürülmüştür. Sonuç olarak bildiride, devletin pozitif yükümlülükleri doğrultusunda tüm öğrencilere ücretsiz, nitelikli ve güvenli barınma olanaklarının sağlanması gerektiği ifade edilmiş; tarikat ve cemaat yurtlarının kapatılması yönünde mücadele çağrısında bulunulmuştur.

5. Adana İl Emniyet Müdürlüğü, başvurucu hakkında 5326 sayılı Kanun'un 32. maddesi uyarınca emre aykırı davranışta bulunduğu gerekçesiyle 581 TL idari para cezası uygulamıştır.

6. Başvurucu, Emek Partisinin gençlik örgütü olan Emek Gençliği üyesi olduğunu, dağıttığı bildirinin bir üniversite öğrencisinin intiharıyla ilgili olduğunu ve üniversite öğrencilerinin barınma koşullarının iyileştirilmesine yönelik talepler içerdiğini belirterek idari para cezasının kaldırılmasını talep etmiştir. Anılan dilekçede başvurucu, üniversite yerleşkesinde bildiri dağıtmasının idare tarafından yasaklanmasının ve bu yasağa dayanarak hakkında idari yaptırım uygulanmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Ayrıca başvurucu yaptırım kararının özerk yapıya sahip bir kurum içinde yetkili olmayan polis memurlarınca verilmiş olması nedeniyle yetki yönünden de hukuka aykırı olduğunu belirtmiş; benzer bir olayda üniversite içerisinde bildiri dağıtımının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildiği ve bu gerekçeyle idari para cezasının kaldırıldığı bir hâkimlik kararını dilekçesine eklemiştir.

7. Sulh ceza hâkimliği, idari para cezasına ilişkin tutanağın aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmî belge niteliğinde olduğunu belirterek kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre uygulanan idari para cezasının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle başvuruyu reddetmiştir.

8. Başvurucu, nihai hükmü 16/2/2022 tarihinde öğrendikten sonra 18/3/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten geçici olarak muaf tutulmasına Komisyonca karar verilmiştir. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Başvurucu, idari para cezasının kaldırılmasına ilişkin itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü hususları yineleyerek bildiri dağıtımının Üniversite idaresince sınırlandırılması ve bu karara dayanılarak hakkında yaptırım uygulanması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğinden yakınmıştır.

11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) başvurunun kabul edilebilirlik koşullarını taşıyıp taşımadığının değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bakanlık, ifade özgürlüğünün sınırsız ve mutlak bir hak niteliği taşımadığını, Anayasa ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri uyarınca meşru amaçlarla sınırlanabileceğini ifade etmiştir. Bakanlık, somut başvuruda başvurucunun ifade özgürlüğüne bir müdahalenin bulunup bulunmadığı, müdahale varsa bunun demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanında bireysel başvuruda ileri sürdüğü hususları yinelemiştir.

12. Başvurucu hakkında, idarenin yasağına aykırı olarak Üniversite yerleşkesinde izinsiz bildiri dağıttığı gerekçesiyle idari para cezası uygulanması ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale niteliğindedir. Bu nedenle başvuru, Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmiştir.

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. İfade özgürlüğüne yapılan müdahalenin dayanağı olan 5326 sayılı Kanun’un 32. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı değerlendirilmiştir. Müdahalenin, Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen sınırlama sebeplerinden kamu düzeninin korunması amacıyla yapıldığı anlaşılmıştır. Bu belirlemenin ardından, müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu yönünden inceleme yapılacaktır.

