logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Sedat Demir [1.B.], B. No: 2013/9646, 31/3/2016, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SEDAT DEMİR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/9646)

 

Karar Tarihi: 31/3/2016

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Erdal TERCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

Raportör

:

Mehmet Sadık YAMLI

Başvurucu

:

Sedat DEMİR

Vekili

:

Av. Güray GÜNEŞ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, sözleşmenin feshi üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) açılan davada, sözleşmenin feshine dayanak disiplin cezalarının hukuka aykırı olduğu iddialarının dikkate alınmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 26/12/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca 30/5/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 29/6/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü 30/10/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunmuştur.

6. Bakanlık tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş 7/11/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu1998 yılında imzaladığı sözleşme ile uzman erbaş olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) başladığı görevini sürdürmekte iken son bir yıl içinde en az iki disiplin amirinden toplam otuz günden fazla hürriyeti bağlayıcı disiplin cezası alması nedeniyle 12/10/2012 tarihinde başvurucunun sözleşmesi feshedilmiştir.

9. Başvurucuyla ilgili disiplin safahatı dosya kapsamından anlaşıldığı kadarıyla şöyledir:

i. 25/12/2011 tarihinde vardiya görevi esnasında çevre yoluna giren araç hakkında bilgi vermemesi nedeniyle 28/12/2011 tarihinde beş gün göz hapsi cezası verilmiştir.

ii. Beş günlük sağlık raporunun 13/5/2012 tarihinde bitmesine rağmen ertesi gün saat 08.00’de mesaiye gelmediği gerekçesiyle 6/6/2012 tarihinde üç gün göz hapsi disiplin cezasıyla cezalandırılmıştır.

iii. 5/4/2012 tarihinde cep telefonu bulundurmak suretiyle yasak edilen cihaz ve aletleri bulundurduğu veya kullandığı gerekçesiyle Disiplin Mahkemesinin 3/7/2012 tarihli ve E.2012/105, K.2012/110 sayılı kararı ile on gün göz hapsi disiplin cezası ile cezalandırılmıştır.

iv. 15/8/2012 tarihinde amir ve üste saygısızlık ettiği gerekçesiyle 14/9/2012 tarihinde yedi gün göz hapsi disiplin cezası ile cezalandırılmıştır.

v. 12/9/2012 tarihinde izinsiz garnizonu terk ettiği gerekçesiyle 24/9/2012 tarihinde üç gün göz hapsi disiplin cezası ile cezalandırılmıştır.

vi. 12/9/2012 tarihinde mesaiye gelmediği gerekçesiyle 24/9/2012 tarihinde üç gün göz hapsi disiplin cezası ile cezalandırılmıştır.

vii. 12/9/2012 tarihinde amir ve üste saygısızlık ettiği gerekçesiyle 24/9/2012 tarihinde üç gün göz hapsi disiplin cezası ile cezalandırılmıştır.

10. Başvurucu hakkında ayrıca “üste fiilen taarruz” suçunun işlendiği gerekçesiyle 6. Mekanize Tümen Komutanlığı Askerî Mahkemesinin 13/2/2013 tarihinde verdiği kararla müsnet suçtan dolayı mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ayrıca başvurucunun en son istirahat raporu aldığı 7/10/2012 tarihinden geriye doğru bir yıllık süre içinde 89 gün süreyle istirahat raporu aldığı anlaşılmaktadır.

11. Yukarıda belirtilen disiplin cezaları sonucunda son disiplin cezası aldığı tarihten geriye doğru bir yıl içinde toplam otuz günden fazla hürriyeti bağlayıcı disiplin cezası aldığı gerekçesiyle 24/9/2012 tarihinden itibaren etkili olmak üzere 12/10/2012 tarihinde başvurucunun sözleşmesi feshedilmiş ve aynı gün tebligat yapılarak başvurucu terhis edilmiştir.

12. Başvurucu bu işleme karşı AYİM'de 16/11/2012 tarihinde iptal davası açmıştır.

13. AYİM Birinci Dairesinin 25/6/2013 tarihli ve E.2012/1463, K.2013/755 sayılı kararıyla dava oyçokluğuyla reddedilmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"... Davacının 28/12/2011 ile 24/9/2012 tarihleri arasında toplam 34 gün hürriyeti bağlayıcı disiplin cezası aldığı; dava konusu fesih işlemine esas teşkil eden tüm disiplin cezalarının As. Ceza Kanunun 168 ve müteakip maddelerindeki hükümlere uygun şekilde verildikleri isnat edilen disiplin suçlarının yazılı olarak bildirildiği ve yazılı savunmalarının alındığı, davacının yazılı olarak savunma vermekten imtina etmesi veya istirahat alması nedeniyle birlikte bulunamaması nedeniyle yazılı savunmasının alınamadığı tarihlerde ise savunmalarının telefon edilmek ve kendisiyle görüşülmek suretiyle sözlü olarak alınmış olduğu ve bu şekilde savunmalarının alınmış olduğunun da bu konuda tanzim edilmiş olan savunma tutanakları ile ispat edildiği, verilen cezaların As. C. K.nu 171’nci maddedeki merbut cetvele uygun yetkiler dâhilinde olduğu, davacı hakkında 24/9/2012 tarihinde verilmiş olan 3 ayrı disiplin cezasının da her birinin “izinsiz garnizonu terk etmek”, “amir ve üste saygısızlık”,“mesaiye gelmemek” şeklinde ayrı ayrı işlenen disiplin suçlarından dolayı verilmiş olduğu) görülmekte olup; davacı vekilinin iddialarının aksine bahse konu disiplin cezalarında bu cezaların keyfi tutum ve davranışlar ile husumet nedeniyle sıkıştırılarak verildiğine ve yok hükmündelik nitelemesine tabi tutulabilecek bir hukuki sakatlık bulunmadığı, bu itibarla geriye doğru son bir yıl içerisinde disiplin mahkemesi ile farklı ve yetkili iki disiplin amiri tarafından verilen bu disiplin cezalarının toplamının otuz günden fazla olduğu dikkate alınarak davacı hakkında idarece bağlı yetkiden hareketle tesis edilen 12/10/2012 tarihli sözleşme feshine dair işlemde hukuka ve ilgili yasal düzenlemelere aykırı bir husus bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

14. Karşı oy gerekçesi ise şöyledir:

“Davacı hakkında verilen disiplin cezalarının bir kısmında davacının telefon üzerinden “savunmasının” alındığı, aynı günde davacıya üç ayrı disiplin cezası verildiği anlaşılmakla; davacının telefon üzerinden “savunmasının” alınması (cezaların geriye doğru bir yıl içinde bırakılma çabası), aynı günde üç ayrı disiplin cezasının verilmesi gibi hususlar göz önüne alındığında, anılan cezaların sıkılaştırılmış cezalar olduğu, ayrıca davacının telefon üzerinden ifadesi alınarak disiplin hukukunda ifade almada “vicahilik” ilkesine uyulmadığı, bütün bu olguların sözleşme fesih işlemi tesis etmeye yönelik olduğu izlenimi yarattığı, dolayısıyla dava konusu işlemin sebep unsuru açısından iptaline karar verilmesi…

15. Başvurucunun karar düzeltme istemi AYİM Birinci Dairesinin 13/11/2013 tarihli ve E.2013/1133, K.2013/1048 sayılı kararı reddedilmiştir. Bu karar başvurucuya 26/11/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.

16. Başvurucu 26/12/2013 tarihinde, süresi içinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

17. 22/5/1930 tarihli ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun, başvuruya konu cezaların verildiği tarihte yürürlükte bulunan “Cezanın kat’ileşmesi” kenar başlıklı mülga 181. maddesi şöyledir:

Bir disiplin cezası resmi surette mahkuma tebliğ edildiği vakit kat’ileşir. Ve bu cezayı veren tarafından kaldırılamaz ve değiştirilemez. Bu cezanın kaldırılması veya değiştirilmesi ancak şikayet yoluyla veya ceza veren âmirin mahkum lehine yapacağı müracaat üzerine veyahut affı âli ile kabildir.

