TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
AHMET BÜRKE BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/58402)
Karar Tarihi: 29/7/2025
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Metin KIRATLI
Raportör
Muzaffer KORKMAZ
Başvurucu
Ahmet BÜRKE
Vekili
Av. Aslı AVCI
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, terör örgütüne üye olma ve cinsel saldırı suçlarından 19/7/2018 tarihinde tutuklanmıştır.
3. Başvurucu hakkında başlayan yargılama sürecinin sonunda İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 11/1/2021 tarihli kararıyla başvurucunun atılı suçlardan ayrı ayrı hapis cezasıyla mahkûmiyetine ve hükümle birlikte tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.
4. Başvurucu mahkûmiyet kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf başvurusunu inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi 15/3/2022 tarihli kararıyla mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasına ve başvurucunun tahliye edilmesine karar vermiştir.
5. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı tahliye kararına itiraz etmiştir. Söz konusu itiraz İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından yerinde görülmeyerek incelenmesi amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi 28/3/2022 tarihli kararı ile itirazı kabul etmiş ve başvurucunun tutuklanmasına yönelik yakalama emri çıkartılmasına karar vermiştir.
6. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi belirtilen karar kapsamında hazır edilen başvurucunun ifadesini almış ve 29/3/2022 tarihinde başvurucunun nitelikli cinsel saldırı suçundan tutuklanmasına karar vermiştir.
7. Başvurucu tutuklama kararına itiraz etmiş, itiraz mercii olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi ise 18/4/2022 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.
8. Başvurucu anılan kararı aynı tarihte öğrendiğini ifade etmiştir.
9. Başvurucu 18/5/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
10. Başvurucu bozma sonrası başlayan yargılama sonucunda isnat edilen suçlardan 16/11/2022 tarihinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ayrı ayrı hapis cezasına mahkûm edilmiş, ayrıca başvurucunun tutukluluk hâlinin hükümle birlikte devamına karar verilmiştir.
11. Başvurucu mahkûmiyet hükmüne karşı kanun yoluna başvurmuştur. Devam eden süreçte temyiz mercii olan Yargıtay 1. Ceza Dairesi 10/7/2024 tarihli kararla hükmü onamıştır. Mahkûmiyet hükmü aynı tarihte kesinleşmiştir.
12. Komisyon tarafından başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne ve başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
13. Başvurucu, tutuklamanın hukuka aykırı olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
14. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, ilgili Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıf yapılarak değerlendirmenin bu içtihat doğrultusunda yapılmasının uygun olacağı ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formundaki açıklamalarını yinelemiştir.
15. Başvuru, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmiştir.
16. Anayasa Mahkemesi tutuklamaya konu davanın kesinleşmiş olması hâlinde başvurucuların tutuklamanın hukuka aykırı olduğu iddiasına yönelik olarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında tazminat davası açabileceğini belirtmiş ve anılan iddiayı başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulmuştur (Reşat Ertan [1. B.], B. No: 2013/5700, 15/4/2015, § 26; Ömer Köse [2. B.], B. No: 2014/12036, 16/11/2016, § 34; Eyyüp Güneş [GK], B. No: 2017/28308, 21/10/2021, § 88; Murat Ağırel ve diğerleri [GK], B. No: 2020/11655, 7/4/2022, §§ 23-26; Metin İyidil (2) [GK], B. No: 2020/3067, 12/12/2024, § 32). Somut olayda da kesinleşmiş bir hüküm bulunduğundan başvurucunun tutuklama tedbiri açısından 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde düzenlenen tazminat yolunu tükettikten sonra bireysel başvuru yapabileceği anlaşılmaktadır.
17. Açıklanan gerekçelerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Tutuklamanın hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 29/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.