|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
HAKAN ÖZTÜRK VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
|
(Başvuru Numarası: 2023/69576)
|
|
|
|
Karar Tarihi: 18/11/2025
|
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
KARAR
|
|
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
|
İrfan FİDAN
|
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
|
Raportör
|
:
|
Nur Hilal MERMER
|
|
Başvurucular
|
:
|
Hakan ÖZTÜRK ve diğerleri [bkz. ekli listenin (C) sütunu]
|
|
Vekilleri
|
:
|
bkz. ekli listenin (E) sütununda bulunan vekiller
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; taşınmaza kamulaştırmasız el atılması, kamulaştırmasız el atma karşılığında hükmedilen tazminatın enflasyon karşısında değer kaybına uğratılması ve yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucular, kamulaştırmasız el atma karşılığında hükmedilen tazminatların taraflarına ödenmesi veya hâlihazırda ödeme yapılmaması nedeniyle bireysel başvuruda bulunmuştur. Ekli listenin (B) sütununda yer alan başvurular birleştirilmiş ve inceleme 2023/69576 numaralı başvuru üzerinden yürütülmüştür. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
3. Öte yandan, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan nüfus kaydı sorgulaması neticesinde başvurucu Nadir Öztürk'ün bireysel başvuruda bulunduktan sonra 29/1/2024 tarihinde vefat ettiğinin tespit edilmesi üzerine başvurucu vekiline başvuruya mirasçıların devam edip etmeyeceğinin on beş gün içinde bildirilmesi hususunu içeren müzekkere gönderilmiş ve mirasçılar bireysel başvuruya katılma talebinde bulunmuştur. Yine UYAP üzerinden yapılan nüfus kaydı sorgulaması neticesinde başvurucu Murat Küçüksindir'in de 24/11/2024 tarihinde vefat ettiği tespit edilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Başvurucu Murat Küçüksindir Yönünden
4. Anayasa Mahkemesi Abdurrahman Beycur ve diğerleri ([GK], B. No: 2023/76490, 31/7/2025) kararında başvurucunun bireysel başvuru tarihinden sonra vefat etmesi hâlinde bireysel başvurudan haberi olmayan mirasçılarının hak kaybına uğramaması için yapılması gerekenler hususunda genel ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesi mirasçıların hak kaybına uğramalarını engellemek, bireysel başvuruların neticelendirilmesini sağlamak gerekliliğini birlikte karşılayabilecek bir yol olarak 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 49. maddesinin (7) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 84. maddesinin verdiği yetkiyle 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin başvuru tarihinden sonra ölüm hâli için de uygulanabileceği kanaatine varmıştır. Anılan kararda Anayasa Mahkemesi, başvurucunun bireysel başvuru tarihinden sonra ölmesi hâlinde bu kişi yönünden başvurunun işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin uygun olacağı sonucuna ulaşmıştır. Bunun yanında vefat etmiş olan başvurucunun mirasçısı olduğunu bilgi ve belgeleriyle ispat eden kişilerin ise makul bir süre içinde bireysel başvuruyu takip etme iradesini ortaya koymaları hâlinde -mirasçıların menfaatlerinin bulunup bulunmadığını da gözeterek- başvurunun incelenmesine devam edilebileceğini belirtmiştir. Bu kapsamda bireysel başvuru yapıldıktan sonra ölen bir başvurucunun mirasçılarının başvuruyu devam ettirme yönündeki taleplerini Anayasa Mahkemesine iletme yükümlülüğünün kendileri üzerinde olduğu kaydedilmelidir. Öte yandan Anayasa’nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde başvurucunun bireysel başvuru tarihinden sonra ölmesi durumunda dahi başvurunun incelenmeye devam edilebileceği vurgulanmalıdır. Somut başvuruda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
5. Açıklanan gerekçelerle başvurucu Murat Küçüksindir yönünden başvurunun işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
B. Diğer Başvurucular Yönünden
6. 2023/69576 numaralı bireysel başvuruda ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
1. Mülkiyet Hakkının Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle İhlal Edildiğine İlişkin İddia
7. Başvurucular, taşınmazlarına kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığını belirterek mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
8. Başvurucular, taraflarına ödeme yapılması üzerine veya ödemenin halen yapılmaması -veya kısmen ödeme yapılması- nedeniyle bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucuların nihai kararları öğrendiği tarihler ve ödeme yapılan tarihler arasında önemli farklar söz konusudur. Bukapsamda kamulaştırmasız el atma nedeniyle başvurucuların açtığı tazminat davalarında verilen nihai kararların başvurucu vekillerinin öğrendiği tarihlere, başvuruculara ödeme yapılan tarihlere ve bireysel başvuruda bulunma tarihlerine bakıldığında 2023/69576 numaralı bireysel başvuruda nihai kararı başvurucunun (müteveffa) vekilinin 22/3/2023 tarihinde öğrendiği, başvurucuya 10/8/2023 tarihinde ödeme yapıldığı ve başvurucunun 11/8/2023 tarihinde bireysel başvuruda bulunduğu, 2023/108161 numaralı bireysel başvuruda nihai kararın 28/6/2019 tarihinde kesinleşmesi üzerine başvurucuların 2/8/2019 tarihinde icra takibi başlattığı, bakiye alacaklarının olduğu iddiasıyla 8/12/2023 tarihinde bireysel başvuruda bulunduğu, 2023/108171 numaralı bireysel başvuruda nihai kararın 17/9/2018 tarihinde kesinleşmesi üzerine başvurucunun 4/1/2019 tarihinde icra takibi başlattığı, bakiye alacaklarının olduğu iddiasıyla 8/12/2023 tarihinde bireysel başvuruda bulunduğu, 2023/108357 numaralı bireysel başvuruda nihai kararın 16/10/2020 tarihinde kesinleşmesi üzerine başvurucuların 11/12/2020 tarihinde icra takibi başlattığı, bakiye alacakları olduğu iddiasıyla 8/12/2023 tarihinde bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.
9. Somut başvurularda başvurucuların taşınmazlarına kamulaştırmasız el atılması olgusunu nihai kararlarla veya en geç icra takibi başlattıkları tarihlerde öğrendikleri açıktır. Dolayısıyla başvurucuların kamulaştırmasız el atma şikâyetleri bakımından nihai kararları öğrendikleri tarihlerden itibaren en geç otuz gün içinde bireysel başvuruda bulunmaları gerekir. Başvurucuların ise bu süreler geçtikten sonra bireysel başvuruda bulundukları anlaşılmıştır. Sonuç olarak başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine ve lehlerine hükmedilen tazminatların değer kaybına uğradığına yönelik şikâyetleri bakımından ödeme üzerine veya ödenmeme dolayısıyla başvuruda bulunmaları nedeniyle bu şikâyetler bakımından süresinde başvuru yaptıkları ancak taşınmazlarına kamulaştırmasız el atılması nedeniyle mülkiyet haklarının ihlal edildiğine yönelik şikâyetleri bakımından ise süresi içinde bireysel başvuruda bulunmadıkları değerlendirilmiştir (bazı farklarla birlikte bkz. Osman Deniz [2. B.], B. No: 2020/6982, 17/4/2024, §§ 2-5).
10. Açıklanan gerekçelerle kamulaştırmasız el atma nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia yönünden başvuruların bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Mülkiyet Hakkının Kamulaştırmasız El Atma Karşılığında Hükmedilen Tazminatların Değer Kaybına Uğratılması Nedeniyle İhlal Edildiğine İlişkin İddia
11. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Ali Şimşek ve diğerleri ([1. B.], B. No: 2014/2073, 6/7/2017), Mehmet Akdoğan ve diğerleri ([1. B.], B. No: 2013/817, 19/12/2013), Kadir Çakar ([1. B.], B. No: 2015/18908, 21/3/2018), Hanım Çeyiz ve Mehmet Gündüz ([1. B.], B. No: 2015/19289, 17/7/2018), Türkan Poyraz ([1. B.], B. No: 2015/15388, 13/9/2018) ve Emine Dilek Onaran ve diğerleri ([1. B.], B. No: 2017/19987, 12/2/2020) kararlarında kamulaştırma ve kamulaştırmasız el atma karşılığında hükmedilen tazminatların enflasyon karşısında değer kaybına uğratılmasına veya uğratılarak ödenmesine ilişkin şikâyetleri inceleyerek uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede kamulaştırma ve kamulaştırmasız el atma karşılığında hükmedilen tazminatların enflasyon karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratılmasının veya uğratılarak ödenmesinin başvuruculara şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklediğini belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır. Somut başvuruda da anılan kararlarda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
12. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
13. 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun’da değişiklik yapan 2/3/2024 tarihli ve 7499 sayılı Kanun uyarınca üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine makul süre şikâyetlerinin Tazminat Komisyonu tarafından inceleneceği düzenlenmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesi Ahmet Kartalkuş ([2. B.], B. No: 2019/39635, 19/3/2024) kararında ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna ulaşmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
14. Açıklanan gerekçelerle başvuruların bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
15. Başvurucular; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
16. Kamulaştırmasız el atma karşılığında hükmedilen tazminatların değer kaybetmesi nedeniyle tespit edilen mülkiyet hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerinin yapması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100). Diğer taraftan ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından diğer tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 2023/69576 numaralı başvurudaki adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurucu Murat Küçüksindir yönünden başvurunun İŞLEMDEN KALDIRILMASINA,
C. Diğer başvurucular yönünden;
1. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Kamulaştırmasız el atma karşılığında hükmedilen tazminatın değer kaybına uğratılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
3. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
D. Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının kamulaştırmasız el atma karşılığında hükmedilen tazminatların değer kaybına uğratılması nedeniyle İHLAL EDİLDİĞİNE,
E. Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere ekli listenin (G) sütununda yer verilen mercilere GÖNDERİLMESİNE,
F. Ekli listenin (D) sütununda ayrıntısı belirtilen başvuru harçları ile ekli listenin (F) sütununda yer alan vekâlet ücretinin listede gösterildiği şekliyle başvuruculara ÖDENMESİNE,
G. Ödemelerin kararların tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/11/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.