TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
EROL TÜRKYILMAZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/2712)
|
|
Karar Tarihi: 28/5/2014
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Erdal
TERCAN
|
|
|
Zühtü
ARSLAN
|
Raportör
|
:
|
Bahadır
YALÇINÖZ
|
Başvurucu
|
:
|
Erol
TÜRKYILMAZ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, (A) grubu polis
amiri olarak atamasının yapılmaması işlemi ile komiser ve başkomiserliğe
terfi tarihlerine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açtığı davalarda
Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesinin ve 36. maddesinde
düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 16/4/2013
tarihinde Sakarya 2. İdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden
yapılan ön incelemesi neticesinde belirlenen eksiklikler tamamlatılmış ve
Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci
Komisyonunca, 29/11/2013 tarihinde başvurunun karara
bağlanması için Bölüm kararı alınması gerekli görüldüğünden, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, 12/1/1996 tarihinde asaleti tasdik olunarak polis memuru
rütbesinde Sakarya ilinde göreve başlamış, 24/10/2001 tarihinde komiser
yardımcılığı kursunu tamamlayarak (B) grubu amir sınıfına atanarak komiser
yardımcısı rütbesine terfî ettirilmiştir.
6. Başvurucunun, (A) grubu
polis amiri olarak değerlendirilmesi istemiyle yaptığı başvuru İçişleri
Bakanlığının 25/3/2004 tarih ve 64824 sayılı işlemi
ile reddedilmiş, bu işlemin iptali ile 24/4/2004 tarihinden itibaren geçerli
olmak üzere komiser rütbesinin tarafına verilmesi istemiyle Sakarya 1. İdare
Mahkemesinde dava açılmıştır.
7. Sakarya 1. İdare Mahkemesi 13/1/2005 tarih ve E.2004/251, K.2005/39 sayılı kararı ile
dava konusu işlemin iptaline, başvurucuya komiserlik rütbesi verilmesi
talebinin ise reddine karar vermiştir.
8. Başvurucu bu karar gereğince
(A) grubu polis amirliğine atanmış, ardından Mahkeme kararı uyarınca 24/10/2001 tarihinden geçerli olmak üzere A grubu polis
amiri statüsüne alındığı ve askerlik hizmet süresinin (1 Yıl 6 Ay) rütbe
kıdeminden değerlendirildiği ve komiser yardımcılığı rütbesindeki 4 yıl olan
zorunlu en az bekleme süresini tamamladığı gerekçesiyle ilk kez komiser
rütbesine terfî durumunun 24/4/2004 tarihi itibarıyla
görüşülmek üzere 2005 yılı Merkez Değerlendirme Kurulu gündemine alınmış,
yapılan değerlendirme sonucunda hakkında "Terfi
Etmez" kararı verilmiştir.
9. Diğer yandan Mahkeme kararı,
yürütmenin durdurulması talebiyle temyiz edilmiş ve Danıştay Onikinci Dairesi 17/6/2005 tarih
ve E.2005/1634 sayılı kararı ile ilk derece Mahkemesi kararının yürütmesini
durdurmuştur.
10. Bu karar uyarınca başvurucu
yeniden (B) grubu polis amirliğine atanmış ve (B) grubu polis amiri olarak
komiser yardımcılığı rütbesindeki 6 yıl olan zorunlu en az bekleme süresini
tamamlaması nedeniyle ikinci kez komiser rütbesine terfî
durumunun 24/4/2006 tarihi itibarıyla değerlendirilmek
üzere 2006 yılı Merkez Değerlendirme Kurulu gündemine alınmış, yapılan
değerlendirme sonucunda hakkında "Terfî Etmez" kararı verilmiştir.
11. Başvurucu tarafından 2006
yılı Merkez Değerlendirme Kurulunun komiser rütbesine terfî
ettirilmemesine dair kararının iptali istemiyle Sakarya 1. İdare Mahkemesinde
dava açılmış, Mahkemenin 8/3/2007 tarih ve E.2006/1817
K.2007/224 sayılı kararı ile 2006 yılı terfî etmez
kararının iptaline karar verilmiş, anılan iptal kararı gereği 29/3/2007 tarihli
onay ile başvurucu 24/4/2006 tarihinden geçerli olmak üzere komiser rütbesine terfî ettirilmiştir.
12. Anılan Sakarya 1. İdare
Mahkemesi kararına karşı yapılan temyiz başvurusu Danıştay Onikinci
Dairesinin 11/6/2008 tarih ve E.2007/1611, K.2008/3525
sayılı kararı ile reddedilerek karar onanmış ve bu karara karşı karar düzeltme
başvurusu yapılmamıştır.
13. Diğer yandan, 4/6/1937 tarih ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun,
6/4/2001 tarih ve 4638 sayılı Kanun ile eklenen geçici 20. maddesinde yer alan "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, dört
yıllık yükseköğretim kurumlarından mezun olarak komiser yardımcılığı kursunu bitirenler
ile..." ibaresinin Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırılığı
savıyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruda, Anayasa
Mahkemesi 7/2/2008 tarih ve E.2005/38, K.2008/53 sayılı kararı ile iptali
istenen kuralda yer alan "dört yıllık
yükseköğretim kurumlarından mezun olarak komiser yardımcılığı kursunu
bitirenler ile" ibaresinin iptaline, bu kararın Resmi Gazete’de yayımlandıktan bir yıl sonra yürürlüğe girmesine
karar vermiştir. Kanun koyucu tarafından anılan karar üzerine maddede herhangi
bir düzenleme yapılmamıştır. Maddenin güncel hali şöyledir:
“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, (B) grubundan
(A) grubuna geçen polis amirleri, (A) grubunda değerlendirilir”
14. Sakarya 1. İdare Mahkemesinin,
başvurucunun (A) grubu polis amiri olarak değerlendirilmesi istemiyle yaptığı
başvurunun reddine ilişkin İçişleri Bakanlığının 25/3/2004
tarih ve 64824 sayılı işlemin iptali istemiyle açtığı davada verdiği 13.01.2005
tarih ve E.2004/251, K.2005/39 sayılı iptal kararı Danıştay Onikinci
Dairesinin 22/10/2007 tarih ve E.2005/1634, K.2007/4517 sayılı kararı ile
bozulmuş, bu karara karşı başvurucunun yaptığı karar düzeltme başvurusu da aynı
Dairenin 18/6/2008 tarih ve E.2008/807, K.2008/3821 sayılı kararı ile
reddedilmiştir.
15. Bu karar üzerine Sakarya 1.
İdare Mahkemesi 28/11/2008 tarih ve E/2008/737,
K.2008/1000 sayılı kararı ile bozma kararına uyarak, başvurucunun (A) grubu
polis amiri olarak değerlendirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine
ilişkin İçişleri Bakanlığının 25/3/2004 tarih ve 64824 sayılı işleminin iptali
istemiyle açılan davayı reddetmiştir.
16. Bu karar başvurucu
tarafından temyiz edilmiş, Danıştay Onikinci Dairesi
bu kez 20/1/2010 tarih ve E.2009/2187, K.2010/158
sayılı kararı ile başvurucunun temyiz istemini kabul ederek ilk derece
Mahkemesi kararının yeniden bozulmasına karar vermiş, bu karara karşı yapılan
karar düzeltme başvurusunu da 7/7/2010 tarih ve E.2010/3975, K. 2010/3857
sayılı kararı ile reddetmiştir.
17. Danıştayın bozma kararı uyarınca
başvurucu yeniden (A) grubu polis amirliğine atanmış ve 24/10/2001
tarihi itibarıyla A grubu polis amiri statüsüne alınmış, komiser rütbesine terfî tarihinin ise 2005 yılı Merkez Değerlendirme
Kurulunca 24/4/2004 tarihi itibarıyla "Terfi
Etmez" kararı da dikkate alınarak 30/6/2005 tarihi olarak
belirlenmiş, 2010 yılı Merkez Değerlendirme Kurulunca 30/6/2005 tarihinden
geçerli olmak üzere komiser rütbesine ve bu rütbedeki A grubu polis amirleri
için 4 yıl olan zorunlu en az bekleme süresini tamamlaması nedeniyle de
30/6/2009 tarihinden geçerli olmak üzere başkomiser
rütbesine terfî ettirilmesine yönelik işlem tesis
edilmiştir.
18. Sakarya 1. İdare Mahkemesi
bu kez, Danıştay Onikinci Dairesinin 20/1/2010 tarih ve E.2009/2187, K.2010/158 sayılı bozma
kararına uymak suretiyle 30/9/2010 tarih ve E.2010/740, K.2010/740 sayılı
kararı ile başvurucunun (A) grubu polis amiri olarak değerlendirilmesi
istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin İçişleri Bakanlığının 25/3/2004
tarih ve 64824 sayılı işleminin iptaline karar vermiş, bu karara yapılan temyiz
başvurusu Danıştay Onikinci Dairesinin 22/3/2011
tarih ve E.2010/9239, K.2011/1260 sayılı kararı ile karar düzeltme başvurusu da
aynı Dairenin 8/2/2012 tarih ve E.2011/5742, K.2012/883 sayılı kararı ile
reddedilmiştir.
19. Sakarya 1. İdare
Mahkemesinin 2004/251 esasına kayden açılan ve
başvurucunun A grubu polis amiri olarak değerlendirilmesi talebinin reddine
ilişkin işlemin iptaline konu olan uyuşmazlık, Danıştay Onikinci
Dairesinin 8/2/2012 tarih ve E.2011/5742, K.2012/883
sayılı kararı ile başvurucu lehine sonuçlanmıştır.
20. Başvurucu, 2010 yılı Merkez
Değerlendirme Kurulunca 30/6/2005 tarihinden geçerli
olmak üzere komiser rütbesine ve bu rütbedeki A grubu polis amirleri için 4 yıl
olan zorunlu en az bekleme süresini tamamlaması nedeniyle de 30/6/2009
tarihinden geçerli olmak üzere Başkomiser rütbesine terfî ettirilmesine yönelik işlemlerin; komiser rütbesine
terfi tarihinin 24/4/2004 ve başkomiser rütbesine terfi
tarihinin 24/4/2008 olması gerektiğini ileri sürerek iptali istemiyle Sakarya
1. İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Mahkeme 30/12/2010
tarih ve E. 2010/701, K.2010/1056 sayılı karar ile “davacının komiserliğe rütbe terfi tarihinin 24.04.2005 ve başkomiserliğe terfi tarihinin ise 24.04.2009 olarak
belirlenmesi gerekirken 30.06.2005 ve 30.06.2009 tarihleri olarak
belirlenmesine ilişkin davalı idare işlemlerinin kısmen iptaline, dava konusu
işlemin komiser rütbesine terfi tarihinin 24.04.2004 ve başkomiser
rütbesine terfi tarihinin 24.04.2008 olması yönündeki davacının talebinin
hukuka aykırı olduğundan işlemin bu kısmı yönünden davanın reddine"
şeklindeki hüküm fıkrası ile işlemlerin kısmen iptaline kısmen de reddine karar
vermiştir. Kararın gerekçesi ise şöyledir:
“Uyuşmazlıkta, bakılan dava davacının rütbeye terfi
ettirilip ettirilmemesi ile ilgili olmayıp sadece rütbe terfi tarihlerinin ne
olması gerektiği ile ilgili olduğundan rütbe geçerlilik tarihleri yönünden
değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda, davacının
Mahkememizin 13.01.2005 gün ve E:2004/251, K:2005/39 sayılı iptal kararı
üzerine A grubu Komiser Yardımcısı olarak değerlendirilerek 2005 yılı Merkez
Değerlendirme Kurul gündemine alındığı, bu kurul tarafından yapılan
değerlendirmede de kendisi hakkında terfi etmez kararı verildiği dikkate
alındığında ve davacı tarafından da bu karara karşı herhangi bir dava yoluna
başvurulmadığı anlaşıldığından davacının başkomiserliğe
terfi tarihinin bir yıl geri bırakılmasına yönelik davalı idare işleminin bu
kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, 24.04.2004 tarihinde komiser yardımcılığı
rütbesinde zorunlu bekleme süresini dolduran, bunun yanında hakkında 1 yıl
terfi etmez kararı verilen davacının terfi tarihi yönünden yapılacak değerlendirmesinde;
yukarıda yer alan mevzuat hükümleri uyarınca polis amirlerinin rütbe terfi ve
atamalarının 30 Haziran tarihinde topluca yapılması yönündeki düzenlemede
dikkate alınarak yapılması, yani değerlendirmeye tabi tutulanların terfilerinin
bekleme sürelerinin dolduğu tarih itibariyle yapılması ve haklarının o tarih
itibariyle tanınması gerektiği açık olduğundan davacının komiser rütbesine
terfi tarihinin 24.04.2005 olması ve buna bağlı olarak başkomiserliğe
terfi tarihinin ise 24.04.2009 olması gerekirken 30.06.2005 ve 30.06.2009
tarihleri olarak belirlenmesine ilişkin davalı idare işlemlerinde hukuka
uyarlık bulunmamaktadır.”
21. İçişleri Bakanlığı ve
başvurucu tarafından karar temyiz edilmiş, Danıştay Onikinci
Dairesi 4/7/2011 tarih ve E.2011/1447, K.2011/3664
sayılı kararı ile temyiz istemlerini reddederek kararı onamış ve bu karara
karşı tarafların yaptığı karar düzeltme başvurularını da 18/2/2013 tarih ve
E.2011/8786, K.2013/597 sayılı kararı ile reddetmiştir.
22. Karar, başvurucuya 26/3/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
B. İlgili
Hukuk
23. 4/6/1937 tarih ve 3201 sayılı
Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 55. maddesi şöyledir:
“Polis Amirleri, rütbe sırası ile Komiser Yardımcısı,
Komiser, Başkomiser, Emniyet Amiri, 4 üncü Sınıf
Emniyet Müdürü, 3 üncü Sınıf Emniyet Müdürü, 2 nci
Sınıf Emniyet Müdürü, 1 inci Sınıf Emniyet Müdürü ve Sınıf Üstü Emniyet
Müdürüdür.
Bu rütbelere terfiler, bu maddede öngörülen sınav ve eğitim
şartı saklı kalmak üzere, kıdem ve liyakata göre
yapılır.
Kıdem sırasının tespitinde, bulunulan rütbeye terfi tarihi
esas alınır. Aynı tarihte terfi edenlerden performans değerlendirme puanı
yüksek, performans değerlendirme puanlarının eşitliği halinde ödül ve
takdirnamesi fazla, ödül ve takdirnamelerin sayıca eşitliği halinde ise sicil
numarası daha küçük olanlar diğerlerine göre kıdemli sayılırlar.
Kıdem sırası, Emniyet Genel Müdürlüğünce her yıl Mart ayında
topluca Teşkilâta duyurulur.
Terfiler ve atamalar, kanuni zorunluluk halleri dışında her
yıl Haziran ayında topluca yapılır.
Üst rütbeye yükselmek için, kıdem şartlarını yerine getirmiş
Komiser Yardımcısı, Komiser ve Başkomiserlerin
liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro miktarına göre
sıralayarak terfilerini önermek üzere Genel Müdürlük Merkez Değerlendirme
Kurulu oluşturulur. Bu Kurul, Emniyet Genel Müdürlüğü personel işlerinden
sorumlu Genel Müdür Yardımcısının başkanlığında, Personel Dairesi Başkanı, 1
inci Hukuk Müşaviri ve Genel Müdürün uygun göreceği iki Daire Başkanı ile
Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılarının birinden teşekkül eder.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
24. Mahkemenin 28/5/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun
16/4/2013 tarih ve 2013/2712 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği
düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
25. Başvurucu,
i. A grubu polis amiri olarak
değerlendirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin İçişleri
Bakanlığının 25/3/2004 tarih ve 64824 sayılı işleminin iptali istemiyle açtığı
davanın 7 yıldan fazla sürmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının;
ii. 2010 yılı Merkez Değerlendirme Kurulu kararına karşı
açtığı davada 2005 yılı Kurul karar tutanağının dava dosyasında bulunmadığını, Danıştayın görüş değiştirmesi sonucu 2005 yılı Merkez
Değerlendirme Kurulu kararına dava açmayarak 14 ay 6 gün kıdemsiz duruma
düşmesi ve terfi ettirilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek adil
yargılanma hakkının;
iii. Anayasa Mahkemesi kararından sonra dava açanların terfi
tarihlerinin doğru tespit edildiğini, kendisinin karar öncesinde dava açarak
emsallerine göre geride bırakıldığını, kendisiyle aynı emsalde bulunmasına
karşın başka bir kişinin açtığı davada verilen Danıştay Onikinci
Dairesinin 6/11/2012 tarih ve E.2011/9266, K.2012/7628
sayılı kararının bu durumu açıkça ortaya koyduğunu belirterek Anayasa’nın 10.
maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesinin;
ihlal edildiğini
ileri sürmüş, bu sebeple yeniden yargılama yapılması ile maddi ve manevi
zararlarının tazminine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
1. Davanın Makul Sürede Sonuçlandırılmadığı İddiası
26. Başvurucu, A grubu polis
amiri olarak değerlendirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin
İçişleri Bakanlığının 25/3/2004 tarih ve 64824 sayılı
işleminin iptali istemiyle açtığı davanın makul sürede sonuçlandırılamadığı
gerekçesiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
27. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1.
maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden
sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel
başvuruları inceler.”
28. Anılan hüküm uyarınca
Anayasa Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından başlangıcı 23/9/2012
tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve
kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilecektir. Anayasa
Mahkemesinin yetki kapsamının anılan tarihten önce kesinleşmiş nihai işlem ve
kararları da içerecek şekilde genişletilmesi mümkün değildir (B. No: 2012/947, 12/2/2013, § 16).
29. Anayasa Mahkemesinin zaman
bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin
geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (B.
No: 2012/51, 25/12/2012, § 18).
30. Başvuru konusu olayda,
başvurucunun (A) grubu polis amiri olarak değerlendirilmesi talebinin reddine
ilişkin işlemin iptali için açtığı davada Sakarya 1. İdare Mahkemesi 13/1/2005 tarih ve E.2004/251, K.2005/39 sayılı kararı ile
işlemi iptal etmiş, Danıştay Onikinci Dairesi
22/10/2007 tarih ve E.2005/1634, K.2007/4517 sayılı kararı ile bu kararı
bozmuş, Sakarya 1. İdare Mahkemesi 28/11/2008 tarih ve E/2008/737, K.2008/1000
sayılı kararı ile bozma kararına uyarak davayı reddetmiş, Danıştay Onikinci Dairesi bu kez 20/1/2010 tarih ve E.2009/2187,
K.2010/158 sayılı kararı ile başvurucunun temyiz istemini kabul ederek Mahkeme
kararını yeniden bozmuş, Sakarya 1. İdare Mahkemesi bozma kararına uymak
suretiyle 30/9/2010 tarih ve E.2010/740, K.2010/740 sayılı kararı ile dava
konusu işlemi iptal etmiş, Danıştay Onikinci Dairesi
22/3/2011 tarih ve E.2010/9239, K.2011/1260 sayılı kararı ile temyiz istemini
reddederek ilk derece Mahkemesi kararını onamış ve bu karara yapılan karar
düzeltme başvurusunu da 8/2/2012 tarih ve E.2011/5742, K.2012/883 sayılı kararı
ile reddetmiştir.
31. Sakarya 1. İdare Mahkemesinin
2004/251 esasına kayden açılan ve başvurucunun (A)
grubu polis amiri olarak değerlendirilmesi talebinin reddine ilişkin işlemin
iptaline konu olan uyuşmazlık, Danıştay Onikinci
Dairesinin 8/2/2012 tarih ve E.2011/5742, K.2012/883
sayılı karar düzeltme başvurusunun reddedilmesi ile sonuçlanmış ve karar bu
tarih itibarıyla kesinleşmiştir.
32. Bu durumda başvurucunun,
yargılamanın makul sürede bitirilmediğine yönelik şikâyete konu ettiği dava,
zaman bakımından Anayasa Mahkemesinin yetkisi dışında kalmaktadır.
33. Açıklanan nedenlerle,
başvuru konusu uyuşmazlığa yönelik ihlal iddiasının 23/9/2012
tarihinden öncesine ait olduğu anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Mahkeme
Kararının Adil Olmadığı İddiası
34. Başvurucu, 2010 yılı Merkez
Değerlendirme Kurulu kararına karşı açtığı davada 2005 yılı Merkez Değerlendirme
Kurulu karar tutanağının dava dosyasında bulunmadığını, Danıştayın
görüş değiştirmesi sonucu 2005 yılı Merkez Değerlendirme Kurulu kararına dava
açmayarak 14 ay 6 gün kıdemsiz duruma düştüğünü ve terfi ettirilmediğini
belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu
aynı zamanda 3201 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesi hakkında verilen Anayasa
Mahkemesi kararından sonra emsallerinin terfi tarihlerinin doğru hesaplandığını
ve yine emsali olduğunu ileri sürdüğü bir kişi hakkında Danıştay Onikinci Dairesinin farklı bir karar verdiğini belirterek
eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiş ise de başvurucunun belirtilen
iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği
anlaşılmaktadır.
35. Anayasa’nın 36. maddesinin
birinci fıkrasında herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle
yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil
yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Maddede geçen “adil yargılanma hakkının” kapsamı
Anayasa’da açık bir şekilde düzenlenmediğinden bu hakkın kapsam ve içeriğinin,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil
yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesi çerçevesinde
belirlenmesi gerekir.
36. Bireysel başvuruya konu davadaki
olayların kanıtlanması, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması,
yargılama sırasında delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesi ile
kişisel bir uyuşmazlığa derece mahkemeleri tarafından getirilen çözümün esas
yönünden adil olup olmaması, bireysel başvuru incelemesinde değerlendirmeye
tabi tutulamaz. Anayasa’da yer alan hak ve özgürlükler ihlal edilmediği sürece
ve açıkça keyfilik içermedikçe derece mahkemelerinin kararlarındaki maddi ve
hukuki hatalar bireysel başvuru incelemesinde ele alınamaz. Bu çerçevede,
derece mahkemelerinin delilleri takdirinde bariz takdir hatası veya açıkça
keyfilik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu
olamaz (B.No: 2012/1027, 12/2/2013,
§ 26).
37. Başvuru konusu olayda, başvurucu
tarafından 2010 yılı Merkez Değerlendirme Kurulunca 30/6/2005
tarihinden geçerli olmak üzere komiser rütbesine ve bu rütbedeki (A) grubu
polis amirleri için 4 yıl olan zorunlu en az bekleme süresini tamamlaması
nedeniyle de 30/6/2009 tarihinden geçerli olmak üzere Başkomiser
rütbesine terfî ettirilmesine yönelik işlemlerin;
rütbe terfi geçerlilik süreleri yönünden hukuka aykırı olduğunu, (A) grubu
polis amiri olmasına rağmen rütbe terfi tarihlerinin yanlış belirlendiğini,
komiser rütbesine terfi tarihinin 24/4/2004 ve başkomiser
rütbesine terfi tarihinin 24/4/2008 olması gerektiğini ileri sürerek iptali
istemiyle dava açmıştır.
38. Açılan bu davayı çözüme
kavuşturan Sakarya 1. İdare Mahkemesi ise kararında; davanın başvurucunun
rütbeye terfi ettirilip ettirilmemesi ile ilgili olmayıp sadece rütbe terfi
tarihlerinin ne olması gerektiği ile ilgili olduğundan rütbe geçerlilik
tarihleri yönünden değerlendirme yapılması gerektiğini, buradan hareketle
başvurucunun Mahkemenin daha önce hakkında verdiği 13/1/2005
tarih ve E.2004/251, K.2005/39 sayılı iptal kararı üzerine (A) grubu komiser
yardımcısı olarak değerlendirilerek 2005 yılı Merkez Değerlendirme Kurulu
gündemine alındığını, bu Kurul tarafından yapılan değerlendirmede de kendisi
hakkında terfi etmez kararı verildiği dikkate alındığında ve başvurucu
tarafından da bu karara karşı herhangi bir dava yoluna başvurulmadığı
gerekçesiyle başvurucunun başkomiserliğe terfi
tarihinin bir yıl geri bırakılmasına yönelik davalı idare işleminin bu kısmında
hukuka aykırılık bulunmadığını belirtmiştir. Mahkeme kararın devamında,
başvurucunun 24/4/2004 tarihinde komiser yardımcılığı
rütbesinde zorunlu bekleme süresini doldurduğunu, ancak hakkında 1 yıl terfi
etmez kararı verildiğinden terfi tarihi yönünden yapılacak değerlendirmesinde,
komiser rütbesine terfi tarihinin 24/4/2005 olması ve buna bağlı olarak başkomiserliğe terfi tarihinin ise 24/4/2009 olması
gerekirken bu tarihlerin 30/6/2005 ve 30/6/2009 olarak belirlenmesine ilişkin
işlemlerin hukuka uygun olmadığına karar vermiştir.
39. Mahkeme bu kararı ile
başvurucunun komiserliğe terfi tarihinin 24/4/2005 ve başkomiserliğe terfi tarihinin ise 24/4/2009 olarak
belirlenmesine karar vermiştir.
40. Adil yargılanma hakkı
bireylere dava sonucunda verilen kararın değil, yargılama sürecinin ve usulünün
adil olup olmadığını denetletme imkânı verir. Bu nedenle,
bireysel başvuruda adil yargılanmaya ilişkin şikâyetlerin incelenebilmesi için
başvurucunun yargılama sürecinde haklarına saygı gösterilmediğine, bu çerçevede
yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşlerden bilgi sahibi
olamadığı veya bunlara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığı, kendi
delillerini ve iddialarını sunamadığı ya da uyuşmazlığın çözüme
kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının derece mahkemesi tarafından dinlenmediği
veya kararın gerekçesiz olduğu gibi, mahkeme kararının oluşumuna sebep olan
unsurlardan değerlendirmeye alınmamış eksiklik, ihmal ya da açık keyfiliğe
ilişkin bir bilgi ya da belge sunmuş olması gerekir. Somut olayda
başvurucunun yargılama sürecinin hakkaniyete aykırı olduğuna dair bir bilgi ya
da belge sunmadığı, aksine yargılama sonucunda verilen kararın içeriğinin adil
olmadığı şikâyetini dile getirdiği anlaşılmaktadır.
41. Diğer yandan Anayasa
Mahkemesinin 3201 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesi hakkında verdiği karar,
komiser ve başkomiser rütbesine terfi tarihi ile
doğrudan ilgili olmayıp maddede yapılan değişiklik tarihine kadar olan süreçte
A grubu olarak değerlendirilecek kişiler için aranan dört yıllık yükseköğretim
kurumlarından mezun olarak
komiser yardımcılığı kursunu bitirmiş olma şartının iptaline ilişkindir. Aynı zamanda başvurucu
tarafından emsal olarak ileri sürülen ve farklı karar verildiği iddiasında
bulunulan Danıştay kararında belirtilen terfi tarihi ile başvurucu hakkında
verilen ve Danıştay tarafından onanan Sakarya 1. İdare Mahkemesi kararında
belirtilen terfi tarihi aynıdır. Bunun yanında emsal olarak ileri sürülen
Danıştay kararına konu uyuşmazlık hakkındaki dava halen derdest olup, kesin
karar ile çözüme kavuşturulmuş da değildir.
42. Açıklanan nedenlerle,
başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde
olduğu, derece mahkemesi kararının bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik
de içermediği anlaşıldığından başvurunun bu bölümünün “açıkça dayanaktan yoksun olması”
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1.
Davanın makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasının “zaman bakımından yetkisizlik”,
2.
Mahkeme kararının adil olmadığı iddiasının “açıkça
dayanaktan yoksun olması”,
nedenleriyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
28/5/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.