TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AHMET ÇALIŞKAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/11717)
|
|
Karar Tarihi: 4/11/2014
|
R.G. Tarih-Sayı: 13/1/2015-29235
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Akif YILDIRIM
|
Başvurucu
|
:
|
Ahmet ÇALIŞKAN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin adaylık
başvurusunun Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 3/7/2014
tarihli kararıyla reddedildiğini belirterek, Anayasa’nın 67. maddesinde
tanımlanan seçilme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 16/7/2014 tarihinde
Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin
bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 17/9/2014
tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına,
dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, 2/7/2014 tarihinde
YSK'ya başvurarak Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin olarak adaylığının kabul
edilmesi talebinde bulunmuştur.
6. Başvurucunun istemi YSK'nın 3/7/2014
tarih ve 3140 sayılı kararıyla, 19/1/2012 tarih ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanı
Seçimi Kanunu’nun 7. maddesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi dışından en az
yirmi milletvekilinin imzasıyla aday gösterilebileceğinin düzenlendiği,
başvurucunun başvurusunun bu hükme uymadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
7. Başvurucu, anılan kararı 14/7/2014
tarihinde öğrenmiştir.
8. Başvuru, 16/7/2014 tarihinde
yapılmıştır
B. İlgili Hukuk
9. 6271 sayılı Kanun’un 7. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
"Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden
veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi en az yirmi milletvekilinin yazılı
teklifiyle mümkündür"
10. 6271 sayılı Kanun'un 3. maddesi şöyledir:
"Cumhurbaşkanı seçimleri beş yılda bir
yapılır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Cumhurbaşkanı
seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde;
makamın herhangi bir şekilde boşalması hâlinde ise boşalmayı takip eden altmış
gün içinde tamamlanır. Cumhurbaşkanı seçim dönemi, Cumhurbaşkanının görev
süresinin dolmasından önceki altmışıncı gün, makamın herhangi bir şekilde
boşalması hâlinde ise boşalmayı takip eden gün başlar.
İkinci fıkrada öngörülen süreler içinde
seçimin tamamlanması amacıyla, Yüksek Seçim Kurulu tarafından, seçim takvimi
resen belirlenir ve ilân edilir.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
11. Mahkemenin 4/11/2014 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 16/7/2014 tarih ve 2014/11717 numaralı
bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
12. Başvurucu, Anayasa'nın 101. maddesinde belirlenen
Cumhurbaşkanlığı adaylığı için geçerli şartlara sahip olduğunu, Cumhurbaşkanı
adayını belirleme yetkisinin sadece siyasi partiler ve milletvekillerine ait
olduğunu kabulün Türk vatandaşlarının seçme ve seçilme hakkının özüyle
bağdaşmadığını, YSK'nın 3/7/2014 tarihli kararı
nedeniyle seçilme hakkının doğrudan etkilendiğini belirterek, Anayasa’nın 67.
maddesinde tanımlanan seçilme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
13. Başvuru dosyasının incelenmesinde öncelikle Anayasa’nın
148. maddesinin üçüncü fıkrasında çizilen çerçevede başvurunun Anayasa
Mahkemesinin konu bakımından yetkisi içinde olup olmadığı hususunun ortaya
konulması gerekmektedir.
14. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin
kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine
başvurabilir.”
15. 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel
başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf
olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal
edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.”
16. Anılan Anayasa ve Kanun hükümlerine göre, Anayasa
Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için, kamu
gücü tarafından müdahale edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına
alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve
Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerinin kapsamına da girmesi gerekir. Bir
başka ifadeyle, Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan bir
hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi
mümkün değildir (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18; B.
No: 2012/917, 16/4/2013, § 16).
17. Anayasa'nın "Seçme,
seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakları" başlıklı 67.
maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara
uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde
siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir."
18. Anayasa'nın "Siyasi
Haklar ve Ödevler" başlıklı dördüncü bölümünde yer alan 67.
maddede seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasî
faaliyette bulunma hakkı güvence altına alınmıştır (B. No: 2012/1051, 20/2/2014 § 65).
19. Sözleşme’nin Türkiye'nin taraf olduğu Ek 1 Nolu Protokolün 3. maddesi şöyledir:
"Yüksek Sözleşmesi Taraflar, yasama
organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak
şartlar içinde, makul aralıklarla, gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt
ederler."
20. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına göre,
anılan maddede geçen “yasama”
ifadesi mutlak anlamda ulusal parlamento anlamına gelmemekte, söz konusu
ifadenin devletlerin anayasal yapısı ışığında yorumlanması gerekmekte, federal
devletlerde federe devletlerin parlamentoları da bu madde anlamında “yasama” organı olarak kabul edilmektedir
(Mathieu-Mohin ve Clerfayt/Belçika, B.
No: 9267/81, 2/3/1987;
Matthews/Birleşik Krallık, B. No: 24833/94, 18/2/1999, § 40).
21. Bunun yanı sıra AİHM, kapsam ve güç bakımından yeterli
yasama yetkisine sahip olmayan yerel yönetim seçimlerini “yasama organı” seçimi kapsamında
görmemektedir (X/Birleşik Krallık,
B. No: 7215/75, 5/11/1981; Clerfayt, Legros/Belçika, B. No: 10650/83, 17/5/1985; Booth-Clibborn/Birleşik
Krallık, B. No: 11391/85, 5/7/1985; Malarde/Fransa, B.No: 46813/99, 5/9/ 2000;
Molka/Polonya, B. No: 56550/00,
11/4/2006).
22. Görüldüğü üzere Sözleşme’ye Ek
1 No.lu Protokol kapsamında korunan hak, yasama
organının seçimi ile ilgili olup başvurucunun “Cumhurbaşkanlığı seçimi”yle ilgili ihlal iddiaları, Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 3. maddesi kapsamında
değildir. Bu itibarla, başvurucunun şikâyetlerinin bireysel başvuru konusu
yapılabilmesi mümkün değildir.
23. Sonuç itibarıyla, başvurucuların ihlal iddiasının konusu,
Anayasa’da güvence altına alınmış ve Sözleşme kapsamında olan temel hak ve özgürlüklerin
koruma alanı dışında kalmaktadır.
24. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun şikâyetlerinin
Anayasa’nın 67. maddesi ve Sözleşme’ye Ek 1 No.lu
Protokol’ün 3. maddesinin ortak koruma alanına girmediği anlaşıldığından
başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin “konu bakımından yetkisizlik” nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle, başvurunun, “konu bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama
giderlerinin başvurucular üzerinde bırakılmasına, 4/11/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.