18. Aynı Kanun’un, başvuruya konu cezaların verildiği tarihte yürürlükte bulunan “Şikâyet” kenar başlıklı mülga 188. maddesi şöyledir:

1- Bir disiplin cezasından şikâyet, cezalı tarafından veya kendisinin mafevkleri tarafından doğrudan doğruya yapılır.

2- Cezalı tarafından yapılacak şikâyet ancak tebliğinden bir gece sonra yapılabilir.

3- Şikâyet cezanın infazını geri bırakmaz.

4- Disiplin cezaları hakkında cezalı tarafından yapılacak şikâyet üzerine karar vermeğe salâhiyetli âmir, bu kararın verileceği zamanda cezayı vermiş olan âmirin bir derece mafevki olan disiplin amiridir.

5- Şikâyetler hemen tetkik edilerek bir karara bağlanır.

19. Disiplin cezalarının verildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan hâliyle 4/7/1972 tarihli ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 21. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

Cumhurbaşkanının, Yüksek Askeri Şüranın tasarrufları ve Sıkıyönetim Komutanlarının 1402 sayılı Kanunda yazılı tasarrufları ile disiplin suç ve t(e)cavüzlerinden ötürü disiplin amirlerince verilen cezalar yargı denet(i)mi dışındadır.

20. Başvurucunun ilişiğinin kesildiği tarihte yürürlükte bulunan hâliyle 18/3/1986 tarihli ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu’nun 3269 sayılı Kanun’un 12. maddesi şöyledir:

Ayrıca;

d) Disiplin mahkemeleri veya en az iki disiplin amirinden disiplin cezası aldığı tarihten geriye doğru son bir yıl içerisinde toplam otuz günden daha fazla hürriyeti bağlayıcı disiplin cezası alanların,

Sözleşmeleri feshedilmek suretiyle Türk Silâhlı Kuvvetleri ile ilişikleri kesilir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

21. Mahkemenin 31/3/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

22. Başvurucu; on dört yıl boyunca TSK'ya hizmet ettiğini, bu süre boyunca TSK'nın disiplinini vahim derecede bozacak disiplin zafiyeti içine girmediğini, kişisel husumetle çok kısa bir sürede disiplin cezaları verilerek hizmetten el çektirilmeye zorlandığını, söz konusu cezaların yargı mercileri tarafından verilmediğini, ayrıca telefonla savunma alınarak savunma hakkının ihlal edildiğini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) oda hapsi cezası ile ilgili verdiği ihlal kararları olduğunu, bu disiplin cezaları yok hükmünde olduğundan bu cezalara dayanılarak sözleşmesinin feshedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu şekilde savunma ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş; dava konusu fesih işleminin iptaliyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

23. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvuru konusu olayda, başvurucuya göz hapsi disiplin cezaları uygulanmış ve bu cezaların son bir yıl içinde otuz günlük süreyi aşması nedeniyle başvurucunun sözleşmesi feshedilmiştir. Başvurucunun iddiaları ağırlıklı olarak göz hapsi disiplin cezalarının hukuka aykırı olarak verildiğine ve hukuka aykırı bu cezalara dayalı olarak sözleşmesinin feshedilmesi işlemine karşı açtığı davanın reddedilmesine ilişkin olduğundan başvuru bu iddialar kapsamında aşağıdaki başlıklar altındadeğerlendirilmiştir:

a. Göz Hapsi Disiplin Cezalarına İlişkin İddia

24. Başvurucu; disiplin cezalarının hukuka aykırı olarak verildiğini, disiplin cezalarında telefonla savunma alınarak usule uyulmadığını, disiplin cezalarının keyfî olarak ve husumet nedeniyle sıkılaştırılarak verildiğini, söz konusu cezaların yok hükmünde olduğunu, AİHM tarafından oda hapsiyle ilgili Türkiye aleyhine verilen ihlal kararları olduğunu ileri sürmüştür.

25. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:

Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler. Mahkeme, öncelikle başvurucunun mazeretinin geçerli görülüp görülmediğini inceleyerek talebi kabul veya reddeder.

26. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 64. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

Başvurucu mücbir sebep veya ağır hastalık gibi haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvurusunu yapamadığı takdirde, mazeretinin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilir. Komisyonlar raportörlüğünce mazeretin kabulünün gerekip gerekmediği yönünde karar taslağı hazırlanır. Komisyon, öncelikle başvurucunun mazeretinin geçerli görülüp görülmediğini inceleyerek mazereti kabul veya reddeder.

27. Bireysel başvurunun kabul edilebilirlik koşullarından olan başvuru süresine riayet edilmesi şartı, bireysel başvuru incelemesinin her aşamasında resen nazara alınması gereken bir başvuru koşuludur (Taner Kurban, B. No: 2013/1582, 7/11/2013, § 19).

28. Bireysel başvuruların 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir.

29. 1632 sayılı Kanun’un başvuruya konu göz hapsi cezalarının verildiği tarihlerde yürürlükte olan mülga 181. maddesi gereğince anılan Kanun kapsamında verilen disiplin cezalarının “cezalıya tebliğ edildiği tarihte” kesinleşeceği hususunda duraksamaya yer bulunmamaktadır (bkz. § 17).

30. Başvurucu 28/12/2011 tarihinde beş gün, 6/6/2012 tarihinde üç gün, 3/7/2012 tarihinde on gün, 14/9/2012 tarihinde yedi gün 24/9/2012 tarihinde dokuz gün göz hapsi disiplin cezası ile cezalandırılmıştır.

31. Başvuru dilekçesi içeriği, ekleri ve başvurucunun iddiaları kapsamından başvurucuya verilen disiplin cezalarının başvurucuya tebliğine veya bu cezaların uygulandığına dair herhangi bir bilgi veya belge sunulmamıştır. Bu çerçevede disiplin cezalarının başvurucu tarafından en geç sözleşmenin feshedildiğine dair yazının kendisine tebliğ edildiği 12/10/2012 tarihinde öğrenildiğinin ve bu tarihte kesinleştiğinin kabulü gerekir.

32. 12/10/2012 tarihi itibarıyla 1602 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre disiplin suç ve tecavüzlerinden ötürü disiplin amirlerince verilen cezaların yargı denetimi dışında olduğu dikkate alındığında başvurulacak ve tüketilmesi gereken bir hukuk yolu bulunmamaktadır.

33. Bu durumda disiplin cezalarıyla ilgili şikâyetleri içeren bireysel başvurunun 12/10/2012 tarihinden itibaren otuz gün içinde yapılması gerekirken 26/12/2013 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından başvuruda süre aşımı bulunduğu sonucuna varılmıştır.

34. Açıklanan nedenlerleotuz gün içinde yapılmayan başvurunun bu kısmının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. AYİM Kararının Adil Olmadığına İlişkin İddia

35. Başvurucu, sözleşmenin feshi işlemine karşı açtığı iptal davasında, işleme esas teşkil eden disiplin cezalarının usulsüz ve yok hükmünde olmasının dikkate alınmadığını ve bu nedenle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

36. Bakanlık görüşünde, başvurucunun yargılama sürecinin hakkaniyete aykırı olduğuna dair bir bilgi ya da belge sunmadığı, aksine yargılama sonucunda verilen kararın adil olmadığı şikâyetini dile getirdiğinin anlaşıldığı, AYİM tarafından dosya kapsamındaki deliller çerçevesinde yapılan değerlendirmede ve ulaşılan sonuçta bariz takdir hatası veya açık keyfîliğe rastlanmadığının değerlendirildiği belirtilmiştir.

37. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:

Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.

38. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.

39. Anılan kurallar uyarınca ilke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular, belirtilen istisnai hâller dışında Anayasa Mahkemesince esas yönünden incelenemez (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, §26).

40. Başvurucunun adil yargılanma hakkı kapsamındaki bu iddiası, sözleşmenin feshi işleminin sebep unsurunu teşkil eden disiplin cezalarının usulsüz ve yok hükmünde olduğu, bu işleme karşı açtığı iptal davasında disiplin cezalarına ilişkin usule ilişkin sakatlıkların dikkate alınmadığı noktasında düğümlenmektedir (Uğur Özdemir, B. No: 2013/2600, 23/1/2014, § 38).

41. AYİM kararında, idarenin bağlı yetki içinde bulunmasının başvurucunun sözleşmesinin feshedilmesi sonucunu doğurduğu, fesih işleminin sebep unsurunu teşkil eden disiplin cezalarının yok hükmünde olduğunun kabul edilmesini gerektirecek herhangi bir hukuki gerekçe bulunmaması nedeniyle iddianın temelsiz olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

42. Adil yargılanma hakkı, bireylere dava sonucunda verilen kararın değil; yargılama sürecinin ve usulünün adil olup olmadığını denetletme imkânı verir. Bu nedenle bireysel başvuruda adil yargılanmaya ilişkin şikâyetlerin incelenebilmesi için başvurucunun yargılama sürecinde haklarına saygı gösterilmediğine; bu çerçevede yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşlerden bilgi sahibi olamadığı veya bunlara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığı, kendi delillerini ve iddialarını sunamadığı ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının derece mahkemesi tarafından dinlenmediği veya kararın gerekçesiz olduğu gibi mahkeme kararının oluşumuna sebep olan unsurlardan değerlendirmeye alınmamış eksiklik, ihmal ya da açık keyfiliğe ilişkin bir bilgi ya da belge sunmuş olması gerekir (Naci Karakoç, B. No: 2013/2767, 2/10/2013, § 22).

43. Somut olayda başvurucunun davasına esas teşkil eden disiplin cezalarındaki var olduğu ileri sürülen hukuka aykırılıklardan özellikle savunmasının telefonla alınması ve sıkılaştırılmış ceza uygulanmasına ilişkin iddiaları AYİM tarafından tartışılarak değerlendirilmiş ve oyçokluğuyla tüm bu hususların bağlı yetki çerçevesinde tesis edilen sözleşmenin feshi işlemini sakatlamadığı sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak başvurucunun, yargılama sürecinin hakkaniyete aykırı olduğuna dair bir bilgi ya da belge sunmadığı, aksine yargılama sonucunda verilen kararın adil olmadığı şikâyetini dile getirdiği anlaşılmakta olup AYİM tarafından dosya kapsamındaki deliller çerçevesinde yapılan değerlendirmede ve ulaşılan sonuçta bariz bir takdir hatası veya açık keyfiliğe rastlanmadığından, bu noktada Anayasa Mahkemesinin, Yüksek Mahkemenin takdirine müdahalesi söz konusu olamaz.

44. Açıklanan nedenlerle başvurucunun davanın reddine dair kararın adil olmadığı iddiasının temyiz mercii şikâyeti niteliğinde olduğu ve kararın açık bir keyfîlik de içermediği anlaşıldığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Göz hapsi disiplin cezalarına ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararının adil olmadığına ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA

31/3/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Sedat Demir [1.B.], B. No: 2013/9646, 31/3/2016, § …)
   
Başvuru Adı SEDAT DEMİR
Başvuru No 2013/9646
Başvuru Tarihi 26/12/2013
Karar Tarihi 31/3/2016

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, sözleşmenin feshi üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde AYİM) açılan davada, sözleşmenin feshine dayanak disiplin cezalarının hukuka aykırı olduğu iddialarının dikkate alınmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı İdari hapis (TSK) Süre Aşımı
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 1632 Askeri Ceza Kanunu 181
188
1602 Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu 21
3269 Uzman Erbaş Kanunu 12
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi