TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ARİF PARLAK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/11655)
|
|
Karar Tarihi: 10/1/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Volkan
ÇAKMAK
|
Başvurucu
|
:
|
Arif PARLAK
|
Vekili
|
:
|
Av. Nilgün
BAŞARAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, vergi cezasının iptali istemiyle açılan davada vergi
borcunun doğmasına neden olan maddi olaya dair ceza yargılaması sonucu verilen
beraat hükmünün dikkate alınmaması ve gerekçesiz karar verilmesi nedenleriyle
adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 27/3/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucu, yurt dışından ceviz ithal etmiştir. Serbest
dolaşıma giriş beyannamelerinde ürünlerin değerini eksik bildirdiğinden bahisle
başvurucu aleyhine cezalı katma değer vergisi uygulaması yapılmıştır.Başvurucunun söz konusu işleme karşı
yaptığı itiraz Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünün 18/5/2012
tarihli işlemi ile reddedilmiştir. Başvurucu 18/5/2012
tarihli işlemin iptali istemiyle Mersin 2. Vergi Mahkemesi (Mahkeme) nezdinde
dava açmıştır.
8. Mahkeme 25/4/2013 tarihli kararıyla
öncelikle başvurucunun Amerika Birleşik Devletleri'nden ithal ettiği ürünlerin
36.800 $ olarak beyan edilen kıymetinde tereddüte
düşülmesi nedeniyle Mersin Gümrük Müdürlüğü tarafından inceleme yapıldığını
tespit etmiştir. İnceleme sonucu, Amerika Birleşik Devletleri Gümrük ve Sınır
Koruma kayıtlarına göre ithal edilen ürünlerin değerinin 85.894 $ olduğunun
anlaşıldığını vurgulayan Mahkeme, tespit edilen fark üzerinden cezalı katma
değer vergisi uygulandığını belirlemiştir. Mahkeme28/12/2012 tarihli ara
kararıyla başvurucudan ithal ettiği ürünlerin gerçek değerinin 36.800 $
olduğunu ortaya koyan belgeleri, kayıtları sunmasını istemiştir. Talep edilen
belgelerin sunulamaması üzerine Mahkeme, yapılan vergi incelemesi sonucu
ulaşılan değer üzerinden cezalı vergi tarhiyatı yapılmasına ilişkin işlemde
hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmetmiştir.
9. Ret hükmü Adana Bölge İdare Mahkemesinin 24/12/2013
tarihli kararıyla onanmıştır. Karar düzeltme istemi de aynı Mahkemenin 17/4/2014 tarihli ilamıyla reddedilmiştir.
10. Diğer taraftan başvurucu hakkında resmî belgede sahtecilik
ve kaçakçılık suçlarının isnadıyla kamu davası açılmıştır. Mersin 1. Ağır Ceza
Mahkemesi 20/5/2014 tarihli kararıyla, sahtecilik ve
kaçakçılık suçlarından suçun oluşmadığı gerekçesiyle başvurucunun beraatine hükmetmiştir.
11. Başvurucu, Adana Bölge İdare Mahkemesinin 17/4/2014
tarihli ilamını 4/6/2014 tarihinde tebellüğ etmesinin ardından 4/7/2014
tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 10/1/2018 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Gerekçeli Karar
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
13. Başvurucu; yargılama sürecinde gerekçesiz karar verdiğini
belirterek gerekçeli hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
14. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3),48.
maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda,kamu gücünün neden olduğu iddia edilen
ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru
kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve
deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B.
No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).
15. Somut olayda başvurucu, ihlal iddialarını soyut ve genel
ifadelerle ileri sürmüş; karar sonucu değiştirebilecek nitelikte hangi esaslı
iddiasının gerekçede tartışılmadığına ilişkin gerekçeleri açıklama yönündeki
yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Dolayısıyla başvurucu tarafından ileri
sürülen iddiaların temellendirilemediği sonucuna ulaşılmıştır.
16. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğerİhlal
İddiaları
17. Başvurucu; ceza yargılamasında kaçakçılık ve sahtecilik
suçlarından beraat etmesine karşın cezalı vergi tarhiyatı işleminin hukuka
uygun bulunmasının adil yargılanma hakkının ihlaline vücut verdiğini ileri
sürmektedir.
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan, B.
No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, uyuşmazlık
konusu işlem ve yargılama sonucu verilen karar nedeniyle Anayasa'nın 10. ve 36.
maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, Anayasa'nın farklı
maddelerini temel almak suretiyle ihlal iddiasında bulunmuş ise de şikâyetlerin
özü dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ve Mahkeme tarafından hatalı karar
verildiği iddialarına yönelik olduğundan şikâyetin yargılamanın sonucu
itibarıyla adil olmadığı iddiası kapsamında değerlendirilmesi uygun
görülmüştür.
19. İlke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış
maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk
kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla
ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru
incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve
sonuçlarının bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve
özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No:
2012/1027, 12/2/2013, § 26).
20. Adil yargılanma hakkı bireylere dava sonucunda verilen
kararın değil yargılama sürecinin ve usulünün adil olup olmadığını denetletme
imkânı verir. Bu nedenle bireysel başvuruda adil yargılanmaya ilişkin
şikâyetlerin incelenebilmesi için başvurucunun yargılama sürecinde haklarına
saygı gösterilmediğine, yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve
görüşlerden bilgi sahibi olamadığı veya bunlara etkili bir şekilde itiraz etme
fırsatı bulamadığı, kendi delillerini ve iddialarını sunamadığı ya da
uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının derece mahkemesi
tarafından dinlenmediği veya kararın gerekçesiz olduğu gibi mahkeme kararının
oluşumuna sebep olan unsurlardan değerlendirmeye alınmamış eksiklik, ihmal ya
da açık bir keyfîliğe ilişkin bir bilgi ya da belge
sunmuş olması gerekir (Nadi Karakoç,
B. No: 2013/2767, 2/10/2013, § 22).
21. Ceza ve ceza muhakemesi hukuku ile vergi hukukunun farklı
kural ve ilkeleretabi disiplinler olduğu açıktır.
Ceza yargılamasında mevcut ispat koşullarının, kanıt araçlarının, maddi gerçeğe
ulaşma yönündeki amaca dair irdelemenin vergi yargısı alanında da geçerli
olduğunu söylemek mümkün değildir. Somut olayda idari yargı merci, idarenin
vergi incelemesi sonucunda edindiği belgeler uyarınca ithal edilen ürün
bedelinin eksik bildirildiğinin anlaşıldığını, başvurucunun da bunun aksini
kanıtlayan belge sunamadığını tespit ederek davanın reddine hükmetmiştir. Ceza
yargılamasında ise resmî belgede sahtecilik ve kaçakçılık suçları yönünden
suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat yönünde hüküm kurulmuştur.
Vergi yargısında, idari işlemin mevzuata uygun olup olmadığı yönünde ceza
yargısına göre farklılık gösteren ispat standardında yapılan değerlendirme ile
yukarıda belirtilen (bkz. § 8) gerekçe doğrultusunda ret hükmü kurulmuştur.
Kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
oluşturan herhangi bir durum da tespit edilmemiştir.
22. Ayrıca başvurucunun, isnad edilen kaçakçılık ve sahtecilik
suçlarından beraat ettiği Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararı (20/5/2014),
cezalı katma değer vergisi tarhiyatının iptali istemiyle açılan davada nihai
kararın verildiği tarihten (17/4/2014) sonra verilmiş bir beraat hükmü olup
idari işlemin hukuki değerlendirmesinde dikkate alınması tarih itibarıyla
mümkün değildir. Bununla birlikte başvurucunun iptal davasına dair yargılama
sürecinde ceza davasının sonucunun beklenmesi yönünde bir talebinin de
bulunmadığı görülmektedir.
23. Bu hâle göre başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar,
derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının
yorumlanmasına ilişkin olup Mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık bir
keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate
alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
anlaşılmaktadır.
24. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir..
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal
iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 10/1/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.