TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
KORKUT DUMAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2013/7896)
Karar Tarihi: 20/4/2016
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Erdal TERCAN
HasanTahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör
Hüseyin TURAN
Başvurucu
Korkut DUMAN
Vekili
Av. Ayşe CESUR
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, hakkında beraat kararı verilmiş olmasına rağmen karara konu olan İnternet sitesi hakkında uygulanan erişim engelleme tedbirinin kaldırılmaması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 21/10/2013 tarihinde Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 30/12/2013 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 31/3/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü 30/5/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.
6. Bakanlık tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş 9/6/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanlarını 23/6/2014 tarihinde ibraz etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, İsveç'te yaşayan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup "www.5posta.org" İnternet sitesinin sahibidir.
9. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı basın bürosunun 24/1/2011 tarihli ve 2011/189 sayılı soruşturması kapsamında26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 103. ve 226. maddeleri kapsamına giren görüntü ve resimlerin adı geçen sitede yayımlandığının Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından bildirilmesi üzerine bu İnternet sitesi için (ekli listede yer alan alan adları bazında) erişimin engellenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
10. Anılan İnternet sitesine Türkiye'den erişim, Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/1/2011 tarihli ve 2011/94 Değişik İş sayılı kararı ile engellenmiştir. Engellemeye gerekçe olarak Mahkeme, söz konusu İnternet sitesinden alınan içeriklerin 5237 sayılı Kanun'un 226 ve 103. maddeleri kapsamında kaldığını belirterek 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un 8. maddesini göstermiştir.
11. Başvurucu, engelleme kararına karşı Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesine itirazda bulunmuş ancak Mahkemenin 17/2/2011 tarihli ve 2011/57 Değişik İş sayılı kararı ile itiraz reddedilmiştir.
12. Bundan ayrı olarak başvurucu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 12/5/2011 tarihli ve E.2011/360 sayılı iddianameyle adı geçen İnternet sitesindeki yayınlar nedeniyle Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinde 5237 sayılı Kanun'un 226. maddesinde tanımlanan "müstehcenlik" suçunu işlediği iddiası ile kamu davası açılmıştır. Mahkemenin 21/1/2013 tarihli ve E.2011/747, K.2013/7 sayılı kararıyla "yasada tanımlanan suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle" başvurucunun beraatına karar verilmiştir.
13. Mahkemenin beraat gerekçesi şöyledir:
"...Yapılan yargılama, toplanan deliller ve olayın oluş şekline göre; her ne kadar Türk vatandaşı olan sanık hakkında İsveç devletinde yukarıda ismi geçen siteyi kurarak müstehcen görüntü ve yazıların paylaşıma açıldığı, herhangi bir ikaz olmadığı için 18 yaşından küçük çocukların da doğrudan görüntülere ulaşabildiği, görüntülerde çocukların kullanıldığı şiddet içeren hayvanlarla yapılan cinsel ilişki animasyonları vb. gibi görüntülere yer verildiği, bu nedenle sanığın müsnet suçu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmışsa da, sanığın sözkonusu internet sitesini İsveç devletinde kurduğu ve sitenin İsveç kanunlarına ve denetimlerine göre kurulduğu, internetin doğası gereği her ülkeden erişimin mümkün bulunduğu, sanığın Türk vatandaşı olması dışında Türkiye'de erişimcilere herhangi bir uyarı vermeden siteye giriş sağladığının kabul edilemeyeceği, İsveç kanunlarına tabi olan internet sitesi nedeniyle sırf Türkiye üzerinden erişim sağlanmasının sanığın sorumluluğunu gerektirmeyeceği anlaşıldığından beraatine..."
14. Mahkeme ayrıca erişim engelleme tedbiri ile ilgili olarak "daha önceden bu yönde karar verildiğinden 5651 sayılı yasanın 8/1-a maddesi uyarınca yeniden karar verilmesine yerolmadığına" şeklinde karar vermiş, söz konusu karar temyiz edilmeksizin 12/2/2013 tarihinde kesinleşmiştir.
15. Başvurucu, Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesine başvuruda bulunarak Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinin beraat kararı doğrultusunda 24/1/2011 tarihli kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemenin 14/5/2013 tarihli ve 2011/94 sayılı kararı ile"kararının kesinleşmiş olması ve devamında sanık müdafii tarafından talebe emsal ve esas gösterilen Ankara 7 Asliye Ceza Mahkemesinin 21/1/2013 tarihli ilamının 2 nolu hükmünde de mahkememiz kararı kapsamında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması ve bu kararında belirtilen şekilde kesinleşmiş olması karşısında sanık müdafiinin talebi ile ilgili mahkememizce esastan irdeleme yapılmasının hukuken mümkün olmadığı" gerekçesiyle başvurucunun talebi ile ilgili olarak "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir.
16. Başvurucu, 6. Sulh Ceza Mahkemesinin kararına karşı itiraz yoluna başvurmuş; itiraz mercii olan Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/8/2013 tarihli ve 2013/306 Değişik İş sayılı kararı ile itiraza konu kararın "usul ve yasaya uygun" olduğu gerekçesiyle başvurucunun itirazının reddine karar verilmiştir. Bu karar başvurucuya 18/9/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
17. Başvurucu 21/10/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
1. Başvuruya Konu Web Sitesi
18. Başvuruya konu İnternet sitesine Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesince Türkiye'den erişimin engellenmesine karar verilmiş olması nedeniyle DNS IP değiştirme yöntemiyle siteye girildiğinde sitede herhangi bir içerik bulunmadığı, sadece "Tük Filmleri Full, Canvas Galllery Art ve Alice 5" gibi farklı sitelere yönlendirme linklerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
19. TİB tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına site ile ilgili gönderilen belgeler üzerinden yapılan incelemede başvuruya konu "http://www.5p...org" yer ve içerik sağlayıcısı bakımından Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) faaliyet gösteren bir sitedir.
20. Kişiler tarafından TİB'e yapılan ihbarlarda söz konusu sitede yazılı ve görüntülü bir biçimde müstehcenlik suçuna yer ve imkân sağlandığı, suçları önlemeye yönelik önlem alınmadığı ve doğrudan ulaşılabilecek şekilde suça konu içeriklerin olduğubildirilmiş ve ekran görüntülerine ilişkin resimler ve içerikler sunulmuştur.
21. Sunulan bu resim ve içerikler üzerindeyapılan incelemede bazı içeriklere yalnızca "bold" (sitede sunulan bazı içeriklerin erişimine izin verilen ayrıcalıklı kişiler) üyeler tarafından ulaşılabileceği, yeni üyeliklerde ancak 18 yaşından büyük olma koşuluyla bir hesap açılabileceği,bununla birlikte bazı sayfalarda "+18" ibaresinin de bulunduğu tespit edilmiştir.
22. Sunulan belgelerde bahse konu web sitesinin "5p...org/tag/cınsel-mutluluk, 5p...org/tag/cınsel-sapikliklar, 5p...org/tag/japon, 5p...org/tag/muhafazakârlık" gibi alt kategorilerine erişilebildiğinin ve ana sayfa (girişte karşılaşılan sayfa) bulunmadığı için ancak bu erişimin doğrudan üye olmaksızın mı yoksabir üyelikle migerçekleştiğinin tespiti mevcut belgelere göre mümkün bulunmamaktadır.
23. İnternet sayfasından alınan resim ve yazılarda müstehcenlik ifade eden tabirlere, seks oyuncaklarıyla ilgili resim ve yazılara, yaşlarının küçük olduğu anlaşılan kız çocuklarıyla ilgili ve hayvanlarla cinsel ilişkiyigösteren pornografik nitelikte ögeler içeren gerçek resimlere ve animasyon resimlerine yer verilmiştir.
B. İlgili Hukuk
24. 5237 sayılı Kanun'un 226. maddesi şöyledir:
(1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz."
25. 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesinin (1) ve (8) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) İnternet ortamında yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verilir:
a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
...
2) Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra),
5) Müstehcenlik (madde 226),
6) Fuhuş (madde 227),
(8) Kovuşturma evresinde beraat kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda mahkemece beraat kararının bir örneği Başkanlığa gönderilir."
26. 30/10/2007 tarihli ve 2007/26716 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in17. maddesinin (1) ve(2) numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda Cumhuriyet savcısı, kovuşturmaya yer olmadığı kararının bir örneğini Başkanlığa gönderir. Başkanlık, karara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir.
(2)Kovuşturma evresinde beraat kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda mahkemece beraat kararının bir örneği Başkanlığa gönderilir. Başkanlık, karara ilişkin bilgileri gereği derhal yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildirir"
“…”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
27. Mahkemenin 20/4/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
28. Başvurucu 5651 sayılıKanun'un 8. maddesi gereğince beraat kararı verilmesi ile erişim engelleme kararının hükümsüz kalacağını, bu durumda beraat kararının bir örneğinin ilgili Mahkemece erişim engelleme kararının kaldırılması için TİB'e gönderilmesinin gerektiği düzenlemesine rağmen taleplerinin reddedildiğini, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (Sözleşme) göre ifade özgürlüğünün suçun önlenmesi amacıyla kısıtlanabileceğini, hakkında beraat kararı verilmesi nedeniyle bu sebebin ortadan kalktığını, uygulanan tedbirin Anayasa ile yasaklanan sansür niteliğinde olduğunu; Mahkemenin, ret kararının tedbiri süresiz hâle getirdiğini, ayrıca Mahkemelerin ret kararlarının gerekçesiz olduğunu, erişim engelleme tedbirinin kaldırılmasına ilişkin başvuruları karşısında yetkili mercilerin gerekli adımları atmaktan imtina ettiklerini, bu nedenlerle ifade özgürlüğü ile adil yargılanma ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş; yeniden yargılama ve tazminat taleplerinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
29. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince beraat kararı verilmesi ile erişim engelleme kararının hükümsüz kaldığı ancak beraat kararının bir örneğinin ilgili Mahkemece erişim engelleme kararının kaldırılması için TİB'e gönderilmesi gerekmesinerağmen bunun Mahkemece yerine getirmediğine ilişkin iddiası, Anayasa'nın 36. maddesinde tanımlananadil yargılanma hakkı kapsamında kaldığından başvurunun bu çerçevede incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
30. Başvurucu, 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince beraat kararı verilmesi ile erişim engelleme kararının hükümsüz kaldığını ancak beraat kararının bir örneğinin ilgili Mahkemece erişim engelleme kararının kaldırılması için TİB'e gönderilmesinin gerekmesinerağmen bunun Mahkemece yerine getirmediğini ileri sürmüştür.
31. Bakanlık görüşünde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolunun ikincil nitelikte bir kanun yolu olduğu, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle genel yargı yerlerinde olağan yasa yolları ile çözüme kavuşturulmasının esas olduğu, iddia edilen hak ihlallerinin bu olağan denetim mekanizması içinde giderilememesi durumunda bireysel başvuru yoluna başvurulabileceği, bu çerçevede başvurucunun öncelikle beraat kararının TİB'e gönderilmesi için Mahkemeye bir başvuruda bulunması gerektiği, Mahkeme tarafından bu talebin reddedilmesi hâlinde böyle bir başvuruda bulunabileceği, buna ilaveten başvurucunun beraat kararını bizzat kendisinin de TİB'e iletebileceği oysa bu yola da başvurulmadan bireysel başvuru yolunun tercih edildiği, bu durumda başvuru yollarının tüketilmemiş olduğu hususlarına dikkat çekilmiştir.
32. Başvurucu; Bakanlığın görüşlerini kabul etmediğini, kendisinin mahkemenin hukuksal yanlışlığını düzeltmek gibi bir görevinin bulunmadığını, bu çerçevede başvurulması gerekli mercilere başvuruda bulunduğunu ve başvuru yollarını tükettiğini belirtmiştir.
33. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik şartları ve incelenmesi” kenar başlıklı 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, …açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”
34. Başvurucunun iddialarının özü beraat kararı veren Mahkemenin kanunun kendisine öngördüğü yükümlülüğü yerine getirmediği şikâyetine dayanmaktadır.
35. Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."
36. Sözleşme'nin "Adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir."
37. Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa'nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır.
38. Anayasa'nın 36. maddesinde ifade edilen hak arama özgürlüğü, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmayı ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biri olmakla birlikte aynı zamanda toplumsal barışı güçlendiren, bireyin adaleti bulma, hakkı olanı elde etme, haksızlığı önleme uğraşının da aracıdır. Hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı, sadece yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunmada bulunma hakkını değil yargılama sonunda hakkı olanı elde etmeyi de kapsayan bir haktır (AYM, E.2009/27, K.2010/9, 14/1/2010).
39. Sözleşme'nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinde açıkça kararların icrasından bahsedilmediği için AİHM, mahkemeye erişim hakkından yola çıkarak yargı kararlarının yerine getirilmesi hakkını adil yargılanma hakkının unsurlarından biri olarak kabul etmektedir. AİHM'e göre mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne götürme ve aynı zamanda mahkemece verilen kararın uygulanmasını isteme haklarını da kapsar. Mahkeme kararlarının uygulanması, yargılama sürecini tamamlayan ve yargılamanın sonuç doğurmasını sağlayan bir unsurdur. Karar uygulanmazsa yargılamanın da bir anlamı olmayacaktır (Honsby/Yunanistan, B. No: 18357/91, 19/3/1997, § 40).
40. Bu nedenle yargı kararlarının uygulanması "mahkemeye erişim hakkı" kapsamında değerlendirilmektedir. Buna göre yargılama sonucunda mahkemenin bir karar vermiş olması yeterli değildir. Ayrıca bu kararın etkili bir şekilde uygulanması da gerekir. Hukuk sisteminde nihai mahkeme kararlarını, taraflardan birinin aleyhine sonuç doğuracak şekilde uygulanamaz hâle getiren düzenlemeler bulunması veya mahkeme kararlarının icrasının herhangi bir şekilde engellenmesi hâllerinde "mahkemeye erişim hakkı" da anlamını yitirir (Ahmet Yıldırım, B. No: 2012/144, 2/10/2013, § 28).
41. AİHM; kesinleşmiş ve bağlayıcı bir yargı kararının, lehine karar verilen tarafın zarar görmesine rağmen infaz edilmemesi durumunda Sözleşme'nin 6. maddesinin teminat altına aldığı mahkemeye erişim hakkının bir anlam ifade etmeyeceğini vurgulamaktadır. Hangi yargı makamı verirse versin bir yargı kararının veya hükmünün infaz edilmesi, 6. madde anlamında "dava"nın tamamlayıcı unsuru olarak değerlendirilmelidir (Burdov/Rusya, B. No: 59498/00, 7/5/2002, § 34).
42. AİHM, Sözleşme'nin 6. maddesi kapsamında bir yargı yerine ulaşma hakkının sadece teorik olarak bu hakkın tanınmasını değil aynı zamanda o yargı yerinden alınan nihai kararın icrasına yönelik meşru bir beklentiyi de koruduğunu kabul etmiştir (Apostol/Gürcistan, B. No: 40765/02, 28/2/2007, § 54).
43. Başvuruya konu "http://www.5p...org" adlı İnternet sitesi, yer ve içerik sağlayıcısı bakımından ABD'de faaliyet gösteren bir sitedir. Kişiler tarafından TİB'e yapılan ihbarlarda söz konusu sitede yazılı ve görüntülü olarak müstehcenlik suçuna yer ve imkân sağlandığı, suçları önlemeye yönelik önlem alınmadığı ve doğrudan ulaşılabilecek şekilde suça konu içeriklerin sağlandığının bildirilmesi ve ekran görüntülerine ilişkin resimler ve içerikler sunulması üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca site hakkında5237 sayılı Kanun'un 103. ve 226. maddeleri kapsamında soruşturma açılmış ve siteye erişimin engellenmesine karar verilmesi Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesinden talep edilmiş (bkz. § 19) ve 5651 sayılı Kanun'un 1. maddesinin (a) fıkrası gereğince anılan İnternet sitesine Türkiye'den erişim engellenmiştir (bkz. § 10).
44. Başvurucu hakkında akabinde Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinde 5237 sayılı Kanun'un 226. maddesinde tanımlanan suçu işlediği iddiası ile kamu davası açılmış, Mahkeme "yasada tanımlanan suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle" başvurucunun beraatına karar vermiş, ayrıca erişim engelleme tedbiri ile ilgili olarak ise" daha önceden bu yönde karar verildiğinden 5651 sayılı yasanın 8/1-a maddesi uyarınca yeniden karar verilmesine yer olmadığına" karar vermiştir (bkz. § 14). Söz konusu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
45. Başvurucu, kesin nitelik kazanan Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinin beraat kararı üzerine erişimin engellenmesi kararı veren Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesine başvurarak tedbirin kaldırılması talebinde bulunmuştur. Ancak Mahkeme, kendisi tarafından verilen tedbir kararının itiraz sonucu kesinleşmiş olduğunu, Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda da kendi kararına atıf yapıldığını ve bu kararın da kesinleşmiş olduğunu gerekçe göstererek başvurucunun talebiyle ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermiştir. Başvurucunun itirazı üzerine Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesince bu itiraz ise reddedilmiştir.
46. 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, İnternet ortamında yapılan ve içeriği 5237 sayılı Kanun'da yer alan müstehcenlik, fuhuş, çocukların cinsel istismarı gibi suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verileceği açık bir şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye ek olarak aynı maddenin (8) numaralı fıkrasında ise kovuşturma sonucunda tedbir kararı verilmesine neden olan suçlama hakkında beraat kararı verilmesi hâlinde erişimin engellenmesi kararının kendiliğinden hükümsüz kalacağı, bu durumda Mahkemece beraat kararının bir örneğinin TİB' e gönderileceği, TİB'in de karara ilişkin bilgileri, gereği derhâl yapılmak üzere elektronik ortamda erişim sağlayıcılara bildireceği düzenlenmiştir.
47. Başvurucunun sahibi olduğu İnternet sitesine engellenmesine neden olan içerikle ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı davada Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinin beraat kararı vermesi ve sonrasında kararın kesinleşmesine rağmen 5651 sayılı Kanun'un 8. maddesinin (8) numaralı fıkrası uyarınca karardan bir suretin TİB'e gönderilmesi gerektiği hâlde bunun Mahkemece yerine getirilmediği görülmekte ise de başvurucunun bu Kanun hükmü karşısında beraat kararını kendisinin de TİB'e götürmediği, bu konuda bir çaba göstermediği ve kararın icrasını ilgili idareden istemediği anlaşılmaktadır.
48. Kesinleşmiş Mahkeme Kararlarının makul sürede uygulanmaması ya da icra edilmemesi adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde ise de (Kenan Yıldırım ve Turan Yıldırım, B. No: 2013/711, 3/4/2014, § 53) somut olayda başvuru yapılmış olmasına rağmen kesinleşmiş beraat kararının TİB tarafından yerine getirilmediğine veya başvuruya rağmen kararının uygulanmadığına dair bir iddianın ileri sürülmediği dikkate alındığında başvurunun dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır.
49. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 20/4/2016 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.