15. Anayasa Mahkemesi daha önce birçok kararında; barışçıl bir eylem nedeniyle idarece verilen idari para cezasının temel hakka yönelik bir müdahale olduğunu (ifade özgürlüğü bağlamında bkz. Nursel Tanrıverdi [1. B.], B. No: 2020/26374, 4/7/2022, § 22; Engin Karataş [2. B.], B. No: 2018/3488, 13/9/2022, § 11; sendika hakkı bağlamında bkz. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri [GK], B. No: 2014/920, 25/5/2017, § 48; Bülent Hatun [2. B.], B. No: 2014/3536, 24/5/2018, § 28; Türkan Albayrak [1. B.], B. No: 2019/1628, 28/12/2021, §§25, 26; toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı bağlamında bkz. Dursun Soydan ve diğerleri [1. B.], B. No: 2015/2948, 14/11/2018, § 39; Canan Yüce ve diğerleri [1. B.], B. No: 2020/37789, 4/7/2022, § 24) ve cezanın ifade özgürlüğünü kullanan kişilerde caydırıcı etki doğurabileceğini kabul etmiştir (İlyas Bulcay [2. B.], B. No: 2020/24527, 9/2/2023, § 39; farklı bağlamda benzer değerlendirme için bkz. Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. ve diğerleri [GK], B. No: 2016/5903, 10/3/2022, § 106). Bu nedenle Anayasa Mahkemesi, somut olayda olduğu gibi temel hak ve özgürlüğe yönelik bir müdahalenin varlığı hâlinde, eylemin kamu düzenini bozup bozmadığını, bozulma tehlikesi taşıyıp taşımadığını veya böyle bir tehlikenin ortaya çıkıp çıkmadığını incelemiştir (Mahmut Konuk (2) [2. B.], B. No: 2021/21730, 15/11/2023, §§ 42-48; Engin Karataş [2. B.], B. No: 2018/3488, 13/9/2022, §§ 16-19; farklı bağlamda benzer değerlendirmeler için bkz. Halil Cihan Özbilen ve diğerleri [2. B.], B. No: 2020/5038, 16/3/2023, § 39-49; Songül Eriş ve Bedriye Kuş [2. B.], B. No: 2020/38552, 30/3/2022, § 49; Rıza Gökçen Erus ve diğerleri [2. B.], B. No: 2014/17391, 19/4/2018, § 63).

16. Somut olayda bir siyasi partinin gençlik örgütüne üye olan başvurucu hakkında, idarenin yasaklama kararına aykırı olarak izin almaksızın bildiri dağıttığı gerekçesiyle idari yaptırım uygulanmıştır. Anayasa’nın 26. maddesi, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün kullanımında başvurulabilecek araçları “söz, yazı, resim veya başka yollar” şeklinde belirlemiş ve “başka yollar” ifadesiyle her türlü ifade aracını anayasal koruma altına almıştır (Emin Aydın [1. B.], B. No: 2013/2602, 23/1/2014, § 43). Başvuruya konu eylemin belirli ifadeler içeren bildiri dağıtımı olduğu ve Anayasa’nın 26. maddesinin yalnızca ifade edilen düşünce ve bilgilerin içeriğini değil, bunların ifade edilme biçimlerini de koruma altına aldığı gözönünde bulundurulmalıdır (Mahmut Konuk (2), § 38).

17. İdari para cezasına konu bildirinin, cemaat ve tarikat bağlantılı olduğu iddia edilen iki yurtta meydana gelen öğrenci ölümlerine ve bu ölümlerin anılan yurtlardaki olumsuz koşullardan kaynaklandığına ilişkin haber ve görüntülerin ardından, kamuoyunda güncel bir tartışmanın yaşandığı dönemde dağıtıldığı anlaşılmaktadır. Bildirinin, yaşanan bu olaylara dikkat çekmeye, yetkili makamların harekete geçirmeye ve kamu makamlarınca tüm öğrencilere ücretsiz barınma olanağı sağlanmaya yönelik toplumsal bir mücadele çağrısı niteliğinde olduğu görülmektedir. Dolayısıyla başvurucunun, kamu yararına ilişkin güncel bir mesele hakkında eleştiri ve taleplerini yetkili mercilere ulaştırma amacı taşıyan anılan eyleminin, demokratik bir toplumda hoşgörüyle karşılanması gerekir.

18. Nitekim gerçeğin ancak düşüncelerin serbestçe ifade edilebildiği ve tartışılabildiği bir ortamda ortaya çıkabileceğini gözeten Anayasa Mahkemesi, kararlarında devlet yetkililerini veya toplumun bir bölümünü rahatsız eden düşüncelerin demokratik bir toplum için şart olan çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirliliğin gereklerinden olduğunu birçok kez teyit etmiş; siyasal ve kamusal meseleler olduğunda hakka yönelik müdahalelerin daha dar yorumlanması gerektiğini vurgulamıştır (birçok karar arasından bkz. Fatih Taş [GK], B. No: 2013/1461, 12/11/2014, § 94; Hrant Dink Vakfı [2. B.], B. No: 2021/29443, 12/6/2024, § 44 ).

19. Öte yandan Anayasa Mahkemesi, yerleşik içtihatlarında salt şekli usule uygun olarak verilmiş bir emre aykırı davranışın varlığının tek başına temel hak ve özgürlüklere müdahale için yeterli olmadığını vurgulamıştır. Anılan içtihatlarda, temel haklara müdahaleyi haklı kılacak gerekçelerin -kamu güvenliğinin, kamu düzeninin veya genel sağlığın bozulduğu ya da bozulma tehlikesinin bulunduğu- meşru bir temele dayanması ve çatışan hak ve özgürlükler arasında adil bir dengenin kurulması gerektiği ifade edilmiş; aksi hâlde, barışçıl bir gösteri veya basın açıklaması nedeniyle kural olarak cezai yaptırım uygulanmaması gerektiği belirtilmiştir (birçok karar arasında bkz. Dilan Ögüz Canan [GK], B. No: 2014/20411, 30/11/2017 §§ 51, 53; Songül Eriş ve Bedriye Kuş, §§ 49, 50; İbrahim Bilen ve diğerleri [1. B.], B. No: 2019/23334, 22/2/2022, § 54; Zülküf Yıldız ve diğerleri [2. B.], B. No: 2019/35399, 16/3/2022, § 53; Rıza Gökçen Erus ve diğerleri, §§ 52, 56, 68, 73; İsmail Sarıkabadayı ve diğerleri [2. B.], B. No: 2016/23696, 8/6/2021, § 45; Ali Orak ve İrfan Gül [1. B.], B. No: 2014/10626, 18/4/2018, §§ 62-67). Bu bağlamda, somut olayda dağıtılan bildirinin kamu düzenini bozup bozmadığı ya da böyle bir tehlikenin doğup doğmadığı hususları önem arz etmektedir.

20. Ne var ki somut olaya ilişkin idarenin düzenlediği tutanaklarda ve sulh ceza hâkimliği kararında, başvurucunun dağıttığı bildiri nedeniyle kamu düzeninin bozulduğuna veya bu yönde ciddi bir tehlikenin oluştuğuna yahut eğitim ve diğer kamusal faaliyetlerin aksadığına dair herhangi bir tespit ve değerlendirmeye yer verilmemiştir. Ayrıca kamu makamlarınca, aksine bir durumun varlığına ilişkin somut bir olgu ortaya konulmamış ve herhangi bir gerekçe sunulmamıştır. Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesine sunulan bilgi ve belgeler arasında, bildiride yer alan ifadeler nedeniyle başvurucu hakkında kamu makamlarınca herhangi bir adlî veya idari bir soruşturma başlatıldığına ilişkin bir bulguya da rastlanmamıştır.

21. Dolayısıyla somut olayın koşullarında bildiri dağıtılması nedeniyle başvurucunun idari para cezası ile cezalandırılmasının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı ilgili ve yeterli gerekçe ile ortaya konulamamıştır (krş. için bkz. Burcu Bardakcı ve Erdem Yinanç [1. B.], B. No: 2016/13475, 11/9/2019, § 47; Zeynep Gülşah Aksoy [2. B.], B. No: 2016/50678, 28/5/2019, § 46; Gürkan Demirtaş [1. B.], B. No: 2016/12475, 28/11/2019, § 37).

22. Açıklanan gerekçelerle, Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

23. Başvurucu; ihlalin tespiti ile 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

24. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B], B. No: 2016/12506, 7/11/2019,§§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

25. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Adana 2. Sulh Ceza Hâkimliğine (2022/1038 D.İş) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 40.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/11/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Aydın Yiğit (2) [1. B.], B. No: 2022/37894, 18/11/2025, § …)
   
Başvuru Adı AYDIN YİĞİT (2)
Başvuru No 2022/37894
Başvuru Tarihi 18/3/2022
Karar Tarihi 18/11/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, idarenin yasaklama kararına uyulmayarak bildiri dağıtıldığı gerekçesiyle idari para cezası uygulanması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Diğer İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi