logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Sarya Bilmez ve diğerleri [1.B.], B. No: 2013/1712, 20/4/2016, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SARYA BİLMEZ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/1712)

 

Karar Tarihi: 20/4/2016

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Erdal TERCAN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

Raportör Yrd.

:

Tuğba YILDIZ

Başvurucular

:

1. Sarya BİLMEZ

 

 

2. Ayşe ES

 

 

3. Piruze BİLMEZ

 

 

4. Kemal BİLMEZ

 

 

5. Ahmet BİLMEZ

 

 

6. Abdülvahit BİLMEZ

 

 

7. Abdülmecit BİLMEZ

 

 

8. Asya BİLMEZ

 

 

9. Abdülcebbar BİLMEZ

Vekili

:

Av. Zeydin KAYA

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, murislerinin terör örgütü üyeleri tarafından 1985 yılında öldürülmesi neticesinde bu özel durumları dikkate alınmaksızın 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan başvurunun ve açılan davaya ilişkin yargılama işlemlerinin olayın gerçekleştiği tarih itibarıyla Kanun kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının, mülkiyet hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 20/02/2013 tarihinde Hakkari Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca 26/11/2013 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın 13/2/2014 tarihli görüş yazısı 21/2/2014 tarihinde başvurucular vekiline tebliğ edilmiş olup başvurucular vekili tarafından 5/3/2014 tarihinde Bakanlık görüşüne karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucular, murislerinin 31/3/1985 tarihinde terör örgütünce öldürüldüğünü iddia ederek oluşan zararları için 31/7/2006 tarihinde Hakkari Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna (Komisyon) başvurduklarını belirtmişlerdir.

7. Komisyon 17/11/2006 tarihli ve 2006/372 sayılı kararında "...ilgilinin müracaat dilekçesine bağlı belgelerden, adı geçen A.B.'nin bölücü terör örgütü mensupları tarafından öldürüldüğü anlaşılmış ve olayın terör olayları kapsamına girdiği kanısına varılmıştır.Ancak Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki 5233 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesine göre 19/7/1987-27/7/2004 tarihleri arasında terörden dolayı meydana gelen olaylar ve bu olaylardan zarar görenlere bu Kanun hükümleri uygulanır hükmü yer almaktadır....vuku bulan olayın yukarıda anılan tarihler arasında olmadığı, 31/3/1985 tarihinde meydana geldiği anlaşılmıştır. Bu nedenle ilgilinin müracaatı Kanun kapsamı dışında kaldığından tazminat talebinin reddine.." şeklinde karar vermiştir.

8. Başvurucular tarafından belirtilen ret işlemi aleyhine Van İdare Mahkemesinde dava açılmıştır.

9. Van İdare Mahkemesinin 7/11/2007 tarihli ve E.2007/112, K.2007/2448 sayılı kararı ile davanın reddine hükmedilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili bölümü şöyledir;

"...Dava dosyasının incelenmesinden; davacıların murisi A.B.'nin 30/3/1985 tarihinde terör örgütünce öldürülmesi sebebiyle uğranıldığı iddia olunan zararın, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanun kapsamında karşılanması amacıyla yapılan başvurunun Hakkari Valiliği 2 nolu Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı tarafından, başvurunun Kanun kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle reddi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, zararı doğuran olayın, meydana geldiği tarih itibariyle 5233 sayılı Yasanın kapsamı dışında olduğu açık olup, davacıların başvurusunun bu gerekçeyle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır."

10. Başvurucuların temyizi üzerine Danıştay Onbeşinci Dairesinin 30/11/2011 tarihli ve E.2011/9531, K.2011/4615 sayılı ilamı ile kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek onanmasına karar verilmiştir.

11. Başvurucuların karar düzeltme istemi, aynı Dairenin 24/9/2012 tarihli ve E.2012/6456, K.2012/5732 sayılı ilamı ile reddedilmiştir. Karar düzeltme isteminin reddi kararı başvuruculara 21/1/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.

12. Başvurucular 20/2/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.

B. İlgili Hukuk

13. 5233 sayılı Kanun’un 1., 4., 6., 7., 8., geçici 3., geçici 4. maddeleri, 24/6/2013 tarihli ve 2013/5034 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki Karar’ın 1. maddesi, Danıştay Onuncu Dairesinin 30/12/2008 tarihli ve E.2008/4141, K.2008/9584 sayılı kararı, Danıştay Onuncu Dairesinin 31/12/2008 tarihli ve E.2008/5548, K.2008/9733 sayılı kararı, Danıştay Onuncu Dairesinin 20/2/2009 tarihli ve E.2008/6679, K.2009/1227 sayılı kararı (Celal Demir, B. No: 2013/3309, 6/2/2014, §§ 15-28).

14. 5233 sayılı Kanun’un 2. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Bu Kanun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.”

15. 5233 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde ilgili valilik ve kaymakamlıklara başvurmaları hâlinde, 19/7/1987 tarihi ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında işlenen 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararları hakkında da bu Kanun hükümleri uygulanır."

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 20/4/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

17. Başvurucular; terör örgütü PKK tarafından murislerinin 31/3/1985 tarihinde öldürüldüğünü, 5233 sayılı Kanun kapsamında yaptıkları talebin ve akabinde açtıkları davanın 5233 sayılı Kanun kapsamında olmadığından reddedildiğini, Kanun'un kapsamının 19/7/1987 tarihine kadar olduğunu, murislerinin ise 1985 yılında öldürüldüğünü, verilen kararın adil olmadığını yargılama sürecinin makul sürede sonuçlandırılmadığını belirterek Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, ayrıca soyut olarak madde metinlerini yazmak suretiyle Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 13., 17., 40. ve 152. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini iddia etmiş ve tazminat talebinde bulunmuşlardır.

B. Değerlendirme

18. Başvuru formu ve ekleri incelendiğinde başvurucuların, 5233 sayılı Kanun kapsamındaki zararlarının tazmini amacıyla açtıkları davanın reddedilmesi nedeniyle Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 13., 17., 36., 40. ve 152. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini iddia ettikleri anlaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların ihlal iddiaları aşağıdaki başlıklar altında incelenmiştir:

1. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

19. Başvurucular, 5233 sayılı Kanun kapsamında ileri sürdükleri giderim taleplerinin değerlendirilmesi hususundaki idari süreç ve yargılama prosedürlerinin makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.

20. 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan müracaatlarda idari yargı makamları nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesinin bu konuda verdiği kararlarında, Komisyon ve yargılama aşamalarında geçen süreler ile davanın tüm koşulları, karara bağlanan başvuru sayısı ve yargılama sürecinde Komisyon ve yargılama makamlarınca yapılan işlemler dikkate alınarak uyuşmazlığın karara bağlanması konusunda kamu otoritelerine ve özellikle yargılama organlarına atfedilebilecek bir gecikmenin olmadığı ve toplamda sekiz yılın altında gerçekleşen başvuruların karara bağlanma süresinin makul sürede yargılanma hakkının ihlaline yol açmadığı sonucuna ulaşılmıştır (Sabri Çetin, B. No: 2013/3007, 6/2/2014, §§ 61-69; Mahmut Can Arslan, B. No: 2013/3008, 6/2/2014, §§ 60-68; Mehmet Gürgen, B. No: 2013/3202, 6/2/2014, §§ 58-66; Celal Demir, §§ 58-66). Başvurunun kesin olarak karara bağlanmasının daha uzun bir sürede gerçekleştiği ve bu durumun başvuruculara atfedilebilecek bir kusurdan kaynaklanmadığı durumlarda ise makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır (İsmet Kaya, B. No: 2013/2294, 8/5/2014, §§ 46-70).

21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

“Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”

22. Somut davaya bir bütün olarak bakıldığında Komisyona başvuru tarihi olan 31/7/2006 ile nihai karar olan karar düzeltme tarihi 24/9/2012 arasında geçen 6 yıl 1 aylık sürede uyuşmazlığın karara bağlanması konusunda kamu otoritelerine ve özellikle yargılama organlarına atfedilebilecek bir gecikmenin olduğu tespit edilemediğinden, başvuru açısından farklı karar verilmesini gerektiren bir yön de bulunmadığından yargılama süresinin makul olduğu sonucuna varılmıştır.

23. Açıklanan nedenlerle başvurucuların makul sürede yargılanma haklarına yönelik bir ihlalin olmadığı açık olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Yargılamanın Sonucu İtibarıyla Adil Olmadığına İlişkin İddia

24. Başvurucular, murislerinin ölümünün Kanun kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle davalarının haksız olarak reddedildiği belirterek Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında düzenlenen adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.

25. Adalet Bakanlığının başvuruya ilişkin görüş yazısı şu şekildedir:

"...başvurucuların şikayetlerinin konusu, 5233 sayılı Kanuna göre yaptıkları tazminat talebinin reddedilmesine ilişkin olup, Anayasa'nın 17. maddesikapsamına girecek her hangi bir husus bulunmadığı değerlendirildiğinden, bu konuda görüş verilmesine gerek bulunmadığı düşünülmektedir.

...

Söz konusu başvuruda başvurucular, Hakkari valiliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı'nın 17/11/2006 tarihli kararının iptaline ilişkin başvurusunun reddedildiğinden şikayetçidir. Yerel mahkeme ilk olarak, 5233 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi uyarınca 5233 sayılı Kanun'un, 19/7/1987 tarihi ile bu maddenin yürürlük tarihi olan 17/7/2004 tarihleri arasında 3713 sayılı Kanun kapsamında olan eylemleri kapsadığı tespitini yapmıştır. Van İdare Mahkemesi, bu maddeye dayanarak başvurucuların murisi A.B.'nin 19/7/1987 tarihinden önce, 30/3/1985 tarihinde öldürüldüğünü ve bu nedenle 5233 sayılı Kanun kapsamında olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Danıştay ise verilen kararı onamıştır.

Bu itibarla Bakanlığımız, başvurucuların söz konusu şikayetlerinin açıkça dayanaktan yoksun olup olmadığının incelenmesi sırasında göz önüne alınmak üzere, yukarıda açıklanan hususların da Anayasa Mahkemesi'nin dikkatine sunulması gerektiği kanaatindedir."

26. Bakanlığın görüşüne karşı başvurucular Bakanlığın Anayasa'nın 17. maddesinin değerlendirilmesine ilişkin görüşlerinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını, murislerinin jandarmaya yakın birisi olduğunu, devlet yararına çalışması neticesinde PKK tarafından tehdit aldığını, anılan nedenlerle sadece ölüm yılına bakılarak tazminat taleplerinin reddedilmesinin hukuka uygun olmadığını, Bakanlığın görüşünde açıkça dayanaktan yoksun olan başvuruların görüşülmeyeceğinin bildirildiğini, İlk Derece Mahkemesince 5233 sayılı Kanun kapsamının 19/7/1987 tarihi olduğu gerekçesiyle davalarının reddedilmesinin Anayasanın 10. maddesine aykırı olduğunu ve iddialarının kanun kapsamında olmadığından reddedilmesinin açık bir hata ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini iddia etmişlerdir.

27. Anayasa'nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 49. maddesinin (6) numaralı fıkrasında bireysel başvurulara ilişkin incelemelerde kanun yolunda gözetilmesi gereken hususların incelemeye tabi tutulamayacağı, 6216 sayılı Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 24).

28. Anılan kurallar uyarınca ilke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda bariz takdir hatası içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular, derece mahkemesi kararları bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermedikçe Anayasa Mahkemesince esas yönünden incelenemez (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, § 26).

29. Başvurucular, murislerinin 31/3/1985 tarihinde terör örgütünce öldürüldüğünü iddia ederek oluşan zararlarının karşılanması talebiyle Komisyona yaptıkları başvurunun reddi neticesinde 5233 sayılı Kanun kapsamında Van İdare Mahkemesinde Komisyon kararının (bkz. § 7) iptali istemiyle dava açmışlardır.

30. Başvuruya konu İdare Mahkemesi kararında, başvurucuların murisi A.B.nin 30/3/1985 tarihinde terör örgütünce öldürülmesi sebebiyle uğranıldığı iddia olunan zararın, 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması amacıyla yapılan başvurunun Komisyon tarafından başvurunun Kanun kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle reddi üzerine davanın açıldığını, bu durumda zararı doğuran olayın meydana geldiği tarih itibarıyla 5233 sayılı Kanun'un kapsamı dışında olduğunu, başvurucuların talebinin bu gerekçeyle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Başvurucuların iddiaları, temyiz merciince de incelenip reddedilmek suretiyle Mahkeme kararı onanmış; karar düzeltme talepleri ise reddedilmiştir.

31. Başvurucuların iddialarına yönelik olarak 5233 sayılı Kanun, 17/7/2004 tarihinde terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla çıkarılmıştır. Kanun'un uygulama süresi ise geçici 1. maddesiyle belirlenmiştir. Anılan madde de bu Kanun'un, yayımı tarihinden itibaren bir yıl içinde ilgili valilik ve kaymakamlıklara başvurmaları hâlinde 19/7/1987 tarihi ile bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarih arasında işlenen 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamına giren eylemler veya anılan tarihler arasında terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddi zararları hakkında uygulanacağı düzenlenmiştir. 5233 sayılı Kanun, oluşan ihtiyaçlara yönelik çıkarılan özel bir giderim usulüdür ve belirli bir süreci kapsamaktadır. Başvurucuların ileri sürdükleri olayın olduğu tarih Kanun kapsamı dışında kalmaktadır ancak başvurucuların gerçekleştiğini iddia ettikleri olay akabinde oluşan zararları için 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun kapsamında genel hükümlere göredava açma imkanlarının mevcut olduğu da görülmektedir. Bu çerçevede Derece Mahkemesinin kararı (bkz. § 9) değerlendirildiğinde kararda bariz takdir hatası ve açıkkeyfilik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

32. Açıklanan nedenlerle başvurucular tarafından ileri sürülen iddiaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşıldığından, başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığına ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA

20/4/2016tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Sarya Bilmez ve diğerleri [1.B.], B. No: 2013/1712, 20/4/2016, § …)
   
Başvuru Adı SARYA BİLMEZ VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2013/1712
Başvuru Tarihi 20/2/2013
Karar Tarihi 20/4/2016

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, murislerinin terör örgütü üyeleri tarafından 1985 yılında öldürülmesi neticesinde bu özel durumları dikkate alınmaksızın 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan başvurunun ve açılan davaya ilişkin yargılama işlemlerinin olayın gerçekleştiği tarih itibarıyla Kanun kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının, mülkiyet hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Makul sürede yargılanma hakkı (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5233 Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun 1
2
4
6
7
8
geçici 1
geçici 3
geçici 4
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi