TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
VELİ ÖZDEMİR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/276)
|
|
Karar Tarihi: 9/1/2014
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Mehmet ERTEN
|
|
|
Zehra Ayla PERKTAŞ
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Nuri NECİPOĞLU
|
Raportör
|
:
|
Yunus HEPER
|
Başvurucu
|
:
|
Veli ÖZDEMİR
|
Vekili
|
:
|
Av. Mehmet Berzan EKİNCİ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, soyut suç isnatlarına dayanılarak mahkûm
edilmesi nedeniyle Anayasa’nın kişi hürriyeti ve güvenliğini düzenleyen 19.
maddesinin, adil yargılanma hakkını düzenleyen 36. maddesinin ve ceza
sorumluluğunun şahsiliğini düzenleyen 38. maddenin yedinci fıkrasının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 4/1/2013 tarihinde
Kadıköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin
idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca
kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Anayasa Mahkemesinin 5/7/2013
tarihli yazısı ile başvurucudan, başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını
ispat etmeye elverişli delillerini Mahkemeye sunması istenmiş, başvurucu
29/7/2013 havale tarihli dilekçesi ile bazı belgeler sunmuştur.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
5. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 7/9/2005
tarihli iddianamesi ile başvurucu dâhil sekiz kişi hakkında uluslararası
uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan cezalandırılmaları talebiyle İstanbul
12. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
7. Başvurucu, 6/2/2008 tarihinde
tutuklanmıştır.
8. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2/3/2011
tarihli kararı ile başvurucunun 15 yıl hapis ve 100.000 TL adli para cezası ile
cezalandırılmasına karar verilmiştir.
9. Anılan kararın temyizi üzerine Yargıtay 10. Ceza
Dairesinin 6/12/2012 tarihli kararı ile ilk derece
mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
B. İlgili Hukuk
10. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza
Muhakemeleri Kanunu’nun 201. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya
katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya
çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru
yöneltebilirler. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile
soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin
gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer
yeniden soru sorabilir.”
11. 5271 sayılı Kanun’un 216. maddesinin (1) ve (2) numaralı
fıkraları şöyledir:
“(1) Ortaya konulan delillerle ilgili tartışmada söz,
sırasıyla katılana veya vekiline, Cumhuriyet savcısına, sanığa ve müdafiine veya kanunî temsilcisine verilir.
(2) Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanığın, müdafiinin veya kanunî temsilcisinin açıklamalarına; sanık
ve müdafii ya da kanunî temsilcisi de Cumhuriyet
savcısının ve katılanın veya vekilinin açıklamalarına cevap verebilir.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
12. Mahkemenin 9/1/2014 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 4/1/2013 tarih ve 2013/276 numaralı
bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
13. Başvurucu, kendisinin yokluğunda
diğer sanıklarca sarf edilen soyut suç isnatlarının, kendisinin hazır olduğu
celsede ortaya konulmadığını ve kendisine bu delilleri tartışma hakkı
verilmediğini belirterek Anayasa’nın kişi hürriyeti ve güvenliğini düzenleyen
19. maddesinin, adil yargılanma hakkını düzenleyen 36. maddesinin ve ceza
sorumluluğunun şahsiliğini düzenleyen 38. maddenin yedinci fıkrasının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
14. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un, “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47.
maddesinin (3) ve (6) numaralı fıkraları şöyledir:
“(3) Başvuru dilekçesinde başvurucunun ve varsa
temsilcisinin kimlik ve adres bilgilerinin, işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle
ihlal edildiği ileri sürülen hak ve özgürlüğün ve dayanılan Anayasa
hükümlerinin, ihlal gerekçelerinin, başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin
aşamaların, başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin
öğrenildiği tarih ile varsa uğranılan zararın belirtilmesi gerekir. Başvuru dilekçesine, dayanılan deliller ile
ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneğinin ve
harcın ödendiğine dair belgenin eklenmesi şarttır.
…
(6) Başvuru evrakında herhangi bir eksiklik bulunması hâlinde,
Mahkeme yazı işleri tarafından eksikliğin giderilmesi için başvurucu veya varsa
vekiline onbeş günü geçmemek üzere bir süre verilir
ve geçerli bir mazereti olmaksızın bu sürede eksikliğin tamamlanmaması
durumunda başvurunun reddine karar verileceği bildirilir.”
15. 6216 sayılı Kanun’un, “Bireysel
başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesi” kenar
başlıklı 48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1)Bireysel başvuru hakkında kabul edilebilirlik
kararı verilebilmesi için 45 ila 47 nci maddelerde
öngörülen şartların taşınması gerekir.
(2) Mahkeme, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya
temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan
ve başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvurular ile açıkça dayanaktan
yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”
16. Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü’nün bireysel başvuruların
içeriğini düzenleyen “Bireysel başvuru formu
ve ekleri” başlıklı 59. maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“…
(2) Başvuru formunda aşağıdaki hususlar yer alır:
…
ç) Kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia edilen işlem,
eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti.
d) Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi
nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü
açıklamalar.
e) Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının
doğrudan zedelendiği iddiasının dayanakları.
…
h) Başvurucunun talepleri.
…
(3) Başvuru formuna aşağıdaki belgeler ya da onaylı
örnekleri eklenir:
…
e) Dayanılan belgelerin asılları ya da onaylı örnekleri.
…
(4) Başvurucu ihlal iddiasına dayanak gösterdiği üçüncü
fıkradaki belgelere herhangi bir nedenle erişememesi hâlinde bunun
gerekçelerini belirtir. Mahkeme gerekli gördüğü takdirde bu bilgi ve belgeleri
resen toplar.
…”
17. İçtüzüğün “Formun ve eklerinin hazırlanmasına ilişkin ilkeler”
başlıklı 60. maddesi şöyledir:
(1) Başvuru formu, İçtüzüğün 59 uncu maddesine uygun olarak
düzenlenir ve aynı maddede belirtilen belgeler ya da onaylı örnekleri başvuru
formuna eklenir.
(2) Başvuru formu okunaklı ve başvurunun esasına yönelik
özlü bilgileri içerir şekilde hazırlanır. Başvuru formunun ekler hariç on sayfayı
geçmesi hâlinde başvurucunun ayrıca başvuru formuna olayların özetini eklemesi
gerekir.
(3) Başvurucu, başvuru formunun ekinde sunduğu belgeleri,
tarih sırasına göre numaralandırarak her bir belgeyi tanımlayıcı başlıklar
hâlinde dizi pusulasına bağlar.
18. İçtüzüğün “Form ve eklerinin ön incelemesi ve eksiklikler”
başlıklı 66. maddesi şöyledir:
(1)Bireysel Başvuru Bürosu gelen başvuruları şeklî
eksiklikler bulunup bulunmadığı yönünden inceler. Başvuru formunda veya
eklerinde herhangi bir eksiklik tespit edilmesi hâlinde, bunların
tamamlattırılması için başvurucuya, varsa avukatına veya kanuni temsilcisine onbeş günü geçmemek üzere bir süre verilir.
(2) Eksikliklerin tamamlattırılmasına dair yazıda
başvurucuya geçerli bir mazereti olmaksızın verilen sürede eksiklikleri
tamamlamadığı takdirde başvurusunun reddine karar verileceği bildirilir.
(3) Başvurunun; süresinde yapılmadığı, 59 uncu ve 60 ıncı maddelerdeki şekil şartlarına uygun olmadığı ve tespit
edilen eksikliklerin verilen kesin sürelerde tamamlanmadığı hâllerde
Komisyonlar Başraportörü tarafından reddine karar
verilir ve başvurucuya tebliğ edilir. Bu karara tebliğ tarihinden itibaren yedi
gün içinde Komisyona itiraz edilebilir. Bu konuda Komisyonların verdiği
kararlar kesindir.
19. 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (3) numaralı, 48.
maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları ile İçtüzüğün 59. maddesinin ilgili
fıkraları uyarınca Anayasa Mahkemesine başvuru konusu olaylarla ilgili
delilleri sunmak suretiyle olaylar hakkındaki iddialarını ve dayanılan Anayasa
hükmünün kendilerine göre ihlal edildiğine dair açıklamalarda bulunarak hukuki
iddialarını kanıtlamak başvurucuya düşer.
20. Başvurucunun,
kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edildiğini ileri
sürdüğü hak ve özgürlük ile dayanılan Anayasa hükümlerini, ihlal gerekçelerini,
dayanılan deliller ile ihlale neden olduğu
ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneğini başvuru dilekçesine
eklemesi şarttır. Başvuru dilekçesinde kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia
edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti
yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle
ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır.
21. 6216 sayılı
Kanun’un 47. maddesinin (6) numaralı fıkrasına göre başvuru evrakında herhangi
bir eksiklik bulunması hâlinde, Anayasa Mahkemesi başvurucudan, eksikliğin
tamamlanmasını ister. İçtüzüğün 66. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre
Mahkemenin başvurucudan giderilmesini isteyebileceği eksiklikler, şekli
eksikliklerdir. İlk olarak Mahkeme, usulünce doldurulmamış olan başvuru
formunun usulüne uygun olarak doldurulmasını isteyebilir. İkinci olarak ise
başvurucunun ihlal iddiasına dayanak gösterdiği bilgi, belge ve deliller
başvuru dilekçesine eklenmemiş ise dayanılan bu belgelerin tamamlanması
istenebilir.
22. Öte yandan
İçtüzüğün 59. maddesinin (4) numaralı fıkrası uyarınca, başvurucunun
iddialarını dayandırdığı belgelerden bir bölümü başvurucunun elinde olmaması
nedeniyle sunulamamışsa bu durum ayrıca başvuru formunda açıklanmalıdır.
Başvurucunun, ilgililerin elinde olan belgeleri Anayasa Mahkemesinin yardımı
olmadan alamayacağını ikna edici şekilde açıklaması ve gerekli diğer bilgi ve
belgeleri de sunmasına bağlı olarak Anayasa Mahkemesi, gerekli gördüğü bilgi,
belge ve delilleri ilgililerden isteyebilir.
23. Yukarıda
belirtilen koşullar yerine getirilmediği takdirde Anayasa Mahkemesi başvuruyu
açıkça dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle kabul edilemez bulabilir.
İddiaların dayanaktan yoksun olmadığı konusunda Anayasa Mahkemesinde yeterli
kanaat oluşması, başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların niteliğine
bağlıdır. Başvurucunun başlangıçta, başvuru hakkında kabul edilemezlik kararı
verilmesini önlemek için başvuru formu ve eklerinde iddialarını destekleyici
belgeleri sunması ve gerekli açıklamaları yapması zorunludur.
24. Somut başvuruda başvurucu,
kendisinin yokluğunda diğer sanıklarca sarf edilen soyut suç isnatlarının,
kendisinin hazır olduğu celsede ortaya konulmadığını ve kendisine bu delilleri
tartışma hakkı verilmediğini ileri sürmüştür. Anayasa Mahkemesinin 5/7/2013 tarihli yazısı ile başvurucudan, başvuru
dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını ispat etmeye elverişli delillerini
Mahkemeye sunması istenmiş; başvurucu ilk derece mahkemesinin nihai kararı ile
Yargıtay ilamı ve bazı dilekçe suretlerini sunmuştur.
25. Başvurucu, kendisinin yokluğunda
diğer sanıklarca sarf edilen soyut suç isnatlarının neler olduğunu, hangi
sanıkların hangi isnatlarda bulunduklarını ve bu isnatların başvurucuya verilen
ceza ile ilişkisini, bireysel başvuruda ileri sürdüğü hususları ilk derece
mahkemesinde ve temyiz aşamasında ileri sürdüğünü ancak bu taleplerinin dikkate
alınmadığını gösterir duruşma zabıtları ve mahkeme kararları gibi iddiasının
dayanaklarını Anayasa Mahkemesine ibraz etmemiştir. Başvuru dilekçesinde, ihlale neden
olduğu iddia edilen olaylar tarih sırasına göre özetlenmemiş; bireysel başvuru kapsamındaki
haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve
delillere ait açıklamalar yapılmamıştır. Öte yandan başvuru dilekçesinde
iddianın dayanağı belgeler açıkça belirtilmediği gibi başvurucu, herhangi bir
bilgi ve belgenin ilgililerden istenmesi için Mahkemeden bir talepte de
bulunmamış; Anayasa Mahkemesinin eksiklik tamamlama yazısından sonra ise
Mahkemeye ilgili ve yeterli delil sunmamıştır.
26. Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurularda
başvurucuların başvurularını takip etme yükümlülükleri vardır. Bu yükümlülüğün
bir gereği olarak başvuru formu titizlikle doldurulmalı, ihlal iddiasının
dayanağı olan tüm olaylar gösterilmeli, başvuruyu aydınlatacak ve hükmün
esasını etkileyecek argümanları destekleyici tüm belgeler
başvuru dilekçesine eklenmelidir. Şayet bir belge elde edilememişse, bunun da
nedenleri açıklanmalıdır. Somut başvuruda başvurucu bu koşulları yerine
getirmeyerek iddialarını temellendirmediğinden başvurusunun esasının
incelenmesi imkânı bulunmamaktadır.
27. Açıklanan
nedenlerle, başvurucu tarafından ileri sürülen ihlal iddialarının başvurucu
tarafından kanıtlanamamış olması nedeniyle, başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin
“açıkça dayanaktan yoksun olması”
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
Başvurunun, “açıkça
dayanaktan yoksun olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama
giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
9/1/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.