Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Zahir Türkan [1.B.], B. No: 2014/11455, 12/12/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ZAHİR TÜRKAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/11455)

 

Karar Tarihi: 12/12/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör Yrd.

:

Leyla Nur ODUNCU

Başvurucu

:

Zahir TÜRKAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ceza yargılamasının beraat kararı ile sonuçlanmasına ve bazı disiplin yaptırımları yönünden itirazın kabulüne karar verilmesine rağmen görevden alınma nedeniyle masumiyet karinesinin; açılmış olan davada idari yargı mercilerinin davanın reddine karar vermesi nedeniyle adil yargılanma hakkının; kanunlar önünde eşit işlemle muamele edilmemesi nedeniyle eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 11/7/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca 20/4/2015 tarihinde başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

A. Disiplin Soruşturması Yönünden

8. Başvurucu, Düzce'de bir devlet okulunda müdür olarak görev yapmakta iken;

i. İş-Kur tarafından görevlendirilen personeller Ş.U. ve Z.K.ye ait 2012 yılı Nisan ayı Katılımcı Devam Çizelgesinin ilgili personeller tarafından değil başvurucu tarafından imzalanmış olduğu,

ii. İş-Kur tarafından Kuruma gönderilen personelin çalışma saatleri dışında başvurucu tarafından okulda bekletildikleri,

iii. Başvurucunun okul personeline karşı "Biri beni şikayet etmiş ama beni öldürmedikten sonra bana kimse bir şey yapamaz. Ben onu tükürüğümle boğarım" şeklinde söylemde bulunduğu,

iv. Başvurucunun özellikle beş yaş grubu öğretmeni M.K. olmak üzere şube öğretmenlerini ders uygulamalarını aksatacak şekilde toplantılara çağırdığı ve öğretmenlerin toplantıda olduğu sırada öğretmenlerin sorumlu olduğu öğrencilerle ilgili olarak hizmetlilerin görevlendirildiği,

v. İş-Kur tarafından Kurumda görevlendirilmiş olan Yardımcı Personel Ş.U.ya, başvurucunun kendi özel hayatı ile ilgili cinsel içerikli söylemlerle tacizde bulunduğu isnatları ile başvurucu hakkında disiplin soruşturması açılmıştır.

9. Başvurucu, hakkındaki disiplin soruşturması kapsamında 21/5/2012 ve 3/7/2012 tarihleri arasında tedbiren görevden uzaklaştırılmıştır.

10. Düzce Valiliği İl Millî Eğitim Müdürlüğü Eğitim Denetmeleri Başkanlığı tarafından başvurucu hakkında hazırlanan soruşturma raporunda, başvurucuya disiplin cezaları verilmesi ve idari yönden yöneticilik görevinin başvurucu üzerinden alınması yönünde teklif getirilmiştir.

11. Başvurucunun hakkında yürütülen disiplin soruşturması kapsamında yöneticilik görevinin sonlandırılması yönünde Düzce Millî Eğitim Müdürlüğü Eğitim Denetmenleri Başkanlığınca getirilen idari teklif ve Düzce Millî Eğitim Müdürü'nün talebi üzerine Düzce Valisinin oluru gereği, 13/8/2009 tarihli ve 27318 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik'in 29. maddesinin (1) numaralı fıkrasının b bendi uyarınca 3/7/2012 tarihli ve 8904 sayılı kararname ile başvurucunun müdürlük görevi sonlandırılmış; başvurucu, Düzce il merkezindeki bir başka devlet okuluna okulöncesi alan öğretmeni olarak atanmıştır.

12. Hakkında disiplin cezası teklif edilmeyen, İş-Kur tarafından görevlendirilen yardımcı personele kendi özel hayatı ile ilgili cinsel içerikli söylemlerle tacizde bulunduğu iddiası ile ilgili olarak olayın mahiyeti dikkate alınarak başvurucunun il dışında başka bir okula öğretmen olarak atanmasının soruşturma raporunda teklifi üzerine başvurucu 7/8/2012 tarihli ve 37001 sayılı Millî Eğitim Bakanlığı kararnamesi ile Ordu'nun Korgan ilçesindeki bir devlet ilkokuluna atanmıştır.

13. Yürütülen disiplin kovuşturması sonucunda yukarıda(bkz. § 8 i.) belirtilen eylemin sübut bulduğu sonucuna varılarak Düzce İl Millî Eğitim Disiplin Kurulunun 26/7/2012 tarihli kararı dikkate alınarak 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 126. maddesi gereğince Düzce Valisi tarafından 30/7/2012 tarihli işlem ile, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının D bendinin f alt bendi uyarınca gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek fiilinden dolayı başvurucu bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması disiplin cezası ile cezalandırılmıştır.

14. Başvurucunun itirazı üzerine Millî Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 23/5/2013 tarihli işlemi ile, isnat edilen fiilin işlenişinde kasıt olmadığı gerekçesiyle bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması disiplin cezasına (bkz. § 13) ilişkin itirazının kabulüne karar verilmiştir.

15. Yürütülen disiplin kovuşturması sonucunda yukarıda (bkz. § 8 ii.) belirtilen eylemin sübut bulduğu sonucuna varılarak Düzce Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğünün 17/7/2012 tarihli işlemiyle 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının C bendinin (a) alt bendi, aynı Kanun'un 126. maddesi uyarınca başvurucu kınama disiplin cezası ile cezalandırılmıştır. Bu cezaya karşı başvurucunun herhangi bir yola başvurup başvurmadığı bireysel başvuru formundan anlaşılamamaktadır.

16. Yürütülen disiplin kovuşturması sonucunda yukarıda (bkz. § 8 iii.) belirtilen eylemin sübut bulduğu sonucuna varılmış, Düzce İl Millî Eğitim Disiplin Kurulunun 26/7/2012 tarihli kararı dikkate alınarak 657 sayılı Kanun'un 126. maddesi gereğince Düzce Valisi tarafından 30/7/2012 tarihli işlem ile 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının D bendinin l alt bendi uyarınca amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek fiilinden dolayı başvurucu bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması disiplin cezası ile cezalandırılmıştır.

17. Başvurucunun itirazı üzerine Millî Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 4/12/2012 tarihli işlemi ile isnat edilen fiilin doğruluk kazanmadığı gerekçesiyle verilen bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması disiplin cezasına (bkz. § 16) ilişkin itirazın kabulüne karar verilmiştir.

18. Yürütülen disiplin kovuşturması sonucunda yukarıda (bkz. § 8 iv.) belirtilen eylemin sübut bulduğu sonucuna varılmış, Düzce Valiliği Millî Eğitim Müdürlüğünün 17/7/2012 tarihli işlemi ile 657 sayılı Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının C bendinin a alt bendi, 125. maddesinin üçüncü fıkrası, 126. maddesi uyarınca başvurucu 1/30 oranında aylıktan kesme disiplin cezası ile cezalandırılmıştır. Bu cezaya karşı başvurucunun herhangi bir kanun yoluna başvurup başvurmadığı bireysel başvuru formundan anlaşılamamaktadır.

19. Başvurucu; yöneticilik görevinden alınarak öğretmen olarak atanmasına ilişkin işlemin (bkz. § 11) hukuka aykırı olduğunu, müdürlük görevinden alınmasını gerektirebilecek bir nedenin bulunmadığını ileri sürerek iptali için dava açmıştır.

