TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MAHİRE ŞİMŞEK VE DİĞERLERİ
BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/8343)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucular
|
:
|
Mahire ŞİMŞEK
|
|
|
Fatma ARSLAN
|
|
|
Abdullah YILDIRIM
|
|
|
Ramazan YILDIRIM
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Kemal ERSOY
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, 18/11/1964 tarihinde Manavgat Tapulama
Mahkemesinde murisleri aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davasının
halen devam ettiğini, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve tazminat talep
etmişlerdir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 15/11/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine
doğrudan yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona
sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit edilmiştir
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 31/12/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 16/4/2015
tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 5/5/2015
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Antalya ili, Manavgat ilçesi, Bingeşik
mevkiinde bulunan 39 parsel numaralı taşınmaz için başvurucuların murisi ve
müşterekleri aleyhine, 18/11/1964 tarihinde Manavgat Tapulama Mahkemesinin
E.1964/61 sayılı dosyasında kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır.
8. Mahkeme, 8/6/1971 tarihli ve E.1964/61, K.1971/488 sayılı
kararla "dosyanın noksan ikmalinden
sonra geri gönderilmek üzere Tapulama Müdürlüğüne iade edilmesine ve kanuni
yoldan Mahkemeye intikali halinde duruşmaya alınmasına" karar
vermiştir.
9. Antalya Kadastro Müdürlüğü, dava konusu taşınmazlar ile
ilgili yapılan kadastro tespitine itirazı inceleyerek, 3/9/1986 tarihli ve
1986/133 sayılı kararla 39 parsel numaralı taşınmazın tespitine yönelik
itirazın kabulüne, tesbitin iptali ile taşınmazın
başvurucuların murisinin de aralarında olduğu itiraz edenler adına tespitine
karar vermiştir.
10. Bu tespit üzerine R.M.'nin
mirasçıları tarafından Manavgat Kadastro Mahkemesinin E.1987/13 sayılı
dosyasında açılan davada yargılamaya başlanmıştır.
11. Başvurucuların, murisleri Fatma Yıldırım'ın vefatı
üzerine davaya müdahil olarak katılma talepleri, 19/3/2003 tarihli duruşmada
kabul edilmiştir.
12. Manavgat Kadastro Mahkemesi, 17/3/2015 tarihli ve
E.1987/13, K.2015/33 sayılı kararıyla davanın kabulüne karar vermiştir.
13. Gerekçeli karar yazılmış olup tebliğ aşamasındadır.
14. Başvurucular, 15/11/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
15. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi ile 21/6/1987 tarih ve 3402
sayılı Kadastro Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrası, 28. maddesinin
birinci fıkrası, 29. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30.
maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36.
maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi (bkz. Güher Ergun ve Tosun Tayfun Ergun, B. No: 2012/12,
17/9/2013, §§ 16-22).
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 15/11/2013 tarih ve 2013/8343 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
17. Başvurucular, 18/11/1964 tarihinde Manavgat Tapulama
Mahkemesinde murisleri aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davasının
halen devam ettiğini, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
18. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
19. Başvurucular, 18/11/1964 tarihinde Manavgat Tapulama
Mahkemesinde murisleri aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davasında
makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
20. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, §
18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından
ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve
haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da
unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca
inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM
içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan
ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve
haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede
yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma
hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan
süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141.
maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma
hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 38–39).
21. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken
kriterlerdir (Güher Ergun
ve Diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 41–45).
22. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin
6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul
sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda taşınmaz
mülkiyeti hakkında Manavgat Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine
itiraz davasında, 3402 sayılı ve 6100 sayılı Kanunlarda yer alan usul
hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri
konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
23. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 18/11/1964 tarihidir.
24. Başvuruya konu dava, başvurucuların miras bırakanlarından
intikalle takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup, bu yönüyle makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçıların
yargılamaya katıldığı an değil, somut olayda muris açısından değerlendirmeye
esas alınan sürenin başlangıç anıdır (Gülseren
Gürdal ve Diğerleri, B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
25. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
26. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
Antalya ili, Manavgat ilçesi, Bingeşik mevkiinde
bulunan 39 parsel numaralı taşınmaz için başvurucuların murisi ve müşterekleri
aleyhine, 18/11/1964 tarihinde Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro
tespitine itiraz davası açıldığı, Mahkemece yapılan yargılamada dosyanın noksan
ikmalinden sonra geri gönderilmek üzere Tapulama Müdürlüğüne iade edilmesine
karar verildiği, bu karar üzerine Antalya Kadastro Müdürlüğünce 39 parsel
numaralı taşınmazın tespitine yönelik itirazın kabulüne, tespitin iptali ile
taşınmazın başvurucuların murisinin de aralarında olduğu itiraz edenler adına
tespitine karar verildiği, bu tespit üzerine Marmaris Kadastro Mahkemesinin
E.1987/13 sayılı dosyasında kadastro tespitine itiraz davası açıldığı, yapılan
yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Gerekçeli
kararın yazıldığı ve tebliğ aşamasında olduğu belirlenmiştir.
27. İlgili yargılama evrakının incelenmesinden, başvuruya
konu yargılamanın Kadastro Mahkemesi önünde sürdüğü görülmekle, 3402 sayılı
Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin
uyuşmazlıkları konu alan yargılama faaliyetleri için geçerli genel usuli hükümler içeren 6100 sayılı Kanun’a tabi bir
yargılama faaliyetinin söz konusu olduğu ve 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel
usul hükümleri ile 6100 sayılı Kanun’un 30. maddesinin, uyuşmazlıkların makul
sürede çözümlenmesi gerekliliğini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır (bkz. § 15).
28. Kadastro mahkemesi nezdindeki yargılamaların makul sürede
tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer alan ve
yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara
alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 54-64; Güher Ergun ve Tosun
Tayfun Ergun, B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; Gülseren Gürdal ve Diğerleri, B. No:
2013/1115, 5/12/2013, §§ 60-67; Haydar İzgi,
B. No: 2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).
29. Başvuruya konu davanın taraf sayısı ve mahiyeti nedeniyle
icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık
niteliğinin bulunduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak
bakıldığında, 3402 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama
sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini
gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık elli bir yıldır devam eden
yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
30. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
31. Başvurucular, maruz kaldıkları zarar karşılığı olarak
toplam 80.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
32. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar”
kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
33. Başvurucuların tarafı oldukları uyuşmazlığa ilişkin
yaklaşık elli bir yıldır devam eden yargılama süresi nazara alındığında,
yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle
giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuların her birine
net 4.800,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
34. Başvurucular tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler
uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin başvuruculara müştereken ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
35. Başvuruya konu yargılamanın yaklaşık elli bir yıldır
devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği
gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama
dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam
etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede
sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin
ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1.
Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuların her birine net 4.800,00 TL manevi TAZMİNAT
ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA
MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Manavgat Kadastro Mahkemesine
gönderilmesine,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.