logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Murat Ayaşoğlu [2. B.], B. No: 2023/71304, 1/10/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MURAT AYAŞOĞLU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2023/71304)

 

Karar Tarihi: 1/10/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Ömer ÇINAR

 

 

Metin KIRATLI

Raportör

:

Tolga BAŞBOZKURT

Başvurucu

:

Murat AYAŞOĞLU

Vekili

:

Av. Cem ÖZIŞIKLIOĞLU

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, sosyal medya üzerinden yapılan bir paylaşım nedeniyle hapis cezasına hükmedilmesinin ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, gazeteci olup kendisine ait internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden yerel haberler paylaşmaktadır. Müşteki D.K. ise başvuruya konu olayların geçtiği tarihte Balıkesir Üniversitesi Rektörü'nün eşidir.

3. Müşteki vekilinin Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) 11/3/2022 tarihinde vermiş olduğu dilekçeyle başvurucunun sosyal medya hesapları üzerinden paylaşmış olduğu bir video ve bu videoya ilişkin yapmış olduğu açıklamalar nedeniyle suç duyurusunda bulunulmuştur. Müşteki vekili dilekçesinde, özel bir işyerinde yapılan kutlamalara müştekinin de katıldığını, kutlamalar sırasında müştekinin bir grup kişiyle müzik eşliğinde dans ederken arkadaşı D.G. tarafından videosunun çekilerek sosyal medya hesabından paylaşıldığını ve başvurucunun da bu videoyu izinsiz şekilde alarak kendi sosyal medya hesabından paylaştığını belirtmiştir. Şikâyet dilekçesinde ayrıca başvurucunun yaptığı paylaşımda müştekiyi toplum nezdinde küçük düşürücü ifadelere yer verildiği de ileri sürülmüştür. Videoya ilişkin başvurucunun açıklamaları şu şekildedir:

"Sayın Rektörümüz [İ.K.]'un Zevceleri [D.K.] Tarkan'ın Geççek Şarkısı İle Dans Ederken Görüntüleri. Milyonlarca Solcu Ve Reis Karşıtı Da Aynı Şarkı İle Dans Ediyor ☺ Sayın Bayan [K.]' Videoda Ortadaki Kızıl Saçlı Hanımefendi"

4. Soruşturma kapsamında başvurucunun kollukta ifadesine başvurulmuştur. Başvurucu ifadesinde, söz konusu videoyu kendi sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığını, bu videoyu işyeri sahibi D.G.ninsosyal medya hesabında gördüğünü ve herkes tarafından izleyebilecek bir şekilde paylaşılması nedeniyle videoyu oradan aldığını belirtmiştir. Başvurucu savunmasında ayrıca müştekinin dans ettiği şarkının siyasi bir anlamı bulunduğunu, bu nedenle müştekinin Balıkesir Üniversitesinin Rektörünün eşi olması nedeniyle haber değerinin bulunduğunu ve bu sebeple takipçileriyle paylaştığını, müştekiye yönelik hakaret içerikli herhangi bir ifade kullanmadığını belirtmiştir.

5. Başsavcılık, başvurucunun yaptığı paylaşımlar nedeniyle hakkında kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirmek veya yaymak suçundan 18/3/2022 tarihinde iddianame tanzim etmiştir. İddianamede, müştekinin herhangi bir sosyal statüsü bulunmadığını, bu nedenle başvurucu tarafından izinsiz paylaşılan videonun haber değerinin olamayacağını, bu doğrultuda paylaşımın basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtmiştir.

6. İddianameyi kabul ederek kamu davasını görmeye başlayan Balıkesir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin (Asliye Ceza Mahkemesi) 17/5/2022 tarihli ilk celsesinde başvurucu, savunmasını yapmıştır. Başvurucu; savunmasında kendisinin yerel düzeyde gazetecilik yaptığını, söz konusu videoyu kutlamanın yapıldığı işyerinin sahibi D.G.nin sosyal medya hesabında gördüğünü ve herkes tarafından izlenebilecek şekilde paylaşılan videoyu haber değeri olduğunu düşünerek paylaştığını belirtmiştir. Başvurucu ayrıca videonun arka planında çalan şarkının siyasetçiler tarafından da tartışıldığını, bu şarkı eşliğinde müştekinin diğer kadınlarla birlikte oynamasını bir gazeteci olarak ilginç bulduğunu ve okurlarıyla paylaşmak istediğini ifade etmiştir. Başvurucu son olarak, söz konusu videoyu kamuya açık şekilde paylaşanın D.G. olduğunu, bu nedenle D.G. hakkında da ceza davası yürütülmesi gerektiğini belirtmiştir.

7. Aynı celsede müştekinin de ifadesine başvurulmuştur. Müşteki ifadesinde başvurucudan şikâyetçi olduğunu tekrarlamış ve videoyu paylaşan D.G.nin sosyal medya hesabından bir gün duracak şekilde paylaşım gerçekleştirdiğini, video içeriğinde kendisini etiketlemediğini, videonun başvurucuya başkaları tarafından iletildiğini, eşinin rektör olması nedeniyle ailesine zarar verebilmek adına bu şekilde bir paylaşım yapıldığını ileri sürmüştür. Duruşmada Cumhuriyet savcısının sorusu üzerine müşteki; videoyu paylaşan D.G.nin arkadaşı olduğunu, arkadaşının sosyal medya hesabından söz konusu videoyu herkesin görebileceği şekilde paylaştığını ancak kendisini etiketlemediğini belirtmiştir.

8. Celse sonunda Başsavcılık, esas hakkındaki mütalaasını açıklamıştır. Başsavcılık mütalaasında D.G.nin sosyal medya hesabından söz konusu videoyu herkesin görebileceği şekilde paylaştığını, başvurucunun videoyu buradan edindiğini ve sosyal medya hesabında paylaştığını, bu doğrultuda başvurucunun eylemlerinin kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirmek veya yaymak suçununu oluşturduğunu belirtmiştir.

9. Asliye Ceza Mahkemesi esas hakkındaki mütalaanın açıklanmasının ardından celseyi sonlandırmıştır. Asliye Ceza Mahkemesi bir sonraki celse D.G.nin tanık olarak dinlenilmesine karar vermiştir.

10. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/6/2022 tarihli celsesinde D.G.nin tanık olarak beyanına başvurulmuştur. D.G. ifadesinde kendisine ait işyerinin birinci yılını kutlamak için yapılan etkinlikler sırasında kısa bir video çektiğini, sosyal medya hesabında bir gün kalacak şekilde ve kimseyi etiketlemeden paylaştığını belirtmiştir. D.G. sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımların sadece kendisini takip eden kişiler tarafından görülebildiğini, söz konusu olayda kendi rızası dışında videonun alınarak haberleştirildiğini beyan etmiştir. Ayrıca başvurucu ve müştekinin soruları üzerine D.G., başvurucunun kendisini takip edenler arasında yer almadığını ve videoda bulunan hiç kimseden sözlü veya yazılı bir izin almadığını da belirtmiştir.

11. Duruşma sonunda Başsavcılık 17/5/2022 tarihli mütalaasını değiştirmeyerek başvurucunun cezalandırılmasını talep etmiştir.

12. Yapılan yargılama sonucunda, ilk derece mahkemesi, başvurucuyu kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirmek veya yaymak suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm etmiştir. Asliye Ceza Mahkemesi kararında şu hususları belirtmiştir:

"Sanığın suç tarihinde Balıkesir'de yerel gazetecilik yaptığı, katılanın da Balıkesir Üniversitesi Rektörünün eşi olduğu, katılanın arkadaşı olan tanığa özel iş yerinde yapılan kutlamaya katıldığı, kutlama etkinliği sırasında çekilen görüntülerin tanık tarafından kendisine ait instagram isimli sosyal medya hesabında kısa süreliğine paylaşıldığı, sanığın da bu görüntüleri bir şekilde ele geçirdikten sonra katılanın da içerisinde bulunduğu video görselini 'sayın rektörümüz [İ.K.]'un zevceleri [D.K.] tarkan'ın geççek şarkısı ile dans ederken görüntüleri. milyonlarca solcu ve reis karşıtı da aynı şarkı ile dans ediyor ☺ sayın bayan [K.] videoda ortadaki kızıl saçlı hanımefendi' başlığıyla facebook isimli sosyal medya platformunda kullandığı, ayrıca sanığın kendisine ait olan kendisinin kontrolündeki 'Ateş' isimli internet gazetesinde de herkese açık şekilde bu görüntü ve yorumları paylaştığı, sanık bu paylaşımları yaparken katılandan izin almadığının anlaşıldığı, katılanın Balıkesir il merkezinde bulunan devlete ait üniversitenin rektörünün eşi olması nedeniyle bulunduğu konum itibariyle Balıkesir dahilinde gerçekleştirdiği kamusal etkinliklerin toplum nazarında haber değerinin bulunduğu, lakin somut olayda katılanın bir arkadaşının iş yerinde yapılan özel kutlama sırasında şarkıya eşlik etmesi eyleminin toplum nazarında kamusal haber değerinin bulunmadığı, görüntüler tanık tarafından yayınlanırken katılanın ismi ve sıfatında bahsedilerek yayınlanmadığı, buna rağmen sanığın bu görüntülerin yer aldığı videonun altına yazdığı yorumla birlikte yayınlaması eyleminde sanığın yerine getirdiği meslek açısından kamunun haber alma hakkından ve basın özgürlüğünden bahsedilmesinin mümkün olmadığı, bilakis katılanın eşinin yerine getirdiği kamu görevinden dolayı katılanın kişilik haklarına saldırı yapıldığının anlaşıldığı, sanığın suçlamayla ilgili olarak yargılama sürecinde yaptığı savunmasında özetle, söz konusu paylaşımı sosyal medya aracılığı ile kendisinin yaptığını kabul ettiği ancak bunu basın özgürlüğü kapsamında katılanı mizahi olarak eleştiri hakkını kullandığını belirterek suçlamayı kabul etmemiş ise de, yukarıda açıklanan nedenlerle sanığın savunmasında belirtildiği şekilde söz konusu paylaşımlarının mizahi eleştiri şeklinde haber değerinin bulunduğunun kabul edilmesinin objektif kriterlere göre mümkün olmadığı, dosyadaki tanık tarafından katılanın ismi ve sıfatı belirtilmeden yayınlanan özel bir kutlamaya ait kişisel veri niteliğindeki görüntülerin katılandan izin alınmaksızın bu şekilde herkesin görebileceği ortamda sunumunun yapılmasının kişisel bilgileri hukuka aykırı şekilde (rıza olmaksızın) elde edildikten sonra sosyal medyada yayınlaması nedeniyle sanığın üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmakla;"

13. Başvurucu, yargılama sırasında ileri sürdüğü benzer iddialarla birlikte D.G.nin herkese açık olan sosyal medya hesabının 6.000 kişi tarafından takip edildiğini, şayet videonun gizli kalması isteniyorsa bile videonun bu hesaptan en az takipçi sayısı kadar izlenebileceğini veya izlenmiş olabileceğini ayrıca başvurucunun kendi sosyal hesabından yaptığı paylaşımın D.G.nin paylaşımı kadar etkileşim almadığını ileri sürerek Asliye Ceza Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesi 15/6/2023 tarihinde başvurucunun istinaf talebinin esastan reddine karar vermiş ve karar böylece kesinleşmiştir.

14. Başvurucu, nihai kararı 14/7/2023 tarihinde öğrendikten sonra 10/8/2023 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

15. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

16. Başvurucu, sosyal medya üzerinden yapmış olduğu haber niteliğindeki paylaşım nedeniyle hapis cezasına mahkûm edilmesinin ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, müştekinin rektör eşi olması nedeniyle kamuoyuna mâl olmuş biri olduğunu, bu nedenle yapılan paylaşımın bir haber değerinin bulunduğunu iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca söz konusu videoyu herkese açık olan bir hesaptan aldığını, herhangi bir hak ihlaline mahal vermeyecek şekilde paylaştığını kaldı ki söz konusu videonun kendisi dışında birçok kişi tarafından da paylaşıldığını belirtmiştir. Başvurucu son olarak, yargı mercileri tarafından ileri sürmüş olduğu iddiaların gözardı edildiğini ve aynı suç bakımından farklı bir mahkeme tarafından beraat kararı verdiğini, bu nedenle yargı mercilerince içtihada aykırı şekilde kararlar verildiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ifade ermiştir.

17. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, Anayasa Mahkemesinin somut olayla benzer olaylarda verdiği bazı kararlara yer verilmiş; başvurucunun ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edilip edilmediği noktasında inceleme yapılırken görüşte değinilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

18. Başvuru, ifade ve basın özgürlüğü kapsamında incelenmiştir.

19. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

20. Başvurucunun, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşım nedeniyle kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirmek veya yaymak suçundan cezalandırılmasının ifade ve basın özgürlüklerine yönelik bir müdahale olduğu açıktır. Anılan müdahale, Anayasa'nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinin ihlalini teşkil edecektir. Anayasa'nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."

21. İfade ve basın özgürlüklerine yapılan müdahalenin dayanağı olan 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 136. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı değerlendirilmiş, müdahalenin başkalarının şöhret veya haklarının korunmasına yönelik önlemlerin bir parçası olduğu ve meşru bir amaç taşıdığı sonucuna varılmıştır. Bu belirlemenin ardından müdahale, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ölçütü bakımından incelenecektir.

22. Anayasa'nın 26. maddesinde korunan ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir ihtiyacı karşılayan orantılı bir müdahale olması gerekir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 53-55; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 70-72). Bunun için başvuruya benzer ihtilaflarda mahkemelerin taraflardan birinin ifade özgürlüğü ile diğerinin şeref ve itibarının korunması hakkı arasında adil bir denge sağlamaları hayati önemi haizdir (ifade özgürlüğü ile şeref ve itibarın korunması hakkının dengelenmesinde dikkate alınacak ölçütlere ilişkin daha detaylı açıklama için bkz. Bilal Uçar [1. B.], B. No: 2019/10122, 21/9/2022, § 14).

23. Anayasa Mahkemesi; somut olayın koşullarında başvurucunun müşteki hakkındaki paylaşımı sebebiyle mahkûmiyet kararı verilmesinin zorunlu bir ihtiyaca karşılık gelip gelmediğini, müdahalenin gerçekleşmesi amaçlanan meşru amaçla orantılı olup olmadığını, bunu haklı göstermek için ortaya konan gerekçenin Anayasa Mahkemesince ortaya konan ve yukarıda açıklanan kriterleri karşılayan, ilgili ve yeterli bir gerekçe olup olmadığını davanın bütününe bakarak değerlendirecektir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Bekir Coşkun, § 56; Tansel Çölaşan [1. B.], B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 56; Kemal Kılıçdaroğlu [1. B.], B. No: 2014/1577, 25/10/2017, § 58; Sinan Baran [1. B.], B. No: 2015/11494, 11/6/2018, § 38; Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635, 26/7/2019, § 120).

24. Somut olayda yerel düzeyde gazetecilik yapan başvurucu, özel bir işyerinin kutlamalarında müştekinin dans ederken çekilen videosunu açıklama ekleyerek (bkz. § 3) sosyal medya hesabından paylaşmıştır. Müşteki, kendi rızası olmadan paylaşılan video nedeniyle Başsavcılığa suç duyurusunda bulunmuştur. Yapılan yargılama sonucunda da başvurucunun kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirmek veya yaymak suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Söz konusu karar istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.

25. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun ifade ve basın özgürlükleri ile şikâyetçinin şeref ve itibarı arasında adil bir denge kurulup kurulmadığını inceleyecektir. Somut başvuru açısından ele alınması gereken ilk husus paylaşımın kamusal faydası yüksek bir tartışmaya katkı sunup sunmadığının tespit edilmesidir. Başvurucuya göre; Balıkesir Üniversitesi Rektörü'nün eşi olan müştekinin özel bir işyerinin etkinliğine katılarak siyasi bir anlam taşıyan şarkı eşliğinde dans etmesi kamuoyu ilgisini çekebilecek bir haber niteliğine sahiptir. Nitekim başvurucunun bu iddialarını yargılama süreci içerisinde sık sık dile getirdiği de gözlemlenmiştir. Ancak başvuruya konu video incelendiğinde müştekinin arkadaşına ait işyerinin sıradan bir etkinliğine katıldığı anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle, başvurucu resmî bir etkinliğe katılmadığı gibi ne rektör eşi sıfatıyla ne de kamusal bir görev nedeniyle bu etkinlikte yer almıştır. Dolayısıyla yargı mercilerinin kararlarında da işaret edildiği üzere müştekiye ait videonun haberleştirilmesinin kamusal tartışmalara nasıl bir katkı sağlayacağı anlaşılamamıştır. Başvurucunun paylaşımın haber değeri taşıdığına ilişkin açıklamaları ise oldukça dolaylı bir siyasi bağlantı iması içermekten öteye gidememiştir.

26. Bununla birlikte, somut olayda başvurucunun müştekinin kişisel veri niteliğindeki görüntülerini hukuka aykırı şekilde elde ettiği ve yaydığı gerekçesiyle 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla ele alınması gereken ikinci husus, D.G.nin sosyal medya hesabı üzerinde paylaşmış olduğu videonun kamusal bir alanda çekilip çekilmediği, başka bir deyişle alenilik kazanıp kazanmadığına yönelik yargı mercilerince ilgili ve yeterli gerekçenin ortaya konulup konulmadığı olacaktır. Bu kapsamda başvurucu, müştekinin görüntülerinin bulunduğu videoyu D.G.nin herkes tarafından görülebilecek şekilde paylaştığını yargısal safahat içerisinde dile getirmiştir. Hakeza, müşteki beyanında da Başsavcılık mütalaasında da benzer tespitlere yer vermiştir. Ancak D.G. söz konusu videoyu sadece kendisini takip edenler tarafından görülebilecek şekilde paylaştığını iddia etmiştir. Dolayısıyla başvurucunun mahkûmiyetinde önemli rol oynayan bu hususun yargı mercilerince yeterli araştırma yapılarak açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Ancak somut olayda yapılan yargılamada bu çelişkiyi giderebilmek adına yargı mercilerince herhangi bir araştırma yoluna gidilmediği ve bu hususa yönelik herhangi bir açıklamada bulunulmadığı görülmektedir. Bunlara ek olarak, başvurucu istinaf süreci içerisinde D.G.nin yaklaşık 6.000 takipçisi olduğunu, videonun sadece takipçileri tarafından izlenmesi durumunda bile gizli alanda kalmasının mümkün olmadığını ve başvurucunun paylaşımının D.G.nin paylaşımı kadar etkileşim almadığını ileri sürmüş, buna rağmen yargı mercileri başvurucunun mahkûmiyetini etkileyecek bu önemli iddiaları değerlendirmeden mahkûmiyet sonucuna ulaşmıştır. Bu itibarla, yargı mercilerince söz konusu videonun alenileştiğine yönelik ileri sürülen iddialar bakımından üzerilerine düşen araştırma yükümlülüğünü yerine getirdiği söylenemeyecektir.

27. Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru incelemesinde bireylerin anayasal hakları ihlal edilmediği sürece yargı mercilerinin dava konusu olguları değerlendirmesine ve hukuku yorumlamasına müdahalede bulunmaz (Önder Balıkçı [2. B.], B. No: 2014/6009, 15/2/2017, § 47; Haci Boğatekin (2) [2. B.], B. No: 2014/12162, 21/11/2017, § 49). Yukarıdaki değerlendirmeler ışığında somut olaya bakıldığında, yargı mercilerince her ne kadar paylaşımın genel yarara hizmet etmediği konusunda yeterli gerekçe oluşturulmuş olsa da mahkûmiyete konu suçun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığı konusunda önem arz eden ilk paylaşımın aleniliği konusundaki ihtilafı giderici bir açıklamada bulunmadıkları görülmüştür. Dolayısıyla ilgili ve yeterli gerekçe içermeyen yargı kararlarıyla başvurucunun ifade ve basın özgürlüklerine yapılan müdahalenin demokratik toplumda zorunlu sosyal bir ihtiyacı karşılamadığı sonucuna varılmıştır.

28. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

29. Başvurucu ayrıca yargılamaya ilişkin bazı usuli eksikler nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini de ileri sürmüştür. İfade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği iddiası yönünden ulaşılan sonuç ve buna ilişkin aşağıda hükmedilen giderim türü gözetildiğinde başvurucunun bu iddialarının ayrıca incelenmesine gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

30. Başvurucu, ihlalin tespiti ve yeniden yargılama yapılmasını talep etmekle birlikte herhangi bir maddi veya manevi tazminat talebinde bulunmamıştır.

31. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

32. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

D. Kararın bir örneğinin ifade ve basın özgürlüklerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Balıkesir 4. Asliye Ceza Mahkemesine (E.2022/354, K.2022/600) GÖNDERİLMESİNE,

E. 2.220,60 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 32.220,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 1/10/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Murat Ayaşoğlu [2. B.], B. No: 2023/71304, 1/10/2025, § …)
   
Başvuru Adı MURAT AYAŞOĞLU
Başvuru No 2023/71304
Başvuru Tarihi 10/8/2023
Karar Tarihi 1/10/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, sosyal medya üzerinden yapılan bir paylaşım nedeniyle hapis cezasına hükmedilmesinin ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü İfade özgürlüğü - şeref ve itibar dengesi İhlal Yeniden yargılama
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi