logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Erol Şevik [1. B.], B. No: 2022/74190, 16/7/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

EROL ŞEVİK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2022/74190)

 

Karar Tarihi: 16/7/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Hüseyin ERAL

Başvurucu

:

Erol ŞEVİK

Vekili

:

Av. Hüseyin YAĞIZ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanığın sanık tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının, etkin pişmanlık kapsamında beyanda bulunan sanık beyanlarına itibar edilerek ceza verilmesi nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) 2012 yılı Polis Akademisi Giriş Sınavı'na ilişkin soruların sızdırıldığına yönelik yapılan ihbar doğrultusunda o tarihte Polis Akademisinde öğrenci olan başvurucu hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu şüphesiyle soruşturma başlatmıştır.

3. Soruşturma işlemleri kapsamında, başvurucunun 2012 yılında girdiği Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Polis Akademisi Giriş Sınavı sonuç belgeleri temin edilmiştir. Anılan belgeler doğrultusunda Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu tarafından sınav inceleme raporu hazırlanmış, akademisyenlerden oluşan kuruldan ise başvurucunun cevap örüntüleri ve YGS puan artışı çerçevesinde sınav sonucuna kendi performansı dışında başka faktörlerin etkisinin olmasına bağlı olarak sınav sonucu bakımından kuvvetli şüpheli olduğuna dair bilirkişi raporu alınmıştır. Diğer taraftan aynı sınavla ilgili olarak yürütülen başka soruşturma kapsamında beyanda bulunan şüpheli M.K.nın, akademiye başladıktan sonra başvurucu ve E.K.yı örgüte ait evde gördüğüne dair ifade ve teşhisi dosyaya gönderilmiş ve yine başvurucuya ulaşılamaması nedeniyle 27/3/2017 tarihinde yakalama emri düzenlenmiştir.

4. Yakalamanın infazı üzerine başvurucunun 8/5/2017 tarihinde ifadesi alınmıştır. Başvurucu soruşturma aşamasında müdafi huzurunda alınan ifadesinde; 2012 yılındaki Polis Akademisi Giriş Sınavı'na kimsenin yönlendirmesi ile girmediğini, soruların önceden kendisine verilmediğini, derslerinin iyi olması nedeniyle sınavı kazandığını, öğrencilik döneminde öğrenci evinde kaldığını ancak kaldığı kişilerin isimlerini hatırlamadığını, aleyhine beyanda bulunan M.K.yı akademiden devresi olması, aynı soruşturmada şüpheli olan E.K.yı ise aynı üniversitede eğitim görmeleri nedeniyle tanıdığını, M.K.nın beyanları hakkında açıklama yapmak istemediğini ve örgüt üyesi olmadığını beyan etmiştir.

5. Hakkındaki soruşturma ayrı yürütülen M.K.; sınav öncesinde özel bir yurtta soruların kendisine gösterildiğini, soy ismini hatırlamadığı A. isimli kişi vasıtasıyla akademi kaydından sonra örgüte ait evde başvurucu ve E.K. ile tanıştırıldığını, eve gelip gitmelerinin istendiğini, daha sonrasında soruların sızdırıldığına dair haberler çıkması üzerine A.nın kendilerine "...sizi bulamazlar, korkmayın" şeklinde sözler söylediğini beyan etmiştir. Aynı soruşturma kapsamında ifadesi alınan E.K.nın ise başvurucu ve M.K.yı akademiden tanıdığını, M.K.nın beyanlarını kabul etmediğini, soruların kendisine verilmediğini ve örgütle irtibatının olmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.

6. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma ve dolandırıcılık şüphesiyle 8/5/2017 tarihinde gözaltına alınmış; aynı gün tutuklanmıştır.

7. Başsavcılık; başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma, resmî belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık suçlarından cezalandırılması talebiyle 16/5/2017 tarihli iddianame düzenlemiştir. İddianamede özetle;

i. Başvurucunun YGS ve Polis Akademisi Giriş Sınavı arasındaki puan artışı, doğru cevapladığı sorular ve müfredat dışı sorulara verilen doğru cevaplara ilişkin hazırlanan raporlara göre sınav sonucunda kendi performansı dışında başkaca faktörlerin etkisi olduğunun tespit edildiği,

ii. Hakkında benzer suçtan kovuşturma bulunan M.K.nın, akademi sonrasındaki intibak döneminde örgüte ait evde başvurucu ve E.K. ile bir araya geldiklerine, akademi giriş sınavı sorularının sızdırıldığında dair haberler çıkması üzerine evde bulunan A.nın kendilerine "...sizi bulamazlar, korkmayın" şeklinde sözler söylediğine ilişkin beyanlarda bulunduğu,

iii. Polis Akademisi Giriş Sınavı sorularının örgüt tarafından ele geçirildikten sonra örgüt üyelerine verildiği belirtilerek atılı suçları işlediği iddia edilmiştir.

8. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülmeye başlanmıştır. Mahkeme 2/6/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapmıştır. Tensip Tutanağı'nda -diğerlerinin yanı sıra- başvurucunun duruşma günü hazır edilmesine yönelik işlem yapılması ile başvurucu hakkında Bank Asya ve ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının bulunup bulunmadığının araştırılmasına karar verilmiştir.

9. Yargılama on iki celsede tamamlanmıştır. 2/8/2017 tarihli celsede başvurucunun savunması alınmıştır. Başvurucu savunmasında özet olarak; başarılı bir eğitim hayatının olduğunu, bilirkişi raporlarının hatalı değerlendirme içerdiğini, aynı dosyadaki E.K.yı önceden de tanıdığını, M.K.nın ise devresi olduğunu, beyanlarının aksine üçünün bir araya gelmediklerini, M.K.nın polis baskısı ile adını vermiş olduğunu düşündüğünü ve örgütle hiçbir irtibatının olmadığını beyan etmiştir. Mahkeme -diğer sanıklarla ilgili ara kararları dışında- başvurucuya ait HTS kayıtlarının istenilmesi amacıyla duruşmayı ertelemiştir.

10. Başvurucunun da hazır bulunduğu 2/8/2017 tarihli celsede, başvurucu ile birlikte yargılanan E.K.nın savunması alınmıştır. E.K.; M.K.yı hemşehrisi olması ve akademide birlikte bulunmaları nedeniyle tanıdığını, M.K.nın ifadelerini kabul etmediğini, sınavı kendi çalışması ile kazandığını ve suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiştir. Mahkeme devam eden altı celsede başvurucu ve diğer sanıklarla ilgili eksik hususların tamamlanmasına yönelik işlemler yapmıştır.

11. Onuncu celsede Cumhuriyet savcısı tarafından esas hakkındaki mütalaa verilmiştir. Esas hakkındaki mütalaada; sınav sonucunda düzenlenen belgenin sahte olmaması nedeniyle başvurucunun beraatine karar verilmesi, nitelikli dolandırıcılık ve silahlı terör örgütüne üye olma suçları bakımından ise M.K.nın beyanları ile bilirkişi raporlarına göre örgüt üyesi olan başvurucunun 2012 yılı Polis Akademisi Giriş Sınavı sorularını sınavdan önce alarak Polis Akademisine yerleştiği, sınav sonucuna kendi performansının dışında başka faktörlerin etkisi olduğu gerekçesiyle cezalandırılması talep edilmiştir. Başvurucu ve müdafii esas hakkındaki savunmalarında; cezalandırma için somut delil olmadığını, bilirkişi raporlarının hatalı değerlendirmeler içerdiğini, sanık konumunda olan M.K.nın beyanlarına itibar edilerek mahkûmiyet verilemeyeceğini beyan etmiştir.

12. Mahkemece, başvurucunun sabit kabul edilen silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından 6 yıl 3 ay; kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçu yönünden 2 yıl 11 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve yine resmî belgede sahtecilik suçu yönünden ise suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmiştir. Mahkeme, başvurucunun kaçınılamaz bir hataya düştüğünün kabul edilememesi nedeniyle suçu inkâra yönelik savunmasına itibar edilmediğini de açıklamıştır. Mahkemenin -her iki suç yönünden- mahkûmiyet gerekçesinin dayanağını şu hususlar oluşturmaktadır:

i. Polis Akademisi Giriş sınavıyla ilgili düzenlenen Millî Eğitim Bakanlığı sınav inceleme raporu ve bilirkişi raporlarında yer alan başvurucunun sınav sonucuna kendi performansı dışında başka faktörlerin de etkisi olduğuna ilişkin değerlendirme,

ii. Haklarındaki soruşturma ayrı yürütülen bir kısım şüpheli beyanlarından, 2012 yılı Polis Akademisi Giriş Sınavı sorularının örgüt tarafından ele geçirilerek sadece örgütle organik bağı bulunan üyelere verildiğinin anlaşılması ve bu durumun bilirkişi raporlarındaki kuvvetli şüpheye ilişkin değerlendirme ile uyumlu olması,

iii. Benzer suç isnadı kapsamında hakkındaki kovuşturma ayrı olarak yürütülen M.K.nın soy ismini hatırlamadığı A. isimli kişi vasıtasıyla akademi kaydından sonra örgüte ait evde başvurucu ve sanık E.K. ile tanıştırıldığını, eve gelip gitmelerinin istendiğini, daha sonrasında soruların sızdırıldığında dair haberler çıkması üzerine A.nın kendilerine "...sizi bulamazlar, korkmayın" şeklinde sözler söylediğine ilişkin beyanları.

13. Mahkeme kararında, karşılaştırma yapılan sınavlar arasındaki doğru cevap sayısı farkının makul olduğu ve M.K.nın beyanlarının ise 2012 yılına ilişkin olduğu gerekçeleriyle hazırlanan ve bu doğrultuda başvurucunun dolandırıcılık ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından da beraat etmesi gerektiğini belirten bir muhalefet şerhi bulunmaktadır.

14. Başvurucu, istinaf dilekçesinde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. Başvurucunun istinaf talebi nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden kesin, silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından ise temyiz yolu açık olmak üzere Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesince (Daire) 3/6/2020 tarihinde esastan reddedilmiştir. Başvurucu dolandırıcılık suçu yönünden verilen karara karşı da temyiz başvurusunda bulunmuş ise de Daire 1/9/2020 tarihli ek karar ile temyiz talebinin reddine karar vermiştir.

15. Başvurucu, temyiz dilekçesinde -diğerlerinin yanı sıra- hakkında yürütülen kovuşturma dosyasında etkin pişmanlık kapsamında beyanda bulunan sanık M.K.nın hukuki menfaati doğrultusunda vermiş olduğu beyanlarına dayanılarak kendisine ceza verilemeyeceğini belirtmiştir.

16. Yargıtay 3. Ceza Dairesi silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden istinaf talebinin esastan reddine ilişkin Daire kararını 23/3/2022 tarihinde onamıştır. Diğer taraftan Dairenin dolandırıcılık suçu yönünden vermiş olduğu temyiz başvurusunun reddine dair ek kararının da onanmasına karar verilmiştir.

17. Başvurucu, örgüt üyeliği suçu yönünden nihai hükmü 29/6/2022 tarihinde öğrendikten sonra 18/7/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

18. Komisyon; başvurucunun adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkı ile tanık sorgulama hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna ve anılan haklara ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçu Yönünden Tanık Sorgulama Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

19. Başvurucu, beyanları mahkȗmiyet hükmüne belirleyici ölçüde esas alınan tanık M.K. ile duruşmada yüzleştirilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

20. Adalet Bakanlığı (Bakanlık); duruşmada okunan tanık ifadelerine karşı başvurucu ve müdafine itiraz ve savunmalarını sunma imkânı tanındığı, 1/8/2017 ve 2/8/2017 tarihli duruşmalarda başvurucu müdafii tarafından iki sanığa soru sorulabildiği, tanık beyanının yanı sıra dosya kapsamındaki diğer delillere de kararda yer verildiği, tanık beyanının tek veya belirleyici delil olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

21. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkı yönünden incelenmiştir.

22. Bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulabilmesi için olağan kanun yolları tüketilmiş olmalıdır. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle yargı mercileri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, [2. B.], B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).

23. Bireysel başvurunun ikincil niteliğinin bir sonucu olarak olağan kanun yollarında ve mahkemeler önünde ileri sürülmeyen iddialar ile bu mahkemelere sunulmayan bilgi ve belgeler bireysel başvuru konusu edilemez (Bayram Gök, [2. B.], B. No: 2012/946, 26/3/2013, § 20).

24. Somut olayda başvurucunun Mahkemenin mahkûmiyet kararında dayandığı ve aleyhine beyanda bulunan tanığın mahkeme huzurunda dinlenmemelerine bağlı olarak tanıkları sorgulayamadığına ilişkin şikayetini istinaf ve temyiz kanun yolunda ileri sürmediği anlaşılmaktadır (bkz. §§ 14-15). Dolayısıyla başvurucunun tanık sorgulama hakkına dair ihlal iddialarını yargılama sürecinde dile getirmediği, bu iddialarına ilişkin bilgi veya belge sunmadığı ve böylece başvuru yollarını usulüne uygun tüketmediği anlaşılmaktadır.

25. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçu Yönünden Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

26. Başvurucu, kendisi ile benzer suç isnadı altında yargılanan diğer sanığın etkin pişmanlık kapsamında vermiş olduğu beyanlar doğrultusunda mahkûmiyet kararı verilmesi nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

27. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun atılı suçlamanın hukuki niteliği, iddianameye konu eylemler ve dosyada bulunan deliller hakkında yeterli bilgiye sahip olduğu, yargılama aşamasının tamamında lehine olan hususları hem yazılı hem de sözlü olarak Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda ileri sürebildiği ve aleyhine olan delillere karşı çıkabildiği bildirilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı tanık M.K.nın beyanlarını sorgulayamadıklarını açıklamıştır.

28. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkı yönünden incelenmiştir.

29. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı maddi adaleti değil şeklî adaleti temin etmeye yönelik güvenceler içermektedir. Bu bakımdan adil yargılanma hakkı davanın taraflardan biri lehine sonuçlanmasını garanti etmemektedir. Adil yargılanma hakkı temel olarak yargılama sürecinin ve usulünün hakkaniyete uygun olarak yürütülmesini teminat altına almaktadır (M.B. [GK], B. No: 2018/37392, 23/7/2020, § 80).

30. Anayasa'nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlık konusunda varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (konuya ilişkin birçok karar arasından bkz. Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013).

31. Ancak temel hak ve özgürlüklere müdahalenin söz konusu olduğu durumlarda derece mahkemelerinin takdir ve değerlendirmelerinin Anayasa'daki güvencelere etkisini nihai olarak değerlendirecek merci, Anayasa Mahkemesidir. Bu itibarla Anayasa'da öngörülen güvenceler dikkate alınarak bireysel başvuru kapsamındaki temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilip edilmediğine ilişkin herhangi bir inceleme kanun yolunda gözetilmesi gereken hususun incelenmesi olarak nitelendirilemez (Şahin Alpay (2) [GK], B. No: 2018/3007, 15/3/2018, § 53).

32. Diğer taraftan Anayasa Mahkemesi çok istisnai durumlarda temel hak ve özgürlüklerden biri ile doğrudan ilgili olmayan bir şikâyeti kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin yasak kapsamına girmeden inceleyebilir. Açık bir keyfîlik nedeniyle yargılamanın hakkaniyetinin temelden sarsıldığı ve adil yargılama hakkı kapsamındaki usule ilişkin güvencelerin anlamsız hâle geldiği çok istisnai hâllerde aslında yargılamanın sonucuyla ilgili olan bu durumun bizatihi kendisi usule ilişkin bir güvenceye dönüşmüş olur. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin derece mahkemelerinin değerlendirmelerinin usule ilişkin güvenceleri anlamsız hâle getirip getirmediğini ve açık bir keyfîlik nedeniyle yargılamanın hakkaniyetinin temelden sarsılıp sarsılmadığını incelemesi yargılamanın sonucunu değerlendirdiği anlamına gelmez. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi derece mahkemelerinin delillerle ilgili değerlendirmelerine ancak açık bir keyfîlik ve adil yargılanma hakkı kapsamındaki usule ilişkin güvenceleri anlamsız hâle getiren bir uygulama varsa müdahale edebilecektir (Ferhat Kara [GK], B. No: 2018/15231, 4/6/2020, § 149; M.B., § 83).

33. Mahkemenin gerekçeli kararının içeriği ile atılı suçlara ilişkin yapılan hukuki değerlendirme çerçevesinde, başvurucunun örgüt üyeliği suçundan mahkûmiyetine esas alınan delillerin; başvurucunun sınav sorularına verdiği cevaplar bakımından kuvvetli şüpheli olarak görüldüğüne dair bilirkişi raporları, sınav sorularının sadece örgüt üyelerine verildiğini beyan eden bir kısım şüpheli anlatımlarının bilirkişi raporlarındaki değerlendirmeyle de uyumlu olması ve kendisi hakkında yürütülen kovuşturmada etkin pişmanlık kapsamında başvurucu hakkında beyanda bulunan M.K.nın tanık sıfatıyla verdiği beyanlar olduğu anlaşılmaktadır.

34. Başvurucu, soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki savunmalarında aleyhine beyanda bulunan M.K.yı sadece akademi döneminde devresi olması, E.K.yı ise hemşehrisi ve yine akademiden devresi olması nedeniyle tanıdığını, üçünün bir araya gelmediklerini ve örgütle irtibatının bulunmadığını ileri sürmüştür. M.K. ise akademi döneminde A. vasıtasıyla gitmiş olduğu örgüte ait evde başvurucu ve diğer sanık E.K. ile sohbet grubu olduklarına, daha sonrasında soruların sızdırıldığında dair haberler çıkması üzerine A.nın kendilerine "...sizi bulamazlar, korkmayın" şeklinde sözler söylediğine ilişkin beyanlarda bulunmuştur.

35. Somut olayda başvurucunun örgüt üyeliği suçu yönünden tanık ve diğer sanık beyanlarının doğruluğunun ve güvenilirliğinin sınanması için toplanmasını talep ettiği bir delil bulunmamaktadır. Mahkeme, başvurucu hakkındaki mahkûmiyet kararını tanık M.K.nın beyanları dışında başvurucunun sınav sorularına verdiği cevaplar bakımından kuvvetli şüpheli olarak görüldüğüne dair bilirkişi raporları ve sınav sorularının sadece örgüt üyelerine verildiğini beyan eden bir kısım şüpheli anlatımlarının bilirkişi raporlarındaki değerlendirme ile de uyumlu olmasına dayandırdığı anlaşılmaktadır.

36. Görüleceği üzere, başvurucunun mahkûmiyetine esas alınan tek delil, aynı örgüte üye olduğu iddiası ile yargılanan tanık M.K.nın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak amacıyla soruşturma evresinde tanık sıfatıyla verdiği ifade değildir. Diğer taraftan başvurucunun istinaf ve temyiz dilekçelerinde tanığın Mahkeme huzurunda dinlenmediğine ve tanığı sorgulayamadığına ilişkin şikayetinin olmadığının da altı çizilmelidir. Son olarak tanık M.K.nın beyanlarının delil olarak kabulünün başvurucuyu usule ilişkin imkânlardan yararlanma noktasında önemli ölçüde dezavantajlı konuma düşürmediği de açıktır.

37. Bu itibarla başvuru konusu olayda, başvurucunun ileri sürdüğü iddiaların yargı mercilerince delillerin değerlendirilmesine ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olduğu, mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla başvurucunun şikâyetinin açıkça dayanaktan yoksun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

38. Açıklanan gerekçelerle başvurunun hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Dolandırıcılık Suçu Yönünden Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

39. Anayasa Mahkemesince olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Hüseyin Aşkan (B. No: 2017/15649, 21/7/2020) ve Birnur Doğan ([GK], B. No: 2020/34420, 31/1/2024) kararlarında uygulanacak anayasal ilkeler belirlenmiştir. Kararda, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) evrak işlem kütüğü üzerinde yapılan inceleme neticesinde başvurucu ya da (seçilmiş veya atanmış) müdafiinin nihai kararı açarak okuduğu tespit edilen tarih, nihai kararın sonucunu öğrendiği tarih kabul edilerek bireysel başvuru süresi bu tarihten başlatılmış ve başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

40. Somut olayda da nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin nihai kararın başvurucu tarafından -ceza infaz kurumunda bulunmadığı dönemde- UYAP üzerinden 7/7/2020 tarihinde okunduğu ve başvurunun otuz günlük bireysel başvuru süresi geçtikten sonra 18/7/2022 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından başvurunun söz konusu suç yönünden süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Dolandırıcılık suçu yönünden adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA, 16/7/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Erol Şevik [1. B.], B. No: 2022/74190, 16/7/2025, § …)
   
Başvuru Adı EROL ŞEVİK
Başvuru No 2022/74190
Başvuru Tarihi 18/7/2022
Karar Tarihi 16/7/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, beyanları belirleyici ölçüde hükme esas alınan tanığın sanık tarafından duruşmada sorgulanmasına imkân verilmemesi nedeniyle tanık sorgulama hakkının, etkin pişmanlık kapsamında beyanda bulunan sanık beyanlarına itibar edilerek ceza verilmesi nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Tanık dinletme ve sorgulama hakkı (ceza) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (hukuka aykırı deliller, bariz takdir hatası vs.) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Kanun yolu şikâyeti Süre Aşımı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi