TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İLYAS TÜREDİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/1267)
|
|
Karar Tarihi: 13/6/2013
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Mehmet ERTEN
|
|
|
Zehra Ayla PERKTAŞ
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Nuri NECİPOĞLU
|
Raportör
|
:
|
Selami TURABİ
|
Başvurucu
|
:
|
İlyas TÜREDİ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, kasten insan öldürme, yağma ve mala zarar
verme suçlarından yargılandığı davada, delillerin eksik ve hatalı
değerlendirilmesi sonucu mahkûmiyetine karar verilmesi nedeniyle adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 31/1/2013 tarihinde
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin
idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 11/6/2013
tarihinde başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı
alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün
33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucunun kasten insan öldürme, yağma ve mala zarar
verme suçlarını işlediği konusunda yeterli şüpheye ulaşan Sakarya Cumhuriyet
Başsavcılığı, cezalandırılması talebiyle aynı yer Ağır Ceza Mahkemesine hitaben
11/9/2007 tarih ve E.2007/4199 sayılı iddianame
düzenlemiştir.
6. Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin iddianameyi kabulü ile
başvurucu hakkında kamu davası açılmış ve Mahkemenin 20/2/2008
tarih ve E.2007/227, K.2008/60 sayılı kararıyla başvurucunun, kasten insan
öldürme suçundan 20 yıl hapis, yağma suçundan 6 yıl hapis ve mala zarar verme
suçundan 6 yıl hapis cezaları ile mahkûmiyetine karar verilmiştir.
7. Başvurucunun temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 23/11/2010 tarih ve E.2008/10919, K.2010/7490 sayılı
ilamıyla anılan mahkeme kararı mala zarar verme suçu yönünden bozulmuş, diğer
suçlar yönünden onanmış ve onanan suçlar yönünden karar aynı tarihte
kesinleşmiştir.
8. Mala zarar verme suçu yönünden bozma sonrası yapılan
yargılamada Mahkeme, 4/4/2011 tarih ve E.2011/15 ve
K.2011/62 sayılı kararıyla başvurucunun mahkûmiyetine karar vermiş,
başvurucunun temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 8/11/2012 tarih ve
E.2012/3138 ve K.2012/8035 sayılı kararla anılan Mahkeme kararını onamış ve
karar aynı tarihte kesinleşmiştir.
9. Başvuru formunda nihai kararın tebliğ veya öğrenme tarihi
15/11/2012 olarak belirtilmiştir.
B. İlgili Hukuk
10. 23/3/2005 tarih ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesi, 4/4/1929 tarih ve 1412
sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305 ila 326. maddeleri,
26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 82.,149.
ve 152. maddeleri .
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
11. Mahkemenin 13/6/2013 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 31/1/2013 tarih ve 2013/1267 numaralı
bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
12. Başvurucu, kasten insan öldürme,
yağma ve mala zarar verme suçlarından yargılandığı davada delillerin eksik ve
hatalı değerlendirilmesi sonucu mahkûmiyetine karar verildiğini, kendisinin bu
suçları işlemediğini, suçu işleyenlerin başkaları olduğunu, kendisinin asıl
faillere yardım etmesi sebebiyle cezalandırıldığını ancak yardım etmek
suçlaması sebebiyle 35 yıl hapis cezası verilmesinin adaletsizlik olduğunu
belirterek Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüş ve yeniden yargılanma talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
1. Kasten İnsan Öldürme ve Yağma
Suçları Yönünden Adil Yargılanma Hakkının İhlali İddiası
13. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1.
maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012
tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel
başvuruları inceler.”
14. Anılan kanun hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman
bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi
olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar
aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilir. Niteliği itibarıyla kamu
düzenine ilişkin olan bu başvuru şartını taşımayan bireysel başvuruların
incelenebilmesi mümkün değildir.
15. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin
bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür şekilde
uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (B. No: 2012/51, § 22, 25/12/2012).
16. Başvuru konusu olayda, Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/2/2008 tarih ve E.2007/227, K.2008/60 sayılı kararı,
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 23/11/2010 tarih ve E.2008/10919, K.2010/7490
sayılı kararı ile onanmış ve hüküm aynı tarihte kesinleşmiştir. Bu durumda
başvuru, zaman bakımından Anayasa Mahkemesinin yetkisi dışında kalmaktadır.
17. Açıklanan nedenlerle, başvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından
başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir
2. Mala Zarar Verme Suçu Yönünden Adil
Yargılanma Hakkının İhlali İddiası
18. 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel
başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının
tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten
itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.…”
19. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün
“Başvuru süresi ve mazeret”
başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının
tüketildiği ve buna ilişkin kararın kesinleştiği tarihten, başvuru yolu
öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması
gerekir.”
20. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanun'un 47.
maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64.
maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren
otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt
dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir.
21. Başvuru konusu Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 4/4/2011 tarih ve E.2011/15 ve K.2011/62 sayılı kararı,
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 8/11/2012 tarih ve E.2012/3138 ve K.2012/8035 sayılı
kararı ile onanarak kesinleşmiştir. Başvurucu nihai karardan haberinin 15/11/2012 tarihinde olduğunu belirtmiştir.
22. Ceza muhakemesinde tüketilmesi gereken son başvuru yolu
kural olarak temyizdir. Somut olayda başvuru yolları 8/11/2012
tarihinde Yargıtay 1. Ceza Dairesinin Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin
kararını onaması ile birlikte tüketilmiştir. Dosya kapsamından bu kararın
başvurucuya tebliğ tarihi anlaşılmamakla birlikte, başvurucunun karardan en geç
beyan ettiği 15/11/2012 tarihinde öğrendiği kabul
edilmiştir. Dolayısıyla başvuru yolunun tüketildiği tarihin, nihai kararın
öğrenme tarihi olan 15/11/2012, bireysel başvuru
tarihinin de 31/1/2013 olduğu gözetildiğinde bireysel başvuru için öngörülen 30
günlük sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.
23. Açıklanan nedenlerle, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun, diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “süre aşımı” nedeniyle kabul
edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
A. Başvurunun,
1. Kasten insan öldürme ve yağma suçları yönünden adil
yargılanma hakkının ihlali iddiasının “zaman
bakımından yetkisizlik”,
2. Mala zarar verme suçu yönünden adil yargılanma hakkının
ihlali iddiasının “süre aşımı”
nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama
giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
13/6/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.