logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Esra Ertan [2. B.], B. No: 2022/4717, 28/5/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ESRA ERTAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/4717)

 

Karar Tarihi: 28/5/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Ayşenur TUNCER

Başvurucu

:

Esra ERTAN

Vekili

:

Av. Ali İhsan GÜZEL

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, boşanma davası sonrasında çocuğun soyadını değiştirme talebiyle velayet hakkı sahibi anne tarafından açılan davanın reddedilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak ayrımcılık yasağı ile makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, Ankara 5. Aile Mahkemesinin 24/2/2009 kesinleşme tarihli kararı ile boşanmış ve 9/6/2007 doğumlu müşterek çocuk E.H.A.nın velayeti kendisine verilmiştir.

3. Başvurucu 4/4/2012 tarihinde Ankara 11. Aile Mahkemesinde (Mahkeme) açmış olduğu davada velayeti kendisine verilen küçüğün soyadının değiştirilerek kendi soyadının verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme 4/9/2012 tarihli kararı ile davanın kabulüne, küçüğün soyadının değiştirilerek başvurucunun soyadı olan Ertan olarak nüfusa tesciline karar vermiştir.

4. Nüfus Müdürlüğü temsilcisi karara karşı temyiz kanun yoluna başvurmuştur. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi tarafından davanın asliye hukuk mahkemesinin görevi kapsamında olduğu kanaatine varılmıştır. Böylelikle görevsizlik kararı verilmesi yerine işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hükmün bozulmasına karar verilmesi akabinde yapılan yargılamada Mahkeme direnme kararı vermiştir. Direnme kararının Nüfus Müdürlüğü temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine ise Yargıtay 8. Hukuk Dairesi hükmün bozulmasına karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; boşanma sonucunda anneye verilen velayet hakkının anneye çocuğun soyadını değiştirme davası açma hakkı vermeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca soyadı değişikliğinin çocuğun evlilik içinde doğmakla kazandığı meşru statüye ve onun yüksek yararına zarar vereceği sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.

5. Anılan bozma kararı sonrasında 11/10/2017 tarihinde Mahkemece, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin kararında yer alan aynı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Davanın reddi kararına karşı başvurucunun temyiz kanun yoluna başvurması neticesinde hükmün onanmasına karar verilmiştir. Başvurucunun karar düzeltme talebi de 23/11/2021 tarihli kararla reddedilmiştir.

6. Başvurucu, nihai hükmü 27/12/2021 tarihinde öğrendikten sonra 19/1/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Aile Hayatına Saygı Hakkıyla Bağlantılı Olarak Ayrımcılık Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

8. Başvurucu; yargılamada çocuğun içinde bulunduğu sosyal ve psikolojik durumun irdelenmediğini, soyadı değişikliğinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında araştırma yapılmadığını, davanın reddine ilişkin kararın gerekçesiz olduğunu, bunun yanında velayeti kendisine bırakılan çocuğun soyadının değiştirilmesi davasının reddine karar verilmesi nedeniyle ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

9. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun aile hayatına saygı hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

10. Somut başvuruda olduğu gibi velayet hakkı tevdi edilen çocukların soyadının annenin kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebi, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğundan Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkı kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değerdir. Bu bağlamda, eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddiası da bulunduğundan somut başvurunun Anayasa'nın 20. maddesiyle bağlantılı olarak Anayasa'nın 10. maddesi çerçevesinde incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Nurcan Yolcu [GK], B. No: 2013/9880, 11/11/2015; Gülbu Özgüler [GK], B. No: 2013/7979, 11/11/2015; Deniz Altınbaş ve diğerleri [2. B.], B. No: 2014/2033, 26/10/2017; E.Ç. [2. B.], B. No: 2018/6565, 10/6/2020).

11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

12. Anayasa Mahkemesi, Nurcan Yolcu ve Gülbu Özgüler kararlarında boşanmış eşlerin çocuklarının soyadının belirlenmesi noktasında velayet hakkının kullanılması bakımından kadın ve erkek arasında farklı şekilde gerçekleştirilen işlemlere yönelik uyuşmazlıkların konu edildiği başvuruları detaylı şekilde ele almış ve genel ilkeleri belirleyerek bir sonuca ulaşmıştır (Nurcan Yolcu, §§ 19-52; Gülbu Özgüler, §§ 26-59).

13. Söz konusu kararlarda, çocuğun soyadına ilişkin belirlemelerde yalnızca babanın soyadının esas alınması ve bunun sürdürülmesi suretiyle öngörülen farklılık karşısında, annenin soyadının çocuğa verilmesinin söz konusu menfaatlerin tesisine nasıl bir olumsuz etkide bulunacağının yargısal makamlarca açıklanmaması ve cinsiyete dayalı farklı bir muameleyi haklı kılacak önemli nedenlerin ortaya konulmaması nedenleriyle ayrımcılık yasağının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır (Nurcan Yolcu, § 52; Gülbu Özgüler, § 59; Deniz Altınbaş ve diğerleri, § 31; E.Ç., § 20).

14. Somut olayda Mahkeme kararında boşanma sonucunda anneye verilen velayet hakkının anneye çocuğun soyadını değiştirme davası açma hakkı vermeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bunun yanında soyadı değişikliğinin çocuğun evlilik içinde doğmakla kazandığı meşru statüye zarar vereceği kanaatine ulaşılırken çocuğun üstün yararını koruyacak şekilde ilgili ve yeterli gerekçe sunulmadığı sonucuna ulaşmak mümkündür. Ayrıca kararda özellikle belirtilen velayet hakkı sahibi annenin çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açma hakkının bulunmadığı yönündeki tespit, cinsiyete dayalı farklı bir muamelenin söz konusu olduğunu ve bu farklılığı haklı kılacak önemli nedenlerin ortaya konulması gereğine rağmen belirtilen muamele farklılığını haklı gösterecek nitelik ve kapsamda bir gerekçeye yer verilmediğini ortaya koymaktadır (benzer değerlendirmeler için bkz. Nurcan Yolcu, §§ 46, 50; Gülbu Özgüler, §§ 53, 57; Deniz Altınbaş ve diğerleri, § 31; E.Ç., § 20). Tüm bu açıklanan nedenler ışığında somut olayda anılan kararlardaki değerlendirmelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır.

15. Açıklanan gerekçelerle aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

16. Başvurucu, yargılamanın 9 yıl 8 ayda tamamlandığını belirterek makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

17. 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun'da değişiklik yapan 2/3/2024 tarihli ve 7499 sayılı Kanun uyarınca üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine makul süre şikâyetlerinin Tazminat Komisyonu tarafından inceleneceği düzenlenmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesi Ahmet Kartalkuş kararında ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna ulaşmıştır (Ahmet Kartalkuş [2. B.], B. No: 2019/39635, 19/3/2024). Somut başvuruda da, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

18. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

19. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

20. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

21. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

22. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak Anayasa'nın 10. maddesinde güvence altına alınan ayrımcılık yasağının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak ayrımcılık yasağının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 11. Aile Mahkemesine (E.2017/1011, K.2017/1631) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 664,10 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 28/5/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Esra Ertan [2. B.], B. No: 2022/4717, 28/5/2025, § …)
   
Başvuru Adı ESRA ERTAN
Başvuru No 2022/4717
Başvuru Tarihi 19/1/2022
Karar Tarihi 28/5/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, boşanma davası sonrasında çocuğun soyadını değiştirme talebiyle velayet hakkı sahibi anne tarafından açılan davanın reddedilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkıyla bağlantılı olarak ayrımcılık yasağı ile makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı ile bağlantılı ayrımcılık yasağı İhlal Yeniden yargılama
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi