TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HİKMET BALABANOĞLU BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2012/1334)
|
|
Karar Tarihi: 17/9/2013
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Selami ER
|
Başvurucu
|
:
|
Hikmet BALABANOĞLU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, Türkiye ve Orta
Doğu Amme İdaresi Enstitüsünün (TODAİE) 2011-2012 akademik yılı için açmış
olduğu Kamu Yönetimi Yüksek Lisans Programına katılma hakkı kazanmasına rağmen,
Jandarma Genel Komutanlığı’nın “2011 yılı
Yurt İçi ve Yurt Dışı Mesleki Gelişim Planı içerisinde TODAİE’nin yer almaması”
gerekçesiyle katılımını uygun görmeyerek izin vermemesi üzerine açtığı iptal
davasının, Askeri Yüksek İdare Mahkemesince (AYİM) reddedilmesi nedeniyle
eğitim hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 31/12/2012 tarihinde Anayasa
Mahkemesine şahsen yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 29/4/2013
tarihinde başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı
alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün
33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde 14/7/1965 tarih ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na
tabi gıda mühendisi olarak görev yapmakta iken, TODAİE’nin 2011-2012 akademik
yılı için açmış olduğu Kamu Yönetimi Yüksek Lisans programına katılmaya hak
kazanmıştır.
6. TODAİE’nin 4/7/2011 tarihli yazısı ile
başvurucunun programa katılmaya hak kazanmasıyla ilgili olarak Jandarma Genel
Komutanlığına bilgi verilmiş ve başarılı olanların kurumlarınca izinli
sayılacağı hususu ile programa devamın zorunlu olduğu belirtilmiştir. Bu yazıda
ayrıca, programa katılmaya hak kazanan başvurucunun kaydının yapılabilmesi
için, program süresince izinli olduğunu belirtir yazının 29/7/2011
tarihine kadar gönderilmesinin gerektiği ifade edilmiştir.
7. Jandarma Genel Komutanlığının TODAİE’ye cevaben “2011 yılı Yurt İçi ve Yurt Dışı Mesleki Gelişim
Planı içerisinde TODAİE’nin yer almaması nedeniyle başvurucunun programa
katılımını uygun görmediğini” bildirdiği ve kayıt için zorunlu olan
izni vermediği TODAİE’nin 18/8/2011 tarihli yazısından
anlaşılmıştır.
8. Başvurucu, Jandarma Genel Komutanlığının işleminin iptali ve
yürütmesinin durdurulması için 19/9/2011 tarihinde AYİM’ne başvurmuştur. AYİM İkinci Dairesi tarafından, iptal
istemi “657 sayılı Kanunun 237/B maddesi
uyarınca, memurların ilerleme yükselmeleri, ödev, hak, yüküm ve sorumlulukları
ve diğer özlük hakları konusunda öncelikle bu kanun ve kanunla ilgili diğer
mevzuat hükümleri uygulanacağından, … TODAİE tarafından düzenlenen yüksek
lisans programının, Jandarma Genel Komutanlığınca 1 Kasım 2010 tarihinde
yayımlanan 2011 yılı Yurtiçi ve Yurtdışı Mesleki Gelişim Planında olmadığı”
gerekçesiyle 21/3/2012 tarih ve E:2011/1247,
K:2011/329 sayılı kararla reddedilmiştir.
9. Bahsedilen ilama karşı yapılan karar düzeltme talebi de aynı
Dairenin 21/11/2012 tarih ve E.2012/546, K.2012/1060 sayılı
kararıyla reddedilmiş, karar aynı tarihte kesinleşmiştir. Bu karar başvurucuya 6/12/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir.
B. İlgili
Hukuk
10. 25/6/1958 tarih ve 7163 sayılı Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü Teşkilat Kanunu’nun “Giriş Şartları” kenar başlıklı 15.
maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:
“Amme
İdaresi Enstitüsünün giriş müsabakasına katılabilmek için üniversite veya yüksek okul mezunu olmak şarttır. Bu şartı haiz bulunan
kimseler arasından, idare heyetinin tespit edeceği esaslar dairesinde yapılacak
müsabaka imtihanını kazananlar Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsüne
devam edebilirler.
Yukarıda
evsafı haiz olup da devlet dairelerinde, mahalli idarelerde, İktisadi Devlet
Teşekküllerinde çalışanlardan müsabaka imtihanını kazananlara tahsil süresince
izin verilir. Bu kimseler bütün özlük haklarından faydalanmakta, maaş ve
ödeneklerini kendilerine izin veren daire, müessese ve teşekküllerden almakta
devam ederler. Enstitüdeki tahsillerini başarı ile bitirenlerin Enstitüde
geçirdikleri müddet kıdemlerine sayılır ve bu müddetin bir katı (1 seneden az
olmamak üzere) kıdemlerine eklenir.”
11. 657 sayılı Kanun’un “Yürürlükten
Kaldırılan Hükümler” kenar başlıklı 237/b maddesi şöyledir:
“20/6/1927 tarih ve 1108 sayılı, 30/6/1939 tarih ve 3656
sayılı, 28/2/1959 tarih ve 7244 sayılı kanunlarla bu kanunların ek ve
tadilleri, 23 Temmuz 1965 tarihinden evvel ve sonra yürürlüğe giren teşkilat
kanunları ile diğer kanunların bu kanuna aykırı hükümleri ve Devlet memurlarının
hizmet şartlarını, niteliklerini, atanma ve yetiştirilmelerini, ilerleme ve
yükselmelerini, ödev, hak, yüküm ve sorumluluklarını, aylıklarını, ödeneklerini
ve diğer özlük işlerini düzenleyen hükümler Genel Kadro Kanununun yürürlüğe
girdiği ayın son gününden itibaren yürürlükten kalkar.”
12. 657 sayılı Kanun’un “İzin”
kenar başlıklı 23. maddesi şöyledir:
“Devlet
memurları, bu kanunda gösterilen süre ve şartlarla izin hakkına sahiptirler.”
13. Anayasa’nın “Askeri Yüksek
İdare Mahkemesi” kenar başlıklı 157. maddesi şöyledir:
“Askerî
Yüksek İdare Mahkemesi, askerî olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile,
asker kişileri ilgilendiren ve askerî hizmete ilişkin idarî işlem ve
eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesidir.
Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi
olması şartı aranmaz.
Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin askerî hâkim sınıfından
olan üyeleri, mahkemenin bu sınıftan olan başkan ve üyeleri tamsayısının salt
çoğunluğu ve gizli oy ile birinci sınıf askerî hâkimler arasından her boş yer
için gösterilecek üç aday içinden; hâkim sınıfından olmayan üyeleri, rütbe ve
nitelikleri kanunda gösterilen subaylar arasından, Genelkurmay Başkanlığınca
her boş yer için gösterilecek üç aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir.
Askerî
hâkim sınıfından olmayan üyelerin görev süresi en fazla dört yıldır.
Mahkemenin
Başkanı, Başsavcı ve daire başkanları hâkim sınıfından olanlar arasından rütbe
ve kıdem sırasına göre atanırlar.
(Değişik fıkra: 7/5/2010-5982/21 md.)Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi,
yargılama usulleri, mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.”
14. 4/7/1972 tarih ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun “Teminat” kenar başlıklı 4. maddesi
şöyledir:
“Askeri
Yüksek İdare Mahkemesinin Başkanı, Başsavcı, Daire Başkanları ve üyeleri;
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi hakimleri olarak Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının kendilerine sağladığı teminat altında hizmet
görürler.”
15. 1602 sayılı Kanun’un 8., 9. ve 10.
maddeleri şöyledir:
“Üyelerin
seçimi:
Madde 8 –
(Değişik: 25/12/1981 - 2568/1 md.)
Askeri
Yüksek İdare Mahkemesinin askeri hakim sınıfından olan
üyeleri, bu sınıftan olan başkan ve üyeler tam sayısının salt çoğunluğu ile her
boş yer için gösterilecek üç aday arasından,
Hakim sınıfından olmayan üyeleri, Genelkurmay
Başkanlığınca her boş yer için gösterilecek üç aday arasından,
Cumhurbaşkanınca
seçilir.”
“Atanma:
Madde 9 –
(Değişik: 25/12/1981 - 2568/1 md.)
Seçilenler
arasından rütbe ve kıdem sırasına göre Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
Başkanlığına, Başsavcılığına, daire başkanlıklarına ve üyeliklere, Milli
Savunma Bakanı ve Başbakanın imzalayacağı, Cumhurbaşkanının onaylayacağı
Kararname ile atama yapılır. Atamalar Resmi Gazete'de
yayımlanır.
Başkan,
Başsavcı ile daire başkanlarının askeri hakim
sınıfından olması şarttır.”
“Görev
süresi:
Madde 10 –
(Değişik: 25/12/1981 - 2568/1 md.)
Askeri Hakim sınıfından olmayan üyelerin görev süresi en fazla dört
yıldır.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 17/9/2013 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun
31/12/2012 tarih ve 2012/1334 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği
düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
17. Başvurucu, TODAİE’nin
2011-2012 akademik yılı için açmış olduğu Kamu Yönetimi Yüksek Lisans
Programına katılma hakkı kazanmasına rağmen, Jandarma Genel Komutanlığının izin
vermemesi ve bunun üzerine açtığı iptal davasının AYİM tarafından reddedilmesinin
eğitim hakkını ihlal ettiğini, ayrıca, AYİM’de görev
yapan özellikle hâkim sınıfından olmayan üyelerin tümüyle idareye bağlı olduğu,
atamalarında ve seçimlerinde büyük ölçüde idarenin ve ordunun müdahalesinin
bulunduğu iddiasıyla bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanmadığını ve
AYİM kararlarının temyiz edilemediğini, karar düzeltme talebini de aynı
dairenin incelediğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüş ve yeniden yargılama yapılmak suretiyle eğitim hakkının iade
edilmesini ve AYİM’de yapmış olduğu tüm yargılama
giderlerinin kendisine ödenmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme
18. Anayasa’nın 42. maddesi
şöyledir:
“Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tesbit edilir ve
düzenlenir.
…
İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve
Devlet okullarında parasızdır.
…
Devlet, maddi imkanlardan yoksun
başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve
başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel
eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.
…”
19. Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’ne ek Türkiye’nin taraf olduğu 1 No.lu Protokol’ün 2. maddesi
şöyledir:
“Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet,
eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve
babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre
yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.”
20. Anayasa’nın 148. maddesi
şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin
kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine
başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş
olması şarttır.
Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken
hususlarda inceleme yapılamaz.”
21. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45.
maddesinin (1) fıkrası şöyledir:
“(1)Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf
olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal
edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.”
22. 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve
incelenmesi” kenar başlıklı 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Mahkeme, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel
hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan ve
başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvurular ile açıkça dayanaktan
yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”
23. 6216 sayılı Kanun’un “Esas hakkındaki inceleme” kenar başlıklı
49. maddesinin (6) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bölümlerin, bir mahkeme kararına karşı yapılan bireysel
başvurulara ilişkin incelemeleri, bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve
bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi ile sınırlıdır.
Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”
1- Eğitim
Hakkı Yönünden İnceleme
24. 6216 sayılı Kanun’un 48.
maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre Mahkemece açıkça dayanaktan yoksun
başvuruların kabul edilemez olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal
iddialarını kanıtlayamadığı, iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi
gereken hususlara ilişkin olduğu, temel haklara yönelik bir müdahalenin
olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya
zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul
edilebilir.
25. Başvurucunun personeli
olduğu Jandarma Genel Komutanlığı, başvurucunun TODAİE’de yüksek lisans yapması
amacıyla talep ettiği ücretli izni kendisine vermemiştir. Başvurucunun iptal
istemiyle açtığı dava ise AYİM İkinci Dairesi tarafından çelişen kanunlardan
657 sayılı Kanun hükümlerinin öncelikli olarak uygulanması gerektiği
gerekçesiyle reddedilmiştir.
26. Başvurucuya ücretli izin
verilip verilmemesinin istihdam edildiği Jandarma Genel Komutanlığının
yetkisinde olduğu ve bu yetkinin hukuka uygun kullanılıp kullanılmadığının
denetlenmesinin ise AYİM yetkisinde olduğu ilgili kanun hükümleri gereği
açıktır.
27. Başvurucu, programa
katılımının uygun görülmeyerek kendisine ücretli izin verilmemesi işleminin
AYİM tarafından iptal edilmemesini, eğitim hakkının ihlali olarak
değerlendirmektedir. Başvurucu bunun dışında eğitim hakkına yapılan kamu gücüne
dayalı bir müdahaleden bahsetmemektedir. Jandarma Genel Komutanlığının başvuru
konusu olaya ilişkin kararı doğrudan eğitim hakkıyla ilgili olmayıp,
başvurucuya ücretli izin verilmesi talebinin reddedilmesiyle ilgilidir. Yine AYİM’in başvuru konusu olaya ilişkin kararı da doğrudan
eğitim hakkıyla ilgili olmayıp, asıl olarak izin vermeme işleminin hukuka
uygunluğuyla ilgilidir.
28. Eğitim hakkı, kamu ve özel
eğitim kurumlarını kapsadığı gibi eğitimin; ilk, orta ve yüksek
öğrenim seviyelerini de kapsar. (Benzer
yöndeki AİHM kararı için bkz. Kjeldsen, Busk Madsen ve Pedersen/Danimarka, 5926/72, 7/12/1976, § 50; Leyla
Şahin/Türkiye, 44774/98, 10/11/2005, §§ 134-136)
29. Anayasa’da yer alan eğitim
ve öğrenim hakkı, kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını
engellememe negatif ödevini yüklemekle birlikte Anayasa’da öngörülen ilköğretim
dışında devletin tüm bireylere eğitim ve öğrenim sağlaması şeklinde pozitif bir
ödev yüklememektedir. Devletin özellikle lisansüstü eğitim almak isteyen
herkese bunu sağlama şeklinde pozitif bir ödevi bulunmamaktadır. Bu çerçevede
kamu kurumlarının her personeline yüksek lisans ya da doktora eğitimi amacıyla
ücretli izin verme yükümlülüğü yoktur. Kamu kurumlarının yürüttükleri hizmetin
niteliği ve ihtiyaç duydukları nitelikli personel ihtiyacına göre bazı
personeli çeşitli eğitimlere tabi tutma ya da yurt içi veya yurt dışı eğitim
kurumlarında lisansüstü eğitim de dâhil olmak üzere ücretli veya ücretsiz
görevlendirme konusunda takdir yetkisine sahip oldukları kuşkusuzdur.
30. Başvurucu kurumundan izin
almadan TODAİE’de yüksek lisans sınavına girerek sınavı kazanmış ve buna
dayanarak kurumundan ücretli izin talep etmiştir. Kurum kendi eğitim
planlamasını gerekçe göstererek izin talebini reddetmiştir. Bu durumda
başvurucunun eğitim hakkına kamu gücü kullanılarak doğrudan bir müdahalede
bulunulmadığı, başvurucunun eğitim hakkının başvurucuya ücretli izin
verilmemesi işleminden dolaylı olarak etkilendiği anlaşılmaktadır.
31. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun eğitim hakkının ihlali iddialarına ilişkin olarak bir ihlalin
olmadığı açık olduğundan, başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları
yönünden incelenmeksizin “açıkça dayanaktan
yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
2- Adil
Yargılanma Hakkı İle İlgili Olarak
A- Bağımsız ve
Tarafsız Mahkemede Yargılanma Hakkı
32. 6216 sayılı Kanun’un 48.
maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre Mahkemece açıkça dayanaktan yoksun
başvuruların kabul edilemez olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal
iddialarını kanıtlayamadığı, iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi
gereken hususlara ilişkin olduğu, temel haklara yönelik bir müdahalenin
olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya
zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul
edilebilir.
33. Başvurucu, AYİM’de görev yapan özellikle hâkim sınıfından olmayan
üyelerin tümüyle idareye bağlı olduğu, atamalarının ve seçimlerinin büyük
ölçüde idarenin ve ordunun müdahalesini gerektirdiği, askeri yargıçların
statülerindeki bazı özelliklerin de sorunlu olduğu iddiasıyla bağımsız ve
tarafsız bir mahkemede yargılanmadığını ileri sürerek adil yargılanma hakkının
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
34. AYİM’in oluşumu, statüsü ve görevleri Anayasa ve ilgili Kanun’da hüküm
altına alınmıştır. AYİM’e atanan askeri hakimlerin bağımsızlığının Anayasa ve ilgili Kanun hükümleri
ile garanti altına alındığı, atanma ve çalışma usulleri yönünden, askeri
hakimlerin bağımsızlıklarını zedeleyecek bir hususun olmadığı, kararlarından
dolayı idareye hesap verme durumunda bulunmadıkları, disipline ilişkin
konuların AYİM Yüksek Disiplin Kurulunca incelenip karara bağlandığı
görülmektedir (B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 29).
35. AYİM’de üye olarak atanan sınıf subayları yönünden ise salt bunların
Genelkurmay Başkanlığınca önerilen üç aday arasından seçilmesi sebebiyle bu
üyelerin bağımsızlığının zedelendiği söylenemez. Sınıf subayı üyelerin nihai
atama yetkisi Cumhurbaşkanı’na aittir. Bunların atanmasından sonra, sınıf
subayı üyeler, askeri hakim üyeler gibi, görevlerini
yerine getirirken dış müdahaleye karşı anayasal güvence altındadırlar. Bu
üyeler hakimlik görevleri süresince askeri veya idari
organlar tarafından görevlerinden alınamazlar. Sınıf subayı üyelerinin en fazla
dört yıllık bir süre ile görev yapmaları, disiplin konularında yukarıda
bahsedilen Disiplin Kuruluna tabi kılınmaları, görev süreleri zarfında idari
veya askeri yetkililerce herhangi bir değerlendirmeye tabi tutulmamaları,
idareye karşı bağımsızlıklarını güçlendirmiştir. (Benzer yöndeki AİHM kararları için bkz. Mustafa Yavuz vd./Türkiye, 29870/96, 25/5/2000;
Bek/Türkiye, 23522/05, 20/4/2010)
36. AYİM’in bağımsız ve tarafsız
mahkeme olmadığına somut gerekçe olarak, başvurucunun iddiasıyla benzer
nitelikte olan davaların genel idari yargı ve Danıştay’da kabul edilmesine
rağmen AYİM’de reddedilmesi gösterilmektedir.
Başvurucunun bu iddiası içtihat farklılığına ilişkin olup, tek başına adil
yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceği gibi AYİM’in bağımsız ve tarafsız mahkeme olmadığını da
göstermez.
37. Somut dava ile ilgili
olarak, sübjektif veya objektif esaslar doğrultusunda AYİM’in
tarafsızlığını kuşkulu hâle koyacak bir durum tespit edilmediği gibi
yargılamanın bağımsız ve tarafsız olmadığına ilişkin bir husus da
saptanmamıştır. Dolayısıyla derece mahkemelerinin kararlarında açık bir ihlal
tespit edilmediğinden, başvurucunun bu yöndeki iddiaları “açıkça dayanaktan yoksun” bulunmuştur.
B- İki Dereceli
Yargılanma Hakkı
38. Başvurucu AYİM daire
kararlarına karşı başvurulabilecek bir temyiz merciinin olmadığını, karar
düzeltme taleplerinin AYİM’nin aynı dairesi
tarafından incelendiğini ve bu durumun adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini
ileri sürmüştür.
39. Anılan Anayasa ve Kanun
hükümlerine göre, Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının
incelenebilmesi için, kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın
Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi (AİHS) ve Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerinin kapsamına da
girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle, Anayasa ve AİHS’nin ortak koruma alanı
dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (B. No: 2012/1049, 26/3/2013,
§ 18).
40. Başvurucunun başvuru
dilekçesinde ifade ettiği AYİM nezdinde temyiz, yani iki dereceli yargılanma
hakkı, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden olmadığı
gibi, AİHS ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokollerden herhangi birinin kapsamına
da girmemektedir.
41. Açıklanan
nedenlerle, başvuru
konusu ihlal iddialarının Anayasa ve AİHS’nin
ortak koruma alanı dışında kaldığı anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin “konu bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
A.
Başvurunun;
1.
Eğitim hakkı ve bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkıyla ilgili
kısımlarının “açıkça dayanaktan yoksun
olması”,
2.
İki dereceli yargılanma hakkıyla ilgili kısmının “konu bakımından yetkisizlik”
nedenleriyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B.
Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
17/9/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.