TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
SEVİNJ İBRAHİMOVA BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2013/7512)
Karar Tarihi: 14/10/2015
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Nuri NECİPOĞLU
Hicabi DURSUN
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör
Akif YILDIRIM
Başvurucu
Sevinj İBRAHİMOVA
Vekili
Av. Murat SADAK
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, beraat kararı verilen davada lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiası hakkındadır.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/9/2013 tarihinde Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 25/2/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu hakkında Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen hırsızlık davası sonunda Mahkeme 12/11/2009 tarihli ve E.2008/795, K.2009/925 sayılı kararı ile başvurucunun beraatine, yargılama giderlerinin devlet üzerinde bırakılmasına karar vermiş ancak başvurucu lehine vekâlet ücretine hükmetmemiştir.
6. Anılan karar, taraflarca temyiz edilmediğinden İlk Derece Mahkemesince 3/12/2009 tarihinde kesinleştirilmiştir. Kesinleşme şerhinde, kesinleşme tarihi 19/11/2009 olarak belirtilmiştir.
7. Vekâlet ücreti hususunda hükümde düzeltme yapılmasına yönelik 23/11/2009 tarihli talep, Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesinin 10/12/2009 tarihli ek kararıyla reddedilmiştir. Anılan kararın temyizi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 6/12/2012 tarihli ve E.2012/27387, K.2012/47789 sayılı ilamı ile temyiz itirazlarının reddiyle ek kararın onanmasına karar vermiştir.
8. Onama kararı başvurucuya 4/9/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
9. Bireysel başvuru 18/9/2013 tarihinde yapılmıştır.
B. İlgili Hukuk
10. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun “Yargılama giderleri” kenar başlıklı 324. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:
“Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir.
Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.”
11. 19/12/2008 tarihli ve 27085 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Ceza davalarında ücret” kenar başlıklı 13. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
“Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir”
12. Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 11/6/2012 tarihli ve E.2011/67285, K.2012/38806 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:
“…Mahkemece 14.04.2011 tarihli kararla sanıkların beraatine karar verilerek dosyadan el çekildikten sonra sanık müdafiinin vekalet ücretine yönelik tavzih talebi üzerine dosyanın usul ve yasaya aykırı olarak yeniden ele alınarak 30.05.2011 tarihinde talebin kabulüne dair verilen ek karar hukuken yok hükmünde bulunması nedeniyle sanıklar müdafiinin bu karara yönelik 08.06.2011 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı yasanın 8/1 ve 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 11.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 14/10/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvurucunun 18/9/2013 tarihli ve 2013/7512 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu, yargılandığı ceza davasında beraat etmesine ve kendisini vekil ile temsil ettirmesine karşın lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmediğini belirterek Anayasa’nın 36. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
15. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
16. Anılan Kanun hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup Mahkeme ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilir. Niteliği itibarıyla kamu düzenine ilişkin olan bu başvuru şartını taşımayan bireysel başvuruların incelenebilmesi mümkün değildir.
17. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (Zafer Öztürk, B. No: 2012/51, 25/12/2012, § 18).
18. Başvuru konusu olan Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/11/2009 tarihli beraat hükmü, temyiz edilmediğinden 19/11/2009 tarihinde kesinleşmiştir. Diğer bir ifadeyle başvurucu, lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi hususunu temyiz başvurusuna konu etmemiş, karar temyiz edilmediğinden İlk Derece Mahkemesince kesinleştirilmiştir. Başvurucunun, hükümde vekâlet ücreti konusunda tavzih yapılması yönündeki talebinin reddine dair ek kararın, Yargıtay 2. Ceza Dairesince 6/12/2012 tarihinde onanması, anılan Mahkeme hükmünün (beraat) kesinleşme durumunu değiştirmemiştir. Bu durumda başvuru, zaman bakımından Anayasa Mahkemesinin yetkisi dışında kalmaktadır.
19. Başvurucunun, yargılandığı ceza davasında kendisini vekil ile temsil ettirmesine rağmen lehine vekâlet ücretine hükmedilmediği iddiası, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başlamasından önce meydana gelmiş ve kesinleşmiştir. Tavzih talebinin reddine dair ek kararın sonuçlanması ise bireysel başvuru hakkının tanınmasından sonra gerçekleşmiştir. Başvurucu iddialarının ek kararın kesinleşme tarihine göre değerlendirilmesi, Anayasa Mahkemesinin yetki kapsamının genişletilmesi ve geriye yürür bir şekilde uygulanması anlamına geleceği için hukuk güvenliği ilkesi ile bağdaşmaz.
20. Açıklanan nedenlerle başvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan nedenlerle;
A. Başvurunun zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına
14/10/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.