TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ÜMRAN CENGİZ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2022/89689)
Karar Tarihi: 11/7/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Yüksel GÜNARSLAN
Başvurucu
Ümran CENGİZ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, ceza davasının uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucu hakkında PKK silahlı terör örgütü yöneticisi olduğu, örgütün silahlı eylemlerini planladığı ve gerçekleştirdiği iddialarıyla açılan çok sayıda kamu davası muhtelif tarihlerde Hakkâri 2. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) yürütülen kamu davasıyla birleştirilmiştir.
3. Hakkındaki yargılamanın devam ettiği süreçte yakalanan başvurucu, Mahkeme tarafından 9/6/2017 tarihinde devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma ve tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme suçlarından tutuklanmıştır.
4. Mahkeme, duruşmanın muhtelif oturumlarında başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.
5. Başvurucunun 8/9/2022 tarihli tutukluluk hâlinin devamı kararına yaptığı itiraz Hakkâri 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 16/9/2022 tarihinde reddedilmiştir.
6. Başvurucu, itirazın reddi kararını 20/9/2022 tarihinde öğrendikten sonra 22/9/2022 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Mahkeme 28/12/2023 tarihinde başvurucunun muhtelif suçlardan mahkûmiyetine ve tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir. Davanın bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla istinaf kanun yolu aşamasında derdest olduğu tespit edilmiştir.
8. Komisyon, başvurucunun adli yardım talebinin kabulü ile başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Tutukluluğun Makul Süreyi Aştığına İlişkin İddia
9. Başvurucu, tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, anılan şikâyetle ilgili olarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. ve 142. maddeleri uyarınca açılması gereken tazminat davaları açılmadığından söz konusu iddialar bakımından olağan başvuru yolları tüketilmeden bireysel başvuru yapıldığı ileri sürülmüştür.
10. Başvurucunun şikâyetinin özü, tutukluluğun makul süreyi aştığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun iddiasının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.
11. Anayasa Mahkemesi, tutukluluğun kanunda öngörülen azami süreyi veya makul süreyi aştığı iddiasıyla yapılan bireysel başvurular bakımından bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla başvurucu tahliye edilmiş veya hükümlü hâle gelmiş ise asıl dava sonuçlanmamış da olsa -ilgili Yargıtay içtihatlarına atıf yaparak- 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Erkam Abdurrahman Ak, B. No: 2014/8515, 28/9/2016, §§ 48-62; İrfan Gerçek, B. No: 2014/6500, 29/9/2016, §§ 33-45; Ahmet Kubilay Tezcan, B. No: 2014/3473, 25/1/2018, § 26). Somut olayda 28/12/2023 tarihinde mahkûmiyetine karar verilen (bkz. § 7) başvurucu yönünden anılan kararlardan ayrılmayı gerektiren bir durumun olmadığı anlaşılmıştır.
12. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
13. Başvurucu, hakkındaki ceza davasının uzun süredir devam ettiğini beyan ederek makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
14. Başvurucunun şikâyetinin özü, hakkındaki ceza yargılamasının makul süreyi aştığına ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun iddiası adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkı yönünden incelenmiştir.
15. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Veysi Ado ([GK], B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile yapılan değişikliğe göre 9/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Tutukluluğun makul süreyi aşması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 11/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.