20. Sakarya 2. İdare Mahkemesinin 25/4/2013 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:

"...Dava konusuatama işlemine dayanak alınan 25.06.2012 tarih 663.07/45 sayılı soruşturma raporu kapsamında alınan ifadeler değerlendirildiğinde, okul aile birliği tarafından hizmet alımı suretiyle okulda çalıştırılan üç personelin okuldan ayrılış saatlerinin 18:00 olmasına karşın işlerinin bitmesinden sonra mazeretsiz olarak okulda bekletildikleri ve bu sürenin kimi zaman okuldan ayrılış saatinin 20:00'a kadar uzadığı, çalışanların okulda yalnız kalmamak adına birlikte okula gelip birlikte ayrılmaya başladıkları, devam çizelgelerinin çalışanlar tarafından imzalanmadığı, okul öğretmenleri ve çalışanlarına hitapla ''biri beni şikayet etmiş, ama beni öldürmedikten sonra bana kimse bir şey yapamaz, ben onu tükürüğümle boğarım'' ''bunlar zaten dağdan inme, hiçbir şey anlamazlar'' ifadesini kullandığı, toplantılarda söz alan öğretmenlere ''susun'', ''dışarı çıkın'' gibi sert ifadelerle hitap ettiği, okulda görevli bir öğretmenin genellikle müdür odasında okulun web sayfasının yapımı üzerinde çalıştığı ve sık sık öğretmenler toplantıya çağrılarak eğitim faaliyetinin aksatıldığı, bu sırada öğrenciler için okul hizmetlilerinin görevlendirildiği, davacının subut bulan bu fiilleri nedeniyle hakkında çeşitli disiplin cezalarının önerildiği, davacı hakkında öne sürülen diğer bir iddia olan İş-Kur tarafından görevlendirilen yardımcı personele kendi özel hayatı ile ilgili cinsel içerikli söylemlerde bulunarak tacizde bulunduğu iddiası ile ilgili olarak ise, soruşturma raporunda adı geçen personelin verdiği ifadesinde; okulun anahtarının ilk zamanlar kendisinde olduğu ve mesai bitiminde saat 18:00'da okulu kapatarak ayrıldığı, okul müdürü olan davacının göreve başlamasından sonra keyfi olarak mesai sonrasında okulda kalmasının istenildiği, bu zaman zarfında dinlemek istemese de kendi özel yaşantısına ilişkin konuşmalar yaptığı, bundan rahatsız olması üzerine okula diğer üç arkadaşı ile gelip mesai sonrasında da birlikte ayrılmayı kararlaştırdıkları, bu uygulama sonrasında davacı okul müdürünün tutumlarında değişiklik olduğu ve personelin görevi olmayan öğrencilerin başında durmak gibi işlerle görevlendirildiği, bu ve benzer ifadelerin diğer çalışan personel ve öğretmenler tarafından da dile getirildiği söz konusu soruşturma raporu ekinde yer alan ifade tutanaklarının incelenmesinden anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık konusu olaya ilişkin yukarıda aktarılan tespitler ve yer verilen Yönetmelik hükmü kapsamında somut olay değerlendirildiğinde, davacının okul öncesi eğitim hizmeti sunan bir anaokulunda müdür olarak görev yaptığı, yönetim ve koordinasyonundan sorumlu olduğu okulda sürdürülen eğitim faaliyetinin okul öğretmenleri ve yardımcı personel ile birlikte daha verimli ve niteliklibir şekilde yürütülmesi, ilk eğitim çağında olan öğrencilerin daha sağlıklı bir ortamda eğitimlerini sürdürmeleri için gerekli ortam ve imkanların davacı okul müdürü tarafından öğretmen, öğrenci ve yardımcı personele sunulması gerekirken, davacı tarafından sergilenen tutum ve davranışlar sonucu eğitim kurumunda sağlıklı bir çalışma ve eğitim ortamının yitirildiği, öğretmen ve yardımcı personelin davacının davranışları ve yaklaşımından tedirgin bir halde çalışmalarını sürdürdükleri, okul ortamında yaşanan ve soruşturma raporuna aktarılan ifadelere yansıyan olayların okulun bulunduğu yerleşim alanında yaşayanlar tarafından da duyularak halk arasında konuşulmaya başlandığı hususları da dikkate alındığında, disiplin soruşturması sonucu sübuta erdiği anlaşılan eylemlerinin yöneticilik sıfatı ile bağdaşmadığı sonucuna varılarak eğitim denetmenleri tarafından getirilen teklif üzerine davacının durumuna uygun il içi bir başka okula üzerinden yöneticilik görevinin alınarak öğretmen olarak atanmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır..."

21. Başvurucunun itirazı üzerine Sakarya Bölge İdare Mahkemesinin 15/11/2013 tarihli kararında ilk derece mahkemesi kararı aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülerek dilekçede ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını sağlayacak durumda olmadığı gerekçesi ile itirazın reddine, ilk derece mahkemesi kararının onanmasına hükmedilmiştir.

22. Başvurucunun karar düzeltme istemi, Sakarya Bölge İdare Mahkemesinin 21/5/2014 tarihli kararı ile reddedilmiştir. Bu karar 13/6/2014 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir.

23. Başvurucu 11/7/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. Ceza Yargılaması Yönünden

24. Başvurucu hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan yürütülen ceza kovuşturmasında Düzce 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 3/4/2014 tarihli kararı ile başvurucunun beraatine karar verilmiştir. Bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Kararın gerekçesinde İş-Kur tarafından görevlendirilen personeller Ş.U. ve Z.K.nin2012 yılı Nisan ayına ait devam çizelgelerinde imzalarının bulunmaması ve çizelgelerin Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından istenmesi üzerine başvurucunun adı geçen iki personelin yerine imza atarak devam çizelgelerini Millî Eğitim Müdürlüğüne verdiği belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun savunmalarında suç kastı ile hareket etmediğini, amacının bir eksikliği gidermek ve adı geçen personellerin mağdur edilmemesi olduğunu ve bu işten kendisinin bir menfaatinin olmadığını beyan ettiği, olayın mahiyeti itibarıyla başvurucunun savunmalarının doğru olduğu, resmî belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için sahteciliğin aldatıcı özelliğinin bulunmasının gerektiği oysa ki suça konu çizelgelerin her ay düzenli olarak Millî Eğitim Müdürlüğüne gönderilen diğer devam çizelgeleri ile karşılaştırıldığında suça konu çizelgedeki imzaların diğer aylara ait çizelgelerdeki imzalardan açıkça farklı olduğunun anlaşıldığı, başvurucunun adı geçen iki personelin imzalarını taklit etmek gibi çabası olmayıp tamamen farklı imzalar attığı, böylelikle başvurucunun üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmayacağı belirtilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

25. 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının C bendinin a alt bendi şöyledir:

"Aylıktan kesme : Memurun, brüt aylığından 1/30 - 1/8 arasında kesinti yapılmasıdır.

Aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

a) Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak"

26. 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının D bendinin f ve l alt bentleri şöyledir:

"Kademe ilerlemesinin durdurulması: Fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1 - 3 yıl durdurulmasıdır.

...

f) Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek

...

l) Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek"

27. 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan hüküm şöyledir:

"Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir."

28. 657 sayılı Kanun'un 126. maddesinin birinci fıkrasında yer alan hüküm şöyledir:

"Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verilir."

29. Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları YöneticilerininAtama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik'in 29. maddesinin (1) numaralı fıkrasının b bendinde yer alan hüküm şöyledir:

"Eğitim kurumu yöneticilerinden haklarında yapılan adlî ve idarî soruşturma sonucu hazırlanan raporların yetkili amir ve kurullarca değerlendirilmesi sonucuna göre;

...

 b) Yöneticilik görevlerinden alınması gerekenler ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına öğretmen olarak,

atanırlar."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

30. Mahkemenin 12/12/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Masumiyet Karinesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

31. Başvurucu; idari yargı mahkemelerinin vermiş olduğu ret kararları ile Düzce Asliye Ceza Mahkemesince verilen beraat kararının Millî Eğitim Bakanlığınca yapılan itirazın kabulü işlemlerinin birbirleriyle çelişmesi, göreve iade talebinin idari yargı mercilerince reddedilmesi, bu bakımdan suçu olmadığı hâlde müdürlük görevinin elinden alınması nedeniyle suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

2. Değerlendirme

32. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu; her ne kadar suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiği iddia etmiş ise de anılan şikâyetin içeriği incelendiğinde başvurucunun şikâyetinin özünün ceza yargılamasının beraat kararı ile sonuçlanmış olmasına, disiplin cezalarına yapmış olduğu itirazlar Millî Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunca kabul edilmiş olmasına rağmen müdürlük görevine iade edilmemesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan başvurucunun iddialarının masumiyet karinesi bakımından incelenmesi gerekmektedir.

a. Genel İlkeler

33.Masumiyet karinesi, hakkında suç isnadı bulunan bir kişinin adil bir yargılama sonunda suçlu olduğuna dair kesin hüküm tesis edilene kadar masum sayılması gerektiğini ifade etmekte ve hukuk devleti ilkesinin de bir gereğini oluşturmaktadır (AYM, E.2013/133, K.2013/169, 26/12/2013). Anılan karine, kişinin suç işlediğine dair kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan suçlu olarak kabul edilmemesini güvence altına almaktadır. Ayrıca hiç kimse, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar yargılama makamları ve kamu otoriteleri tarafından suçlu olarak nitelendirilemez ve suçlu muamelesine tabi tutulamaz (Kürşat Eyol, B. No: 2012/665, 13/6/2013, § 26).

34. Adil yargılanma hakkının bir unsuru olan masumiyet karinesinin sağladığı güvencenin iki yönü bulunmaktadır.

35. Güvencenin ilk yönü; kişi hakkındaki ceza yargılaması sonuçlanıncaya kadar geçen, bir başka ifadeyle kişinin ceza gerektiren bir suçla itham edildiği (suç isnadı altında olduğu) sürece ilişkin olup suçlu olduğuna dair hüküm tesis edilene kadar kişinin suçluluğu ve eylemleri hakkında erken açıklamalarda bulunulmasını yasaklar. Güvencenin bu yönünün kapsamı sadece ceza yargılamasını yürüten mahkemeyle sınırlı değildir. Güvence aynı zamanda diğer tüm idari ve adli makamların da işlem ve kararlarında, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kişinin suçlu olduğu yönünde ima ya da açıklamalarda bulunmamasını gerekli kılar. Dolayısıyla sadece suç isnadına konu ceza yargılaması kapsamında değil ceza yargılaması ile eş zamanlı olarak yürütülen diğer hukuki süreç ve yargılamalarda da (idari, hukuk, disiplin gibi) masumiyet karinesinin ihlali söz konusu olabilir (Galip Şahin, B. No: 2015/6075, 11/6/2018, § 39).

36. Güvencenin ikinci yönü ise ceza yargılaması sonucunda mahkûmiyet dışında bir hüküm kurulduğunda devreye girer ve daha sonraki yargılamalarda ceza gerektiren suçla ilgili olarak kişinin masumiyetinden şüphe duyulmamasını, kamu makamlarının toplum nezdinde kişinin suçlu olduğu izlenimini uyandıracak işlem ve uygulamalardan kaçınmasını gerektirir (Galip Şahin, § 40 ).

37. Bilindiği gibi ceza muhakemesi hukuku ve disiplin hukuku farklı kural ve ilkelere tabi disiplinlerdir. Disiplin hukuku kurumun iç düzenini korumayı amaçlayan ve bunun için kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine yönelik olarak uygulanacak yaptırımları ve bu yaptırımların uygulanmasındaki usul ve esasları düzenleyen bir hukuk alanıdır. Bazı hâllerde ise kamu görevlisinin fiili ceza hukuku kapsamında suç tanımına uymasının yanı sıra disiplin hukuku yönünden de sorumluluk gerektiren bir mahiyet taşıyabilir (benzer yönde değerlendirmeler için bkz. Özcan Pektaş, B. No: 2013/6879, 2/12/2015, § 25; Kürşat Eyol, § 30). Böyle bir durumda bir eylemi nedeniyle ilgili hakkında hem ceza hem de disiplin işlemlerinin yürütülmesine Anayasa'da güvence altına alınan masumiyet karinesinin engel teşkil etmediğini, bu iki sürecin eş zamanlı olarak devam etmesinin de önünde anılan güvence bakımından bir mâni bulunmadığını belirtmek gerekir (Galip Şahin, § 45).

38. Öte yandan ceza muhakemesi sonucunda kişinin yüklenen suçu işlemediğinin sabit olması nedeniyle verilen hükümler dışında ceza mahkemesi hükmü, disiplin makamları açısından doğrudan bağlayıcı değildir. Ancak cezai sorumluluğu ortadan kalkmış olsa dahi aynı olaylar nedeniyle -daha hafif bir ispat külfeti temelinde- kişi hakkında başka tür bir sorumluluğun tesis edilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır (benzer yönde değerlendirmeler için bkz. Özcan Pektaş, § 25; Kürşat Eyol, § 30).

39. Ceza muhakemesiyle eş zamanlı olarak yürütülen, bir başka ifadeyle kişinin henüz suç isnadı altında olduğu, ceza makamları tarafından hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığı süreçte devam eden disiplin soruşturma ve yargılamalarında masumiyet karinesi bakımından önemli olan husus; kamu makamlarının işlem ya da kararlarında belirttikleri gerekçeler veya kullandıkları dil nedeniyle bireye cezai sorumluluk yüklememeleri, ceza mahkemeleri tarafından henüz suçlu bulunmamış bireyin masumiyeti üzerine gölge düşürülmesine sebebiyet vermemeleridir (Galip Şahin, § 47).

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

40. Başvuru konusu olayda, İş-Kur tarafından görevlendirilen iki personele ait 2012 yılı Nisan ayı Katılımcı Devam Çizelgesinin ilgili personeller tarafından değil başvurucu tarafından imzalanmış olması eylemi nedeniyle başvurucu hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan ceza davası açılmıştır. Yapılan yargılama neticesinde başvurucunun üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile başvurucunun beraatine karar verilmiştir (bkz. § 24).

41. Diğer taraftan kamu görevlisi olması nedeniyle aynı eyleminden dolayı başvurucu hakkında disiplin soruşturması ve kovuşturması açılmış; gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek fiilinden dolayı başvurucunun bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması disiplin cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Başvurucunun bu karara karşı itiraz etmesi üzerine Millî Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunca başvurucuya isnat edilen fiilin işlenişinde kasıt olmadığı gerekçesiyle verilen disiplin cezasına ilişkin başvurucunun itirazının kabulüne, gereği için kararın ilgili birime gönderilmesine karar verilmiştir.

42. Yukarıda belirtilen eylem dışında diğer bazı eylemler nedeniyle de (bkz. § 8) başvurucu hakkında disiplin kovuşturmaları yürütülmüş ve başvurucunun işlediği iddia edilen bazı eylemler kapsamında kendisine çeşitli disiplin cezaları verilmiştir (bkz. §§ 13-18).

43. Yöneticilik görevinin sonlandırılması yönündeki idari teklif üzerine(bkz. § 10) başvurucu, müdürlük görevinden alınarak bir başka okula okulöncesi alan öğretmeni olarak atanmıştır (bkz. § 11).

44. Başvurucu tarafından açılan iptal davasında, müdürlük görevinden alma işleminin hukuka uygunluğunun denetlendiği Sakarya 2. İdare Mahkemesinin 25/4/2013 tarihli kararında (bkz. § 20) başvurucunun disiplin yargılamasına konu olan eylemleri belirtildikten sonra yöneticilik görevinin sona erdirilip öğretmen olarak atanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Kararın incelenmesinde sağlıklı bir çalışma ve eğitim ortamının sağlanması, öğretmen ve yardımcı personelin başvurucunun davranışları ve yaklaşımı nedeniyle tedirgin bir hâlde çalışmalarını sürdürmelerinin önlenmesi, disiplin soruşturmasına yansıyan olayların okulun bulunduğu yerleşim alanında yaşayanlar tarafından duyularak halk arasında konuşulmaya başlaması hususları dikkate alınarak disiplin soruşturması sürecinde alınan ifadelerin birbiri ile tutarlı olması da gözönünde bulundurularak Mahkemece anılan sonuca ulaşıldığı anlaşılmaktadır. Kararın gerekçesinin tüm bağlamı dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin değerlendirmesine esas aldığı disiplin yargılamasının ceza davasına konu olan eylem (bkz. § 8 i) olmayıp disiplin yargılamasına konu olan diğer eylem iddiaları olduğu anlaşılmaktadır. İdare Mahkemesince başvurucu hakkındaki ceza davasına, başvurucunun ceza hukuku anlamında suçluluğuna herhangi bir atıf yapılmadığı gibi ceza davasına konu olan görevlendirilen personele ait devam çizelgesinin başvurucu tarafından doldurulmuş olması eylemi bakımından da ayrıca herhangi bir değerlendirme yapılmadığı tespit edilmiştir.

45. Ayrıca Sakarya 2. İdare Mahkemesinin kararının gerekçesinde "...disiplin soruşturması sonucu sübuta erdiği anlaşılan eylemlerinin yöneticilik sıfatı ile bağdaşmadığı sonucuna varılarak..." şeklinde ifade kullanıldığı tespit edilmiştir. Kararda ilgili mevzuat hükümlerine, başvurucu hakkında yürütülen disiplin yargılamalarına ve verilen disiplin cezalarına, disiplin yargılamalarına konu eylemlerin aynı okulda görev yapan diğer kişilere karşı gerçekleştirildiği iddia edilen eylemler olmasına, tüm bunların okul içinde ve okul dışındaki etkilerine değinildikten sonra başvurucunun üzerine atılı ceza yargılamasına konu eylemi yönünden değil disiplin eylemleri yönünden bir değerlendirme yapılmış ve davanın reddine hükmedilmiştir. Kararda alıntılanan anılan ifadeden açıkça anlaşıldığı üzere İdare Mahkemesinin kararında sübuta erme ifadesi ile ceza yargılamasına, ceza hukuku anlamında bir suçluluğa atıf yapılmamıştır.

46. Açıklanan gerekçelerle masumiyet karinesine yönelik bir müdahalenin bulunmadığının açık olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin Diğer İddialar ileAyrımcılık Yasağınınİhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

47. Başvurucu, hakkında hükmedilen beraat kararı ve Millî Eğitim Bakanlığının itirazın kabulü kararları dikkate alınmadan idari yargı mercilerince verilen ret kararları nedeniyle hak arama özgürlüğünün; yasalar önünde eşit işlem görmediğini belirterek eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

2. Değerlendirme

48. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3) numaralı, 48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 59. maddesinin ilgili fıkraları uyarınca başvurucunun başvuru konusu olaylara ilişkin iddialarını açıklama, dayanılan Anayasa hükmünün ihlal edildiğine dair hukuki iddialarını kanıtlama, bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeleri ve delilleri sunma yükümlülüğü bulunmaktadır (S.S.A., B. No: 2013/2355, 7/11/2013, § 38; Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).

49. Somut olayda başvurucu, iddialarını soyut ve genel bir ifadelerle ileri sürmüş; ayrıca kendisine hangi nedenle ayrımcılık yapıldığına ilişkin herhangi bir beyanda da bulunmamıştır. Adil yargılanma hakkı ve ayrımcılık yasağının ne şekilde ihlal edildiğine ilişkin nedenleri açıklama yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Dolayısıyla başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların temellendirilmediği sonucuna ulaşılmıştır.

50. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Masumiyet karinesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin diğer iddialar ile ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 12/12/2018tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Zahir Türkan [1.B.], B. No: 2014/11455, 12/12/2018, § …)
   
Başvuru Adı ZAHİR TÜRKAN
Başvuru No 2014/11455
Başvuru Tarihi 11/7/2014
Karar Tarihi 12/12/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza yargılamasının beraat kararı ile sonuçlanmasına ve bazı disiplin yaptırımları yönünden itirazın kabulüne karar verilmesine rağmen görevden alınma nedeniyle masumiyet karinesinin; açılmış olan davada idari yargı mercilerinin davanın reddine karar vermesi nedeniyle adil yargılanma hakkının; kanunlar önünde eşit işlemle muamele edilmemesi nedeniyle eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Masumiyet karinesi (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Ayrımcılık yasağı Ayrımcılık Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 657 Devlet Memurları Kanunu 125/1
125/3
126/1
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi