TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AHMET MELİH ACAR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2012/329)
|
|
Karar Tarihi: 12/2/2013
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
Raportör
|
:
|
Selami ER
|
Başvurucu
|
:
|
Ahmet Melih ACAR
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, başka bir kuruma
naklen atanmak için muvafakat talebinin reddedildiğini ve bu işleme karşı
açtığı davanın da reddedilmesi nedeniyle Anayasa’nın 5, 48 ve 49. maddelerinde
tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 22/10/2012
tarihinde Anayasa Mahkemesine şahsen yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari
yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin
bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci
Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde başvurunun karara
bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden,
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 33. maddesinin (3)
numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına ve dosyanın Bölüme gönderilmesine
karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru dilekçesindeki
ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu Kara Kuvvetleri
Komutanlığında sivil memur olarak çalışmakta iken Türkiye İş Kurumunda boş
bulunan elektrik teknisyeni kadrosuna atanmak için 7/4/2011
tarihinde başvuruda bulunmuştur.
6. Türkiye İş Kurumu,
başvurucunun naklen atanması için Kara Kuvvetleri Komutanlığından 14/4/2011 tarihinde muvafakat istemiştir. Kara Kuvvetleri
Komutanlığı bu talebi 16/6/2011 tarihinde personel
ihtiyacını gerekçe göstererek reddetmiştir.
7. Başvurucu, bahsedilen
işlemin iptali talebiyle 5/8/2011 tarihinde Askeri
Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2.
Dairesi 11/4/2012 tarih ve E.2011/1031, K.2012/420
sayılı kararı ile açılan davayı reddetmiştir.
8. Başvurucunun 28/5/2012 tarihli karar düzeltme talebi de aynı Daire
tarafından 19/9/2012 tarih ve E.2012/774, K.2012/775 sayılı kararı ile
reddedilmiş ve karar verildiği tarihte kesinleşmiştir. Karar, 28/9/2012 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
B. İlgili
Hukuk
9. Anayasa’nın 148. maddesinin
üçüncü fıkrası, geçici 18. maddesinin yedinci fıkrası, 30/3/2011
tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1)
numaralı fıkrası, geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası, 4/7/1972 tarih ve
1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 63. maddesi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
10. Mahkemenin 12/2/2013 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun
22/10/2012 tarih ve 2012/329 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği
düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
11. Başvurucu, başka bir kuruma
naklen atanma talebinin personel ihtiyacı gerekçe gösterilerek reddedildiğini
ancak, yurtdışı görevde bulunduğu sürece görev yaptığı birimde hizmet ve
faaliyetlerde bir aksama olmadığını, mevcut kurumunda yeni atanacağı birimde de
kadro fazlası durumda bulunacağını, bu gerekçelerini Daireye sunmasına rağmen
göz önünde bulundurulmadan taraflı karar verildiğini, bu nedenle istediği
alanda daha iyi koşullarda çalışamadığını ve çalışma özgürlüğünün ihlal
edildiğini, maddi manevi varlığını geliştiremediğini, ailesine karşı ödevlerini
yeterince yerine getiremediğini ve böylece bunlara bağlı olarak ruh ve beden
sağlığı ile huzurlu ve mutlu olmasının engellendiğini belirterek Anayasa’nın 5,
48 ve 49. maddelerinde yer alan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
12. Anayasa’nın 148. maddesinin
üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasında
herkesin, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller
kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla
Anayasa Mahkemesine başvurabileceği hükmüne yer verilmiştir. Anayasa’nın geçici 18.
maddesinin yedinci fıkrasında bireysel başvuruya ilişkin düzenlemelerin iki yıl
içinde tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
bireysel başvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun’un 76. maddesinin (1)
numaralı fıkrasında ise Kanunun 45 ilâ 51 inci maddelerinin 23/9/2012
tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
13. 6216 sayılı Kanun’un geçici
1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve
kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
14. 1602 sayılı Kanun’un 63.
maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir :
“ Daireler ve
Daireler Kurulu kararları kesin olup, kesin hükmün bütün hukuki sonuçlarını hasıl eder. Bu kararlar aleyhine, ancak bu kanunda yazılı
kanun yollarına başvurulabilir.
Askeri Yüksek İdare
Mahkemesinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına
göre idare, altmış gün içinde işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya
mecburdur.”
15. Anayasa ve 6216 sayılı
Kanun’un anılan hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından
yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme,
ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan
bireysel başvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karşısında,
anılan tarihten önce kesinleşmiş nihai işlem ve kararları da içerecek şekilde
yetki kapsamının genişletilmesi mümkün değildir. Mahkemenin zaman bakımından
yetkisine ilişkin bu düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olmaları nedeniyle,
bireysel başvurunun tüm aşamalarında resen dikkate alınmaları gerekir.
16. Öte yandan, Anayasa
Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve
Mahkemenin yetkisinin geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği
ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012)
17. Bir hükme karşı
başvurulabilecek kanun yolunun kalmaması veya baştan böyle bir yolun
bulunmaması ile hüküm şeklî anlamda kesinleşir. Kesinleşme olağan kanun
yollarının tüketilmesi veya tüketilmesi için öngörülen zamanın geçmesi ile
gerçekleşmektedir.
18. 1602 sayılı Kanun’un 63.
maddesi uyarınca, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin daireleri veya Daireler
Kurulu kararları verildikleri tarihte kesin olup kesin hükmün bütün sonuçlarını
doğurur. Dolayısıyla kararın tebliğinin hükmün kesinleşmesi üzerinde bir etkisi
bulunmayıp tebliğ tarafların kararlardan haberdar olmalarını sağlar.
19. Başvuru konusu olayda, 16/6/2011 tarihinde muvafakat talebi reddedilen başvurucu,
5/8/2011 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde işlemin iptali talebiyle dava
açmıştır. Açılan dava, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Dairesinin 11/4/2012 tarih ve E.2011/1031, K.2012/420 sayılı kararı ile
reddedilmiştir. Başvurucunun 28/5/2012 tarihli karar
düzeltme talebi de aynı Daire tarafından 19/9/2012 tarih ve E.2012/774,
K.2012/775 sayılı kararı ile reddedilmiş ve karar verildiği tarihte
kesinleşmiştir. Karar, 28/9/2012 tarihinde başvurucuya
tebliğ edilmiştir.
20. Açıklanan nedenlerle,
başvuru konusu kararın bireysel başvuruların incelenmeye başlandığı tarih
olarak belirlenen 23/9/2012 gününden önce kesinleşmiş
olduğu anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden
incelenmeksizin “zaman bakımından
yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Başvurunun,
“zaman bakımından
yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
bırakılmasına, 12/2/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.