logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Fatma Kurtulan [2.B.], B. No: 2012/561, 20/11/2014, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FATMA KURTULAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2012/561)

 

Karar Tarihi: 20/11/2014

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Alparslan ALTAN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör

:

Şükrü DURMUŞ

Başvurucu

:

Fatma KURTULAN

Vekili

:

Av. Yusuf ALATAŞ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucu, tutuklama koşulları bulunmadığı halde tutuklanması, tutukluluğun devamı kararlarının gerekçelerinin soyut olması ve makul sürede hakkında dava açılmadan tutukluluğunun devam ettirilmesi nedenleriyle Anayasa’nın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmiş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 6/11/2012 tarihinde Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde belirlenen eksiklikler tamamlatılmış ve Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 21/2/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına ve dosyanın Bölüm’e gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Bölüm tarafından 13/3/2014 tarihinde yapılan toplantıda, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına ve başvurunun bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.

5. Adalet Bakanlığı görüşünü 5/5/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.

6. Adalet Bakanlığı tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş başvurucuya 9/5/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu, diyeceklerini 21/5/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

7. Başvuru dilekçesi, ekleri, Bakanlık görüş yazısı ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgelerde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Eski bir milletvekili olan başvurucu, mülga 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesi ile görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince yürütülmekte olan 2010/521 sayılı soruşturma kapsamında “PKK/KCK Örgütüne üye olmak” suçlaması ile 13/1/2012 tarihinde gözaltına alınmıştır.

9. Başvurucu, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK.250.maddesi ile görevli) 16/1/2012 tarih ve 2012/5 sorgu sayılı kararı ile PKK/KCK terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmıştır. Karar gerekçesinde, “şüphelilerin üzerlerine atılı olan silahlı PKK/KCK terör örgütüne üye olmak suçunu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, sanıkların kaçma şüphesi içerisinde olmaları, suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, örgütsel eylemlerin yoğunluğu ve suçun niteliğine göre CMK 100/3-a, 8 maddesi gereğince tutuklama nedenlerinin var olduğu kabul edildiğinden şüpheliler Fatma Kurtulan, … ın CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince TUTUKLANMALARINA” denilmiştir.

10. Başvurucunun 9/7/2012 tarihli tahliye talebi üzerine İstanbul 1 nolu Hakimliği (3713 sayılı Kanun'un 10. maddesi ile görevli) 27/7/2012 tarih ve 2012/28 değişik iş sayılı kararı ile tahliye talebinin reddine karar verilmiştir.

11. Başvurucu bu karara karşı itiraz yoluna başvurmuştur. Başvurucunun itirazı, İstanbul 2 No'lu Hakimliğinin 12/9/2012 tarih ve 2012/103 D.İş sayılı kararı ile reddedilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"... ele geçirilen deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde mevcut olan bu delillerin şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğunun kabulü için yeterli olduğu, suçun 5271 Sayılı CMK'nıın 100/3 maddesinde sayılan katalog suçlardan olması nedeniyle varolduğu kabul edilen tutuklama nedenlerinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, tutuklulukta geçen süre, işin önemi, suç için yasada öngörülen cezanın alt ve üst sınırları ve verilmesi beklenen ceza dikkate alındığında tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu, şüpheli hakkında adli kontrol tedbirinin uygulanmasının bu aşamada yetersiz kalacağı anlaşıldığından ... tahliye talebinin REDDİNE"

12. Başvurucu vekili itirazın reddedildiğini haricen öğrendiğini, başvurularına rağmen ret kararının kendilerine tebliğ edilmediğini beyan etmiştir. Ancak UYAP sisteminde yapılan araştırmada söz konusu kararın 17/9/2012 tarihinde cezaevinde başvurucuya tebliğ edildiği tespit edilmiştir.

13. Başvurucu 6/11/2012 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

14. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 31/12/2012 tarihli iddianamesi ile başvurucunun da aralarında bulunduğu toplam 21 kişi hakkında kamu davası açılmıştır. Başvurucunun "silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak" suçundan cezalandırılması istenilmiştir.

15. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi 30/4/2013 tarih E.2013/8 sayılı 1. oturumda ise, yargılamanın bulunduğu aşama ve başvurucunun tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak başvurucunun tahliye edilmesine karar vermiştir. Söz konusu kararla, başvurucuya yurtdışına çıkış yasağına ilişkin adli tedbir uygulanmıştır.

16. Başvurucu 30/4/2013 tarihinde tahliye edilmiştir.

17. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi 30/4/2013 tarih ve E.2013/8, K.2013/42 sayılı yetkisizlik kararı ile dava dosyasını Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/6/2013 tarih ve E.2013/40, K. 2013/22 sayılı karar ile karşı yetkisizlik kararı vermesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesi 17/9/2013 tarihli kararı ile İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin yetkisizlik kararının kaldırılmasına karar vermiştir.

18. Dava dosyasının gönderildiği İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi 7/3/2014 tarih ve E.2013/206 sayılı yazıyla 6526 sayılı Kanun’un 1. maddesi gereğince dava dosyasını İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi de 15/4/2014 tarih, E.2014/81, K.2014/92 sayılı karar ile yetkisizlik kararı vererek dava dosyasını Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir.

19. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi 3/6/2014 tarih, E.2014/120, K.2014/43 sayılı karar ile yetkili mahkemenin İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı vererek yetkili mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.

20. Dava dosyası halen Yargıtay incelemesindedir.

B. İlgili Hukuk

21. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesi şöyledir:

 “(1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.”

22. 12/4/1991 tarih ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesi şöyledir:

“3 ve 4 üncü maddelerde yazılı suçları işleyenler hakkında ilgili kanunlara göre tayin edilecek hapis cezaları veya adlî para cezaları yarı oranında artırılarak hükmolunur. Bu suretle tayin olunacak cezalarda, gerek o fiil için, gerek her nevi ceza için muayyen olan cezanın yukarı sınırı aşılabilir. Ancak, müebbet hapis cezası yerine, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

Suçun, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması dolayısıyla ilgili maddesinde cezasının artırılması öngörülmüşse; sadece bu madde hükmüne göre cezada artırım yapılır. Ancak, yapılacak artırım, cezanın üçte ikisinden az olamaz.

(Ek fıkra: 22/7/2010 - 6008/4 md.) Bu madde hükümleri çocuklar hakkında uygulanmaz.”

23. 5271 sayılı Kanun’un 100. maddesi şöyledir:

“(1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.

(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:

a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.

b) Şüpheli veya sanığın davranışları;

1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,

2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,

Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.

(3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:

a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan; (1)

9. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),

10. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308),

11. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),

...”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

24. Mahkemenin 20/11/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 6/11/2012 tarih ve 2012/561 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

25. Başvurucu, hakkındaki tutuklama ve tutuklamanın devamına dair kararlarda, özgürlüğünün kısıtlanmasının haklı, kabul edilebilir ve somut olgularla destekleyen nedenlere yer verilmediğini, tutuklama kararında “delil durumu”nun gerekçe gösterildiğini ancak soruşturma dosyasında örgüt üyeliğini doğrulayan delil bulunmadığını, örgütsel eylemlerinin yoğunluğuna ilişkin gerekçenin milletvekilliği görevi sırasında yaptığı basın açıklamaları, katıldığı toplantılar ve parti faaliyetleri olduğunu ve bunlardan hangilerinin "örgütsel eylem" olduğunun açıklanmadığını, gerekçelerde soyut ifadelere yer verildiğini, Mahkemenin "lehe değişiklik olmadığı"na dair ret gerekçesinin kanuni olmadığını, 6352 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin dikkate alınmadığını, başvuru tarihi itibariyle tutukluluğun 10 ayı geçmesine rağmen dava açılmadığını, bu şekilde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 6. ve Anayasa’nın 19. maddesinde düzenlenen makul sürede yargılanma ve kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş, tahliye ve 25.000,00 TL manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

26. Başvurucunun şikayetlerinin Anayasa’nın 19. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

27. Adalet Bakanlığı görüşünde özetle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına göre, Sözleşme'nin 5. maddesi (1) numaralı fıkrası (c) bendinin, bir ceza yargılaması çerçevesinde bir kişinin ancak hakkında suçu işlediğine dair inandırıcı nedenlerin bulunması halinde mahkeme önüne çıkarılması amacıyla tutuklanmasına karar verilebileceğini düzenlediğini (Jecius/Litvanya, no. 34578/97, par. 50; Wloch/Potonya, no. 27785/95, par. 108), tutukluluk kararının dayandırılması gereken "makul şüphe" kavramının Sözleşme'nin 5. maddesi (1) numaralı paragrafı (c) bendi tarafından getirilen korumanın temel unsurunu teşkil ettiğini, inandırıcı nedenlerin, söz konusu kişinin üzerine atılı suçu işlemiş olabileceğine dair objektif bir gözlemciyi ikna etmeye uygun olay, olgu veya bilgilerin varlığını gerektirdiğini, bununla birlikte, makul olarak kabul edilebilecek durumların somut olayın kendine özgü koşullarının tamamına bağlı olduğunu (Fox, Campbell ve Hartley/Birleşik Krallık, 30 Ağustos 1990, par. 32; O'hara/Birleşik Krallık, no. 37555/97, par. 34; Korkmaz ve Diğerleri/ Türkiye, no. 35979/97, 21 Mart 2006, par. 24; Süleyman Erdem/Tiirkiye, no. 49574/99, 19 Eylül 2006, par. 37; Çelik ve Yıldız/Türkiye, no. 51479/99, 10 Kasım 2005, par. 20) belirtmiştir.

28. Başvurucu, Adalet Bakanlığının görüşüne vermiş olduğu cevapta, AİHM kararlarında tutuklama kararı verilebilmesi için kabul edilen “kişinin suç işlediğine ilişkin inandırıcı sebeplerin bulunması” koşulunun başvurucu için gerçekleşmediğini, tutuklama kararında da tutuklamayı gerektiren olguların ne olduğunun açıklanmadığını bu nedenle tutuklama ve tutukluluğun devamı kararlarının 5271 sayılı Kanun ve Sözleşme’nin 5. maddesine aykırı olduğunu belirtmiştir.

29. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:

Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”

30. Anılan hüküm uyarınca Anayasa Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenlemeler karşısında, anılan tarihten önce kesinleşmiş nihai işlem ve kararları da içerecek şekilde yetki kapsamının genişletilmesi mümkün değildir.

31. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurularda zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (B. No: 2012/51, 25/12/2012, § 18).

32. Somut olayda başvuru formunda, başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin olarak başvurucunun 12/7/2012 tarihli tahliye talebinin İstanbul TMK 10. maddesi ile görevli 1 no’lu Hâkimliğince 27/7/2012 tarih ve 2012/28 değişik iş sayılı karar ile reddedildiği, bu karara karşı yapılan 14/8/2012 tarihli itirazın da reddedildiği belirtilmiştir. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin yazı cevabında 14/8/2012 tarihli itirazın İstanbul TMK’nın 10. maddesi ile görevli 2 No’lu Hâkimliğince 12/9/2012 tarih ve 2012/103 değişik iş sayılı karar ile reddedildiği belirtilmiştir. Buna göre, bireysel başvuru tarihi itibariyle başvurucunun tutukluluğu hakkında itiraz üzerine verilen nihai kararın 2012/103 değişik iş sayılı karar olduğu ve bu kararın da, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurulara ilişkin zaman bakımından yetkisinin başladığı tarihten önceye ait olduğu sonucuna varılmıştır.

33. Açıklanan nedenlerle, başvuru konusu tutukluluğa itirazın reddine ilişkin kararın 23/9/2012 tarihinden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Başvurunun, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 20/11/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Fatma Kurtulan [2.B.], B. No: 2012/561, 20/11/2014, § …)
   
Başvuru Adı FATMA KURTULAN
Başvuru No 2012/561
Başvuru Tarihi 6/11/2012
Karar Tarihi 20/11/2014

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurucu, tutuklama koşulları bulunmadığı halde tutuklanması, tutukluluğun devamı kararlarının gerekçelerinin soyut olması ve makul sürede hakkında dava açılmadan tutukluluğunun devam ettirilmesi nedenleriyle Anayasa’nın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmiş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Zaman Bakımından Yetkisizlik

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5237 Türk Ceza Kanunu 314
3713 Terörle Mücadele Kanunu 5
5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 100
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi