TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
BAYRAM DEMİRBİLEK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/1125)
|
|
Karar Tarihi: 10/12/2014
|
R.G. Tarih-Sayı: 4/4/2015-29316
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Hüseyin TURAN
|
Başvurucu
|
:
|
Bayram DEMİRBİLEK
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, hakkında açılan kamu
davası nedeniyle 5 yıldır tutuklu bulunması nedeniyle Anayasa’nın 19.
maddesinde tanımlanan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüş, tahliye ve tazminat talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 21/1/2014
tarihinde Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla yapılmıştır. İdari yönden
yapılan ön incelemede başvuruda Komisyona sunulmasına engel bir durumun
bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 31/3/2014 tarihinde kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade
edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu tahrik altında adam öldürme isnadıyla 21/8/2009 tarihinde gözaltına alınmış ve Sincan 1. Sulh Ceza
Mahkemesinin 22/8/2009 tarih ve 2009/168 Değişik İş sayılı kararıyla “üzerine atılı kasten öldürme, adam öldürme, ruhsatsız
ateşli silah bulundurma suçunun vasıf ve mahiyeti, işleniş şekli, mevcut delil
durumu delillerin toplanmamış olması ve müsnet suçun
CMK. 100/3-a- 2 maddesinde sayılı suçlardan olması” gerekçesiyle
tutuklanmıştır.
6. Başvurucu hakkında Sincan Cumhuriyet Başsavcılığının 17/9/2009 tarihli iddianamesiyle kamu davası açılmış ve
başvurucunun tasarlayarak haksız tahrik altında adam öldürme ve ruhsatsız
tabanca taşıma suçlarından cezalandırılması talep edilmiştir.
7. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/249 Esas sayılı
dosyasındaki yargılama kapsamında ilk duruşma 12/11/2009
tarihinde yapılmıştır.
8. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesince 12/11/2009
tarihli 1. duruşmada “üzerine atılı suçun
vasıf ve mahiyetine, mevcut delil durumu ” gerekçesiyle tutukluluğun
devamına karar verilmiş ve soruşturma evresinde beyanları alınmış olan
tanıkların dinlenmesi için duruşma 10/12/2009 tarihine bırakılmıştır.
9. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesince 10/12/2009
tarihli 2. duruşmada tanıklar dinlenmiş, Cumhuriyet Savcısı mütalaasını sunmuş
ve sanık müdafiinin mütalaaya karşı savunmalarını
hazırlamak için talebi doğrultusunda duruşma 29/12/2009 tarihine bırakılmıştır.
10. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesince 29/12/2009
tarihli 3. Duruşmada sanığın, tahrik altında öldürme suçundan 10 yıl hapis
cezası ile cezalandırılmasına ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen
hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
11. Başvurucunun temyizi üzerine karar, Yargıtay 1. Ceza
Dairesinin 24/4/2012 tarih ve E.2010/6666, K.2012/3140
sayılı ilamıyla “TCK'nun 29. maddesinin uygulanması sırasında, alt ve üst
sınırlar arasında alt sınıra yakın bir indirim yapılması yerine 12 yıl ceza
verilerek sanığa eksik ceza tayini” gerekçesiyle bozulmuştur.
12. Bozma sonrası yargılama Sincan 1.
Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/233 Esas sayılı dosyası üzerinden devam etmiş, ilk
duruşmada “üzerine atılı suçun vasıf ve
mahiyeti ile atılı suç için yasada öngörülen ceza miktarı dikkate alınarak”
başvurucunun tutukluluk halinin devamına karar verilmiş ve yargılama
başvurucunun bozma ilamına karşı savunmasının alınması için ertelenmiştir.
13. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/233 Esas sayılı
dosyasında 2/8/2012 tarihinde yapılan 2. duruşmada sanık savunması
alınmış ve tahrik altında öldürme suçundan 11 yıl 8 ay hapis cezası ile
cezalandırılmasına ve “hükmolunan cezanın
niteliği ve süresi gözetilerek, ayrıca 5271 sayılı CMK’nun
100. maddesinin 3. fıkrasında sayılan suçlardan olması nazara alınarak” tutukluluğun
devamına karar verilmiştir.
14. Başvurucunun temyizi üzerine karar, Yargıtay 1. Ceza
Dairesinin 26/11/2013 tarih ve E.2013/3343,
K.2013/6968 sayılı ilamıyla “kararın
bozulmasından sonra, yapılan yargılamada bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma
ilamı yanlış yorumlanarak, alt sınıra yakın bir hapis cezası tayini yerine,
yazılı şekilde üst sınıra yakın 14 yıl hapis cezası tayin edilerek sanığa eksik
ceza tayini,” gerekçesiyle bozulmuştur.
15. Bozma sonrası yargılama Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin
2014/45 Esasına kaydedilmiş ve tensibin yapıldığı 17/1/2014
tarihinde “üzerine atılı suçun vasıf ve
mahiyeti ile atılı suç için yasada öngörülen ceza miktarı dikkate alınarak”
başvurucunun tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına karar
verilmiş ve yargılama başvurucunun bozma ilamına karşı savunmasının alınması
için 13/2/2014 tarihine bırakılmıştır.
16. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/45 Esas sayılı
dosyasında 13/2/2014 tarihinde yapılan 2. duruşmada
sanık savunması alınmış ve tahrik altında öldürme suçundan 14 yıl 2 ay hapis
cezası ile cezalandırılmasına ve “Yargılama
sonucunda sanığın suçunun sabit görülmesi, verilen ceza miktarı gözetildiğinde
olağan hayat akışına göre ceza süresinin sanığın kaçacağı yönünde karine
oluşturması, adli kontrol tedbiri hallerinin sanığın kaçmasını engellemeye
yeterli caydırıcılıkta olmaması, CMK'nun 100/3
maddesinde de "suçun işlendiği hususunda kuvvetli suç şüphesi sebebinin
varlığı halinde tutuklama nedeni varsayılabilir" şeklinde karine
oluşturacak düzenleme bulunması ve sanığın mahkûm olduğu suçun da CMK'nun 100/3 maddesinde sayılan suçlardan olması
karşısında tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu kanaatiyle CMK’nın
100/3-a ve 108. maddeleri gereğince” tutukluluğun devamına karar
verilmiştir.
17. Başvurucu 21/1/2014
tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
18. Başvurucu, hakkında verilen kararı 17/2/2014
tarihinde temyiz etmiştir.
B. İlgili Hukuk
19. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu’nun 81. maddesi şöyledir:
(1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile
cezalandırılır.
20. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu’nun 102. maddesi.
21. 5271 sayılı Kanun’un 104.
maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her
aşamasında şüpheli veya sanık salıverilmesini isteyebilir.
(2) Şüpheli veya sanığın tutukluluk hâlinin
devamına veya salıverilmesine hâkim veya mahkemece karar verilir. Ret kararına
itiraz edilebilir.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 10/12/2014 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 21/1/2014 tarih ve 2014/1125 numaralı
bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
23. Başvurucu, hakkında açılan kamu davası nedeniyle 5 yıldır
tutuklu bulunduğunu, tutuklulukta geçirdiği süre göz önünde tutularak
tahliyesine karar verilmesi, ayrıca maddi ve manevi tazminat talebinde
bulunmuştur.
B. Değerlendirme
24. Başvuru formu ve ekleri incelendiğinde, başvurucu sadece
tutukluluğun uzun sürdüğünden şikâyet etmektedir. Bu sebeple başvurucunun bu
iddiası kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı çerçevesinde değerlendirilmiştir.
25. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (2)
numaralı fıkrası şöyledir:
“İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem,
eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının
tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.”
26. 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel
başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru
yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekir. …”.
27. Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuru, ikincil nitelikte bir hukuk yoludur. Bu nedenle, kanunlarda yer alan
idari ve yargısal başvuru yollarının bireysel başvurudan önce tüketilmiş olması
gerekir (B. No: 2012/363, 5/3/2013, § 17).
28. Devam eden tutukluluğun hukuka
aykırı olduğu iddiasıyla yapılan bireysel başvurularda şikâyetlerin temel
amacı, tutukluluğun hukuka aykırı olduğunun ya da devamını haklı kılan sebep
veya sebeplerin bulunmadığının tespitidir. Bu tespit yapıldığı takdirde buna
bağlı olarak ilgilinin tutukluluk halinin devamına gerekçe olarak gösterilen
hukuki sebeplerin varlığı sona erecek ve böylece kişinin serbest kalmasının
yolu açılabilecektir. Dolayısıyla belirtilen nedenlerle ve serbest bırakılmayı
temin edebilecek bir karar alma amacıyla yapılacak bireysel başvuruların,
olağan kanun yolları tüketilmek şartıyla, tutukluluk hali devam ettiği sürece
yapılabilmesi mümkündür (B. No: 2012/726, 2/7/2013, §
30).
29. “Bir suç isnadına
bağlı olarak”
tutuklulukta geçen sürenin başlangıcı, başvurucunun ilk kez yakalanıp gözaltına
alındığı durumlarda bu tarih, doğrudan tutuklandığı durumlarda ise tutuklama
tarihidir. Sürenin sonu ise kural olarak kişinin serbest bırakıldığı ya da ilk
derece mahkemesince hüküm verildiği tarihtir (B. No: 2012/1137, 2/7/2013, § 66).
30. Bu kapsamda “bir suç isnadına bağlı olarak tutuklu olma” durumunda,
tutukluluk süresinin kanuni süreyi veya makul süreyi aştığı iddiasıyla
yapılacak bireysel başvurunun ilk derece yargılaması devam ederken tutukluluğun
devamına karar verilen her aşamada başvuru yolları tüketildikten sonra veya
serbest bırakılmadan itibaren başvuru süresi içinde yapılması gerekir (B. No:
2013/5267, 7/3/2014, § 28).
31. Somut olayda, başvuru formunda ihlal
iddiasına dayanak karar olarak, yargılamanın yürütüldüğü Sincan 1. Ağır Ceza
Mahkemesinin 2012/233 Esas sayılı dosyasında 2/8/2012
tarihli duruşmada mahkûmiyet kararıyla birlikte verilen tutukluluğun devamına
ilişkin karar gösterilmiş, dosyanın halen Yargıtay’da olduğu, tahliyeye karar
verilmediği belirtilmiştir.
32. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin
2012/233 Esas sayılı kararının temyizen incelemesi
sonrasında, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 26/11/2013
tarih ve E.2013/3343, K.2013/6968 sayılı ilamıyla bozulması nedeniyle, dosya
2014/45 Esasına kaydedilmiş ve tensibin yapıldığı 17/1/2014 tarihinde “üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile atılı suç
için yasada öngörülen ceza miktarı dikkate alınarak” başvurucunun
tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına (7 gün içerisinde
Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere) karar verilmiş ve
yargılama, başvurucunun bozma ilamına karşı savunmasının alınması için
13/2/2014 tarihine bırakılmış, başvurucu tarafından tutukluluğun devamına
ilişkin bu karara itiraz edilmeden bireysel başvuruda bulunulduğu
anlaşılmıştır.
33. İlk derece yargılaması devam
ederken tutukluluğun devamına karar verilen her aşamada başvuru yolları
tüketildikten sonra bireysel başvuru yapılabileceği dikkate alındığında, 17/1/2014 tarihli duruşmada verilen tutukluluğun devamına
ilişkin karara itiraz edilmeden başvuru yapıldığı, bu şekilde olağan başvuru
yollarının tüketilmediği sonucuna varılmıştır.
34. Açıklanan nedenlerle, başvuru
konusu karara ilişkin olağan kanun yolu olan itiraz yoluna başvurulmadığından,
başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle başvurunun kabul edilemez olduğuna
karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle, başvurunun “başvuru yollarının tüketilmemiş olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama
giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 10/12/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.