TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MURAT TUNCİL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/7759)
|
|
Karar Tarihi: 23/7/2014
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Engin YILDIRIM
|
Raportör
|
:
|
Murat ŞEN
|
Başvurucu
|
:
|
Murat TUNCİL
|
Vekili
|
:
|
Av. Memet YILDIZ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, hükümlülüğüne esas cezasının şartla tahliye
tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle
infaz edilmesi talebinin; hakkında cezasının üst sınırı yedi yıl ve üzeri hapis
cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kovuşturmanın bulunduğu gerekçesiyle
reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkı, eşitlik ilkesi ve masumiyet
karinesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 30/10/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine
doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi
neticesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 31/3/2014 tarihinde
kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, başvuru tarihinde Gürpınar Asliye Ceza
Mahkemesinin 23/12/2008 tarih ve E.2008/382, K.2008/687 sayılı kararı ile
petrol kaçakçılığı suçundan kesinleşen 1 yıl 8 ay hapis cezasının infazı
kapsamında Gürpınar K1 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak
bulunmaktadır.
6. Başvurucu, 27/5/2013 tarihli dilekçesi ile Gürpınar
Asliye Ceza Mahkemesinden cezasının kalan kısmının denetimli serbestlik tedbiri
altında infaz edilmesini talep etmiştir.
7. Mahkeme, 28/5/2013 tarih ve 2013/102 Değişik İş sayılı
kararı ile “Açık Ceza İnfaz Kurumlarına
Ayrılma Yönetmeliği’nin “açık kuruma ayrılamayacak hükümlüler” başlıklı 7.
maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde; haklarında üst sınırı 7 yıldan az
olmayan başka bir suçtan soruşturma veya kovuşturması devam etmekte olanlar ile
üst sınırı 7 yıldan az olmayan bir suçtan henüz kesinleşmemiş mahkumiyet kararı
bulunanların Açık Ceza İnfaz Kurumuna ayrılamayacaklarının düzenlendiği, 5275
sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesine
göre ise Açık Ceza İnfaz Kurumunda bulunan veya Açık Ceza İnfaz Kurumuna
ayrılma şartları oluşan hükümlülerin diğer bazı şartları taşıması halinde
koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezanın denetimli serbestlik tedbiri
altında infaza karar verilebileceğinin düzenlendiği, hükümlü Murat Tuncil hakkında ise Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/465
Esas sayılı dosyası kapsamında suç işlemek amacı ile örgüt kurma ve rüşvet
almak ve vermek suçlarından devam eden bir kovuşturmanın bulunduğu üst sınırı 7
yıldan fazla olan bu kovuşturma nedeniyle hükümlünün Açık Ceza İnfaz Kurumuna
ayrılamayacağı” gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
8. Anılan karara yapılan itiraz üzerine Van Ağır Ceza
Mahkemesi, 7/6/2013 tarih ve 2013/317 Değişik İş sayılı kararı ile Gürpınar
Asliye Ceza Mahkemesinin İnfaz Hâkimliği sıfatıyla verdiği kararda usule aykırı
bir yön bulunmadığından talebin reddine karar vermiştir.
9. Diğer taraftan Mahkeme, başvurucunun 13/12/2004 tarih ve 5275
sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'unun 105/A
maddesinin (7) numaralı fıkrasının (b) bendinin Anayasa’nın 38. maddesinin
dördüncü fıkrası kapsamında masumiyet karinesine aykırı olduğuna dair
iddialarını da inceleyerek kararda şu hususları belirtmiştir:
“Her ne kadar hükümlü vekili söz konusu yasa
maddesinin anayasanın 38/4 maddesine aykırı olduğu iddiasında bulunmuş ise de,
açık ceza infaz kurumlarına ayrılma ve denetimli serbestlik tedbiri iyi halli
hükümlüler hakkında uygulanan bir infaz usulü olup, kişinin iyi halli
olmadığının tespiti için mahkemelerce verilmiş bir hükme ihtiyaç olmadığı gibi,
önceden verilmiş bir disiplin cezası bile kişinin bu tür tedbirlerden
yararlanmasına engel teşkil etmektedir.Yasa bu konuda
tahdidi olarak belirtmek suretiyle bir sınırlama getirmemiş olaysal
olarak sanığın durumunun tespitinde yargılama makamına takdir hakkı tanımıştır.
İnfaz makamının göz önünde bulundurması için 5275 Sayılı yasa ile açığa ayrılma
yönetmeliğinde somut bir kriter olarak hükümlünün kovuşturma dosyasının
bulunması bir olumsuz durum olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle anılan yasa
maddelerinde anayasaya aykırılık olmadığı, verilen kararın yerinde olduğu ve
itirazın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.”
10. Karar, başvurucuya 18/7/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
11. Başvurucu, 21/10/2013 havale tarihli dilekçesi ile
Gürpınar Asliye Ceza Mahkemesinden "müvekkilinin
denetimli serbestlikten faydalandırılarak serbest bırakılmasına, mahkeme aksi
kanaatte ise Anayasa’nın 38/4. maddesi ile AİHS'nin 6/2. maddelerine aykırı
olarak düzenlenen 5275 sayılı kanunun 105/A maddesi 7. fıkranın b bendi ile
Açık Ceza İnfaz Kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 8/2-b maddesinin iptali için
Anayasa Mahkemesine başvurulmasına, başvurunun neticeleneceği zamana kadar
infazın ertelenmesine" karar verilmesini talep etmiştir.
12. Mahkeme, 23/10/2013 tarih ve 2013/159 Değişik İş sayılı
kararı ile başvurucunun aynı mahiyetteki önceki talebiyle ilgili olarak daha
önce Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/317 Değişik İş sayılı kararıyla kesin
olarak karar verildiğini ve kararın verilmesinden sonra başvurucu tarafından
daha önceki kararı ortadan kaldıracak veya değiştirecek mahiyette yeni bir
delil ileri sürülmediği gibi yeni bir durum da oluşmadığını, gerek Mahkemece
verilen 2013/102 Değişik İş sayılı kararda gerekse Van 1. Ağır Ceza
Mahkemesinin 2013/317 Değişik İş sayılı kararında usule ve yasaya aykırı bir
yön bulunmadığını belirterek daha önce karar verilen konuda yeniden karar verilmesine
yer olmadığına karar vermiştir.
13. Başvurucu, Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından
kendisinin durumuyla aynı olan bir konuda infazın durdurulduğunu, 5275 sayılı
Kanun’un 105/A maddesinin ilgili fıkrası ile ilgili olarak Anayasa’ya aykırılık
iddiasının ciddi bulunarak Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulduğunu, bu
nedenle anılan başvurunun yeni bir hukuki durum yarattığını belirterek adaletin
kamuoyunda eşit ve adil olarak algılanması gerektiğinden Gürpınar Asliye Ceza
Mahkemesinin karar verilmesine yer olmadığına dair kararının kaldırılarak
infazın Anayasa Mahkemesince ilgili yasa maddeleri hakkında bir karar
verilinceye kadar durdurulmasını talep ederek Gürpınar Asliye Ceza Mahkemesinin
anılan kararına itiraz etmiştir.
14. Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 24/10/2013 tarih ve 2013/472
Değişik İş sayılı kararı ile Anayasa’ya aykırılık iddiasının, 2013/317 Değişik
İş sayılı kararında belirtilen gerekçelerle ciddi bulunmadığını belirterek
itirazın reddine karar vermiştir.
15. Başvurucu, kararı 24/10/2013 tarihinde öğrendiğini
belirtmiştir.
B. İlgili Hukuk
16. Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarih ve E.2013/133,
K.2013/169 sayılı kararı ile iptal edilen 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesinin
(7) numaralı fıkrasının (b) bendi şöyledir:
“(7) Hükümlü hakkında;
…
b) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya
başlanmasından önce işlediği iddia olunan ve cezasının üst sınırı yedi yıldan
az olmayan bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturmaya devam edilmesi,
…
(İptal bent: Anayasa Mahkemesinin 9/04/2014
tarih ve E.2014/14, K.2014/77) hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün
talebi üzerine, infaz hâkimi tarafından, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna
gönderilmesine karar verilir. Hükümlü hakkında soruşturma sonucunda
kovuşturmaya yer olmadığı veya kovuşturma sonucunda beraat, ceza verilmesine
yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi hâlinde, hükümlünün
cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına
infaz hâkimi tarafından karar verilir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 23/7/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 30/10/2013 tarih ve 2013/7759 numaralı bireysel başvurusu
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
18. Başvurucu, infaz etiği hapis cezasının geri kalan
kısmının 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik
tedbiri uygulanarak infazını talep ettiğini, ancak Gürpınar Asliye Ceza
Mahkemenin aynı maddenin yedinci fıkrasının (b) bendi uyarınca hakkında
cezasının üst sınırı yedi yıl ve üzeri hapis cezasını gerektiren bir suçtan
dolayı kovuşturma bulunduğu gerekçesiyle bu talebini reddettiğini, bu maddenin
Anayasa’nın 38. maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında masuniyet karinesine
aykırı olduğunu, aynı konuya ilişkin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin anılan Kanun
maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi nezdinde itiraz yoluna başvurarak
infazın durdurulmasına karar verdiğini ancak Gürpınar Asliye Ceza Mahkemesi ve
itiraz mercinin infazın durdurulması taleplerini
reddettiğini belirterek Anayasa’nın 10., 19., 36. ve 38. maddelerinde
tanımlanan eşitlik ilkesi, kişi özgürlüğü ve güvenliği ve adil yargılanma
hakları ile masumiyet karinesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve yargılamanın
yenilenmesi talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
19. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5)
numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının
tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten
itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.”
20. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün “Başvuru süresi ve mazeret” başlıklı 64.
maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“(Değişik:RG-5/3/2014-28932)
Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten,başvuru
yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekir.”
21. Bireysel başvurunun ön şartlarından birisi de başvuru
süresidir. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması gereken bir usul
hükmüdür.
22. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanun'un 47.
maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64.
maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren
otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt
dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir.
23. Başvuru konusu olayda, başvurucu, hakkındaki cezaların
infazının geri kalan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle
yerine getirilmesi talebi ilk olarak Gürpınar Asliye Ceza Mahkemesinin
28/5/2013 tarih ve 2013/102 Değişik İş sayılı kararı ile reddedilmiş ve bu
karara yapılan itiraz da Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 7/6/2013 tarih ve 2013/317
Değişik İş sayılı kararı ile reddedilmiştir (Bkz.§ 7-10).
24. Anılan karardan sonra başvurucu, 21/10/2013 tarihinde
tekrar denetimli serbestlik tedbirinden yararlanmak için infazın durdurulması
talebinde bulunmuştur. Mahkeme, 23/10/2013 tarih ve 2013/159 Değişik İş sayılı
kararı ile daha önce karar verilen konuda yeniden karar verilmesine yer
olmadığına karar vermiştir. Bu karara yapılan itiraz da Van 1. Ağır Ceza
Mahkemesinin 24/10/2013 tarih ve 2013/472 Değişik İş sayılı kararı
reddedilmiştir (Bkz.§ 11-15).
25. Daha önce başvurulduğu ve reddedildiği için başarılı
olunmayacağı belli olan başvuru yoluna, yeni bir husus ileri sürmeksizin,
tekrar başvurarak Anayasa Mahkemesine başvuru için öngörülen otuz günlük
sürenin tekrar başlatılmasının kabul edilmesi mümkün değildir (Benzer karar
için bkz. B. No: 2012/829, 5/3/2013, § 32). Nitekim başvuru konusu olayda
ikinci defa yapılan başvuruda, aynı konuyla ilgili önceden karar verildiği
gerekçesiyle talep reddedilmiştir. Dolayısıyla, Gürpınar Asliye Ceza
Mahkemesinin 28/5/2013 tarihli kararına yapılan itirazın Van 1. Ağır Ceza
Mahkemesince 7/6/2013 tarihinde reddedilmesine ilişkin kararın başvurucuya
tebliğ edildiği 18/7/2013 tarihinden sonra otuz gün içinde başvuru yapılması
gerekirken başvurunun 30/10/2013 tarihinde yapıldığı gözetildiğinde bireysel
başvuru için öngörülen otuz günlük sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.
26. Açıklanan nedenlerle, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmayan başvurunun diğer kabul edilebilirlik
şartları yönünden incelenmeksizin “süre
aşımı” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle başvurunun, “süre aşımı” nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
bırakılmasına, 23/7/2014 tarihinde OY
BİRLİĞİYLE karar verildi.