TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ERMAN PAKSOY BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/11163)
|
|
Karar Tarihi: 21/6/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Murat İlter DEVECİ
|
Başvurucu
|
:
|
Erman PAKSOY
|
Vekili
|
:
|
Av. Şerife FİKİRLİ US
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; aynı eylemle ilgili iki ayrı kamu davası açılması
nedeniyle aynı suçtan iki kez yargılanmama hakkının, aynı eylem nedeniyle ayrı
bir kamu davası açıldığı hususu dikkate alınmadan ve o yargılamanın sonucu
beklenmeden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle
adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 2/7/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Osmaniye Cumhuriyet
Başsavcılığının 24/4/2012 tarihli iddianamesi ile sendikal hakların kullanılmasını
engelleme suçundan başvurucu hakkında kamu davası açılmıştır.
8. Yargılamayı yürüten Osmaniye 2.
Sulh Ceza Mahkemesi 16/4/2013 tarihli kararıyla başvurucunun beraatine karar vermiştir.
9. Katılan vekilinin talebi
üzerine temyiz incelemesi yapan Yargıtay 18. Ceza Dairesi 8/2/2016 tarihli
kararıyla beraat hükmünü onamıştır.
10. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 23/3/2012 tarihli
iddianamesi ile sendikal hakların kullanılmasını engelleme suçundan başvurucu
hakkında kamu davası açılmıştır. Yargılamaya konu iddianamelerden başvurucu
hakkında açılan davaların aynı eyleme ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
11. Yargılamayı yürüten Kocaeli 4. Asliye Ceza Mahkemesi
27/3/2014 tarihli kararıyla başvurucunun isnat edilen suçtan mahkûmiyetine
hükmetmiş, sonrasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı
vermiştir.
12. Başvurucu müdafiinin HAGB kararına
yönelik itirazı Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/5/2014 tarihli kararıyla
reddedilmiştir.
13. Başvurucu 2/7/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 21/6/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Aynı Suçtan İki Kez Yargılanmama Hakkının
İhlal Edildiğine İlişkin İddia
15. Başvurucu; aynı eylem nedeniyle iki kez yargılandığını, bu
nedenle aynı suçtan iki kez yargılanmama hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
16. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011
tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği Anayasa
Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu
gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa'da güvence altına
alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) veya
Türkiye'nin taraf olduğu ek protokollerin kapsamına da girmesi gerekir. Bir
başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak
ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi
mümkün değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, §
18).
17. Aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı, Sözleşme’ye ek Türkiye’nin taraf olduğu (7) numaralı
Protokol’ün 4. maddesinde yer alsa da, söz konusu Protokol'ün uygun bulunmasına
dair 6684 sayılı Kanun'un Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 10/3/2016
tarihinde kabul edildiği ve 25/3/2016 tarihinde Resmi Gazete'de
yayınlandığı, 28/3/2016 tarihinde de Bakanlar Kurulunca onaylanan Protokol'ün
1/8/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, başvurucunun HAGB kararına yaptığı
itirazın 16/5/2014 tarihinde reddedildiği ve HAGB kararının aynı tarihte
kesinleştiği, kararın kesinleşiği tarih itibarıyla
Türkiye'nin (7) nolu protokole taraf olmadığı tespit
edilmiştir. Bu nedenle,2/7/2014 tarihli başvuruda, aynı suçtan iki kez
yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı yönünden inceleme yapmaya imkân
bulunmamaktadır.
18. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine
İlişkin İddia
19. Başvurucu, aynı eylem nedeniyle bir başka kamu davası
açıldığı dikkate alınmadan ve o yargılamanın sonucu beklenmeden HAGB kararı
verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
20. HAGB, sanığa yüklenen suça ilişkin yargılama sonunda cezaya
hükmedilmesi hâlinde hükmün açıklanmasının belirli koşulların gerçekleşmesine
bağlı olarak ertelenmesi anlamına gelmektedir. Kanunda belirtilen koşulların
gerçekleşmesine karşın sanığın kabul etmemesi hâlinde hükmün açıklanmasının
geri bırakılmasına karar verilemeyeceği 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin (6) numaralı fıkrasının son cümlesinde
ifade edilmektedir. Bu kapsamda sanığın, yargılamanın hukuki kesinliği ifade
eden bir hükümle sonuçlanmasını ya da cezaya hükmedilmesi durumunda hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasını tercih etme imkânı bulunmaktadır (Ali Gürsoy, B. No: 2012/833, 26/3/2013, §
19).
21. HAGB kararı, yargılamayı hükümle sonuçlandıran bir karar
niteliğinde olmayıp ceza yargılamasını sona erdiren düşme nedenlerinden
biridir. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin (10) ve (11) numaralı
fıkralarında belirtildiği üzere denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç
işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak
davanın düşmesine, denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç işlenmesi veya
öngörülen yükümlüklere aykırı davranılması hâlinde hükmün açıklanmasına karar
verilir (Ali Gürsoy, § 21).
22. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin (12) numaralı
fıkrasında, HAGB kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabileceği
düzenlenmiştir. Bununla birlikte ancak denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir
suç işlenmesi hâlinde hükmün açıklanmasıyla veya bu süre içinde kasıtlı yeni
bir suç işlenmemesi hâlinde düşme kararıyla yargılama nihai olarak sona
erdiğinde hüküm niteliği olan bu kararlara karşı kanun yoluna başvurulabilir ve
esasa ilişkin itirazlar bu aşamada ileri sürülebilir (Ali Gürsoy, § 22).
23. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin (6) numaralı fıkrasına
göre sanık kabul etmediği takdirde HAGB kararı verilmez. Bu durumda ilk derece
mahkemesince istinaf kanun yolu açık olarak karar verilebilecektir. Başka bir
deyişle haklarında HAGB kararı verilmesini kabul eden sanıklar, verilen kararın
istinafta yapılacak esas ve usul incelemesini talep etme hakkından
vazgeçmişlerdir. Somut olayda başvurucu, yargılama sonunda hakkında HAGB kararı
verilmesine rıza göstermiştir. Dolayısıyla başvurucu, söz konusukarar
ile ortaya çıkan menfaatlerden yararlanmayı tercih etmiştir (Adnan Erkuş/Türkiye, B. No: 61196/11,
4/12/2012, § 22).
24. Somut olayda yargılama sonunda verilen kararların temel
hakları ihlal ettiği iddiası -somut olayın özelliği de nazara alındığında-
istinaf/temyiz incelemesinde de ileri sürülebilecek iddialardandır.
Başvurucunun talebi üzerine HAGB kararı verildiği ve istinaf/temyiz yoluna
başvurmayı mümkün kılan bir karar verilmesinin tercih edilmediği
anlaşılmaktadır.
25. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Aynı suçtan iki kez yargılanmama hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
21/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.