TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
TURKUAZ YEMEK TEMİZLİK GÜVENLİK
HİZMETLERİ VE GIDA SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/3389)
|
|
Karar Tarihi: 16/9/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Yakup MACİT
|
Başvurucu
|
:
|
Turkuaz Yemek Temizlik Güvenlik Hizmetleri ve Gıda Sanayi
Ticaret Ltd. Şti.
|
Vekili
|
:
|
Av. Necmettin POLAT
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, farklı
kurumlar tarafından gerçekleştirilen ihalelerle ilgili olarak Kamu İhale
Kurumuna (KİK veya Kurum) yapılan itirazen şikâyet
başvurularında alınan başvuru bedellerinin, lehe karar verilmesine rağmen
şikâyet edene iade edilmemesi nedeniyle mülkiyet, adil yargılanma ve etkili
başvuru haklarının ihlal edildiği iddiaları hakkındadır.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvurular, 16/5/2013 ve
5/6/2013 tarihlerinde Diyarbakır 2. ve 5. Asliye Hukuk Mahkemeleri vasıtasıyla
yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi
neticesinde başvurularda, Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Başvuruların karara
bağlanabilmesi için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden
17/2/2014 tarihinde İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca birinci başvuru, 20/2/2014
tarihinde İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca ikinci başvuru dosyalarının Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm tarafından 29/9/2014
tarihinde, konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle 2013/3833 numaralı bireysel
başvuru dosyasının, 2013/3389 numaralı bireysel başvuru dosyası ile
birleştirilmesine, incelemenin 2013/3389 başvuru numaralı dosya üzerinden
yürütülmesine karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından
16/10/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte
yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgesi ve eklerinin
bir örneği 16/10/2014 tarihinde görüş için Adalet Bakanlığına (Bakanlık)
gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü 16/12/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine
sunmuştur.
7. Bakanlık tarafından Anayasa
Mahkemesine sunulan görüş, 23/12/2014 tarihinde başvurucuya bildirilmiş;
başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
8. Başvuru formu ve ekleri ile
başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen olaylar özetle
şöyledir:
1. 2013/3389 Numaralı Başvuruya İlişkin Olaylar
9. Başvurucu şirket, Hakkari Kamu Hastaneleri Birliği tarafından yapılan “2013
Yılı Malzemeli Mutfak Hizmetleri İhalesi”ne katılmış
ancak ihaleyi başka bir şirket kazanmıştır.
10. Başvurucu, ihalenin aşırı
düşük fiyat sorgulaması yapılmaksızın adı geçen şirket üzerinde bırakılmasının
kamu ihale mevzuatına uygun olmadığını belirterek 25/2/2013 tarihinde ihaleyi
yapan kamu idaresine şikâyet başvurusunda bulunmuştur.
11. İdare, 27/2/2013 tarihinde
şikâyetin reddine karar vermiş; başvurucu, 6/3/2013 tarihinde KİK’e itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuştur.
12. Başvurucu, 4/1/2002 tarihli
ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 54. maddesinin (j) bendinin (2) numaralı
alt bendi uyarınca, itirazen şikâyet başvuru bedeli
olarak 4.013,00 TL yatırmıştır.
13. KİK’in karar organı olan
Kamu İhale Kurulu, 8/4/2013 tarihli ve 1715 sayılı kararı ile mevzuata aykırı
ihale işlemlerinin düzeltici işlemle giderilebilecek nitelikte işlemler
olduğunu tespit ederek ihaleye katılan bir kısım firmaların, teklifte önemli olduğu
tespit edilen bileşenler ile bir haftalık örnek yemek listesi bildirilmeleri
suretiyle aşırı teklif sorgulaması yapılmasına ve bu aşamadan sonraki ihale
işlemlerinin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesine karar
vermiştir.
14. Kamu İhale Kurulunun anılan
kararı, 18/4/2013 tarihinde başvurucu şirkete tebliğ edilmiştir.
2. 2013/3833 numaralı Başvuruya İlişkin Olaylar
15. Başvurucu şirket, aynı yıl
içerisinde Beyşehir (Konya) Belediye Başkanlığı tarafından yapılan “Fen İşleri
Müdürlüğüne Destek İhalesi”ne katılmış ancak ihaleyi
başka bir şirket kazanmıştır.
16. Başvurucu, ihalenin kamu
ihale mevzuatına uygun olmadığını belirterek 21/2/2013 tarihinde ihaleyi yapan
kamu idaresine şikâyette bulunmuştur.
17. İdare, 25/2/2013 tarihinde
şikâyetin reddine karar vermiş; başvurucu, 6/3/2013 tarihinde KİK’e itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuştur.
18. Başvurucu, Kurum hesabına itirazen şikâyet başvuru bedeli olarak 4.013,00 TL
yatırmıştır.
19. Kamu İhale Kurulu, 24/4/2013
tarihli ve 1889 sayılı kararı ile ihale işlemlerinin mevzuata aykırı olarak
yapıldığını ve bu işlemlerin düzeltici işlemle giderilmeyecek nitelikte
olduğunu belirterek ihaleyi iptal etmiştir.
20. Karar 7/5/2013 tarihinde
başvurucuya tebliğ edilmiştir.
21. Başvurucu 16/5/2013
tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
22. Anayasa’nın 125. maddesinin
birinci fıkrasının ilgili kısmı aşağıdaki gibidir:
“İdarenin
her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır...
…”
23. 4734 sayılı
Kanun’un 53. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi
şöyledir:
“ İhalenin başlangıcından sözleşmenin imzalanmasına
kadar olan süre içerisinde idarece yapılan işlemlerde bu Kanun ve ilgili
mevzuat hükümlerine uygun olmadığına ilişkin şikâyetleri inceleyerek
sonuçlandırmak”
24. 4734 sayılı
Kanun'un 53.maddesinin (j) bendinin (2) numaralı alt bendi şöyledir:
“Kurumun gelirleri aşağıda belirtilmiştir:
…
Yaklaşık maliyeti beş
yüz bin Türk Lirasına (Beşyüzotuzbirbin
sekizyüz Türk Lirasına) kadar olan
ihalelerde üç bin Türk Lirası (Üçbin yüzdoksan Türk Lirası),
beş yüz bin Türk Lirasından (Beşyüzotuzbirbin sekizyüz Türk
Lirasından) iki milyon Türk Lirasına (İkimilyon yüzyirmiyedibin
ikiyüz Türk Lirasına) kadar olanlarda altı
bin Türk Lirası (Altıbin
üçyüzseksenbir Türk Lirası), iki milyon
Türk Lirasından (İkimilyon
yüzyirmiyedibin ikiyüz Türk
Lirasından) on beş milyon Türk Lirasına (Onbeşmilyon dokuzyüzellidörtbin
Türk Lirasına), kadar olanlarda dokuz bin Türk Lirası (Dokuzbin beşyüzyetmişiki Türk Lirası), on beş milyon Türk
Lirası (Onbeşmilyon
dokuzyüzellidörtbin Türk Lirası) ve
üzerinde olanlarda on iki bin Türk Lirası (Onikibin yediyüzaltmışüç Türk
Lirası) tutarındaki itirazen şikâyet
başvuru bedeli.”
25. 4734 sayılı
Kanun'un 57. maddesi şöyledir:
“Şikâyetler ile ilgili Kurum tarafından
verilen nihai kararlar Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinde dava konusu
edilebilir ve bu davalar öncelikle görülür.”
26. 6/1/1982 tarihli ve 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 12. maddesi aşağıdaki gibidir:
“1. İlgililer
tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması
değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa
işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu
başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
2. Altmış gün
içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde
dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre
de hesaba katılır.”
27. 2577 sayılı Kanun’un 12.
maddesi şöyledir:
“İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya
tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri
gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu
husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın
tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra
tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde
de ilgililerin 11 inci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
28. Mahkemenin 16/9/2015
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 16/5/2013 tarihli ve 2013/3389
numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
29. Başvurucu şirket, 2013 yılı içerisinde
Hakkari Kamu Hastaneleri Birliği ve Beyşehir Belediyesinin gerçekleştirdiği
ihalelerin iptali istemiyle KİK’e yaptığı itirazen
şikâyet başvurularının kabul edildiğini, Kurum hesabına yatırmış olduğu başvuru
bedellerinin, haklılığının tespit edilmesine rağmen iade edilmediğini, ilgili
Kanun’da başvuru bedelinin iade edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığını,
KİK’in bu konuda daha önce yapılan bir başvuruyu reddettiğini, şikâyetin kabul
edilmesinin sonucu olarak idarenin hukuka uygun işlem yapması gereği ve kamu
menfaatinin gerçekleştiği dikkate alındığında bedelin iade edilmemesi nedeniyle
maddi zarara uğradığını, bu hususta yasal düzenleme mevcut olmadığı için
başvuru yolunun bulunmadığını, bu açıdan tüketilebilecek etkili başvuru yolunun
olmadığını belirterek Anayasa’nın 35., 36. ve 40. maddesinde düzenlenen
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş, tazminat talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
30. Anayasa’nın 148. maddesinin
üçüncü fıkrası şöyledir:
“…. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının
tüketilmiş olması şarttır.”
31. 30/3/2011 tarihli ve 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı
45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“İhlale neden
olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve
yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce
tüketilmiş olması gerekir”
32. Anayasa’nın 148. maddesinin
üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasında,
bireysel başvuruda bulunulmadan önce ihlal iddiasının dayanağı olan işlem,
eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş olan idari ve yargısal başvuru
yollarının tamamının tüketilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Temel hak
ihlallerini öncelikle derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olması, kanun
yollarının tüketilmesi koşulunu zorunlu kılar (Necati
Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, §§ 19, 20; Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, § 26).
33. Ancak belirtilen hükümlerde
yer verilen olağan başvuru yolları ibaresinin, başvurucunun şikâyetleri
açısından makul bir başarı şansı sunabilecek ve bir çözüm sağlayabilecek
nitelikte, kullanılabilir ve etkili başvuru yolları olarak anlaşılması
gerekmektedir. Ayrıca başvuru yollarını tüketme kuralı ne kesin ne de şeklî
olarak uygulanabilir bir kural olup bu kurala riayetin denetlenmesinde münferit
başvurunun koşullarının dikkate alınması esastır. Bu anlamda, yalnızca hukuk
sisteminde birtakım başvuru yollarının varlığının değil, aynı zamanda bunların
uygulama şartları ile başvurucunun kişisel koşullarının gerçekçi bir biçimde
ele alınması gerekmektedir. Bu nedenle başvurucunun, kendisinden başvuru
yollarının tüketilmesi noktasında beklenebilecek her şeyi yerine getirip
getirmediğinin başvurunun özellikleri dikkate alınarak incelenmesi gerekir
(Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. İlhan
/Türkiye, 22277/93, 27/7/2000, §§ 56-64).
34. İYUK’un 11. ve 12. maddelerinde,
idarenin hukuka aykırı işlemi nedeniyle haklarının ihlal edildiğini iddia
edenlerin, idari dava açmadan önce idari işlemin kaldırılması, geri alınması,
değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için üst makamdan, üst makam yoksa
işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde talepte
bulunabilecekleri gibi ilgili mahkemelere doğrudan doğruya tam yargı davası
veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri veya ilk önce iptal
davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya
kanun yollarına başvurulması hâlinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin
icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi
içinde tam yargı davası açabilecekleri hususları düzenlenmiştir.
35. Yine 4734 sayılı Kanun’un 57. maddesinde şikâyetler ile ilgili, Kurum tarafından verilen nihai kararların dava konusu edilebileceği
belirtilmiştir.
36. Somut olayda başvurucu,
Beyşehir Belediyesi ve Hakkari Kamu Hastane Birliği
tarafından yapılan hizmet alım ihalesi işlemlerine karşı önce ilgili idarelere
şikâyet başvurusunda bulunmuş, başvurusunun reddedilmesi üzerine KİK’e itirazen şikâyet başvurusunda bulunarak Kurum hesabına ayrı
ayrı 4.013 TL başvuru bedeli yatırmıştır. Kamu İhale Kurulu, 8/4/2013 ve
24/4/2013 tarihli kararları ile başvurucu şirketin itirazen
şikâyet başvurularını kabul etmiştir. Başvurucu, haklı görülüp itirazen şikâyet başvurusu kabul edilmesine rağmen başvuru
bedelinin kendisine iade edilmediğini belirterek Anayasal haklarının ihlal
edildiğini iddia etmiştir.
37. Bakanlık; başvurucu
şirketin, itirazen şikâyetinde haklı çıkması
nedeniyle başvuru bedelinin iadesine ilişkin talebini, öncelikli olarak KİK’e
iletmesi gerektiğini, KİK’ten alacağı cevaba göre de yargı yoluna başvurması
gerektiğini belirtmiştir.
38. Başvurucunun, itirazen şikâyet başvurusu sırasında Kurumca kendisinden
tahsil edilen bedellerin iade edilmesi konusunda KİK’ten talepte bulunması,
Kurumun bu talebe olumsuz cevap vermesi hâlinde bu işleme karşı idare
mahkemelerinde dava açması yasal olarak mümkündür. Yine başvurucunun da ifade
ettiği, şikâyet başvuru bedelinin yargılama gideri olarak kabul edilmesi ve
buna bağlı olarak kurul kararıyla iadesine hükmedilmesi gerektiği yönündeki
itirazlarını, kararlara karşı idare mahkemesinde açacağı davada ileri sürmesi
imkânı da bulunmaktadır. Nitekim başvuru bedelinin niteliğinin ne olduğu,
ilgili kanunda hüküm olmamasına rağmen şikâyetin haklılığının tespit edilmesi
hâlinde şikâyetçiye iadesinin gerekli olup olmadığı hususlarının yargılama
yapılarak mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu açıdan, hukuki yolların
etkisiz olduğunu ortaya koyan somut, kabul edilebilir gerekçeler sunmayan
başvurucunun, tüketilebilecek etkili bir hukuk yolunun bulunmadığına yönelik
soyut değerlendirmeleri başvurucuyu yargı yoluna başvurma yükümlülüğünden
kurtarmaz. Bunun yanında şikâyete konu iddialar açısından, başvuru yollarının
tüketilmesi kuralına istisna tanınmasını gerektiren özel bir durumun da
bulunmadığı görülmektedir.
39. Yukarıdaki tespitler
ışığında, başvuru konusu olayın özelliği göz önüne alındığında başvurucunun
ihlalin giderilmesi için kendisine tanınan bütün imkânları kullanmadan ve diğer
yargı organlarına ihlalin ortadan kaldırılması fırsatını tanımadan ihlal
iddiasını doğrudan Anayasa Mahkemesine getirmesi mümkün değildir.
40. Bu nedenle başvurucu
tarafından, başvuruya konu ihlal iddiası ile ilgili olarak etkili bir giderim
yolu olan dava açma imkânı kullanılmaksızın bireysel başvuruda bulunulduğu
anlaşıldığından başvurunun “başvuru
yollarının tüketilmemesi” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun “başvuru
yollarının tüketilmemesi” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
16/9/2015
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.