TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET ŞERİF DEMİR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/8714)
|
|
Karar Tarihi: 3/2/2016
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Akif
YILDIRIM
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet Şerif
DEMİR
|
Vekili
|
:
|
Av. Tahir
İMRET
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yargılamanın hakkaniyete uygun yürütülmemesi
nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 2/12/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine Batman 1.
Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari
yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel
teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 27/2/2015 tarihinde,
başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.
4. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 27/2/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu "silahlı terör örgütüne üye
olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, toplantı ve gösteri yürüyüşleri
kanununa muhalefet etme, görevi yaptırmamak için direnme" suçlamasıyla
gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır.
7. Diyarbakır 7. Ağır Ceza
Mahkemesinin 12/11/2012 tarihli ve E.2012/61, K.2012/499 sayılı kararı ile
başvurucunun müsnet suçlardan çeşitli hapis
cezalarıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
8. Başvurucu hakkındaki hüküm
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2/7/2013 tarihli ve E.2013/6488, K. 2013/10169
sayılı ilamıyla onanmıştır.
9. Başvurucu 2/12/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 3/2/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
11. Başvurucu; katıldığı iddia olunan bir kısım gösteri gerekçe
gösterilerek mahkûm edildiğini, "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına
suç işlemek" suçundan
cezalandırıldığını, kanunlarda söz konusu suça ilişkinyer
alan düzenlemelerin öngörülebilir nitelikte olmadığını, ana dilinde savunma
yapmak istemesine rağmen bu talebinin kabul edilmediğini, yargılanması
sırasında kanunlaşan lehe düzenlemenin kendisi için uygulanmadığını belirterek
Anayasa'nın 2., 13., 36., 38., Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme)
6. ve 7. maddelerinin ihlal edildiğini ilerisürmüş;
yargılamanın yenilenmesi ve tazminat talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
1. Adli Yardım Talebi
Yönünden
12. Anayasa Mahkemesinin Mehmet
Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler
dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama
giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça
dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi
gerekir.
2. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
13. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5)
numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının
tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten
itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi
içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle
birlikte başvurabilirler. …"
14. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
(İçtüzük) "Başvuru süresi ve
mazeret" kenar başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
"Bireysel
başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu
öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması
gerekir."
15. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri de otuz günlük süre
kuralıdır. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması gereken bir usul
hükmüdür (Deniz Baykal, B. No:
2013/7521, 4/12/2013, § 32).
16. 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin beşinci fıkrasında
bireysel başvurunun, başvuru yolları açık olan kararlar için bu yolların
tüketildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerektiği
düzenlenmiştir.
17. İçtüzük'ün 64. maddesinin birinci
fıkrasında bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak “başvuru yollarının tüketildiği” tarihten
söz edilmekte ise de bu ibare nihai kararın başvurucuya tebliğ edildiği ya da
tebliğ zorunluluğu bulunmayan yargılamalar bakımından kararın başvurucunun
erişimine açıldığı ve kararın içeriğini kesin olarak öğrenebildiği tarih olarak
anlaşılmalıdır (Mehmet Mercan, B.
No: 2013/2001, 16/5/2013, § 16; Taner Kurban,
B. No: 2013/1582, 7/11/2013, § 21).
18. Başvurucu ve/veya vekilinin tebligat yoluyla, Yargıtayda duruşma yapılmış ise tefhimle, hakkındaki
cezanın infazı için başvurucunun yakalanmasıyla, müddetnamenin/çağrı
kâğıdının/ödeme emrinin tebliği suretiyle, dosyadan fotokopi alınmasıyla veya
başka bir yargılama vesilesiyle nihai karardan belirli bir tarihte haberdar
olduğunun kesin olarak tespit edilmesi hâlinde ise bireysel başvuru süresi en
geç bu tarihten başlayarak işler (Aydın
Selçuk, B. No: 2014/3194, 20/11/2014, § 24; Özgür Çapkın, B. No: 2014/2546,
30/12/2014, § 24; Halil Aslan, B.
No: 2014/3038, 10/12/2014, § 38).
19. Somut olayda Yargıtay 9. Ceza Dairesince onanan karar
7/10/2013 tarihinde infazının sağlanması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına
gönderilmiştir. Cezaların infazı kapsamında hazırlanan müddetname
25/10/2013 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu vekili, Yargıtay
kararını 5/11/2013 tarihinde tebellüğ ettiğini, bu tarihten itibaren otuz gün
içinde bireysel başvuruda bulunduğunu belirtmiştir.
20. Yargıtayın ceza davalarında
verdiği onama kararlarının taraflara tebliğ edilmesine dair mevzuatta bir hüküm
bulunmadığı dikkate alındığında başvurucunun en geç müddetnamenin
tebliğ edildiği 25/10/2013 tarihinde nihai karardan haberdar olduğu kabul
edilmelidir.
21. Somut olayda nihai karar 25/10/2013 tarihinde müddetnamenin tebliği suretiyle öğrenilmiştir. Bu tarihten
itibaren otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 2/12/2013 tarihinde
bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşılmıştır.
22. Açıklanan nedenlerle otuz gün içinde yapılmayan bireysel
başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi
mağduriyete neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten
TAMAMEN MUAF TUTULMASINA
3/2/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.