logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mustafa Yeşilırmak [2.B.], B. No: 2013/8065, 9/3/2016, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSTAFA YEŞİLIRMAK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/8065)

 

Karar Tarihi: 9/3/2016

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

M. Emin KUZ

Raportör

:

Yakup MACİT

Basvurucu

:

Mustafa YEŞİLIRMAK

Vekili

:

Av. Ümit SERT

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından bağlanan emekli maaşının iptali ile yersiz ödenen maaş, sağlık giderleri ve primlerin tahsili işlemine karşı açılan davanın kanun ve usule aykırı olarak reddedilmesi nedeniyle mülkiyet, adil yargılanma ve sosyal güvenlik haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 1/11/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 23/2/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu 22/10/1984 tarihli BAĞ-KUR'a giriş bildirgesi esas alındığında 1/10/1984 tarihinden itibaren SGK (Kurum) kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlamıştır.

6. Başvurucu 22/7/2008 tarihli dilekçesi ile yurt dışında 27/5/1983 ile 7/9/1984 tarihleri arasında geçen çalışma süreleri için borçlanma talebinde bulunmuş ve Kurumca 1/10/2008 tarihinden itibaren kendisine yaşlılık aylığı bağlanmıştır.

7. SGK 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun'a göre 1/10/2008 tarihinden sonra sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmalarının olması nedeniyle başvurucuya bağlanan yaşlılık aylığını 3/2/2010 tarihi itibarıyla iptal etmiştir.

8. SGK 1/10/2008 ile 3/2/2010 tarihleri arasında ödenen maaş, sağlık giderleri ve tahakkuk eden primlerin ödenmesini başvurucudan talep etmiştir.

9. Başvurucu; ödenen maaş, sağlık giderleri ve primlerin tahsili işleminin iptali ile 1/10/2008 tarihi itibarıyla emekli olduğu ve Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemiyle Amasya İş Mahkemesinde dava açmıştır.

10. Yargılama sırasında, 3201 sayılı Kanun'un 6. maddesinin (B) fıkrasının ilk paragrafı 16/6/2010 tarihli ve 5597 sayılı Kanun'un 15. maddesiyle değiştirilmiş; yurt dışında çalışması nedeniyle emeklilik hakkı kazananların da sosyal güvenlik destek primi (SGDP) kapsamında çalışabilecekleri hüküm altına anılmıştır.

11. Mahkeme 13/10/2010 tarihli ve E.2010/38, K.2010/178 sayılı kararıyla davayı kabul etmiştir. Kararın gerekçe kısmı şöyledir:

"Davacının 01/10/1984 tarihinde esnaf bağ-kur sigortalısı olarak tescilinin yapılarak 0338498645 Bağ-kur numarası ile sigortalığının başladığı, 27/05/1983-07/09/1984 tarihleri arasında Almanya'da geçen çalışmaları nedeniyle 3201 Sayılı Kanun'a göre yapmış olduğu borçlanma talebi kabul edilerek 461 gün karşılığı prim borçlanması yaptığı yasada aranan yaşlılık aylığı bağlanma şartlarını oluştuğunun kurum tarfından davacıya bildirilmesi sonucu 12/9/2008tarihinde davacının tahsis talebinde bulunduğu davalı kurum tarafından tahsis talebinin kabul edilerek 1/10/2008 tarihi itibariyle 2/01466078 tahsis numarası ile davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı, davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı tarihteki mevzuat hükümlerine göre sigortalılığın tescili her türlü yasal şartları haiz olup tahsis talebi de davalı kurum tarafından incelenerek yasada aranan maaş bağlama şartları oluştuğu için yaşlılık maaşı bağlanıp 15 ay ödeme yapıldığı kurumun geçmişe yönelik prim tahsil etmesi ve uzun süre bu primleri kullanması ve daha sonra sigortalının emekliliğini hiçbir sebebe dayandırmadan iptal etmesi ve yatırılan primleri de irat kaydetmesi Medeni Kanun'un 2. maddesindeki objektif iyi niyet kuraları ile bağdaşmayacağından davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur."

12. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 19/6/2012 tarihli ve E.2010/14187, K.2012/12451 sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozma gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 16/6/2010 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 5997 sayılı Yasa ile 3201 sayılı Yasanın 6. Maddesinin (B) fıkrasında yapılan değişikliğin geçmişe yönelik uygulanıp uygulanmadığı noktasında toplanmaktadır.

3201 sayılı Yasanın 5754 sayılı Yasa ile değişik 6. maddesinin (B) fıkrasında; “Yasa hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabii çalışanlar, ikamete dayalı bir Sosyal Sigorta ya da Sosyal Yardım ödeneği olanlar ile Türkiye'de sigortalı çalışmaya başlayanların tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Sosyal Güvenlik Destek Primi hakkındaki hükümleri, bu kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz. Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır.” şeklinde yasal düzenleme mevcut iken, 19/06/2010 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 5997 sayılı Yasa'nın 15. maddesi ile 3201 sayılı Yasa'nın 6. maddesinin (B) fıkrası değiştirilmiş ve “Yasa hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabii çalışanlar, ikamete dayalı bir Sosyal Sigorta ya da Sosyal Yardım Ödeneği alanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Türkiye'de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın Sosyal Güvenlik Destek primine tabii olarak çalışmasına ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

Görüldüğü gibi, 19/6/2010 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 5997 sayılı Yasa ile, yurtdışı hizmetlerini borçlanarak yaşlılık aylığı bağlananlara Türkiye'de destek primiile çalışabilme imkanı sağlanmıştır. Ne var ki, anılan bu yasa hükmünün geçmişe de yürütüleceğine ilişkin bir geçiş hükmü getirilmemiştir. Böyle olunca, 5/8/2008 tarihinden 19/6/2010 tarihine kadarTürkiye'de sigortalı çalışanların aylıklarının kesilmesi zorunludur. Yasada açık düzenleme bulunan hallerde yorum kurallarına gidilmesi ve geçmişe yönelik uygulanması mümkün değildir.

Somut olayda, davacının 19/6/2010 tarihinden önce 5510 sayılı Yasaya göre sigortalı çalışması bulunduğu sabit olduğuna göre, bu tarihden önceki dönem itibariyle bağlanan yaşlılık aylığının kesilmesinde ve prim bedeli tahsil edilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

..."

13. Bozma ilamına uyan Mahkeme 28/2/2013 tarihli ve E.2012/176, K.2013/25 sayılı kararıyla davayı reddetmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"17/4/2008 tarihli 5754 sayılı Kanunla değişik 3201 sayılı Kanunun 6. maddesinin (B) fıkrasına göre Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurtdışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar,ikamete dayalı bir sosyal sigorta yada sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31/5/2006 tarihli5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu nun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmadığı, yurt içinde veya yurtdışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin aylıklarnın tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlandığı, davacıya yeniden maaş bağlanabilmesi için çalışmasının sona ermesi ve aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunması gerektiği, davacının böyle bir talebinin bulunmadığı anlaşılmakla kurum tarafından yapılan işlemin yasa metnine uygun yapıldığı görülmüştür.

Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere; 19/6/2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5997 sayılı Yasa ile, yurtdışı hizmetlerini borçlanarak yaşlılık aylığı bağlananlara Türkiye'de destek primiile çalışabilme imkanı sağlanmıştır. Ne var ki, anılan bu Yasa hükmünün geçmişe de yürütüleceğine ilişkin bir geçiş hükmü getirilmemiştir. Böyle olunca, 5/8/2008 tarihinden 19/6/2010 tarihine kadar Türkiye'de sigortalı çalışanların aylıklarının kesilmesi zorunludur.

Somut olayda, davacının 19/6/2010 tarihinden önce 5510 sayılı Yasaya göre sigortalı çalışması bulunduğu sabit olduğuna göre, bu tarih itibariyle bağlanan yaşlılık aylığının kesilmesinde ve prim bedeli tahsil edilmesinde Yasaya aykırılık bulunmadığından, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdakihüküm kurulmuştur."

14. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 10/9/2013 tarihli ve E.2013/7524, K.2013/15637 sayılı ilamıyla onanmıştır.

15. Onama ilamı, 4/10/2013 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş; 1/11/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

B. İlgili Hukuk

16. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılıSosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 96. maddesi şöyledir:

"Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;

a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,

b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.

Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.

Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.

Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."

17. 3201 sayılı Kanun'un 6. maddesinin (A) fıkrası şöyledir:

"Bu Kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için;

a) Yurda kesin dönülmüş olması,

b) Tahakkuk ettirilen borcunun tamamının ödenmiş olması,

c) Borcunun tamamının ödenmesinden sonra yazılı istekte bulunulması,

şarttır.

Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi hükümlerine göre bağlanır."

18. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 3201 sayılı Kanun'un 5797 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 6. maddesinin (B) fıkrası şöyledir:

"Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye'de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz.

Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır."

19. 3201 sayılı Kanun'un 5797 sayılı Kanun'un 15. maddesi ile yapılan değişikliktensonraki 6. maddesinin (B) fıkrası şöyledir:

"Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Türkiye'de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır.

Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır."

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

20. Mahkemenin 9/3/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

21. Başvurucu; yurt dışı çalışma karşılığı SGK'ya borçlanma talebinde bulunduğunu; Kurumun, talebini kabul ederek kendisine yaşlılık aylığı bağladığını; başvuru sırasında BAĞ-KUR kaydının olduğunu Kuruma bildirdiğini, gerçek durumunu gizlemediğini, yaklaşık on beş ay kendisine emekli maaşı ödendikten sonra Kurumun, hatalı işlem yapıldığını belirterek 3/2/2010 tarihi itibariyle emekli maaşını kestiğini; bu tarihe kadar ödenmiş olan yaşlılık aylığı, sağlık giderlerin ve ödenmediği iddia edilen primlerin kendisinden talep edildiğini, askerlik borçlanması yapanların ve diğer sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanların SGDP kesintisi yapılarak çalışmaya devam edebildiklerini, bu hakkın 19/6/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 5997 sayılı Kanun'la, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlananlara da verildiğini, idarenin hatalı işlemi nedeniyle mağdur edildiğini, yapılan işlemde kusurunun ve kötü niyetinin bulunmadığını, bu nedenle maaş ve diğer giderlerinKurumca talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiği gibi kazanılmış hak ilkesine de aykırı olduğunu, aynı durumda olan farklı kişilerce açılan davalarda lehe kararlar verilirken aleyhine karar verilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek Anayasa'nın 2., 10., 36., 60., 62. ve 65. maddelerinde düzenlenen eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş; yeniden yargılanma ve tazminat talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

22. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun Anayasa'nın 2., 10., 60., 62. ve 65. maddelerinde düzenlenen haklarının ihlal edildiği iddiasının adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.

23. Bunun yanında başvuru konusu olayda başvurucunun 1/10/2008 tarihinde SGK'dan emekli olduğu, 5510 sayılı Kanun kapsamında sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışmaya devam ettiği, 3201 sayılı Kanun'a göre kanuni şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle 3/2/2010 tarihinde emekli maaşının kesildiği ve bu dönem için ödenen maaş, sağlık giderleri ve primlerin Kurumca talep edildiği ve maaşlardan kesilen primlerin irat kaydedildiği, Mahkemece bu işlemlere karşı açılan davanın da reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu açıklamalar ışığında kanuni koşullar gerçekleşmediği hâlde başvurucuya ödendiği tespit edilen emekli maaşı ve sağlık giderleri ile primler üzerinde başvurucunun mülkiyet hakkı kapsamında korunmaya değer bir menfaatinin bulunmadığı anlaşılmış, bu açıdan ihlal iddialarıyla ilgili mülkiyet hakkı kapsamında bir değerlendirme yapılmamıştır.

24. Başvurucu; Mahkemenin kanuna, usule ve hakkaniyet kurallarına aykırı değerlendirme yapmak suretiyle davayı reddettiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

25. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:

“Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”

26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 49. maddesinin (6) numaralı fıkrası şöyledir:

“Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”

27. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Mahkeme, ... açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”

28. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri ile kanun yolunda gözetilmesi gereken hususların bireysel başvuruda incelenemeyeceği ve bu çerçevede Anayasa Mahkemesince açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verilebileceği hükme bağlanmıştır. Bir anayasal hakkın ihlali iddiasını içermeyen, yalnızca derece mahkemelerinin kararlarının yeniden incelenmesi talep edilen başvuruların açıkça dayanaktan yoksun ve Anayasa ve Kanun tarafından Anayasa Mahkemesinin yetkisi dışında bırakılan hususlara ilişkin olduğu açıktır (Miraş Mümessillik İnş. Taah. Reklam. Paz. Yay. San. Tic. A.Ş., B. No: 2012/1056, 16/4/2013, § 34).

29. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurular için benimsediği temel yaklaşım doğrultusunda kural olarak bireysel başvuruya konu davadaki olayların kanıtlanması, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması, yargılama sırasında delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesi ile kişisel bir uyuşmazlığa derece mahkemeleri tarafından getirilen çözümün esas yönünden adil olup olmaması, bireysel başvuru incelemesinde değerlendirmeye tabi tutulamaz. Anayasa'da yer alan hak ve özgürlükler ihlal edilmediği sürece vederece mahkemelerinin kararları açık keyfîlik içermedikçe kararlardaki maddi ve hukuki hatalar bireysel başvuru incelemesinde ele alınamaz. Bu çerçevede derece mahkemelerinin delilleri değerlendirmesinde ve hukuk kuralının yorumlamasında bariz takdir hatası bulunmadıkça Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu olamaz (Kenan Özteriş, B. No: 2012/989, 19/12/2013, § 48).

30. Başvurucunun 1/10/2008 tarihi itibarıyla bağlanan yaşlılık aylığının iptaline ilişkin 3/2/2010 tarihli Kurum işleminin iptali ile prim borcu, maaşlar ve sağlık giderlerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle açtığı davada Mahkeme; toplanan deliller, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan iyi niyet kuralları çerçevesinde değerlendirme yapmış vedavayı kabul etmiştir.

31. Temyiz üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 19/6/2012 tarihli ilamda, ayrıntılı bir şekilde izahat yapmak suretiyle başvurucu hakkında maaş ödemesi, sağlık gideri ve prim kesintisinin yapıldığı 1/10/2008 ile 3/2/2010 tarihleri arasında uygulanan 3201 sayılı Kanun'un 5997 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 6. maddesinin (B) fıkrasında yurt dışı hizmetlerini borçlanarak yaşlılık aylığı bağlananlara Türkiye'de destek primi ile çalışma imkânının bulunmadığını, bu nedenle başvurucuya ödenen maaş ve diğer gider ve kesintilerin kanuni dayanağının olmadığını belirterek hükmü bozmuştur.

32. Mahkemenin; tarafların iddia ve savunmaları ile toplanan delillere göre 19/6/2010 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5997 sayılı Kanun ile 3201 sayılı Kanun'da yapılan değişiklik sonucu, yurt dışı hizmetlerini borçlanarak yaşlılık aylığı bağlananlara Türkiye'de destek primi ile çalışabilme imkânının getirildiği ancak bu Kanun hükmünün geçmişe yürütülebileceğine ilişkin bir geçiş hükmünün bulunmadığı, bu açıdan 5/8/2008 tarihinden 19/6/2010 tarihine kadar Türkiye'de sigortalı çalışanların aylıklarının kesilmesinin zorunlu olduğu, somut olayda başvurucunun 19/6/2010 tarihinden önce 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre sigortalı çalışmış olduğundan bağlanan yaşlılık aylığının kesilmesinde ve prim bedeli tahsil edilmesinde kanuna aykırı bir yön bulunmadığı kanaatine ulaşırken belirttiği gerekçe ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde iddiaların özünün; Mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının yorumlanmasında isabet olmadığı ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu, Anayasa Mahkemesinin, Derece Mahkemelerinin hukuk kurallarının olay ve olgulara uygulanması sırasındaki takdirine müdahale etmesi, kendisini onların yerine koyarak değerlendirme yapmasının mümkün olmadığı, bu açıdan başvurucunun ileri sürdüğü iddiaların Anayasa Mahkemesinin değerlendirme yetkisi dışında kalan hususlara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

33. Açıklanan nedenlerle başvurucunun belirtilen iddiasının kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu, Derece Mahkemesi kararlarının açık keyfîlik veya bariz bir takdir hatası da içermediği anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA

9/3/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Mustafa Yeşilırmak [2.B.], B. No: 2013/8065, 9/3/2016, § …)
   
Başvuru Adı MUSTAFA YEŞİLIRMAK
Başvuru No 2013/8065
Başvuru Tarihi 1/11/2013
Karar Tarihi 9/3/2016

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, Sosyal Güvenlik Kurumu SGK) tarafından bağlanan emekli maaşının iptali ile yersiz ödenen maaş, sağlık giderleri ve primlerin tahsili işlemine karşı açılan davanın kanun ve usule aykırı olarak reddedilmesi nedeniyle mülkiyet, adil yargılanma ve sosyal güvenlik haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 96
3201 Emniyet Teşkilatı Kanunu 6
5797 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 15
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi