TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MUHAMMED CİHAD CEMRE BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2022/84854)
|
|
Karar Tarihi: 30/4/2025
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Basri BAĞCI
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Kenan YAŞAR
|
|
|
Ömer ÇINAR
|
|
|
Metin KIRATLI
|
Raportör
|
:
|
Muzaffer KORKMAZ
|
Başvurucu
|
:
|
Muhammed Cihad CEMRE
|
Vekili
|
:
|
Av. Zilan LEVENTOĞLU
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması ve soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, silahlı terör örgütüne (PKK/KCK) üye olma suçlamasıyla 24/6/2022 tarihinde gözaltına alınmıştır.
3. Başvurucunun tutuklanması talebiyle sevk edildiği Çanakkale 2. Sulh Ceza Hâkimliği, il dışı sınırlarına veyurt dışına çıkış yasağı ile belirli günlerde kolluk birimine giderek imza atma şeklindeki adli kontrol tedbirlerine karar vererek tutuklama talebini reddetmiştir. Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık) itirazı üzerine Çanakkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi itirazı kabul ederek başvurucunun tutuklanmasına karar vermiştir.
4. Başvurucunun tutuklama kararına itirazı ise Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6/7/2022 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir. Bu karar başvurucuya aynı tarihte tebliğ edilmiştir.
5. Diğer yandan Başsavcılık, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 153. maddesinin (2) numaralı fıkrasına istinaden başvurucu hakkındaki soruşturma dosyasına ilişkin olarak "soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebileceği" gerekçesiyle müdafiinin dosya içeriğini incelemesinin ve belgelerden örnek almasının kısıtlanmasına karar verilmesi için talepte bulunmuştur. Bu talep Çanakkale 1. Sulh Ceza Hâkimliğince yerinde görülerek aynı gerekçeyle kısıtlılık kararı verilmiştir. Başvurucu kısıtlama kararına itiraz etmiş, bu itiraz 25/7/2022 tarihli kararla reddedilmiştir.
6. Başvurucu 2/8/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. 16/8/2022 tarihli iddianame ile başvurucu hakkında kamu davası açılmıştır. Başvurucu, yargılamayı yürüten Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 7/10/2022 tarihinde verilen kararla tahliye edilmiştir.
8. Yargılama sonucunda 7/12/2022 tarihinde başvurucunun beraatine karar verilmiştir. Beraat hükmüne karşı Başsavcılık istinaf kanun yoluna başvurmuş ve istinaf talebinin reddedilmesi üzerine hüküm 26/9/2024 tarihinde kesinleşmiştir.
9. Komisyon tarafından başvurucunun adli yardım talebi kabul edilmiş, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Tutuklamanın Hukuki Olmadığına İlişkin İddia
10. Başvurucu; suç şüphesi ve bunu haklı kılan deliller olmamasına rağmen hakkında tutuklama kararı verildiğini, tutuklama kararının ve bu karara itirazı üzerine verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararın gerekçe içermediğini belirterek ölçülü olmayan tedbir nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendinde, kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen kişilere tazminat talebinde bulunabilme imkânı tanınmaktadır. Bu yol, başvurucunun tutukluluk nedeniyle uğradığı zararın tazmini imkânını sağlamaktadır.
12. Başvurucu, hakkındaki beraat kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesine dayanarak tazminat talebinde bulunma imkânına sahiptir. Bahsi geçen dava yolunun başvurucunun durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yolu olduğu ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı görülmüştür.
13. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Soruşturma Dosyasına Erişimin Kısıtlandığına İlişkin İddia
14. Başvurucu; soruşturma dosyasını inceleme talebinin kısıtlama kararı gerekçe gösterilerek kabul edilmediğini, kendisine yönelik suçlamaları ve bunların delillerini öğrenemediğini, bu nedenlerle gereği gibi savunma yapma ve itirazda bulunma imkânından yoksun bırakıldığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
15. Başvurucunun bu bölümdeki iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası bağlamında incelenmesi gerekir.
16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan bu bölümdeki iddiaların kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
Ömer ÇINAR ve Metin KIRATLI bu sonuca katılmamıştır.
17. Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı hâlinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir. Fıkrada öngörülen bu usulde, adil yargılanma hakkının bütün güvencelerini sağlamak mümkün değil ise de iddia edilen tutmanın koşullarına uygun somut güvencelerin yargısal nitelikli bir kararla sağlanması gerekir (Süleyman Bağrıyanık ve diğerleri [2. B.], B. No: 2015/9756, 16/11/2016, § 250).
18. Tutuklu yargılamalarda kişinin bir suç işlediğine dair kuvvetli şüphenin devam etmesi tutukluluk hâlinin devamının hukuka uygunluğu için olmazsa olmaz bir koşul olduğundan tutuklu kişiye kendisine karşı yöneltilen suçlamalara neden olan unsurlara itiraz etme yönünde gerçek bir fırsat sunulmalıdır. Bu husus kişinin -veya müdafiinin- soruşturma dosyasındaki belgelere erişebilmesini gerektirebilir (Hüda Kaya [GK], B. No: 2023/102251, 25/2/2025, § 94).
19. Ancak tutuklu kişinin soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgelere, delilleresınırsız erişim hakkı yoktur. Üçüncü kişilerin temel haklarını korumak, kamu menfaatini gözetmek, adli makamların soruşturma yaparken başvurdukları yöntemleri güvence altına almak, şüphelilerin delilleri değiştirmelerini ve soruşturmanın selametine zarar vermelerini engellemek, adli makamların bazı soruşturma yöntemlerini gizli tutmak gibi amaçlarla veya soruşturma dosyasında devletin gizli kalması gereken belgelerinin ya da gizli örgüt yazışmaları gibi bilgilerin olması durumunda soruşturma aşamasında delillere erişim yönünden kısıtlama getirilmesi gerekebilir. Ancak dosyaya erişim hakkına getirilecek kısıtlama, söz konusu amaçlar ışığında kesinlikle gerekli olmalıdır (Hüda Kaya, § 95).
20. Bu bağlamda soruşturma makamlarınca söz konusu kısıtlamanın öngörülen amaçlar ışığında kesinlikle gerekli olduğu yeterli bir gerekçeyle ortaya konulmalıdır. Soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasını gerektiren bir durumun olması hâlinde bile soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasının savunmaya getirdiği zorluklar yeterince telafi edilmelidir. Bu kapsamda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine riayet edilmelidir. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri uyarınca, tutuklamaya neden olan ve tutuklamanın hukukiliğinin tartışılması bakımından temel oluşturacak deliller tutuklu kişi tarafından incelenebilmelidir (Hüda Kaya, § 96).
21. Başsavcılık, 5271 sayılı Kanun'un 153. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurucu hakkındaki soruşturma dosyasına ilişkin olarak "soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebileceği" gerekçesiyle müdafiinin dosya içeriğini incelemesinin ve belgelerden örnek almasının kısıtlanmasına karar verilmesi için başvuruda bulunmuş; bu talep yerinde görülerek kısıtlılık kararı verilmiştir. Başvurucu kısıtlama kararına itiraz etmiş olup bu itirazı reddedilmiştir.
22. Kısıtlama kararının daha sonra kaldırılıp kaldırılmadığı hususunda herhangi bir belge veya bilgi bulunmamakla birlikte iddianamenin kabul edildiği tarih itibarıyla kısıtlılık, 5271 sayılı Kanun'un 153. maddesinin (4) numaralı fıkrası uyarınca kendiliğinden sona ermiş bulunmaktadır.
23. Somut olayda 5271 sayılı Kanun'un 153. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasına karar verilmiştir. Bu hükme göre müdafiinin dosya içeriğini inceleme veya belgelerden örnek alma yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla kısıtlanabilir. Dolayısıyla kısıtlama kararı verilebilmesi için soruşturmanın amacının tehlikeye düşme ihtimalinin bulunması gerekir. Bununla birlikte gerek kısıtlama kararında gerekse Başsavcılığın kısıtlama talebinde soruşturmanın amacının tehlikeye düşmesi ihtimalinin nasıl gerçekleştiğine ilişkin bir somutlaştırmada bulunulmamıştır. Başvurucunun belgelere erişiminin, söz konusu ceza soruşturmasının amacını nasıl tehlikeye düşürebileceği açıklanmamıştır. Dolayısıyla geçerli bir gerekçe olmaksızın dosyaya erişim olanağından yoksun bırakılan başvurucunun tutuklanmasını haklı göstermek için ileri sürülen gerekçelere tatmin edici şekilde itiraz etme imkânının bulunmadığı sonucuna varılmıştır (benzer yönde değerlendirme için bkz. Hüda Kaya, § 98).
24. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
Ömer ÇINAR ve Metin KIRATLI bu sonuca katılmamıştır.
III. GİDERİM
25. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 20.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
26. Başvuruda, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedeniyle Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmiştir. İnceleme tarihi itibarıylasoruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması hâli sona ermiştir. Dolayısıyla kararın yeniden değerlendirme yapılmak üzere yargılama mercine gönderilmesinde hukuki yarar bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
27. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik müdahale nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Öte yandan başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasındaki illiyet bağına ve maddi zararın miktarının ne olduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı için maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Tutuklamanın hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,
2. Soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA Ömer ÇINAR ve Metin KIRATLI'nın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
B. Soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedeniyle Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası bağlamında kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE Ömer ÇINAR ve Metin KIRATLI'nın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
C. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 30/4/2025 tarihinde karar verildi.
KARŞIOY
Başvurucu, tutuklama tedbirlerinin hukuki olmaması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ve soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, Sayın Mahkemece yapılan değerlendirmede çoğunluk tarafından, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedeniyle başvurucunun, Anayasanın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. Aşağıda belirtilen gerekçeler ile çoğunluk görüşüne katılmıyoruz. Şöyle ki;
Başvurucu, silahlı terör örgütüne PKK/KCK üye olma suçlaması ile gözaltına alınmış, Çanakkale 2. Sulh Ceza Mahkemesi adli kontrol tedbirlerine başvurarak başvurucu hakkında tutuklama tedbirlerini reddetmiş, itiraz üzerine Çanakkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi başvurucu hakkında tutuklama kararı vermiş ve tutuklama kararına karşı yapılan itiraz Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 5271 sayılı CMK’nın 153. maddesinin 2. fıkrası uyarınca soruşturma amacının tehlikeye düşürülebileceği gerekçesi ile müdafinin dosya içeriğini incelemesi ve belgelerden örnek alması konusunda kısıtlama kararı talep edilmiş, bu talep Çanakkale 1. Sulh Ceza Hakimliğince uygun görülmüştür. Yapılan yargılama sonucunda başvurucunun beraatına hükmedilmiş, bu karara karşı yapılan istinaf talebi reddedilerek karar kesinleşmiştir.
Yerel mahkemece soruşturma içeriğinin öğrenilmesi halinde soruşturmanın amacının tehlikeye düşebileceği gerekçesi ile başvurucu müdafinin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alma yetkisinin kısıtlanmasına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi, tahliye taleplerinin veya tutukluluğun devamı yönündeki kararlara yönelik itirazların değerlendirilmemesi ya da geç değerlendirilmesi, anılan hususlarla ilgili kararların tebliğ edilmemesi veya geç tebliğ edilmesi ya da tahliye kararlarının geciktirilerek infaz edilmesi nedeniyle Anayasa’nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının ihlal edildiğine yönelik şikâyetler hakkında verdiği birçok kararda, bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla tahliyesine karar verilmiş veya hakkında hüküm kurularak suç isnadına bağlı tutulması sona ermiş başvurucular yönünden 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde yer verilen tazminat yolunun bireysel başvuru yolu öncesinde tüketilmesi gereken bir yol olduğunu açıklamıştır. (Bu hususta bazı kararlar için bkz. Cafer Yıldız, B. No: 2014/9308, 9/1/2018, §37-40; Yasar Saçlı, B. No: 2014/9311, 24/1/2018, § 37-40; Özgür Arıbaş, B. No: 2015/2394, 31/10/2018, § 57-60).
5271 sayıl Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (k) bendinde yakalama veya tutuklama işlemine karsı ayni Kanun'da öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan kişilerin maddi ve manevi her türlü zararlarını devletten isteyebileceği belirtilmiştir. 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin bu bendi 1/4/2013 tarihli ve 6459 sayılı Kanun'un 17. maddesiyle Kanun'a eklenmiştir. Bu maddenin gerekçesinde AİHM’nin Sözleşme’nin 5. maddesinin dördüncü fıkrasına göre yakalama ve tutuklama işlemine karsı etkili başvuru hakki tanınmadığı durumlarda ilgiliye tazminat ödenmesine hükmettiği, yapılan düzenlemeyle, yakalanan veya tutuklanan kişilerin yakalama ve tutuklama işlemine karsı kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmaması durumunda bu kişilerin maddi ve manevi her türlü zararlarının tazminini isteyebilmesine imkân sağlandığı belirtilmiştir.
Tutukluluğun devamına dair kararlara yönelik itirazları hiç değerlendirilmeyen kişilerin bile anılan düzenlemeye dayanarak tazminat isteme hakki bulunduğuna göre soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedeniyle tutukluluğa etkili bir şekilde itiraz edemeyen kişiler de zararlarının giderilmesi için tazminat davası açabilir. Buna göre, bireysel başvurunun incelenmesinden önce başvuruya konu edilen tutuklama kararının dayanağı suçlardan tahliye edilen başvurucunun 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesi uyarınca tazminat davası açması ve şayet ihlalin tespit edilmemesi veya ihlal tespit edilmekle birlikte ihlalden doğan zararların yeterli ölçüde tazmin edilmemesi hâlinde bireysel başvuru yapması gerekir. Somut olayda Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesi başvurucunun beraatına karar vermiş olduğundan, başvurucunun dosyaya erişimin kısıtlanması nedeniyle tazminat davası açması zorunlu iken, başvurucu bu yolu tüketmemiştir. Bu nedenle, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedeniyle başvurucunun Anayasa’nın 19. maddesindeki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiası açısından, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez kararı verilmesi gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi, soruşturma dosyalarına erişime yönelik olarak verilen kısıtlama kararlarının tutuklu kişilerin özgürlüklerinden mahrum bırakılmalarına karsı itirazda bulunma hakki üzerindeki etkisini birçok kararında incelemiştir. Bu kararlarda, öncelikle yakalanan veya tutuklanan kişiye yakalama ya da tutuklama sebeplerinin ve hakkındaki iddiaların bildirilmesi gerektiği ancak buradaki bildirim yükümlülüğünün isnat edilen suçlamalara esas tüm bilgi ve delilleri kapsamadığı belirtilmiş; bu bağlamda başvurucunun tutuklamaya konu suçlamalara ilişkin temel unsurları bilip bilmediği dikkate alınmıştır (Günay Dağ ve diğerleri, [GK], B. No: 2013/1631, 17/12/2015, § 168-176; Hidayet Karaca [GK], B. No: 2015/144, 14/7/2015, § 105-107; Süleyman Bağrıyanık ve diğerleri, B. No: 2015/9756, 16/11/2016, § 248-257). Bu kapsamda kollukta ve savcılıkta ifadesi alınırken veya sorgusu yapılırken başvurucuya erişimi kısıtlanan belgelerin içeriğine ilişkin sorular sorulmuş, tutuklamaya sevk yazısında ya da tutuklama kararında bu delillere atıfta bulunulmuş veya başvurucunun tutukluluk kararma yönelik itirazında bu belgelerin içeriğine atıfta bulunmuş olması durumunda başvurucunun tutukluluğa temel teşkil eden belgelere erişiminin olduğu, bunların içerikleri hakkında yeterli bilgiye sahip bulunduğu ve bu nedenle de tutukluluk hâlinin gerekçelerine yeterli biçimde itiraz etme imkânını elde ettiği kabul edilmiştir. (Hidayet Karaca, §107).
Buna göre, somut olayda çoğunluk tarafından dosyaya erişimin kısıtlanması bakımından esas incelemesine geçilmiş olsa da Anayasa Mahkemesinin yukarıda yer verdiğimiz içtihatları nazara alındığında, kısıtlama kararı olsa da başvurucunun tutuklamaya konu suçlamalara ilişkin temel unsurları bildiği kabul edilmelidir. Kaldı ki, başvurucu yargılama sırasında tahliye edilmiş olup, yargılama sonucunda ise hakkında beraat kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Buna göre, başvurucunun dosya içeriği konusunda bilgi sahibi olduğu ve kendisini savunacak şekilde tutukluluğa itiraz etme imkanını elde ettiğini kabul etmek gerekir.
Belirtmiş olduğumuz nedenlerle, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması kararları bakımından başvurucunun, Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediği kanaatinde olduğumuzdan, aksi yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Üye
Ömer ÇINAR
|
Üye
Metin KIRATLI
|