TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MURAT ERKANLI BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/12346)
|
|
Karar Tarihi: 21/9/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Murat ERKANLI
|
Vekili
|
:
|
Av. Mümtaz BENLİ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutukluluk süresinin uzun olması nedeniyle kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 23/7/2014 tarihinde
yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, tasarlayarak kasten adam öldürme suçunu işlediği
şüphesiyle 27/12/2009 tarihinde gözaltına alınmış ve
Balıkesir 2. Sulh Ceza Mahkemesince 29/12/2009 tarihinde tutuklanmıştır.
9. Tutuklu devam eden yargılamada Balıkesir 2. Ağır Ceza
Mahkemesi 22/2/2011 tarihli kararıyla başvurucunun
kasten adam öldürmeye azmettirme suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kasten adam
öldürmeye azmettirmeye teşebbüs suçundan iki kez 12 yıl, bir kez 9 yıl hapis
cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir.
10. Kararı temyizen inceleyen Yargıtay
1. Ceza Dairesi 28/11/2012 tarihli ilamıyla ilk derece
mahkemesinin kararını bozmuştur.
11. Bozma kararından sonra dosya, Balıkesir 2. Ağır Ceza
Mahkemesinin 2012/261 sayılı esasına kaydedilmiştir. Mahkeme 17/1/2013
tarihinde, dava dosyasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2011/149
sayılı dosyasıyla birleştirilmesine ve başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına
karar vermiştir.
12. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 13/5/2013
tarihinde dosyanın İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2011/115 sayılı
dosyası ile birleştirilmesine karar vermiştir.
13. Yargılama İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2011/115
sayılı dosyası üzerinden yürütülmekteyken anılan Mahkemenin kapatılması üzerine
dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
14. Bu karar üzerine yargılamaya Balıkesir 2. Ağır Ceza
Mahkemesinde (E.2014/100) devam edilmiştir.
15. Başvurucu 27/6/2014 tarihli
duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesini talep etmiş ancak başvurucunun
bu talebi reddedilmiştir.
16. Başvurucu, Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/6/2014 tarihli ret kararına itiraz etmiş ancak
başvurucunun itirazı Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 8/7/2014 tarihli
kararı ile reddedilmiştir.
17. Başvurucu 23/7/2014 tarihinde
bireysel başvuruda bulunmuştur.
18. Başvurucu 26/12/2014 tarihinde
tahliye edilmiştir.
19. Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi 1/7/2015
tarihli kararıyla başvurucunun kasten adam öldürmeye azmettirme suçundan
ağırlaştırılmış müebbet, kasten adam öldürmeye azmettirmeye teşebbüs suçundan
iki kez 12 yıl, bir kez 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar
verilmiştir. Bu karar temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi devam etmektedir.
IV. İLGİLİ HUKUK
20. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Tazminat
istemi" kenar başlıklı 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının
ilgili bölümü şöyledir:
"Suç soruşturması veya kovuşturması
sırasında;
a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında
yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,
...
d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde
makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında
hüküm verilmeyen,
...
Kişiler, maddî ve manevî her türlü
zararlarını, Devletten isteyebilirler."
21. 5271 sayılı Kanun'un "Tazminat
isteminin koşulları" kenar başlıklı 142. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Karar veya hükümlerin
kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya
hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde
bulunulabilir.
(2) İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır
ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle
ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa,
en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 21/9/2017 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
1. Başvurucunun İddiaları
23. Başvurucu; başvuru tarihi itibarıyla yaklaşık 4 yıl 7 aydır
tutuklu olduğunu, genel ve soyut gerekçelerle tutukluluğunun devamına karar
verildiğini, bu gerekçelerin ilgili ve yeterli olmadığını, uzun süredir tutuklu
olduğunu belirterek Anayasa’nın 19. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve
tahliye talebinde bulunmuştur.
2. Değerlendirme
24. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun bu
başlık altındaki şikâyetlerinin Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrası
kapsamında incelenmesi gerekmektedir.
25. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi
şöyledir:
"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması şarttır."
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar
başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem,
eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının
tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."
27. Yukarıda belirtilen Anayasa ve Kanun hükümleri gereğince
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece
mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir
kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun
yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 17).
28. Anayasa Mahkemesi, tutukluluğun kanunda öngörülen azami
süreyi veya makul süreyi aştığı iddiasıyla yapılan bireysel başvurular
bakımından bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla başvurucu tahliye
edilmiş ise asıl dava sonuçlanmamış da olsa (ilgili Yargıtay içtihatlarına atıf
yaparak) 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma
imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Erkam Abdurrahman Ak, B. No: 2014/8515, 28/9/2016, §§ 48-62; İrfan
Gerçek, B. No: 2014/6500, 29/9/2016,§§ 33-45).
29. Somut olayda bireysel başvuruda bulunduktan sonra 26/12/2014 tarihinde tahliyesine karar verilen başvurucunun
tutukluluğun makul süreyi aştığına ilişkin iddiası, 5271 sayılı Kanun'un 141.
maddesi kapsamında açılacak davada da incelenebilir. Bu madde kapsamında
açılacak dava sonucuna göre başvurucunun tutukluluğunun makul süreyi aştığının
tespiti hâlinde görevli mahkemece başvurucu lehine tazminata da
hükmedilebilecektir. Buna göre 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde belirtilen
dava yolu, başvurucunun durumuna uygun telafi kabiliyetini haiz etkili bir
hukuk yoludur ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun
incelenmesi bireysel başvurunun "ikincil niteliği" ile
bağdaşmamaktadır.
30. Açıklanan nedenlerle tutukluluğun makul süreyi aştığı
iddiasının yargısal başvuru yolları tüketilmeden bireysel başvuru yapıldığı
anlaşıldığından başvurunun başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 21/9/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.