TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
Ş.B. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2012/475)
Karar Tarihi: 5/3/2013
Başkan
:
Alparslan ALTAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Recep KÖMÜRCÜ
Engin YILDIRIM
Muammer TOPAL
Raportör
Recep ÜNAL
Başvurucu
Ş.B.
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, hâkimlik görevine yeniden atanması talebiyle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna (Kurul) yaptığı başvurunun reddedilmesi nedeniyle Anayasa’nın 10., 17., 20., 49. ve 70. maddelerinde düzenlenen haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 22/10/2012 tarihinde Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 25/12/2012 tarihinde başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, İnebolu hâkimi olarak 1997 yılında göreve başlamış, 1998 yılında istifa ederek görevinden ayrılmıştır. Başvurucu, 1999 yılında yeniden mesleğe kabul talebinde bulunmuş ve bu talebinin Kurul tarafından kabul edilmesi üzerine Bismil hâkimi olarak yeniden atanmış ve göreve başlamıştır.
6. Başvurucu hakkında, Bismil hâkimi olarak görev yapmakta iken yürütülen disiplin soruşturması sonucunda, Kurulun 5/7/2001 tarih ve 276 sayılı kararıyla meslekten çıkarma cezası verilmiştir.
7. Başvurucu, anılan karar aleyhine yeniden inceleme talebinde bulunmuştur. Bu süreç devam ederken başvurucu, 5/10/2001 tarihinde ikinci defa hâkimlik mesleğinden istifa etmiştir. İstifadan sonra başvurucunun yeniden inceleme talebi Kurul tarafından kabul edilerek meslekten çıkarma cezası kaldırılmış ve hakkında yer değiştirme cezası verilmiştir.
8. Başvurucu, 5/4/2007 tarihli dilekçesi ile yeniden mesleğe kabul edilme talebinde bulunmuş, Kurul, başvurucunun talebini 3/5/2007 tarih ve 356 sayılı kararıyla, yeniden inceleme talebini 25/9/2007 tarih ve 791 sayılı kararıyla, bu karara karşı itirazını ise 5/2/2008 tarih ve 37 sayılı kararıyla reddetmiştir.
9. Başvurucu, 26/1/2011 tarihinde tekrar dilekçe vererek, yeniden mesleğe kabul edilme talebinde bulunmuş ancak başvurucunun bu talebi de Kurul tarafından, 24/2/1983 tarih ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 40. maddesinin son fıkrasında yer alan kural gerekçe gösterilerek 22/6/2011 tarih ve 2011/4093 sayılı kararla reddedilmiştir. Bu karar, başvurucuya 28/9/2011 tarihinde tebliğ edilmiş ve 8/10/2011 tarihinde kesinleşmiştir.
B. İlgili Hukuk
10. 2802 sayılı Kanun’un “Yeniden atanma” kenar başlıklı 40. maddesi şöyledir:
“Hakimlik ve savcılık mesleğinden kendi istekleriyle çekilen veya emekli olanlardan tekrar mesleğe dönmek isteyenler, mesleğe kabulde aranan nitelikleri kaybetmemiş olmaları koşulu ile ayrıldıkları tarihte almakta oldukları aylık derecesine eşit bir derecenin aynı kademesine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atanabilirler.
…
Bu madde hükümlerine göre atananlardan, meslekten ayrılanlar bir daha mesleğe kabul edilemezler.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin 5/3/2013 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 22/10/2012 tarih ve 2012/475 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
12. Başvurucu, Adalet Bakanlığının, kendisi hakkında açtığı soruşturma ile Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasındaki “kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz” kuralının ve Anayasa’nın 20. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliği hakkının; yine hâkimlik mesleğine kabulde aranan tüm şartları taşımasına, kazanılmış hakka sahip bulunmasına ve meslekten kendi isteği ile ayrılmamış olmasına rağmen yeniden atanma taleplerinde 2802 sayılı Kanun’un 40. maddesindeki engel gerekçe gösterilerek Anayasa’nın 10. maddesinde tanımlanan “kanun önünde eşitlik” ilkesinin ve 70. maddesinde tanımlanan “kamu hizmetine girme” hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
13. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasında herkesin, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabileceği hükmüne yer verilmiştir. Anayasa’nın geçici 18. maddesinin yedinci fıkrasında bireysel başvuruya ilişkin düzenlemelerin iki yıl içinde tamamlanacağı ve uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bireysel başvuruların kabul edileceği, 6216 sayılı Kanun’un 76. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise Kanunun 45 ila 51. maddelerinin 23/9/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
14. 6216 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
15. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karşısında, anılan tarihten önce kesinleşmiş nihai işlem ve kararları da içerecek şekilde yetki kapsamının genişletilmesi mümkün değildir.
16. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir. (B. No: 2012/51, § 18, 25/12/2012)
17. Başvuru konusu olayda başvurucunun, 26/1/2011 tarihli yeniden mesleğe kabul edilme talebi, Kurulun 22/6/2011 tarih ve 2011/4093 sayılı kararıyla reddedilmiş ve bireysel başvuru yönünden kesinleşmiştir.
18. Açıklanan nedenlerle, başvuru konusu kararın Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başladığı 23/9/2012 tarihinden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Başvurunun, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 5/3/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.