TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ARİF YÜCEDAĞ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/8937)
|
|
Karar Tarihi: 7/1/2016
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Mehmet Sadık YAMLI
|
Başvurucu
|
:
|
Arif YÜCEDAĞ
|
Vekili
|
:
|
Av. Ali PEHLİVAN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, naklen atama
işlemiyle ilgili hükme yönelik yargılamanın yenilenmesi isteminin reddedilmesi
nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 6/12/2013 tarihinde
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve
eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona
sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü
Komisyonunca kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına
karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından
başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir
örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir.
6. Bakanlığın 18/11/2015 tarihli
yazısında başvurucunun şikâyetinin delillerin değerlendirilmesi, hukuk
kurallarının uygulanması ve Derece Mahkemelerinin uyuşmazlığa getirdiği
çözümünün adil olmamasına ilişkin olduğunun anlaşıldığı ve başvurucunun
şikâyetine benzer iddiaları içeren başvurulara yönelik olarak dikkate alınacak
kriterlerin daha önceden belirlendiği, somut başvuru açısından bu kriterlerden
ayrılmayı gerektirecek bir neden bulunmadığı, bu gerekçelerle görüş sunulmasına
gerek görülmediği ifade edilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, Burdur İl Millî
Eğitim müdürü olarak görev yapmakta iken hakkında 15/4/2000 tarihli ve 24021
sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim
Bakanlığı Taşımalı İlköğretim Yönetmeliği'ne aykırı olarak öğrenci taşımacılığı
yaptırdığı iddialarıyla hakkında 2004 yılında disiplin soruşturması açılmıştır.
9. Soruşturma sonucunda
başvurucunun 2001-2002 ve 2002-2003 eğitim-öğretim yılları için ilgili komisyon
tarafından Hacılar Köyü İlköğretim Okulunun, daha yakın ve daha elverişli
olması nedeniyle Düğer Köyü İlköğretim Okuluna taşınmasına karar verildiği
hâlde köy halkının imzasını da taşıyan köy muhtarının dilekçesi üzerine katkı
payı da ödemeleri kaydıyla 2002-2003 öğretim yılında Düğer Köyü İlköğretim
Okulu yerine İstiklal İlköğretim Okuluna taşınmalarını sağlayarak komisyon
kararlarını uygulamadığı, iki ihale arasındaki farkı 300 TL imiş gibi Valilik
onayına bağlamak suretiyle 3.965 TL fazla ödeme yapılmasına sebep olarak
“devleti zarara uğrattığı”, bu fiilinin 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu'nun “hizmet içerisinde devlet memurunun itibar ve güven
duygusunu sarsacak nitelikte davranışta bulunmak” fiiline tekabül ettiği
belirtilerek 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına karar
verilmiş; ayrıca ifa etmekte olduğu görevinden alınarak ilköğretim
müfettişliğine atanmıştır.
10. Başvurucu, hakkında tesis
edilen disiplin cezasının iptali için Antalya İdare Mahkemesinde E.2004/906
sayılı davayı; il müdürlüğü görevinden alınarak müfettişliğe atanma işleminin
iptali ile uğradığı maddi zararların tazmini için ise Gaziantep 1. İdare
Mahkemesinde E.2004/1447 sayılı davayı açmıştır.
11. Gaziantep 1. İdare Mahkemesi
14/12/2005 tarihli ve E.2004/1447, K.2005/1918 sayılı “bağlantı kararı”nda, naklen atanma işleminin Antalya 1. İdare
Mahkemesinin E.2004/906 sayılı dosyası ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle
bağlantı hakkında karar vermek üzere dosyayı Danıştaya
göndermiş; Danıştay İkinci Dairesi 24/2/2006 tarihli ve E.2006/300, K.2006/607
sayılı kararıyla il millî eğitim müdürlüğü görevinden ilköğretim müfettişliği
görevine atama işlemine karşı açılan dava ile aylıktan kesme cezasına karşı
açılan dava arasında 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nun 38. maddesi anlamında bağlantı bulunmadığı ve birinde verilecek
kararın diğerini etkileyecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle bağlantı istemini
reddetmiştir. Bu karar üzerine dava, Gaziantep 1. İdare Mahkemesinde
E.2006/1379 sayılı esasına kaydedilmiştir.
12. Disiplin cezasına karşı
açılan davada ise Antalya 1. İdare Mahkemesi 30/3/2006 tarihli ve E.2004/906,
K.2006/418 sayılı kararıyla başvurucunun komisyon kararlarını uygulamadığı ve
fazla ödeme yapılmasına neden olduğunun sabit görüldüğü gerekçesiyle disiplin
cezasına ilişkin işlemin hukuka uygun olduğuna ve davanın reddine karar
vermiştir.
13. Kararı temyiz aşamasında
inceleyen Danıştay Onikinci Dairesi 19/12/2008
tarihli ve E.2006/3599, K.2008/7052 sayılı ilamıyla velilerin, öğrencilerin
eskiden olduğu gibi Merkez İstiklal İlköğretim Okuluna taşınmaları talebinde
bulunmaları üzerine başvurucunun bir müfettiş görevlendirerek durumu
incelettirdiği; düzenlenen müfettiş raporunda velilerden katkı payı alınarak
istekleri doğrultusunda öğrencilerin İstiklal İlköğretim Okuluna taşınmalarının
uygun olacağı görüşüne yer verildiği, buna göre 2002-2003 öğretim yılı için
aylık 300 TL katkı payı ödenmesi şartıyla öğrencilerin daha önceki okullarına
taşınmalarının valilik onayına sunulduğu ve onayın alınması üzerine eski
uygulamanın devam ettirildiği, onayda yer alan “ihale farkı olan 300 YTL” ibaresinin muhtarın dilekçesine
göre onay hazırlayan memurun hatasından kaynaklandığı hususlarını tespit ederek
davacının aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin hukuka
aykırı olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur.
14. Bozma kararının ardından
faaliyete yeni geçen Isparta İdare Mahkemesi, Antalya 1. İdare Mahkemesinin
yetkisizlik nedeniyle gönderdiği dosyadaki bozma kararına uyarak 26/8/2010
tarihli ve E.2010/736, K.2010/564 sayılı kararıyla işlemin iptaline karar
vermiş ve karar kesinleşmiştir.
15. Öte yandan Gaziantep 1.
İdare Mahkemesi 4/7/2006 tarihli ve E.2006/1379, K.2006/1111 sayılı kararıyla
davayı reddetmiştir. Danıştay incelemesinden geçerek kesinleşen kararın
gerekçesi şöyledir:
“… Taşımalı İlk Öğretim Yönetmeliği ve
Yönergesinde belirtilen komisyonların kararlarına uygun hareket etmeyerek, iki
merkez arasındaki ihale farkının 300.000.000 TL olmamasına rağmen 300.000.000
TL’ymiş gibi Valilik onayına bağlayarak Devleti zarara uğrattığı sübuta eren
davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu durumda tazminat
isteminin de yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Kaldı ki, aynı
soruşturma kapsamında verilen disiplin cezasına karşı Antalya İdare
Mahkemesinde açılan davada, 30.03.2006 gün ve E.2004/906, K.2006/418 sayılı
kararla reddedilmiş bulunmaktadır.”
16. Ayrıca Millî Eğitim
Bakanlığı; taşımalı öğretim işi dolayısıyla kuruma verdikleri ileri sürülen
3.964 TL zararın, başvurucu ile diğer iki kişiden müşterek ve müteselsilen tahsilinin sağlanması için Burdur 2. Asliye
Hukuk Mahkemesinin E.2004/385 sayısında kayıtlı tazminat davası açmıştır.
Mahkeme 30/3/2010 tarihli ve K.2010/118 sayılı kararıyla olayda başvurucu ile
diğer davalıların kusurlu bir eyleminin bulunduğunun ispatlanamadığı
gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Karar, Yargıtay incelemesinden
geçerek kesinleşmiştir.
17. Başvurucu; aylıktan kesme
disiplin cezasının Isparta İdare Mahkemesince kaldırıldığını, söz konusu
kararla “devleti zarara uğratma” fiilinin sabit olmadığının açıklığa
kavuştuğunu, dolayısıyla naklen atanma işleminin iptali ve tazminat istemiyle
açılan davada verilen ret kararının gerekçelerinin ortadan kalktığını ve 2577
sayılı Kanun'un 53. maddesinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi koşullarının
oluştuğunu ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi istemiyle Gaziantep 1. İdare
Mahkemesine başvurmuştur.
18. Mahkeme 21/1/2011 tarihli
kararıyla istemin reddine karar vermiştir. Karar gerekçesi şöyledir:
“Davacının, Mahkememiz kararına esas alınan
disiplin cezasına karşı Antalya İdare Mahkemesi kararının Danıştay 12. Dairesi
tarafından bozulduğu, Isparta İdare Mahkemesi tarafından da bozma kararına
uyularak davanın reddine karar verildiği, anılan kararlarda davacının “devleti
zarara uğratma” fiilinin gerçekleşmediğinin kabul edildiği belirtilerek
yargılamanın yenilenmesi istenilmiş ise de; Mahkememiz kararına disiplin
cezasına karşı açılan davada Antalya İdare Mahkemesi tarafından verilen karar
esas alınmadığı sadece bu hususa değinildiği görülmekle davacının 08.11.2010
havale tarihli dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler yukarıda anılan Yasa
hükmünde belirtilen ve yargılamanın yenilenmesini gerektiren sebepler arasında
bulunmadığından bu yöndeki isteminin reddi gerekmektedir.”
19. Bu karar Danıştay İkinci
Dairesinin 12/10/2012 tarihli ve E.2011/4212, K.2012/6083 sayılı kararıyla
onanmış; karar düzeltme istemi ise 18/9/2013 tarihli ve E.2013/2390,
K.2013/4784 sayılı kararla reddedilmiştir.
20. Nihai karar başvurucuya
7/11/2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve bireysel başvuru 6/12/2013 tarihinde
yapılmıştır.
B. İlgili
Hukuk
21. 2577 sayılı Kanun'un “Yargılamanın yenilenmesi” başlıklı 53. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi
mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla
yargılamanın yenilenmesi istenebilir.
a) Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen
tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden
sonra ele geçirilmiş olması,
b) Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine
hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar
olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar
zamanında bundan haberi bulunmamış olması,
c) Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen
bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması,
d) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun
mahkeme kararıyla belirlenmesi,
e) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile
kullanmış olması,
f) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın
görülüp karara bağlanmış bulunması,
g) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin
katılmasıyla karar verilmiş olması,
h) Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında
verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir
dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın
hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması.
ı) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair
Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
22. Mahkemenin 7/1/2016
tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
23. Başvurucu;
i. Antalya 1. İdare Mahkemesinin disiplin
cezası ile ilgili kararının, Gaziantep 1. İdare Mahkemesinin atama işlemi ile
ilgili kararına esas alınmadığı gerekçesinin doğru olmadığını; zira Gaziantep
1. İdare Mahkemesinin “bağlantı kararı”nda, naklen
atanma işleminin Antalya 1. İdare Mahkemesinin E.2004/906 sayılı dosyası ile
bağlantılı olduğunu tespit ederek bağlantı hakkında karar vermek üzere dosyayı Danıştaya gönderdiğini, dolayısıyla karara esas alındığını
ve yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin gerekçenin hukuki
gerçeklikle bağdaşmadığını,
ii. Kamuyu zarara uğratmadığının hem Isparta
İdare Mahkemesinin Danıştay Onikinci Dairesi bozma
ilamı üzerine verdiği kararıyla hem de Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin
kararıyla açıkça ortaya konulduğunu, Gaziantep 1. İdare Mahkemesinin “kamunun
zarara uğratıldığı” gerekçesinin her iki karar ile de çeliştiğini, anılan
çelişkinin yargılamanın yenilenmesi yoluyla giderilmesi talebinin kabul
görmediğini, çelişik kararlar nedeniyle adil yargılanma hakkının unsurlarından
olan hukuk güvenliği ilkesinin ihlal edildiğini,
iii. Atama işlemine karşı açılan davada
verilen karar nedeniyle parasal ve özlük hakları bakımından kayıplara
uğradığını bu nedenle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek ihlalin
tespiti ile yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
24. Anayasa Mahkemesi, olayların
başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve
olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu,
yargılamanın yenilenmesi isteminin reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma ve
mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bu iddialar, söz konusu
kararın adil olup olmadığı hususu ile ilgili olduğundan ve başvurucunun
mülkiyet hakkıyla ilgili iddiası ilk derece mahkemesinin yargılamanın
yenilenmesi istemini kabul etmiş olması hâlinde incelenebileceğinden başvuru,
yalnızca yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin kararla ilgili
olarak adil yargılanma hakkı çerçevesinde değerlendirilmiştir.
25. Anayasa'nın 148. maddesinin
dördüncü fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi
gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un
48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine
karar verebilir.”
27. Anayasa’nın 148. maddesinin
dördüncü fıkrasında bireysel başvurulara ilişkin incelemelerde kanun yolunda
gözetilmesi gereken hususların incelemeye tabi tutulamayacağı, 6216 sayılı
Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun
başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği
belirtilmiştir.
28. İlke olarak derece
mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece
mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup
olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece
mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda
bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermesi ve bu
durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal
etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular,
derece mahkemesi kararları bariz takdir hatası veya açık keyfîlik
içermedikçe Anayasa Mahkemesince incelenemez (Necati
Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 26).
29. Adil yargılanma hakkı
bireylere dava sonucunda verilen kararın değil, yargılama sürecinin ve usulünün
adil olup olmadığını denetletme imkânı verir. Bu nedenle bireysel başvuruda
adil yargılanmaya ilişkin şikâyetlerin incelenebilmesi için başvurucunun
yargılama sürecinde haklarına saygı gösterilmediğine, yargılama sürecinde karşı
tarafın sunduğu deliller ve görüşlerden bilgi sahibi olamadığı veya bunlara
etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığı, kendi delillerini ve
iddialarını sunamadığı ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili
iddialarının derece mahkemesi tarafından dinlenmediği veya kararın gerekçesiz
olduğu gibi mahkeme kararının oluşumuna sebep olan unsurlardan değerlendirmeye
alınmamış eksiklik, ihmal ya da açık keyfîliğe
ilişkin bir bilgi ya da belge sunmuş olması gerekir (Nadi Karakoç, B. No: 2013/2767, 2/10/2013, § 22).
30. Başvuruya konu olayda,
Danıştay İkinci Dairesince il milli eğitim müdürlüğü görevinden ilköğretim
müfettişliği görevine atanma işlemine karşı açılan dava ile aylıktan kesme
cezasına karşı açılan davada verilecek kararların birbirini etkileyecek
nitelikte olmadığına karar verilmesi üzerine Gaziantep 1. İdare Mahkemesi,
atama işlemine ilişkin uyuşmazlıkta “komisyonların
kararlarına uygun hareket etmeyerek, iki merkez arasındaki ihale farkının
300.000.000 TL olmamasına rağmen 300.000.000 TL’ymiş gibi Valilik onayına
bağlayarak Devleti zarara uğrattığı sübuta eren davacı hakkında tesis edilen
işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı” sonucuna varmış ve kararın
devamında “Kaldı ki, aynı soruşturma
kapsamında verilen disiplin cezasına karşı Antalya İdare Mahkemesinde açılan
davada, 30.03.2006 gün ve E.2004/906, K.2006/418 sayılı kararla reddedilmiş
bulunmaktadır.” ifadelerine yer vermiştir.
31. Başvurucu, Antalya İdare
Mahkemesi kararının hükme esas alındığını oysa bu kararın bozulduğunu,
dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi koşullarının oluştuğunu ileri sürerek
yargılamanın yenilenmesini istemiş; Gaziantep 1. İdare Mahkemesi ise Antalya
İdare Mahkemesi kararının hükme esas alınmadığı, sadece kararda değinildiği ve
başvurucunun ileri sürdüğü sebeplerin 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinde
belirtilen sebepler arasında bulunmadığı gerekçesiyle istemi reddetmiştir.
32. İdari yargılama usulünde
kesinleşen hükümlere karşı yargılamanın yenilenmesi 2577 sayılı Kanun'un 53.
maddesinde yazılı sebeplerle sınırlı olarak istenebilmektedir. Başvurucuların
53. madde gereğince yapılan yargılamalardaki hak ihlallerini, bireysel başvuru
yoluyla Anayasa Mahkemesine getirmeleri mümkündür. Ancak Anayasa'da yer alan
hak ve özgürlükler ihlal edilmediği sürece ya da derece mahkemesi kararları
açık keyfîlik içermedikçe kararlardaki maddi ve
hukuki hatalar bireysel başvuru kapsamında ele alınamaz. Bu kapsamda derece
mahkemelerinin delilleri takdirinde bariz şekilde keyfîlik
bulunmadıkça Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu olamaz (Keskinkılıç Gıda Sanayi ve
Ticaret A.Ş., B. No: 2013/4413, 21/11/2013, § 34).
33. Mahkemenin gerekçesi ve
başvurucunun iddiaları incelendiğinde iddiaların özünün, derece Mahkemesi
tarafından delillerin ve mevzuatın değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında
isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucunun hukuka aykırılık
teşkil ettiğine ilişkin olduğu görülmektedir.
34. Başvurucu, yargılama
sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşlerden bilgi sahibi
olamadığına, kendi delillerini ve iddialarını sunma olanağı bulamadığına, karşı
tarafça sunulan delillere ve iddialara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı
bulamadığına ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının
derece mahkemesi tarafından dinlenmediğine veya kararın gerekçesiz olduğuna
ilişkin bir bilgi ya da kanıt sunmadığı gibi Gaziantep 1. İdare Mahkemesinin
yargılamanın yenilenmesi istemini yukarıda (bkz. § 17) yer verilen gerekçe ile
reddetmesinde bariz takdir hatası veya açık keyfîlik
oluşturan herhangi bir durum da tespit edilmemiştir.
35. Öte yandan başvurucu;
devleti zarara uğratmadığının Mahkeme kararlarıyla ortaya çıktığını,
dolayısıyla Gaziantep 1. İdare Mahkemesi kararının bu kararlarla çeliştiğini ve
bu durumun adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüşse de 2577 sayılı
Kanun’da yargılamanın yenilenmesi nedenleri arasında sayılmayan çelişkili karar
iddiasının, ancak derece mahkemesince yargılamanın yenilenmesi isteminin başka
nedenlerle kabulü hâlinde incelenebileceği açıktır.
36. Açıklanan nedenlerle
başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde
olduğu, Derece Mahkemesi kararının bariz takdir hatası veya açık keyfîlik de içermediği anlaşıldığından başvurunun diğer
kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılamaya giderlerinin
başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
7/1/2016
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.