logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Orhan Işık [1.B.], B. No: 2022/62752, 16/5/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ORHAN IŞIK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/62752)

 

Karar Tarihi: 16/5/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

Orhan IŞIK

Vekili

:

Av. Şeyho SAYA

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; ceza yargılaması sürecinde haksız olarak uygulanan yakalama, gözaltı ve tutuklama tedbirleri dolayısıyla açılan tazminat davasında ödenen tazminatın yetersiz olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurucu hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan soruşturma başlatılmıştır. Bu sırada başvurucu polis memuru olarak görev yapmaktadır. Daha sonra kamu görevinden çıkarılmıştır. Başvurucu 21/7/2016 tarihinde gözaltına alınmış ve 23/7/2016 tarihinde tutuklanmıştır. Başvurucunun yargılaması Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülmüştür. Başvurucu 4/11/2016 tarihinde tahliye edilerek serbest bırakılmıştır. 3/9/2020 tarihinde başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir. Karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine 9/10/2020 tarihinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak başvurucunun beraatine karar verilmiştir. Beraat kararı temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

3. Başvurucu 16/12/2020 tarihli dilekçesi ile maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek 20.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminatın 21/7/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

4. Anılan davaya bakan Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi 31/3/2021 tarihinde tazminat talebini kısmen kabul etmiştir. 2.775,45 TL maddi tazminatın kamu görevinden ihraç tarihi olan 1/9/2016 ve 11.130 TL manevi tazminatın gözaltı tarihi olan 21/7/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden tahsili ile başvurucuya verilmesine karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şu şekildedir:

"...Bu açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının yukarıda belirtildiği üzere 1/9/2016 tarihine kadar her ne kadar görevden uzaklaştırılmış olsa dahi polis memuru olması hasebiyle ihraç tarihinden önceki dönemdeki taleplerini idari yargıda ileri sürebileceğinden 21/7/2016 - 23/7/2016 tarihleri arasındaki maddi tazminat isteminin reddine, 1/9/2016 ile 4/11/2016 tarihleri arasındaki istemi için ise 2016 yılı net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, işbu sebeple davacının soruşturma ve kovuşturma kapsamında tutuklu kaldığı 64 gün için maddi tazminat talebi yönünden, Mahkememizce 2016 yılı net asgari ücret üzerinden yapılan değerlendirmeye göre; 1.300,99/30x64=2.775,45 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 1/9/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte kabulüne, fazlaya dair istemin reddine karar vermek gerekmiştir.

...Davacının haksız yere 21/7/2016 ile 4/11/2016 tarihleri arasında gözaltına alınmış ve tutuklanmış olması nedeniyle çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği yönünde kuşku bulunmamaktadır. Bu nedenle belirtilen hususlar dikkate alınarak davacı lehine 11.130 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 21/7/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine hükmedilmiş ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir ..."

5. Başvurucunun istinaf başvurusu üzerine 18/4/2022 tarihinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi maddi tazminata 1/9/2016 tarihinden değil 21/7/2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirterek hükmün bu şekilde düzeltilmesine ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

6. Başvurucu 16/5/2022 tarihinde nihai kararı öğrenmiş, 2/6/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

7. Komisyon; başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Başvurucu; hukuka aykırı yakalama, gözaltı ve tutuklama tedbirleri nedeniyle açtığı tazminat davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının hakkaniyete aykırı olduğunu, yargılandığı davada avukatla temsil edildiği ve vekâlet ücreti ödediği hâlde düşük bir miktar maddi tazminata hükmedildiğini, tazminata ilişkin taleplerinin dikkate alınmadığını belirterek adil yargılanma hakkının, etkili başvuru hakkının, haksız yere gözaltına alınması ve tutuklanması nedeniyle de maddi manevi varlığının geliştirilmesi, kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ve masumiyet karinesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

9. Adalet Bakanlığı (Bakanlık); ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihatları ile somut olayın kendine özgü şartları gözönüne alınarak değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne katılmadığını belirtmiş ve ihlal iddialarını yinelemiştir.

10. Başvurucunun şikâyetinin özü, uygulanan yakalama, gözaltı ve tutuklama tedbirlerinin hukuka aykırı olduğundan bahisle açtığı tazminat davasında hükmedilen tazminatın yetersizliğine ilişkin olduğundan iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü ve dokuzuncu fıkraları kapsamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yönünden incelenmesi gerekir.

11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

12. Anayasa Mahkemesi Gülseren Çıtak ([GK], B. No: 2020/1554, 27/4/2023) kararıyla içtihat değişikliğine gitmiş, haklarında kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararı verilenlerin 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesinde öngörülen tazminat yolunu tükettikten sonra yakalama, gözaltı veya tutuklamanın hukuki olmadığı ve ödenen tazminatın yetersiz olduğu iddiasıyla yaptıkları bireysel başvurularda başvuru yollarının tüketilmiş kabul edilebilmesi için yalnızca 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi kapsamında bir tazminat davasının açılmasının yeterli olacağı sonucuna varmıştır. Zira bu hükümle yakalama, gözaltı ve tutuklamanın daha sonra verilen kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararıyla hukuka aykırı hâle geldiğinin kabul edildiği, dolayısıyla 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi uyarınca açılan tazminat davalarının Anayasa’nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamında olduğu değerlendirilmiştir. Bu çerçevede bu bent kapsamında açılan davalarda hukuka aykırılık kanun gereğince kabul edildiğinden ağır ceza mahkemesince bu bende dayanılarak tazminat ödenmesi durumunda Anayasa’nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamında yapılacak inceleme tazminat miktarının yeterli olup olmadığını belirlemekle sınırlı olacaktır (Gülseren Çıtak, §§ 36-39).

13. Derece mahkemelerinin tazminat için somut olayın şartlarına göre takdir yetkisi bulunmakla birlikte meydana gelen ihlalle orantılı olmayan önemsiz miktarda bir tazminat Anayasa'nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasına aykırı olacaktır. Öte yandan tazminat miktarı Anayasa Mahkemesinin benzer davalarda verdiği tazminat miktarına göre kayda değer ölçüde düşük olmamalıdır. Bununla birlikte hükmedilen miktarın Anayasa Mahkemesinin benzer durumlarda verilmesine hükmettiği tazminat miktarından düşük olması tek başına Anayasa'nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasının ihlal edildiği anlamına gelmez. Tazminatın Anayasa'nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasıyla uyumlu olup olmadığını değerlendirirken somut olayın kendine özgü şartlarının dikkate alınması gerekir (M.E., B. No: 2018/696, 9/5/2019, § 48).

14. Bunun yanında manevi tazminat miktarının yeterli olup olmadığı belirlenirken tazminata karar veren derece mahkemesinin karar tarihinde Anayasa Mahkemesinin benzer başvurular üzerine verdiği veya verebileceği tazminat miktarına göre bir karşılaştırma yapılacaktır. Anayasa Mahkemesince yakalama, gözaltı veya tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle manevi tazminata hükmedilirken kişinin sosyal ve ekonomik durumu, mesleki ve toplumsal konumu, üzerine atılı suçun niteliği, koruma tedbirine neden olan olayın cereyan tarzı, tedbirin kişinin üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler ve tedbirin süresi, tedbir nedeniyle meydana gelen ihlalin ağırlığı dikkate alınmaktadır (bkz. Siyami Hıdıroğlu [GK], B. No: 2018/11489, 11/1/2024, § 35).

15. Başvurucu beraat ettiği davada avukatına vekâlet ücreti ödediğini belirterek 20.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş ise de başvurucunun avukatına vekâlet ücreti ödediğine ilişkin bir bilgi veya belgeyi ilk derece mahkemesi aşamasında sunmadığı görülmektedir. Bireysel başvurusunda da böyle bir bilgi veya belge sunmamıştır. Somut olayda derece mahkemesi başvurucunun 1/9/2016 tarihinde ihraç edildiğini tespit etmiş, ihraç tarihinden önceki dönemdeki taleplerini idari yargıda ileri sürebileceğinden bu tarihe kadarki maddi tazminat isteminin reddine, 1/9/2016 ile tutuklamanın sona erdiği 4/11/2016 tarihleri arasındaki istemi için ise 2016 yılı net asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama doğrultusunda başvurucuya 2.775,45 TL maddi tazminat ödenmesine karar vermiştir. Derece mahkemesince toplanan deliller doğrultusunda belirlenen maddi tazminat miktarının davanın koşullarında orantısız olduğu söylenemeyecektir.

16. Manevi tazminat bakımından ise somut olayda başvurucuya 11.130 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Bu miktarın Anayasa Mahkemesinin gözaltı ve tutuklamanın hukuki olmadığı sonucuna vardığı durumlarda ödenmesini kararlaştırdığı tazminat miktarına göre düşük olduğu ortadadır (Anayasa Mahkemesinin gözaltı tedbirinin hukukiliği ile ilgili iddialarda bir günlük gözaltı süresi için hükmettiği tazminat miktarı derece mahkemesinin karar tarihi olan 2021 yılı için asgari 600 TL, 2024 yılı için ise 2.970 TL'dir; tutuklama tedbiri yönünden Anayasa Mahkemesi derece mahkemesinin karar tarihi olan 2021 yılında tutuklamanın hukuki olmadığı sonucuna vardığı Erdi Orman, B. No: 2017/24079, 11/2/2021; M.G., B. No: 2018/13901, 11/2/2021; Oktay Yaşar, B. No: 2020/16865, 18/5/2021; Ümit Çiftçi, B. No: 2019/5753, 26/5/2021 başvurularında 40.000 TL manevi tazminata hükmetmiştir.). Ağır Ceza Mahkemesince hükmedilen tazminatın Anayasa Mahkemesinin benzer durumlarda verilmesine hükmettiği tazminat miktarıyla aynı olması gerekmemekle birlikte somut olayın şartlarında ödenmesine hükmedilen miktarın tazminat hakkının özünü zayıflatacak kadar düşük olduğu anlaşılmıştır. Buna göre başvurucuya ödenmesine hükmedilen tazminatın başvurucunun Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan esaslara aykırı bir durum söz konusu olmasına rağmen manevi zararını karşılamaktan uzak olduğu sonucuna varılmıştır.

17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasıyla bağlantılı olarak dokuzuncu fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

18. Başvurucu, yargılamanın yenilenmesi ve20.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

19. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

20. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 19. maddesinin -üçüncü fıkrasıyla bağlantılı olarak- dokuzuncu fıkrasının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2020/602, K.2021/270) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Orhan Işık [1.B.], B. No: 2022/62752, 16/5/2024, § …)
   
Başvuru Adı ORHAN IŞIK
Başvuru No 2022/62752
Başvuru Tarihi 2/6/2022
Karar Tarihi 16/5/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza yargılaması sürecinde haksız olarak uygulanan yakalama, gözaltı ve tutuklama tedbirleri dolayısıyla açılan tazminat davasında ödenen tazminatın yetersiz olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutma nedeniyle tazminat hakkı İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi