logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Musa Pulat [1.B.], B. No: 2013/9051, 22/6/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSA PULAT BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/9051)

 

Karar Tarihi: 22/6/2015

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Erdal TERCAN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

Raportör

:

Murat AZAKLI

Başvurucu

:

Musa PULAT

Vekili

:

Av. Ali AYDEMİR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucu, 2/12/1998 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında makul sürede yargılama yapılmadığını ve bu sürede taşınmazını kullanamadığını, taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş, maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 16/12/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 28/2/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Bölüm tarafından, 13/3/2014 tarihli ara kararı gereğince başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına ve bir örneğinin görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.

5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 14/4/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

7. H.P., başvurucu aleyhine, 2/12/1998 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davada; murisi tarafından, kardeşi olan başvurucuya yapılan taşınmaz satışının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, başvurucu adına olan tapu kaydının iptali ile murisi adına tapuya tescilini, taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla tedbir konulmasını talep etmiştir.

8. Mahkemece, 15/9/2009 tarih ve E.1998/288, K.2009/612 sayılı kararla davanın reddine karar verilmiştir.

9. Temyiz üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 14/7/2010 tarih ve E.2010/5153, K.2010/8228 sayılı ilâmıyla; davanın tereke adına açıldığı, davacının, taşınmazın tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına tapuya tescilini talep ettiğine göre, olayda elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin söz konusu olduğu, dolayısıyla davaya katılmayan diğer mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine temsilci atanarak davanın görülmesi gerektiği belirtilerek, hüküm bozulmuştur.

10. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; 5/12/2012 tarih ve E.2010/1091, K.2012/1113 sayılı kararla; davacının, talebini daraltarak sadece miras payı oranında tapu iptali ve tescil talep ettiği, davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

11. Başvurucu, 16/12/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

12. Temyiz üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 30/4/2014 tarih ve E.2013/20641, K.2014/9057 sayılı ilâmıyla hüküm bozulmuştur.

13. Mahkemece bozma karına uyularak, 28/1/2015 tarih ve E.2014/1060, K.2015/65 sayılı kararla davanın kabulüne hükmedilmiştir.

14. Karar tebliğ aşamasında olup, henüz kesinleşmemiştir.

B. İlgili Hukuk

15. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi, 22/11/2001 tarih ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 706. ve 716. maddeleri, 11/1/2011 tarih ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 237. maddesi, 22/12/1934 tarih ve 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. maddesi.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 16/12/2013 tarih ve 2013/9051 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

17. Başvurucu, 2/12/1998 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında makul sürede yargılama yapılmadığını, yargılama süresince taşınmazdan faydalanamadığını, taşınmazı üzerine ihtiyati tedbir konulması nedeniyle taşınmazını kullanamadığını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

18. Başvurucunun yargılamanın uzunluğuyla ilgili şikâyeti açıkça dayanaktan yoksun olmadığı gibi, bu şikâyet için diğer kabul edilemezlik nedenlerinden herhangi biri de bulunmamaktadır. Bu nedenle, başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

19. Başvurucu, 2/12/1998 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında makul sürede yargılama yapılmadığını, taşınmazı üzerine ihtiyati tedbir konulması nedeniyle taşınmazını kullanamadığını belirterek, adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

20. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, gerek Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan gerek AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).

21. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).

22. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu, taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescil istemiyle Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).

23. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 2/12/1998 tarihidir.

24. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).

25. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, 2/12/1998 tarihinde başvurucu aleyhine Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, dava konusu taşınmazın başvurucu adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilinin talep edildiği, Mahkemece tarafların delillerinin toplandığı, tapu kayıtlarının incelendiği, keşif yapılıp bilirkişi raporu alınarak 15/9/2009 tarihinde davanın reddine karar verildiği tespit edilmiştir. Temyiz üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince 14/7/2010 tarihli ilâmla hükmün bozulmasından sonra Mahkemece bozma kararına uyularak, 5/12/2012 tarihinde davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Anılan kararın da temyizi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 30/4/2014 tarihli ilâmıyla hükmün bozulduğu, Mahkemece bozma kararına uyularak 28/1/2015 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği belirlenmiştir. Kararın tebliğ aşamasında olduğu ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.

26. 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilmiştir (B.No:2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).

27. Başvuruya konu davanın mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık niteliğinin bulunduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak bakıldığında, 1086 sayılı mülga Kanun ve 6100 sayılı Kanun hükümlerine tabi bir yargılama sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve on altı yılı aşkın süredir devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.

28. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

29. Başvurucu ayrıca, uzun süren yargılama ve taşınmaz hakkında verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle taşınmazını kullanamadığını belirterek, Anayasa’nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmişse de başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde yukarıda yer verilen tespitler ışığında ve ihtiyati tedbir konulan taşınmazın tapu iptali ve tescil davsının konusu olduğu dikkate alınarak, mülkiyet hakkının ihlal edildiği yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.

3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden

30. Başvurucu, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlali nedeniyle 100.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

31. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

32. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin on altı yılı aşkın süredir devam eden yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 18.300,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

33. Başvurucu tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

34. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

35. Başvuruya konu yargılamanın on altı yılı aşkın süredir devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucunun;

1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

B. Başvurucuya net 18.300,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,

C. Başvurucu tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,

E. Kararın bir örneğinin Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

22/6/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Musa Pulat [1.B.], B. No: 2013/9051, 22/6/2015, § …)
   
Başvuru Adı MUSA PULAT
Başvuru No 2013/9051
Başvuru Tarihi 16/12/2013
Karar Tarihi 22/6/2015

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurucu, 2/12/1998 tarihinde Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında makul sürede yargılama yapılmadığını ve bu sürede taşınmazını kullanamadığını, taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş, maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) İhlal Manevi tazminat

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu 30
4721 Türk Medeni Kanunu 706
716
6098 Türk Borçlar Kanunu 237
2644 Tapu Kanunu 26
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi