logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Şerafettin Işık [1. B.], B. No: 2022/59269, 16/9/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ŞERAFETTİN IŞIK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/59269)

 

Karar Tarihi: 16/9/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Muzaffer KORKMAZ

Başvurucu

:

Şerafettin IŞIK

Vekili

:

Av. Ramazan DEMİR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Muş Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık), PKK/KCK terör örgütünün hiyerarşik yapılanması içinde faaliyet gösteren kişilerin tespitine yönelik bir soruşturma başlatmıştır.

3. Başvurucu, anılan soruşturma kapsamında 18/3/2022 tarihinde gözaltına alınmıştır. Başvurucu ifadesinde örgütle herhangi bir bağlantısının bulunmadığını ileri sürmüştür.

4. Başsavcılık, başvurucuyu silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanması istemiyle Muş Sulh Ceza Hâkimliğine (Hâkimlik) sevk etmiştir.

5. Hâkimlikçe başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına karar verilmiştir. Kararda, başvurucunun üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunduğu belirtilerek silahlı terör örgütüne üye olma suçunun niteliği, suça ilişkin olarak kanunda öngörülen yaptırımın ağırlığı ve suçun 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesinin (3) numaralı fıkrasında düzenlenen katalog suçlar arasında sayılması hususlarına bağlı olarak adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı ifade edilmiştir.

6. Başvurucunun anılan karara itirazı Muş Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 29/3/2022 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.

7. Bu karar başvurucuya 20/4/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 13/5/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Başsavcılık 22/4/2022 tarihli iddianame ile silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapma suçlarından cezalandırılması istemiyle başvurucu hakkında aynı yer ağır ceza mahkemesinde kamu davası açmıştır.

9. İddianamede, suçlamalara esas alınan temel olgular özetle şöyledir:

i. Başvurucunun kendisine ait sosyal medya hesabından bazı paylaşımlar yaptığı ve bu paylaşımların başvurucunun terör örgütüyle iltisakını gösterir mahiyette olduğu ileri sürülmüştür. Anılan sosyal medya paylaşımlarının içeriği ve bunlara yönelik olarak Başsavcılığın değerlendirmeleri iddianamede yer aldığı şekliyle temel olarak şöyledir:

"-22/11/2015 tarihinde güvenlik güçlerince etkisiz hale getirilen Siyabend (K) Lokman BİRLİK isimli örgüt mensubunun görüntülerinin bulunduğu videoyu paylaştığı, şüphelinin bu paylaşımının terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşru gösterir ve teşvik eder mahiyette olduğu,

-14/10/2015 tarihli paylaşımda -güvenlik güçlerinin Varto Kolan bölgesinde bulunan ve etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarının defnedildiği bir mezarlığın çevresine yönelik operasyonu sonrası- görüntü paylaştığı, anlatımında mezarlık için şehitlik ibaresini kullandığı ve bu paylaşımın terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşru gösterir ve teşvik eder mahiyette olduğu,

-20/6/2015 tarihinde "Vahşi IŞİD çetesi ile PYD ve PKK'yı bir görmek tek kelime ile kör ve sağır olmak demektir" başlıklı anlatımda PYD ve PKK terör örgütünü legal bir zemine sığdırılıp haklı bir mücadele içerisinde gibi gösterildiği, bu paylaşımın terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşru gösterir ve teşvik eder mahiyette olduğu,

-14/6/2015 tarihinde PKK/KCK terör örgütü kurucusu Abdullah Öcalan'ın görüntüsü ile örgütün flamasının bulunduğu konser alanına ilişkin bir görüntü paylaştığı, ... bu paylaşımın terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşru gösterir ve teşvik eder mahiyette olduğu,

-2/6/2015 tarihinde PKK/KCK terör örgütü flamasının bulunduğu gösteri yürüyüşüne ilişkin bir görüntü paylaştığı, ...bu paylaşımın terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşru gösterir ve teşvik eder mahiyette olduğu,

-14/5/2015 tarihinde "Şehidimizi uğurladık..." başlığıyla örgüt mensubunun cenaze merasimine ait kendisinin de yer aldığı tören görüntüsünü paylaştığı, görüntü içeriğinden merasim alanında çok sayıda örgütsel flama bulunduğunun anlaşıldığı ve bu paylaşımın terör örgütünün cebir ve şiddet içeren eylemlerini meşru gösterir ve teşvik eder mahiyette olduğu,

-4/10/2014 tarihli paylaşımda Türkiye Cumhuriyet Devletinin PKK/KCK terör örgütünüterör örgütü kabul etmesi nedeniyle duymuş olduğu üzüntüyü dile getirdiği ve terör örgütünü meşru göstermeye çalıştığı,

-13/2/2013 tarihli paylaşımda PKK/KCK terör örgütünün kırsal alanda faaliyet göstermesinin bir zorunluluk olduğu şeklinde ifadeler kullandığı,

-4/8/2013 tarihli paylaşımda PKK/KCK terör örgütünün üst düzey yöneticisi olan APE HÜSEYİN (K) Kadri ÇELİK'in etkisiz hale getirilmesi akabinde bu kişiye yönelik 'arkadaşımız, kardeşimizdi' dediği ve övgü dolu ifadeler kullandığı..."

ii. Terör örgütüyle bağlantılı organizasyonlar tarafından 2012-2015 yılları arasında Muş'ta düzenlenen basın açıklamaları ve gösterilere başvurucunun da katıldığı ve bu gösterilerde PKK/KCK propagandası yapıldığı vurgulanmıştır.

iii. Başvurucunun konutunda yapılan aramada ise bir adet yasaklı yayının ele geçirildiği belirtilmiştir.

10. Muş 2. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) iddianamenin kabulüne karar vermiş ve kovuşturma aşaması başlamıştır.

11. Mahkeme 28/9/2022 tarihli duruşmanın sonunda başvurucunun terör örgütü propagandası yapma suçundan 1 yıl 13 ay, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ise 6 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmetmiş ve yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbiri uygulanması suretiyle başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.

12. Bireysel başvuruyu inceleme tarihi itibarıyla yargılama istinaf kanun yolu aşamasında derdesttir.

13. Komisyon tarafından başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

14. Başvurucu; suç şüphesi ve bunu haklı kılan deliller olmamasına rağmen hakkında tutuklama kararı verildiğini, delilleri karartma tehlikesi ve kaçma şüphesinin de somut olayda mevcut olmadığını, tutuklama kararının ve bu karara itirazı üzerine verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararın gerekçe içermediğini belirterek ölçülü olmayan tedbir nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

15. Öte yandan başvurucu, ifade hürriyeti kapsamında kalan eylemlerinin tutukluluğuna dayanak kılındığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkıyla bağlantılı olarak ifade hürriyeti ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının da ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

16. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, ilgili Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına atıf yapılarak değerlendirmenin bu içtihat doğrultusunda yapılmasının uygun olacağı ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formundaki açıklamalarını yinelemiştir.

17. Başvurucunun şikâyetinin özü, tutukluluğun hukuki olmadığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamında incelenmesi gerekir.

18. Somut olayda öncelikle başvurucunun tutuklanmasının kanuni dayanağının olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Başvurucu, PKK/KCK silahlı terör örgütünün üyesi olma suçundan 5271 sayılı Kanun'un 100. maddesi uyarınca tutuklanmıştır. Dolayısıyla başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunmaktadır.

19. Kanuni dayanağı bulunduğu anlaşılan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığı ve ölçülülüğü incelenmeden önce tutuklamanın ön koşulu olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir.

20. Başvurucu hakkında verilen tutuklama kararında ve iddianamede temel olarak başvurucunun sosyal medya paylaşımları ile konutunda bulunan yasaklı yayına ve katıldığı gösterilere dayanıldığı görülmektedir (bkz. §§ 5, 9).

21. Başvurucunun sosyal medya hesabından farklı tarihlerde yaptığı paylaşımlar bir bütün olarak gözetildiğinde bu paylaşımların tutuklama tedbirinin uygulanmasında suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesinin temelsiz ve keyfî olduğu söylenemeyecektir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Ayşe Nazlı Ilıcak [GK], B. No: 2016/24616, 3/5/2019, §§ 63-65; Koçer Muhlis Bozdemir [2. B.], B. No: 2022/7771, 20/11/2024, § 22).

22. Diğer taraftan başvurucu hakkında uygulanan ve kuvvetli suç şüphesinin bulunması şeklindeki ön koşulu yerine gelmiş olan tutuklama tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.

23. Somut olayda Hâkimlikçe başvurucunun tutuklanmasına karar verilirken işlendiği iddia olunan silahlı terör örgütüne üye olma suçunun niteliğine, suça ilişkin olarak kanunda öngörülen yaptırımın ağırlığına ve isnat edilen suçun 5271 sayılı Kanun'un 100. maddesinin (3) numaralı fıkrasında düzenlenen katalog suçlar arasında yer almasına dayanıldığı görülmektedir (bkz. § 5).

24. Dolayısıyla somut olayın yukarıda belirtilen özel koşulları ile Hâkimlik tarafından verilen kararın içeriği birlikte değerlendirildiğinde başvurucu yönünden özellikle -suçun ağırlığına atfen- kaçma şüphesine yönelen tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin olduğu söylenebilir (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Yıldırım Ataş [1. B.], B. No: 2014/4459, 26/10/2016, § 61; Devran Duran [GK], B. No: 2014/10405, 25/5/2017, § 66).

25. Başvurucu hakkındaki tutuklama tedbirinin ölçülü olup olmadığının da belirlenmesi gerekir. Bir tutuklama tedbirinin Anayasa'nın 13. ve 19. maddeleri kapsamında ölçülülüğünün belirlenmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınmalıdır (Gülser Yıldırım (2) [GK], B. No: 2016/40170, 16/11/2017, § 151).

26. Somut olayda başvurucunun terörle bağlantılı bir suç nedeniyle tutuklanması dikkate alındığında Hâkimliğin isnat edilen suç için öngörülen yaptırımın ağırlığını, işin niteliğini ve önemini de gözönünde tutarak başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varmasının keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez (aynı yöndeki değerlendirmeler için bkz. Süleyman Bağrıyanık ve diğerleri [2. B.], B. No: 2015/9756, 16/11/2016, § 214; Devran Duran, § 64).

27. Yukarıda ulaşılan sonuçlar karşısında başvurucunun tutuklama tedbiri nedeniyle ifade hürriyeti ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği iddialarının incelenmesi gerekli görülmemiştir.

28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Tutuklamanın hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/9/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Şerafettin Işık [1. B.], B. No: 2022/59269, 16/9/2025, § …)
   
Başvuru Adı ŞERAFETTİN IŞIK
Başvuru No 2022/59269
Başvuru Tarihi 13/5/2022
Karar Tarihi 16/9/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi