TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İMMAHAN KAYA BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/9615)
|
|
Karar Tarihi: 19/11/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Alparslan ALTAN
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gökçe GÜLTEKİN
|
Başvurucu
|
:
|
İmmahan
KAYA
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, Kadıköy Belediyesi teknik hizmetler sınıfı kadrosuna
inşaat teknikeri olarak atanma isteminin reddi nedeniyle açılan iptal davasının
makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 19/12/2013 tarihinde İstanbul Anadolu Hukuk
Mahkemeleri Ön Bürosu vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari
yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel
teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 30/6/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesi yapılmıştır. Başvurucunun, İstanbul
6. İdare Mahkemesinin 31/3/2008 tarihli ve E.2007/1866, K. 2008/563 sayılı tam
yargı davasında verilen karara ilişkin ihlal iddialarının süre
aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna kesin olarak karar verilmiştir.
Başvurunun, iptal davasına ilişkin ihlal iddiaları hakkındaki incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Adalet Bakanlığına (Bakanlık) başvuru konusu olay ve olgular
bildirilmiş, başvuru belgelerinin bir örneği görüş için gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Projesi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde
ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, Kadıköy Belediyesi (Belediye) Makine İkmal Bakım
Onarım Müdürlüğü genel idari hizmetler sınıfında görev yapmakta iken Kocaeli
Üniversitesi İnşaat Bölümünden ön lisans düzeyinde inşaat teknikeri olarak
mezun olduğunu belirterek teknik hizmetler sınıfında bulunan inşaat teknikeri
kadrosuna atanma istemiyle 11/9/2004 tarihinde Belediyeye başvurmuştur.
Belediyenin 14/10/2004 tarihli işlemiyle başvurucunun talebi reddedilmiştir.
7. Başvurucu, atanma isteminin reddine ilişkin idari işlemin
iptali istemiyle 1/3/2005 tarihinde İstanbul 6. İdare Mahkemesinde iptal davası
açmıştır.
8. Mahkemenin 25/1/2007 tarihli ve E.2005/525, K.2007/43 sayılı
kararında 2/2/2000 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan
İl Özel İdareleri, Belediyeler ve İl Özel İdareleri ve Belediyelerin Kurdukları
Birlik, Müessese ve İşletmeler ile Bunlara Bağlı Döner Sermayeli Kuruluşlardaki
Memurların Görevde Yükselme Esaslarına Dair Yönetmelik’le fakülteleri bitirmek
suretiyle tekniker, teknisyen, mühendis, mimar gibi unvanları kazanan fakat
kurumda memur olarak çalışanların bu kadrolara atanmalarının görevde yükselme
olarak değerlendirildiği ve aynı koşullara bağlandığı oysa gördüğü öğrenimin
sonucu olarak bu unvanları kazanan fakat memur olarak çalışanların anılan
kadrolara atanmalarının sadece sınıf ve unvan değişikliği niteliğinde olduğu,
görevde yükselme niteliği taşımadığı belirtilerek idari işlemin iptaline karar
verilmiştir.
9. Temyiz üzerine Danıştay Beşinci Dairesinin 17/2/2010 tarihli
ve E.2007/5696, K.2010/750 sayılı ilamında, gördüğü öğrenim sonucu tekniker
unvanı kazanan fakat kurumda bilgisayar işletmeni olarak çalışan başvurucunun,
tekniker kadrosuna atanma isteminin unvan değişikliği sınavına girmesi
gerektiği gerekçesiyle reddedildiği, 18/4/1999 tarihli ve 23670 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde
Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik hükümleri
uyarınca yapılan işlemde hukuka aykırılığın bulunmadığı belirtilerek İlk Derece
Mahkemesinin kararı bozulmuştur.
10. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada 11/3/2011
tarihli ve E.2011/397, K.2011/442 sayılı kararla kurumda bilgisayar işletmeni
olarak çalışan başvurucunun, tekniker kadrosuna atanması için unvan değişikliği
sınavına girmesi gerektiği belirtilerek iptal isteminin reddine karar
verilmiştir.
11. Temyiz üzerine Danıştay Beşinci Dairesinin 5/7/2013 tarihli
ve E.2011/5462, K.2013/5692 sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesinin kararı
onanmıştır.
12. Karar başvurucuya 20/11/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
13. Başvurucu 19/12/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
14. Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan
Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik’in ek 3. maddesinin ilgili
kısımları şöyledir:
“(Değişik birinci fıkra: 6/5/2013-2013/4957 K.)
Bu Yönetmelik kapsamındaki personelin, en az ortaöğretim düzeyinde mesleki veya
teknik eğitim sonucu ihraz edilen unvanlara ilişkin görevlere atanmaları, sözlü
sınava ilişkin hükümleri hariç olmak üzere bu Yönetmelikte belirtilen usul ve
esaslar çerçevesinde yapılacak unvan değişikliği sınavı sonundaki başarısına
göre gerçekleştirilir.
Unvan değişikliği
sınavları, kurumlarca belirlenecek görev alanları ve atama yapılacak görevin
niteliğine ilişkin konularda yazılı olarak yaptırılır ve bu sınavlara
katılacaklarda, kurumda veya öğrenim durumları ile ilgisi bulunmayan görevlerde
belirli süre hizmet yapmış olma şartı aranmaz. (Ek cümle: 1/3/2010-2010/192 K.)
Unvan değişikliği sınavı kapsamındaki görevlere, sadece kurumun kendi personeli
başvurabilir.
(Ek fıkra:
1/3/2010-2010/192 K.) Unvan değişikliği sınavında yüz puan üzerinden en az
yetmiş puan alanlar başarılı sayılır.”
15. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 1. maddesinin (2) numaralı fıkrası, 14. maddesinin (3) ve (4)
numaralı fıkraları, 20. maddesinin (5) numaralı fıkrası, 49. maddesinin (3)
numaralı fıkrası ile 60. maddesi.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 19/11/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvurucunun 19/12/2013 tarihli ve 2013/9615 numaralı bireysel başvurusu
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucu, teknik hizmetler sınıfında bulunan inşaat
teknikeri kadrosuna atanma istemiyle 11/9/2004 tarihinde Belediyeye yaptığı
başvurunun reddedilmesi nedeniyle açtığı iptal davasında yargılamanın makul
sürede sonuçlanmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
18. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek
başka bir nedenin bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna
karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
19. Başvurucu, teknik hizmetler sınıfında bulunan inşaat
teknikeri kadrosuna atanma istemiyle 11/9/2004 tarihinde Belediyeye yaptığı
başvurunun reddedilmesi neticesinde açtığı iptal davasında yargılamanın makul
sürede sonuçlanmadığını belirterek Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
20. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin yargılamalar ile hukuk
sisteminde yer alan mevzuat hükümleri gereğince “kamu hukuku” alanına dâhil
olan ancak sonucu itibarıyla medeni haklar ve yükümlülükler üzerinde
belirleyici olan uyuşmazlıkları konu alan davaların makul sürede tamamlanmadığı
yönündeki iddialar, daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa
Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil yargılanma hakkının
kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek bir davadaki yargılama süresinin makul
olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli
olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve
başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi
hususların dikkate alınacağı belirtilmiştir (Güher
Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34–64; Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198,
7/11/2013, §§ 54-60).
21. Başvuruya konu davanın, teknik hizmetler sınıfında bulunan
inşaat teknikeri kadrosuna atanma isteminin reddine ilişkin idari işlemin iptali
istemini konu alan bir uyuşmazlık olduğu görülmektedir. Medeni hak ve
yükümlülükleri konu alan davalarda yargılama faaliyetinin makul süre
değerlendirmesi için başlangıcı, kural olarak uyuşmazlığı karara bağlayacak
yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı tarihtir (Güher Ergun ve diğerleri, § 50). Ancak idari yargıda dava
açılabilmesi için öncelikle idari makamlara başvurulmasının zorunlu olduğu
durumlar ile idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılmasını
sağlamak amacıyla idari makamlara yapılan başvurular üzerine açılan davalar
bakımından sürenin başlangıcı idareye başvuru tarihi olup somut başvuru
açısından bu tarih 11/9/2004’tür.
22.
Sürenin bitiş tarihi ise çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde
yargılamanın sona erme tarihidir (Güher
Ergun ve diğerleri, § 52). Somut başvuru açısından bu tarih,
Danıştay Beşinci Dairesi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararının onandığı
5/7/2013’tür.
23. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesi neticesinde
11/9/2004 tarihinde inşaat teknikeri kadrosuna atanma istemiyle idareye
başvurulduğu, istemin reddi üzerine İstanbul 6. İdare Mahkemesinde açılan iptal
davasında Mahkemenin 25/1/2007 tarihli kararıyla idari işlemin iptal edildiği,
temyiz üzerine Danıştay Beşinci Dairesince 17/2/2010 tarihinde İlk Derece
Mahkemesi kararının bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılamada Mahkemece
11/3/2011 tarihinde iptal isteminin reddine karar verildiği, kararın tekrar
temyizi üzerine Danıştay Beşinci Dairesince 5/7/2013 tarihinde İlk Derece
Mahkemesi kararının onandığı anlaşılmıştır.
24. Başvurunun değerlendirilmesi sonucunda başvuruya konu
davanın, hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzak olduğu anlaşılmıştır. Başvurucunun
tutum ve davranışlarıyla ve usule ilişkin haklarını kullanırken özensiz
davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep olduğu da söylenemez.
Dolayısıyla somut başvuru açısından farklı karar verilmesini gerektirecek bir
yön bulunmadığı ve söz konusu sekiz yıl dokuz aylık yargılama sürecinde makul
olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
25. Açıklanan nedenlerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
26. Başvurucu, adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi nedeniyle
maddi ve manevi tazminat ödenmesini talep etmiştir.
27. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında Anayasa Mahkemesince bir ihlalin tespit edilmesi hâlinde yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan durumlarda başvurucu lehine
tazminata hükmedilebileceği belirtilmiştir.
28. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin sekiz yıl
dokuz aylık yargılama süresi dikkate alındığında yargılama faaliyetinin
uzunluğu sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi
zararları karşılığında başvurucuya net 6.650 TL manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
29. Başvurucu tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş
olmakla beraber tespit edilen ihlal ile iddia edilen maddi zarar arasında
illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından başvurucunun maddi tazminat talebinin
reddine karar verilmesi gerekir.
30. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 198,35 TL harçtan oluşan
yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A.
Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B.
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya
net 6.650 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin
REDDİNE,
D.
198,35 TL oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E.
Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru
tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde
bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz
uygulanmasına
19/11/2015
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.