TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İKRA LOJİSTİK ULUSLARARASI TAŞIMACILIK VE TİCARET A.Ş.
BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/7267)
|
|
Karar Tarihi: 6/1/2016
|
|
İRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Raportör
|
:
|
Okan TAŞDELEN
|
Başvurucu
|
:
|
İkra Lojistik Uluslararası
Taşımacılık ve Ticaret A. Ş.
|
Vekili
|
:
|
Av. Ömer BURUKAN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru; meydana gelen
kazaya ilişkin hazırlanan kolluk tutanaklarının emtianın zayi olduğunu
kanıtlamak için yeterli kabul edilmeyerek tahakkuk ettirilen vergilere karşı
açılan davanın reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 20/9/2013 tarihinde
Adana 2. Vergi Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin
idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına
engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci
Komisyonunca 28/11/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru dilekçesi ve
eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu Şirket adına Gürbulak - Halkalı Gümrükleri arasında transit olarak eşya
taşıyan araç 29/4/2006 tarihinde Gürbulak sınır kapısından yurda giriş
yapmıştır. Araç 2/5/2006 tarihinde Tokat ilinde kaza yapmış ve Kelkit Çayı’na
düşmüştür.
6. Araç şoförü yaralı olarak
hastaneye kaldırılmış, kazayla ilgili jandarma ve polis ekiplerince tutanak
tutulmuştur.
7. 7/6/2006 tarihinde araç
bulunduğu yerden çıkarılmıştır. Hazırlanan Jandarma tutanağına göre düşme
sonrasında aracın yükü kaybolmuştur.
8. Gümrükten girişi yapılan
emtianın, süresinde sevk edildiği diğer Gümrükte işlem görmemesi üzerine
başvurucu Şirkete, kayıtlı eşyaya isabet eden gümrük ve katma değer vergileri
tahakkuk ettirilmiştir.
9. Başvurucu Şirket; aracın
Kelkit Çayı’na düşmesi nedeniyle eşyanın zayi olduğunu, kazaya ilişkin polis ve
jandarma tutanaklarının bulunduğunu, bilgi eksikliği nedeniyle en yakın gümrük
müdürlüğünün bilgilendirilmediğini ileri sürerek dava açmıştır.
10. Ankara 1. Vergi Mahkemesi
23/5/2007 tarihli ve E.2006/2053, K.2007/805 sayılı kararıyla davayı usulden
reddetmiş; karar, Danıştay tarafından uyuşmazlığın esasının incelenmesi
gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
11. Vergi Mahkemesi bozmaya
uyarak yaptığı inceleme sonucu 19/10/2010 tarihli ve E.2010/2186, K.2010/2187
sayılı kararıyla davayı esastan reddetmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:
“Davacı şirket tarafından, TIR karnesi
muhteviyatı eşyanın kaza sonucunda zayi olduğu belirtilerek, bu eşyalara isabet
eden gümrük vergilerinin kendilerinden istenilmesinin hukuka aykırı olduğu
ileri sürülmüştür.
TIR Uygulama Tebliğinin 35’inci maddesinde “Yurtta kalma
süresi veya diğer bir gümrük idaresine teslim süresi içerisinde beklenmeyen
haller veya mücbir sebeplerle tekrar yurt dışına çıkarılamayan veya bir Gümrük
idaresine teslimi mümkün olmayan eşya hakkında ilgililer tarafından en yakın
gümrük idaresine müracaat edilir” denilmektedir. 4458 sayılı Gümrük
Kanununun 92/2’nci maddesinde “Türkiye Gümrük Bölgesi içindeki transit
halindeki eşyanın beklenmeyen haller veya mücbir sebeplerle telef veya kaybı
halinde, gümrük vergileri aranmaz. Transit halindeki eşyanın yukarıda
belirtilen nedenlerle telef veya kaybı, idareninde
taraf olarak bulunduğu mahkeme kararı ile kanıtlanır. Ancak c) trafik kazaları,
trafik kaza raporuna göre ve en yakın gümrük idaresi tarafından yapılan tespit
sonucunda gümrük idare amirinin vereceği karar ile kanıtlanır.” hükmü yer
almaktadır.
Süresinde yurt dışı edilmeyen veya kaza sonucu zayi olan
mallara ilişkin uygulanacak işlemler TIR sözleşmesinde ve Gümrük
Kanununda sayılmıştır. Bu düzenlemelere göre, trafik kazası sonucu
davacı şirket tarafından en yakın gümrük idaresine verilmek suretiyle, gerekli
tespitlerin yapılması gerekmektedir. Jandarmanın düzenlediği trafik kaza
tutanağı eşyanın zayi olduğunu göstermek için tek başına yeterli değildir.
Ancak davacı şirket tarafından, gümrük idaresine eşyaların trafik kazası sonucu
telef olduğuna dair bir bildirim yapılmadığı, dorse
içindeki emtianın akibetinin gümrük idaresi
tarafından tespit edilemediği anlaşılmaktadır.
Buna göre, TIR karnesi usulüne uygun olarak
sonlandırılmadığından, TIR karnesi muhteviyatı eşyaya isabet eden vergilerin
TIR karnesi hamili taşıyıcı şirketten istenilmesinde hukuka aykırılık
görülmemiştir.”
12. Danıştay Yedinci Dairesi
23/5/2012 tarihli ve E.2010/10666, K.2012/2453 sayılı ilamıyla İlk Derece
Mahkemesi kararını onamıştır.
13. Başvurucunun karar düzeltme
talebi, Danıştay Yedinci Dairesinin 26/6/2013 tarihli ve E.2012/7192,
K.2013/3773 sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
14. Nihai karar 10/9/2013
tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir.
15. Başvurucu 20/9/2013 tarihinde
bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
16. 27/10/1999 tarihli ve 4458
sayılı Gümrük Kanunu’nun 92. maddesinin (2) numaralı fıkrasının kaza tarihinde
geçerli hâlinin ilgili kısmı şöyledir:
“(2)
Türkiye Gümrük Bölgesi içindeki transit
halindeki eşyanın beklenmeyen haller veya mücbir sebeplerle telef veya kaybı
halinde, gümrük vergileri aranmaz. Transit halindeki eşyanın yukarıda
belirtilen nedenlerle telef veya kaybı, idarenin de taraf olarak bulunduğu
mahkeme kararı ile kanıtlanır.
Ancak;
…
c) Trafik kazaları, trafik kaza raporuna göre ve en yakın gümrük
idaresi tarafından yapılan tespit sonucunda gümrük idare amirinin vereceği
karar ile,
Kanıtlanır.”
17. 4458 sayılı Kanun’un 92.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının, 18/06/2009 tarihli ve 5911 sayılı Kanun’un
20. maddesi ile değiştirilen hâli şöyledir:
“(2) Türkiye Gümrük Bölgesi içinde transit halindeki eşyanın beklenmeyen
haller veya mücbir sebeplerle telef veya kaybının kanıtlanması halinde, gümrük
vergileri aranmaz.”
18. 23/1/2002 tarihli ve 24649 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan TIR
Uygulama Tebliği’nin 35. maddesi şöyledir:
“Yurtta kalma süresi
veya diğer bir gümrük idaresine teslim süresi içerisinde, beklenmeyen haller
veya mücbir sebeplerle tekrar yurt dışına çıkarılamayan veya bir Gümrük îdaresine teslimi mümkün olmayan eşya hakkında ilgililer
tarafından en yakın gümrük idaresine müracaat edilir. Bu durumda ilgili gümrük
idaresi TIR sözleşmesinin 41 inci ve 4458 sayılı Gümrük
Kanununun 92 nci maddesi hükümlerine göre
işlem yaparak durumu ayrıca Müsteşarlığa (Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğü)
intikal ettirir.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
19. Mahkemenin 6/1/2016
tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
B. Başvurucunun İddiaları
20. Başvurucu, vergilendirmeye
esas emtianın zayi olduğu konusunda ihtilaf olmamasına rağmen mevcut belgelerin
bunu kanıtlamak için yeterli olmadığı gerekçesiyle davasının reddedilmesinin
adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Başvurucu bu nedenle
Mahkeme kararının kaldırılarak ödediği vergilerin iadesine karar verilmesini
talep etmiştir.
A. Değerlendirme
21. Anayasa’nın 148. maddesinin
dördüncü fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi
gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un
48. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
“Mahkeme, ... açıkça dayanaktan yoksun
başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”
23. 6216 sayılı Kanun’un 48.
maddesinin ikinci fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların mahkemece
kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Anayasa'nın 148.
maddesinin dördüncü fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun başvurular
kapsamında değerlendirilen kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin
şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği kurala bağlanmıştır.
24. Anılan kurallar uyarınca
ilke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve
olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının
yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili
varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine
konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının
adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel
başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede
kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular, derece mahkemesi kararları bariz
takdir hatası veya açık keyfîlik içermedikçe Anayasa
Mahkemesince incelenemez (Necati Gündüz ve
Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 26).
25. Somut olayda Ankara 1. Vergi
Mahkemesi, vergilendirmeye konu emtianın kaza nedeniyle zayi olması hâlinde en
yakın gümrük idaresine başvurularak bu durumun tespit ettirilmesi gerektiği,
trafik kaza tutanağındaki tespitlerin tek başına zayi hâlini ispata yeterli
olmayacağı gerekçesiyle başvurucunun açtığı davayı reddetmiştir.
26. Her ne kadar daha sonradan
değişmiş olsa da olay tarihi itibarıyla geçerli mevzuat hükmü uyarınca kaza
nedeniyle gümrüğe konu emtianın zayi olmasının kanıtlanması için ilgili gümrük
idaresine başvurulması ve bu durumun tespit ettirilmesi gerekmektedir. Vergi
Mahkemesi, belirtilen ispat kuralını uygulamak suretiyle uyuşmazlığı çözüme
kavuşturmuştur. Öte yandan lojistik firması olan başvurucu Şirketin olay
tarihinde yürürlükteki hâliyle 4458 sayılı Kanun’un 92. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında ve TIR Uygulama Yönetmeliği’nin 35. maddesinde belirtilen bildirim
yükümlülüğünü bilmediği söylenemez.
27. Bu itibarla
Mahkemenin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde iddiaların
özünün, derece mahkemesi tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk
kurallarının yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın
sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
28. Başvurucu; yargılama
sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşlerden bilgi sahibi
olamadığına, kendi delillerini ve iddialarını sunma olanağı bulamadığına, karşı
tarafça sunulan delillere ve iddialara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı
bulamadığına ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının
derece mahkemesi tarafından dinlenmediğine ilişkin bir bilgi ya da kanıt
sunmadığı gibi Mahkemenin ve Danıştayın kararında
bariz takdir hatası veya açık keyfîlik oluşturan
herhangi bir durum da tespit edilememiştir.
29. Açıklanan nedenlerle
başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde
olduğu anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden
incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin
başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
6/1/2016
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.