logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mehmet Hasan Altan [1.B.], B. No: 2013/6947, 30/12/2014, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET HASAN ALTAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/6947)

 

Karar Tarihi: 30/12/2014

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Serruh KALELİ

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Erdal TERCAN

 

 

Zühtü ARSLAN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

Raportör

:

Recep ÜNAL

Başvurucu

:

Mehmet Hasan ALTAN

Vekili

:

Av. İ. A. Ergin CİNMEN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucu, hakkında uygulanan telekomünikasyon yoluyla iletişimin dinlenmesi ve kayıt altına alınması tedbiri sonucunda haberleşme özgürlüğü ile özel yaşamın gizliliği ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 6/9/2013 tarihinde Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 31/12/2013 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 10/4/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına ve bir örneğinin görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.

5. Başvuru konusu olay ve olgular 10/4/2014 tarihinde Bakanlığa bildirilmiştir. Bakanlığın yazılı görüşü 16/6/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunulmuştur.

6. Bakanlık görüş yazısı, başvuruculara 26/6/2014 tarihinde bildirilmiştir. Başvurucu Bakanlık görüşüne beyanlarını 30/6/2014 tarihinde sunmuştur.

III. OLAYLAR VE OLGULAR

A. Olaylar

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Taraf Gazetesi, merkezi İstanbul’da olan, günlük ulusal bir gazetedir. Akademisyen olan başvurucu, olay tarihi itibariyle bu gazetenin yazarıdır.

9. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) İstanbul Bölge Başkanlığının (Bölge Başkanlığı) talepleri ve İstanbul 9., 11. ve 14. Ağır Ceza Mahkemelerinin değişik tarihlerde verdikleri kararlar ile başvurucunun telekomünikasyon yoluyla iletişimi, bir takım kod isimler kullanılarak dinlenmiştir.

10. Başvurucu, Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı vasıtasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu 15/2/2012 tarihli dilekçe ile sözü edilen dinleme faaliyetinde görev alan MİT görevlileri hakkında, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma, iftira, suç uydurma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, özel hayatın gizliliğini ihlal ve görevi kötüye kullanma suçlarını işledikleri iddiası ile şikâyetçi olmuştur. Başvurucunun bu şikâyeti İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca kabul edilmiş ve 2012/34609 soruşturma numarası verilmiş olup, bu soruşturma kapsamında 16/3/2012 tarihli kararla 2012/34609 numaralı soruşturmanın 2012/24021 numaralı soruşturma ile birleştirilmesine ve soruşturmaya 2012/24021 numaralı soruşturma dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilmiştir.

11. Soruşturma kapsamında, ilgili Mahkemelerden, şikâyete konu telefon dinleme tedbirlerine ilişkin bilgi ve belgeler toplanmıştır. Buna göre, Bölge Başkanlığının 30/10/2008 tarih ve 2008/246 sayılı talebi üzerine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin aynı tarih ve 2008/109 sayılı kararı ile başvurucuya ait ve “Pastör” kod adlı kişinin kullandığı bildirilen telefonların üç ay süre ile dinlenmesi, tespiti, IMEI numaraları ile birlikte sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ve kayda alınmasına karar verilmiştir. Aynı telefon numaraları için Bölge Başkanlığının talebi üzerine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 9/2/2009 tarih ve 2009/53 sayılı kararı ile 30/10/2008 tarih ve 2008/109 sayılı kararın birinci kez üç ay süreyle uzatılmasına karar verilmiştir. Aynı numaralar için Bölge Başkanlığının talebi üzerine İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 8/5/2009 tarih ve 2009/648 sayılı kararı ile 30/10/2008 tarih ve 2008/109 sayılı kararın ikinci kez üç ay süreyle uzatılmasına karar verilmiştir. Bölge Başkanlığının 4/11/2009 tarih ve 2009/3480 sayılı talebi üzerine İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin aynı tarih ve 2008/1778 sayılı kararı ile başvurucuya ait ve “Quaramaddin FATIMİ” kod adlı kişinin kullandığı bildirilen telefonunun üç ay süre ile dinlenmesi, tespiti, IMEI numaraları ile birlikte sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ve kayda alınmasına karar verilmiştir.

12. Dosyada görevli İstanbul Cumhuriyet Savcısı tarafından, 18/10/2012 tarih ve 2012/24021 sayılı yazı ile 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun (17/2/2012 tarihli ve 6278 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile değişik) 26. maddesi gereğince Başbakanlıktan soruşturma izni talep edilmiştir.

13. İzin talebi üzerine, MİT Teftiş Kurulu tarafından inceleme yapılmış olup, 10/1/2013 tarih ve 32 sayılı inceleme raporu düzenlenmiş ve soruşturma izni verilmemesi yönünde görüş bildirilmiştir. Soruşturma dosyası ve belirtilen rapor içeriği çerçevesinde MİT Müsteşarlığının 7/5/2013 tarih ve 10.2.001.01.000.320.201-572 sayılı yazısı ile ilgili görevliler hakkında soruşturma izni verilmemesi yönündeki görüş Başbakanlık Makamına sunulmuş olup, Başbakan tarafından aynı tarihte soruşturma izni verilmemesine karar verilmiştir.

14. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 23/5/2013 tarih ve S.2012/24021, K.2013/30041 sayılı kararı ile Başbakan tarafından soruşturma izni verilmediği gerekçesiyle şüpheliler hakkında soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

15. Başvurucu, anılan karara karşı itiraz yoluna başvurmuş olup, itirazı inceleyen Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 1/7/2013 tarih ve 2013/546 D.İş sayılı kararı ile Cumhuriyet Başsavcılığının kararının “usul ve yasaya uygun” olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.

16. Bu karar başvurucu vekiline, 28/8/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.

17. Başvurucu, 6/9/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

18. Öte yandan başvurucu, izin verilmemesine ilişkin işlemin iptali için Ankara 12. İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Başvurucunun davasını inceleyen Mahkemenin, 13/2/2014 tarih ve E.2013/984, K.2014/105 sayılı kararı ile anılan işlemin iptaline karar verilmiştir.

19. Bu karara karşı davalı idare, Danıştaya temyiz yoluna başvurmuş ve yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Danıştay 5. Dairesinin 26/3/2014 tarih ve E.2014/1498 sayılı kararı ile davalı idarenin yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir.

20. Başvurucu, anılan ret kararına istinaden 23/5/2014 havale tarihli dilekçe ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunarak, görevliler hakkında yeniden şikâyetçi olmuştur. Başvurucunun bu şikâyetinin akıbeti hakkında Anayasa Mahkemesine bilgi sunulmamıştır.

B. İlgili Hukuk

21. 2937 sayılı Kanun’un “Milli İstihbarat Teşkilatının görevleri” kenar başlıklı 4. maddesi şöyledir:

“Milli İstihbarat Teşkilatının görevleri şunlardır;

a) Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine, Anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını Devlet çapında oluşturmak ve bu istihbaratı Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile gerekli kuruluşlara ulaştırmak.

g) İstihbarata karşı koymak.

…”

22. 2937 sayılı Kanun’un “Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve yükümlülükleri” kenar başlıklı 5. maddesi şöyledir:

“Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının Devlet istihbaratına ilişkin görevleri şunlardır:

MİT mensuplarına hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruşları gereken her türlü yardım ve kolaylığı göstermekle yükümlüdürler.

…”

23. 2937 sayılı Kanun’un “Yetkiler” kenar başlıklı 6. maddesi -olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan haliyle- şöyledir:

“Millî İstihbarat Teşkilatı;

a) Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu hizmeti veren kuruluşların yöneticileri ve istihbarat hizmetlerinden sorumlu kişileri ile istihbaratın tevcihi, istihsali ve istihbarata karşı koyma konularında doğrudan ilişki kurabilir, uygun koordinasyon yöntemlerini uygulayabilir.

b) Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu hizmeti veren kuruluşlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden ve iletişim alt yapısından kendi görev sahasına giren konularda yararlanabilmek, bunlarla irtibat kurabilmek, bilgi ve belge almak için gerekçesini de göstermek suretiyle yazılı talepte bulunabilir.

(Ek fıkra: 3/7/2005 – 5397/3 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde sayılan görevlerin yerine getirilmesi amacıyla Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen temel niteliklere ve demokratik hukuk devletine yönelik ciddi bir tehlikenin varlığı halinde Devlet güvenliğinin sağlanması, casusluk faaliyetlerinin ortaya çıkarılması, Devlet sırrının ifşasının tespiti ve terörist faaliyetlerin önlenmesine ilişkin olarak, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde MİT Müsteşarı veya yardımcısının yazılı emriyle telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim tespit edilebilir, dinlenebilir, sinyal bilgileri değerlendirilebilir, kayda alınabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir, yirmidört saat içinde yetkili ve görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir derhal kaldırılır. Bu halde dinlemenin içeriğine ilişkin kayıtlar en geç on gün içinde yok edilir; durum bir tutanakla tespit olunur ve bu tutanak denetimde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir. Bu işlemler, 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun ek 7 nci maddesinin onuncu fıkrası hükmüne göre kurulan merkez tarafından yürütülür. (Değişik son cümle: 4/5/2007-5651/12 md.) 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135 inci maddesinin altıncı fıkrasının (a) bendinin (14) numaralı alt bendi kapsamında yapılacak dinlemeler de bu merkez üzerinden yapılır.

(Ek fıkra: 3/7/2005 – 5397/3 md.) Yetkili ve görevli hâkim, talepte bulunan birimin bulunduğu yer itibariyle yetkili olan ve 5271 sayılı Kanunun 250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemesinin üyesidir.

(Ek fıkra: 3/7/2005 – 5397/3 md.) Kararda ve yazılı emirde, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, kullandığı telefon numaraları veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodundan belirlenebilenler ile tedbirin türü, kapsamı ve süresi ile tedbire başvurulmasını gerektiren nedenler belirtilir. Kararlar, en fazla üç ay için verilebilir; bu süre aynı usûlle üçer ayı geçmeyecek şekilde en fazla üç defa uzatılabilir. Ancak, casusluk faaliyetlerinin tespiti ve terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde devam eden tehlikelere ilişkin olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim üç aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.

(Ek fıkra: 3/7/2005 – 5397/3 md.) Uygulanan tedbirin sona ermesi halinde, dinlemenin içeriğine ilişkin kayıtlar en geç on gün içinde yok edilir; durum bir tutanakla tespit olunur ve bu tutanak denetimde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir.

(Ek fıkra: 3/7/2005 – 5397/3 md.) Bu fıkra hükümlerine göre yürütülen faaliyetler çerçevesinde elde edilen kayıtlar, bu Kanunda belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz. Elde edilen bilgi ve kayıtların saklanmasında ve korunmasında gizlilik ilkesi geçerlidir. Bu madde hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında, görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır.

(Ek fıkra: 3/7/2005 – 5397/3 md.) Hâkim kararları ve yazılı emirler, MİT Müsteşarlığı görevlilerince yerine getirilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır.

(Ek fıkra: 3/7/2005 – 5397/3 md.) Bu maddede yer alan faaliyetlerin denetimi, sıralı kurum amirleri, Başbakanlık teftiş elemanları tarafından yapılır.

(Ek fıkra: 3/7/2005 – 5397/3 md.) Bu maddede belirlenen usûl ve esaslara aykırı dinlemeler hukuken geçerli sayılmaz ve bu şekilde dinleme yapanlar hakkında 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır.

(Ek fıkra: 3/7/2005 – 5397/3 md.) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usûller Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanlıkları ile MİT Müsteşarlığının görüşü alınmak suretiyle Başbakanlık tarafından üç ay içinde çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Bu Kanunda yazılı görevlerin yerine getirilmesi sırasında genel zabıtaya tanınmış olan hak ve yetkilerin, MİT mensuplarından kimlere tanınacağı, yönetmelikte belirtilir.”

24. 2937 sayılı Kanun’un “Soruşturma izni ve yargılama” kenar başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanunun 250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması Başbakanın iznine bağlıdır.”

25. 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanunu’nun “Haber kaynağı” kenar başlıklı 12. maddesi şöyledir:

“Süreli yayın sahibi, sorumlu müdür ve eser sahibi, bilgi ve belge dâhil her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

26. Mahkemenin 30/12/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 6/9/2013 tarih ve 2013/6947 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

27. Başvurucu, ulusal ve uluslararası çevrelerce bilinen bir akademisyen olduğunu, sahte isimler ve uydurma suçlara dayalı olarak telefonlarının bir yıl boyunca açıkça hukuka aykırı olarak dinlendiğini, dinleme yapan görevliler hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan, bu uygulamanın Anayasa’nın 20. ve 22. maddelerinde ifade edilen özgürlüğün sınırlanmasına ilişkin istisnaların hangisi kapsamında olduğunun anlaşılamadığını, ilgili idarece, hukuka aykırı olduğu bilinerek istemde bulunulduğunu ve hâkimlerin aldatılarak veya görevlerini ihmal etmeleri sonucunda kararlar alındığını, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma, iftira, suç uydurma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, özel hayatın gizliliğini ihlal ve görevi kötüye kullanma suçlarının işlendiğini, delillerin dava açmaya yeterli olmasına rağmen soruşturma izni verilmemesi nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, itiraz merciinin “soyut ve anlaşılmaz” ifadeler içeren ret gerekçesinin yasal olmadığını, işlendiğini iddia ettiği suçlara istinaden hakkını arayamadığını, bu nedenlerle özel hayatın gizliliği ve adil yargılanma hakları ile haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüş, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

28. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:

“… Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.”

29. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.

30. Anılan Anayasa ve Kanun hükümlerine göre bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup, bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).

31. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca, başvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne getirdiği şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması ve aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 17).

32. Somut olay bakımından, başvurucunun anayasal hak ve özgürlüklerine müdahale ettiklerini iddia ettiği görevlilerin soruşturulması önündeki tek engel Başbakanlık Makamının soruşturma izni verilmemesine dair işlemidir. Anılan işlem aleyhine başvurucunun İdare Mahkemesinde açmış olduğu iptal davasının kabulüne ve işlemin iptaline karar verilmiş olup, davalı idarenin başvurusu üzerine temyiz incelemesi halen Danıştayda derdesttir. Başbakanlık Makamının izin verilmemesine dair işleminin iptali, başvurucunun şikâyetleri önündeki soruşturma engelini ortadan kaldıracaktır. Bu çerçevede, belirtilen idari yargı sürecinin henüz sonuçlanmamış olması nedeniyle, başvurucunun ihlal iddialarına ilişkin başvuru yollarının tamamının tüketilmediği sonucuna ulaşılmıştır.

33. Açıklanan gerekçelerle, başvurucunun ihlal iddialarına konu olan işleme ilişkin yargı süreci temyiz aşamasında derdest olduğundan ve henüz sonuçlanmadığından, “başvuru yollarının tüketilmemiş olması” nedeniyle başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle başvurunun, “başvuru yollarının tüketilmemiş olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 30/12/2014 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Mehmet Hasan Altan [1.B.], B. No: 2013/6947, 30/12/2014, § …)
   
Başvuru Adı MEHMET HASAN ALTAN
Başvuru No 2013/6947
Başvuru Tarihi 6/9/2013
Karar Tarihi 30/12/2014

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurucu, hakkında uygulanan telekomünikasyon yoluyla iletişimin dinlenmesi ve kayıt altına alınması tedbiri sonucunda haberleşme özgürlüğü ile özel yaşamın gizliliği ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Haberleşme-İletişimin tespiti, dinlenmesi Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 2937 Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu 4
5
6
26
5187 Basın Kanunu 12
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi