TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ÜMİT TEKİN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/781)
|
|
Karar Tarihi: 26/3/2013
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh
KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Mehmet ERTEN
|
|
|
Zehra Ayla PERKTAŞ
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Zühtü ARSLAN
|
Raportör
|
:
|
Selami TURABİ
|
Başvurucu
|
:
|
Ümit TEKİN
|
Temsilcisi
|
:
|
Uğur TEKİN (Vasi)
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, kasten yaralama suçundan yargılandığı Sincan
1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/344 esas sayılı dosyasında, delillerin eksik
ve hatalı değerlendirilmesi sonucu mahkûmiyetine karar verilmek suretiyle adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 25/1/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan
yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde
Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 22/3/2013 tarihinde
başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli
görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 33.
maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Kasten yaralama suçu nedeniyle hakkında açılan ve Sincan
1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen kamu davasında 30/4/2009 tarih ve
E.2008/344, K.2009/352 sayılı kararıyla başvurucu 4 yıl 2 ay hapis cezasına
mahkûm edilmiştir.
6. Başvurucunun temyizi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesinin
30/5/2012 tarih ve E.2010/18492, K.2012/22217 sayılı ilamıyla Sincan 1. Asliye
Ceza Mahkemesinin kararı onanmış ve karar aynı tarihte kesinleşmiştir.
7. Başvurucu, hüküm kurulurken delillerin eksik ve hatalı
değerlendirildiği iddiasıyla Sincan 1. Asliye Ceza Mahkemesine yargılamanın
yenilenmesi talebinde bulunmuş, Mahkeme, 12/11/2012 tarih E.2008/344,
K.2009/352 sayılı Ek Kararı ile 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu’nun (CMK) 311. maddesinde yer alan yargılamanın yenilenmesini gerektiren
bir neden olmadığı gerekçesiyle CMK’nın 318.
maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca istemin kabule değer olmadığına karar
vermiştir.
8. Başvurucunun karara itiraz etmesi üzerine Sincan 2. Ağır
Ceza Mahkemesi, 19/12/2012 tarih ve 2012/3830 Değişik İş sayılı kararı ile
Sincan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu
gerekçesiyle itirazın reddine karar vermiştir.
B. İlgili Hukuk
9. 5271 sayılı Kanun’un 311. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendi şöyledir:
“(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir
dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi
yoluyla tekrar görülür:
…
b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık
veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal
ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.
…”
10. 23/3/2005 tarih ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesi, 4/4/1929 tarih ve 1412
sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305 ila 326. maddeleri,
4/12/2004 tarih 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 267 ila 271, 311 ila
323. maddeleri.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
11. Mahkemenin 26/3/2013 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 25/1/2013 tarih ve 2013/781 numaralı başvurusu incelenip gereği
düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
12. Başvurucu, kasten yaralama suçundan yargılandığı Sincan
1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/344 esas sayılı dosyasında, delillerin eksik
ve hatalı değerlendirilmesi sonucu mahkûmiyetine karar verildiğini, temyiz
üzerine kararın Yargıtayca onandığını, mahkeme kararı
aleyhine delillerin eksik ve hatalı değerlendirildiği iddiasıyla yargılamanın
yenilenmesi talebinde bulunmasına rağmen mahkemece istemin kabule değer
olmadığına karar verilmek suretiyle Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, tazminat ve yeniden
yargılanma talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
13. Başvuru dilekçesinde, başvurucunun mahkûmiyet kararına
konu olan asıl dava ve yargılamanın yenilenmesi başvurusunun incelenmesi
sürecinde adil yargılanma hakkının ihlali şikayetleri yer almaktadır. Bu
sebeple başvurucunun iddiaları iki ayrı şikayet
çerçevesinde değerlendirilmiştir.
1. Mahkûmiyet Kararına Konu Asıl Dava
Yönünden Adil Yargılanma Hakkının İhlali İddiası
14. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesinin (8)
numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra
kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları
inceler.”
15. Anılan Anayasa ve kanun hükümleri uyarınca Anayasa
Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup,
Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine
yapılan bireysel başvuruları inceleyebilecektir.
16. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin
bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür şekilde
uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (B. No: 2012/51, § 18,
25/12/2012).
17. Başvuru konusu Sincan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin
30/4/2009 tarih ve E.2008/344, K.2009/352 sayılı kararı, Yargıtay 3. Ceza
Dairesinin 30/5/2012 tarih ve E.2010/18492, K.2012/22217 sayılı kararı ile
onanmıştır. Başvurucunun yargılamanın yenilenmesi talebi, Sincan 1. Asliye Ceza
Mahkemesinin 12/11/2012 tarih E.2008/344, K.2009/352 sayılı ek kararı ile
reddedilmiş, itiraz üzerine Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 19/12/2012 tarih ve
2012/3830 Değişik İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar vermiş ve karar
başvurucuya 26/12/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir.
18. Ceza hukukunda kararların kesinleşmesi bakımından
tüketilmesi gereken son olağan kanun yolu kural olarak temyizdir. Somut olayda
olağan kanun yolu Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Sincan 1. Asliye Ceza
Mahkemesinin kararını 30/5/2012 tarihinde onaması ile tamamlandığından karar bu
tarihte kesinleşmiştir. Başvurucu tarafından 5271 sayılı Kanun’un 311. maddesi
gereğince onama kararından sonra yargılamanın yenilenmesi talebinde
bulunulmasının kararın kesinliğine bir etkisi olmayacaktır.
19. Açıklanan nedenlerle, başvuru konusu kararın 23/9/2012
tarihinden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Yargılamanın Yenilenmesi Talebine
Konu Dava Yönünden Adil Yargılanma Hakkının İhlali İddiası
20. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak
suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile
adil yargılanma hakkına sahiptir.”
21. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken
hususlarda inceleme yapılamaz.”
22. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve
incelenmesi” kenar başlıklı 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun
başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”
23. 6216 sayılı
Kanun’un “Esas hakkındaki inceleme”
kenar başlıklı 49. maddesinin (6) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bölümlerin, bir mahkeme kararına karşı yapılan bireysel
başvurulara ilişkin incelemeleri, bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve
bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi ile sınırlıdır.
Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”
24. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ve 6216 sayılı
Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, Anayasa’da güvence
altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin
kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden herkese Anayasa Mahkemesine
bireysel başvuru yapma hakkı tanınmıştır. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü
fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 49. maddesinin (6) numaralı fıkrasında,
bireysel başvurulara ilişkin incelemelerde kanun yolunda gözetilmesi gereken
hususların değerlendirmeye tâbi tutulamayacağı, 48. maddenin (2) numaralı
fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul
edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir.
25. Ceza muhakemesinde, kesinleşen hükümlere karşı
yargılamanın yenilenmesi yoluna başvuru hakkı, CMK’nın
311. maddesi gereğince sınırlı sebeplerle taraflara tanınmıştır. Başvurucuların
311. madde gereğince yapılan yargılamalardaki hak ihlallerini bireysel başvuru
yoluyla Anayasa Mahkemesine getirmeleri mümkündür. Ancak Anayasa’da yer alan
hak ve özgürlükler ihlal edilmediği sürece ya da açıkça keyfilik içermedikçe
derece mahkemelerinin kararlarındaki maddi ve hukuki hatalar bireysel başvuru
kapsamında ele alınamaz. Bu kapsamda, derece mahkemelerinin delilleri
takdirinde bariz bir şekilde keyfilik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesinin bu
takdire müdahalesi söz konusu olamaz (B. No: 2012/695, § 22, 12/2/2012).
26. Başvuru konusu olayda başvurucu tarafından, mahkemenin
delilleri eksik ve hatalı değerlendirdiği iddiasıyla müracaatta bulunduğu
yargılamanın yenilenmesi talebinin mahkemece kabule değer olmadığına karar
verilerek anayasal haklarının ihlaline yol açtığı belirtilmektedir. Dolayısıyla
başvurucunun iddialarının özü, derece mahkemesinin delilleri değerlendirme ve
yorumlamada isabet edemediğine ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna
ilişkindir.
27. Açıklanan nedenlerle, başvurunun kanun yolunda
gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu, derece mahkemesi kararının açıkça
keyfilik içermediği anlaşıldığından, başvurunun diğer kabul edilebilirlik
şartları yönünden incelenmeksizin, “açıkça
dayanaktan yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
A. Başvurunun,
1. Mahkûmiyet kararına konu asıl dava yönünden adil yargılanma
hakkının ihlali iddiasının ““zaman bakımından yetkisizlik”,
2. Yargılamanın
yenilenmesi talebinine konu dava yönünden adil
yargılanma hakkının ihlali iddiasının “açıkça
dayanaktan yoksunluk”
nedenleriyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B.
Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde bırakılmasına,
26/3/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.