|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
FARMCONUTS GIDA İHRACAT İTHALAT TİCARET LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU (2)
|
|
(Başvuru Numarası: 2022/76657)
|
|
|
|
Karar Tarihi: 15/10/2025
|
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
|
Ömer ÇINAR
|
|
Raportör
|
:
|
Alperen KONAK
|
|
Başvurucu
|
:
|
Farmconuts Gıda İhracat İthalat Ticaret Ltd. Şti.
|
|
Vekili
|
:
|
Av. Kemal DURKAL
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, idari para cezasının iptal edilmesi talebiyle sulh ceza hâkimliğine yapılan başvuruda karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı iddiaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, bireysel başvuru konusu olayın geçtiği tarihte ihracat yapmakta olan bir vergi mükellefidir. Başvurucunun gerçekleştirdiği ihracata ilişkin alacakların transfer edildiği özel bankalar tarafından banka hesaplarında yapılan kontrolde bir kısım ihracat hesabının açık olduğu, ihracat bedelinin tamamının yurda getirilmediği, yasal tahsil süresinin de sona erdiği anlaşılmıştır. Durumu tespit eden söz konusu bankalar açık ihracat hesabı ihbar formu düzenleyerek formu başvurucunun mükellefi olduğu Mersin Vergi Dairesi Müdürlüğüne iletmiştir. Bunun üzerine Mersin Vergi Dairesi Müdürlüğü başvurucunun ihracat yaptığı ancak bu ihracata ilişkin bedelin tamamını yasal süre içinde yurda getirmediği yönünde Mersin Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) ihbarda bulunmuştur.
3. Başsavcılığa yapılan ihbarda başvurucunun müşterisi olduğu bankadan iletilen ihbar formlarına göre ihracatlara ilişkin bedellerin tamamının yurda getirilmediğinin ve tahsil süresinin sona erdiğinin anlaşıldığı belirtilmiştir. İhbarda ayrıca ilgili mevzuat çerçevesinde başvurucuya bildirimde bulunularak bahse konu ihracat hesaplarının kapatılmasını temin etmek üzere ihtarname gönderildiği ancak doksan gün süreli ihtarnameye rağmen söz konusu hesapların kapatılmadığı ve döviz alım belgesine bağlanmadığı ifade edilmiştir.
4. Başsavcılık, yaptığı inceleme sonucunda ihracat bedellerinin ilgili mevzuatta tayin edilen süre içinde yurda getirilmediği gerekçesiyle 20/2/1930 tarihli ve 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un 3. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca başvurucu hakkında 21.484 TL idari para cezası uygulanmasına karar vermiştir.
5. Başvurucu, idari para cezasının iptal edilmesi talebinde bulunarak ihracata konu malın Mısır ülkesindeki alıcısı tarafından kabul edilmeyerek iade edildiğini, beyannameye konu ihracatın gerçekleşmediğini, iade beyannamesi düzenlediğini belirtmiştir.
6. Mersin 2. Sulh Ceza Hâkimliği (Hâkimlik) 26/4/2022 tarihinde başvurucunun itirazına ilişkin ret kararı vermiştir. Kararda "...Her ne kadar itiraz eden vekili tarafından, ihracata konu malın alıcı tarafından kabul edilmemesi sebebiyle malın iade edildiğini belirterek, buna ilişkin iade beyannamesini dosyaya sunmuş ise de; yapılan incelemede, söz konusu ihracata ilişkin düzenlenen ihracat iade beyannamesinin tek taraflı olduğu, malın alıcı tarafından iade edildiğine ilişkin resmî bir beyanname olmadığını..." belirtmiş, yedi gün içinde karara karşı itiraz yoluna başvurulabileceğini ifade etmiştir.
7. Başvurucu, yedi günlük yasal süre içinde Hâkimlik kararına itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde diğerlerinin yanı sıra yaptırım kararına konu beyannameye ilişkin malların iade edilip edilmediğine dair Mersin Gümrük Müdürlüğüne (Müdürlük) müzekkere yazılmasını talep etmiştir. Ayrıca yurt dışı alıcısı tarafından iadeye ilişkin konşimentoyu da itiraz dilekçesinin ekinde sunmuştur.
8. Başvurucunun itirazı, Mersin 3. Sulh Ceza Hâkimliğince (itiraz makamı) 29/6/2022 tarihinde reddedilmiştir. Ret kararında "Mersin 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin kararının gerekçesinin yerinde olduğu ve kararda hâkimliğimizce değiştirilecek bir husus bulunmadığından talebin reddine karar vermek gerekmiştir." şeklinde gerekçeye yer verilmiştir. Bu gerekçe dışında kararda herhangi bir değerlendirme bulunmamaktadır.
9. Başvurucu, nihai kararı 4/7/2022 tarihinde öğrendikten sonra 21/7/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
10. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
11. Başvurucu; Müdürlüğe müzekkere yazılmasını talep etmesine rağmen talebinin karşılanmadığını ve bu konudaki itirazlarının itiraz makamınca değerlendirilmediğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
12. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurunun öncelikle kabul edilebilirlik kriterleri yönünden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş, ayrıca somut olay ele alınırken mevzuat hükümleri ile konuya ilişkin yer verilen Anayasa Mahkemesi kararlarının dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
13. Başvuru, adil yargılanma hakkının güvencelerinden biri olan gerekçeli karar hakkı kapsamında incelenmiştir.
14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
15. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen birçok başvuruda gerekçeli karar hakkının kapsam ve içeriğini belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi özellikle açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerektiğine dikkat çekmiştir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. [2. B.], B. No: 2013/1213, 4/12/2013, §§ 25, 26; Vesim Parlak [2. B.], B. No: 2012/1034, 20/3/2014, §§ 33, 34; Yasemin Ekşi [1. B.], B. No: 2013/5486, 4/12/2013, §§ 56, 57; Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31-39; Münür Ata [2. B.], B. No: 2014/4958, 22/1/2015, §§ 37-43; Hikmet Çelik ve diğerleri [2. B.], B. No: 2013/4894, 15/12/2015, §§ 54-59; Şah Tarım İnşaat Turizm Seyahat Yatçılık San. ve Tic. Ltd. Şti. [2. B.], B. No: 2013/7847, 9/3/2016, §§ 36-48).
16. Gerekçeli karar hakkı, yargılamada ileri sürülen tüm iddialara ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Bu nedenle gerekçe gösterme zorunluluğunun kapsamı kararın niteliğine göre değişebilir (Mehmet Yavuz [1. B.], B. No: 2013/2995, 20/2/2014, § 51). Kanun yolu incelemesi yapan mercinin yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması, bunu aynı gerekçeyi kullanarak veya atıfla kararına yansıtması kararın gerekçelendirilmiş olması bakımından yeterlidir (Yasemin Ekşi, § 57).
17. Somut olayda başvurucu hakkında uygulanan idari yaptırım kararı, başvurucunun gerçekleştirdiği ihracattan doğan alacakların tamamının ilgili mevzuatta belirlenen yasal süre içinde yurda getirmemesine dayanmaktadır. Başvurucu, söz konusu idari yaptırım kararına konu ihracatın gerçekleşmediğine dair iade beyannamesini Hâkimliğe sunmuştur (bkz. § 5). Hâkimlik ise iade beyannamesinin tek taraflı düzenlenen bir belge olduğunu, malın alıcısı tarafından iade edildiğine dair resmî belge sunulmadığını belirterek itirazı reddetmiştir (bkz. § 6).
18. Başvurucu, yedi günlük yasal süre içinde Hâkimlik kararına itiraz etmiş; itiraz dilekçesinde diğerlerinin yanı sıra yaptırım kararına konu beyannameye ilişkin malların iade edilip edilmediğine dair Müdürlüğe müzekkere yazılmasını da talep etmiştir (bkz. § 7). İtiraz makamı ise başvurucunun dilekçesinde ileri sürdüğü ve araştırılmasını talep ettiği hususlar hakkında değerlendirme yapmamış ve başvurucunun itirazını "İtiraz konusu kararda açıklanan gerekçelere, kararın veriliş şekline göre, hukuka, dosyadaki bilgi ve belgelere aykırı bir yön bulunmadığı, itiraz nedenlerinin yerinde olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılmakla itirazın reddine karar vermek gerekmiştir." şeklindeki gerekçeyle reddetmiştir (bkz. § 8). Bir başka deyişle, başvurucunun Hâkimlik kararına karşı itiraz dilekçesinde belirttiği Müdürlüğe müzekkere yazılması talebinin hangi gerekçe ile karşılanmadığı açıklanmamıştır.
19. Başvurucu üzerine atılı kabahati işlemediğine dair iddiasını destekleyebilecek mahiyette deliller sunmasına rağmen, yargı mercilerince bu durum gerekçeli kararda ayrı ve açık olarak tartışılmamış ve başvurucunun iddialarına cevap verilmemiştir. Sonuç olarak yargılamalara bir bütün olarak bakıldığında -somut olayın özel koşullarında- Hâkimlik ve itiraz mercinin davanın sonucuna etkili hususlar hakkında yeterli bir yanıt vermediği anlaşılmıştır. Bu nedenle yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
21. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve 21.484 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur.
22. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerinin yapması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
23. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.
24. İhlalin niteliğine göre başvurucu uğradığını iddia ettiği maddi zararla ilgili bilgi ve belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Mersin 2. Sulh Ceza Hâkimliğine (2022/2638 D.İş) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
E. 664,10 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.664,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 15/10/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.