TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SELDA KAVAK VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/8125)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucular
|
:
|
1. Selda KAVAK
|
|
|
2. Hüseyin AYDIN
|
|
|
3. Mehmet Emin ARSLAN
|
|
|
4. Arap AYDEMİR
|
|
|
5. Ahmet ARSLAN
|
|
|
6. Mehmet SÖĞÜT
|
|
|
7. Ramazan ÖZBEK
|
|
|
8. Şemsettin ÖZBEK
|
|
|
9. Hüriye KAVAK
|
|
|
10. Remziye KAVAK
|
|
|
11. Mehmet Ensari KAVAK
|
|
|
12. Bekir KAVAK
|
|
|
13. Selahattin KAVAK
|
|
|
14. Abo Kasım GÜNERİ
|
|
|
15. Memet YILMAZ
|
|
|
16. Yusuf ÖZTÜRK
|
|
|
17. Makbule ÖZBEK
|
|
|
18. Mehmet Emin ÖZBEK
|
|
|
19. Mehmet ÖZBEK
|
|
|
20. Nimet ÖZBEK
|
|
|
21. Emine TAŞKIN
|
|
|
22. Semira KAVAK
|
|
|
23. Nacı ARSLAN
|
|
|
24. Şerif KARAKAŞ
|
|
|
25. Ali ÖZBEK
|
|
|
26. Aysel ÖZDAŞ
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Yılmaz FİDAN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, Maliye Hazinesi tarafından 13/10/1989
tarihinde Savur Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz
davasının makul sürede sonuçlandırılamadığını, yargılamanın uzaması nedeniyle
taşınmazlarını kullanamadıklarını ve taşınmazlarının gelirlerinden
yararlanamadıklarını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşler, tazminat talep etmişlerdir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 11/11/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine
doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi
neticesinde Komisyona sunulmasına engel eksiklik bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 30/9/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
I.4. Bölüm Başkanı tarafından
15/1/2015 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte
yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 6/2/2015
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Mardin ili, Savur ilçesi, Kocahöyük
köyünde bulunan taşınmaza yönelik olarak Maliye Hazinesi tarafından 30/6/1988 yılında
başvurucular Selda Kavak, Huriye Kavak, Remziye Kavak, Mehmet Ensari Kavak,
Bekir Kavak, Selahattin Kavak, Semira Kavak ve Emine
Taşkın’ın murisleri aleyhine Savur Asliye Hukuk Mahkemesinde meni müdahale
davası açılmış, dava, Savur Asliye Hukuk Mahkemesinin E.1988/59 sayılı
dosyasına kaydedilmiştir.
8. Mardin ili Savur ilçesi Kocahöyük
köyünde 1989 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonunda, Kocahöyük
köyünde bulunan 123 ada 1 parsel numaralı taşınmaz başvurucular Selda Kavak,
Huriye Kavak, Remziye Kavak, Mehmet Ensari Kavak, Bekir Kavak, Selahattin
Kavak, Semira Kavak ve Emine Taşkın’ın murisleri ve
müşterekleri adına tespit edilmiştir
9. Bu tespit üzerine Maliye Hazinesi tarafından 13/10/1989
tarihinde başvurucular Selda Kavak, Huriye Kavak, Remziye Kavak, Mehmet Ensari
Kavak, Bekir Kavak, Selahattin Kavak, Semira Kavak ve
Emine Taşkın’ın murisleri ve müşterekleri aleyhine Savur Kadastro Mahkemesinde
kadastro tespitine itiraz davası açılmış, dava, Savur Kadastro Mahkemesinin
E.1989/10 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
10. Savur Asliye Hukuk Mahkemesi 19/10/1989 tarih ve
E.1988/59, K.1989/122 sayılı kararıyla meni müdahalesi istenilen taşınmaz mal
hakkında kadastro tutanağı düzenlenip malik haneleri boş bırakılmak suretiyle
malik tayinlerinin yapılması için Kadastro Müdürlüğünce Kadastro Mahkemesine
gönderildiği gerekçesiyle dosyanın Kadastro Mahkemesine devredilmesine karar
vermiştir.
11. Bu dava, Savur Kadastro Mahkemesinin E.1990/28 sayılı
dosyasına kaydedilmiştir.
12. Başvurucular Hüseyin Aydın, Arap Aydemir, Kasım Güneri,
Ramazan Özbek, Ahmet Arslan, Nacı Arslan, Mehmet Emin
Arslan, Ali Özbek, Şerif Karakaş, Memet Yılmaz,
Mehmet Söğüt ve başvurucular Makbule Özbek, Mehmet Özbek, Nimet Özbek, Aysel Özdaş, Şemsettin Özbek, Mehmet Emin Özbek'in murisi Mustafa
Özbek ve başvurucu Yusuf Öztürk'ün murisi Mehmet Öztürk 16/10/1989 tarihinde
E.1989/10 sayılı davaya müdahil davacı olarak katılmışlardır.
13. Savur Kadastro Mahkemesi, 28/3/2001 tarih ve E.1990/28
K.2001/18 sayılı kararıyla Mahkemenin bu dosyasındaki 123 ada 1 parsel numaralı
taşınmazla E.1989/10 sayılı dosyasındaki taşınmazın aynı olması, aralarında
fiili ve hukuki irtibat bulunması nedeniyle iki dava dosyasının
birleştirilmesine ve davanın E.1989/10 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine
karar vermiştir.
14. Yargılama, Savur Kadastro Mahkemesinin E.1989/10 sayılı
dosyasında halen devam etmektedir.
15. Başvurucular, 11/11/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
16. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi ile 21/6/1987 tarih ve 3402
sayılı Kadastro Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrası, 28. maddesinin
birinci fıkrası, 29. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30.
maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36.
maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi (Bkz. B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§
16-22).
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
17. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 11/11/2013 tarih ve 2013/8125 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
18. Başvurucular, Maliye Hazinesi tarafından 13/10/1989
tarihinde Savur Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının
makul sürede sonuçlandırılamadığını, yargılamanın uzaması nedeniyle
taşınmazlarını kullanamadıklarını ve taşınmazlarının gelirlerinden
yararlanamadıklarını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
19. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
20. Başvurucular, Maliye Hazinesi tarafından 13/10/1989
tarihinde Savur Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz
davasının makul sürede sonuçlandırılamadığını, yargılamanın uzaması nedeniyle
taşınmazlarını kullanamadıklarını ve taşınmazlarının gelirlerinden
yararlanamadıklarını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
21. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni
ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil
yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36.
maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa
Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve
AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer
alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke
ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut
başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda
belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup,
ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının
yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın
bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının
değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No:
2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
22. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
23. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin
6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul
sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda taşınmaz
mülkiyeti hakkında Savur Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz
davasında, 3402 sayılı Kanun ve 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine
göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu
alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
24. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 13/10/1989 tarihidir.
25. Başvuru konusu davanın açılış tarihi 13/10/1989 olmakla
beraber, başvurucular Hüseyin Aydın, Arap Aydemir, Kasım Güneri, Ramazan Özbek,
Ahmet Arslan, Nacı Arslan, Mehmet Emin Arslan, Ali
Özbek, Şerif Karakaş, Memet Yılmaz, Mehmet Söğüt ve
başvurucular Makbule Özbek, Mehmet Özbek, Nimet Özbek, Aysel Özdaş, Şemsettin Özbek, Mehmet Emin Özbek'in murisi Mustafa
Özbek ve başvurucu Yusuf Öztürk'ün murisi Mehmet Öztürk’ün 16/10/1989 tarihli
asli müdahale dilekçesi sonrasında, asli müdahil sıfatıyla yargılamada yer
almaya başladıkları anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bu başvurucular açısından
yapılacak makul süre değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin
başlangıç anı, davanın açıldığı tarih değil, usule uygun olarak asli müdahale
talebinde bulunulduğu 16/10/1989 tarihidir (B. No. 2012/367, 17/9/2013, § 25).
26. Başvuruya konu dava, başvurucular Selda Kavak, Huriye
Kavak, Remziye Kavak, Mehmet Ensari Kavak, Bekir Kavak, Selahattin Kavak, Semira Kavak, Emine Taşkın, Makbule Özbek, Mehmet Özbek,
Nimet Özbek, Aysel Özdaş, Şemsettin Özbek, Mehmet
Emin Özbek ve Yusuf Öztürk’ün miras bırakanlarından intikalle takip etmekte
oldukları bir uyuşmazlık olup, bu yönüyle makul süre değerlendirmesi bakımından
dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçıların yargılamaya katıldıkları
an değil, somut olayda murisler açısından değerlendirmeye esas alınan sürenin
başlangıç anıdır (B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
27. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
28. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, Savur
Asliye Hukuk Mahkemesinin E.1989/59 sayılı dosyasında görülen davanın Savur
Kadastro Mahkemesine devredildikten sonra Mahkemenin E.1990/28 sayılı dosyasına
kaydedildiği, Savur Kadastro Mahkemesinin 28/3/2001 tarihli kararıyla E.1990/28
sayılı dosya ile başvuruya konu olan E.1989/10 sayılı dosyasının
birleştirildiği ve yargılamaya E.1989/10 sayılı dosya üzerinden devam edildiği
anlaşılmıştır. Anılan dava dosyasında ilk olarak 26/6/2006 tarihinde keşif
yapılarak bilirkişi raporu alındığı, daha sonraki keşif ara kararlarının ise
farklı gerekçelerle yerine getirilemediği anlaşılmıştır. Yargılamanın halen Savur Kadastro Mahkemesinde
devam ettiği belirlenmiştir.
29. İlgili yargılama evrakının incelenmesinden, başvuruya
konu yargılama sürecinin kadastro mahkemesi önünde sürdüğü görülmekle, 3402
sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile medeni hak ve yükümlülüklere
ilişkin uyuşmazlıkları konu alan yargılama faaliyetleri için geçerli genel usuli hükümler içeren 6100 sayılı Kanun’a tabi bir yargılama
faaliyetinin söz konusu olduğu ve 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel usul
hükümleri ile 6100 sayılı Kanun’un 30. maddesinin, uyuşmazlıkların makul sürede
çözümlenmesi gerekliliğini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır (§ 16).
30. Kadastro mahkemesi nezdindeki yargılamaların makul sürede
tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer alan ve
yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara
alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64; B.
No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; B. No: 2013/1115, 5/12/2013, §§ 60-67;
2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).
31. Başvuruya konu davanın taraf sayısı ve mahiyeti nedeniyle
icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık
nitelikte olduğunu ortaya koymakla birlikte davaya bütün olarak bakıldığında,
3402 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama sürecine
ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir
yön bulunmadığı ve yaklaşık yirmi altı yıldır devam eden yargılama sürecinde
makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
32. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
33. Başvurucular uzun süren yargılama nedeniyle
taşınmazlarını kullanamadıklarını ve gelirlerinden yararlanamadıklarını
belirterek, Anayasa’nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet haklarının ihlal
edildiğini iddia etmiş olup, başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının
ihlal edildiği yönünde yukarıda yer verilen tespitler ışığında, mülkiyet
haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine
gerek görülmemiştir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
34. Başvurucular, maruz kaldıkları zarar karşılığı olarak
toplam 100.000,00 TL maddi, ayrı ayrı 200.000,00 TL manevi tazminata
hükmedilmesini talep etmişlerdir.
35. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar”
kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
36. Başvurucuların tarafı oldukları uyuşmazlığa ilişkin
yaklaşık yirmi altı yıldır devam eden yargılama süresi nazara alındığında,
yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle
giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucular Hüseyin Aydın,
Arap Aydemir, Abo Kasım Güneri, Ramazan Özbek, Ahmet
Arslan, Nacı Arslan, Mehmet Emin Arslan, Ali Özbek,
Şerif Karakaş, Memet Yılmaz ve Mehmet Söğüt’ün her
birine net 22.450,00 TL, başvurucular Makbule Özbek, Mehmet Özbek, Nimet Özbek,
Aysel Özbek, Şemsettin Özbek ve Mehmet Emin Özbek’in her birine net 3.250,00
TL, başvurucu Yusuf Öztürk’e net 3.750,00 TL, Hüriye
Kavak’a net 3.250,00 TL, Selahattin Kavak’a net 2.500,00 TL, başvurucular Selda
Kavak, Remziye Kavak, Mehmet Ensari Kavak, Bekir Kavak, Semira
Kavak ve Emine Taşkın’ın her birine net 3.250,00 TL manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
37. Başvurucular tarafından maddi tazminat talebinde
bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia edilen maddi zarar
arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucuların maddi
tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
38. Başvurucular tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler
uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin başvuruculara müştereken ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
39. Başvuruya konu yargılamanın yaklaşık yirmi altı yıldır
devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği
gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama
dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam
etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede
sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin
ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1.
Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucular Hüseyin Aydın, Arap Aydemir, Abo
Kasım Güneri, Ramazan Özbek, Ahmet Arslan, Nacı
Arslan, Mehmet Emin Arslan, Ali Özbek, Şerif Karakaş, Memet
Yılmaz ve Mehmet Söğüt’ün her birine net 22.450,00 TL, başvurucular Makbule
Özbek, Mehmet Özbek, Nimet Özbek, Aysel Özbek, Şemsettin Özbek ve Mehmet Emin
Özbek’in her birine net 3.250,00 TL, başvurucu Yusuf Öztürk’e net 3.750,00 TL, Hüriye Kavak’a net 3.250,00 TL, Selahattin Kavak’a net
2.500,00 TL, başvurucular Selda Kavak, Remziye Kavak, Mehmet Ensari Kavak,
Bekir Kavak, Semira Kavak ve Emine Taşkın’ın her
birine net 3.250,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata
ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA
MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Savur Kadastro Mahkemesine
gönderilmesine,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.